Siyasetçilere ders

PARLAMENTERLERİMİZ, Meclis’e ’mal-banka bildirimleri’ tartışmaları üzerinde şeffaf davranmazlarken, İngiltere’de bu işlerin nasıl yapıldığını hiç merak ettiniz mi?

Biz ettik, araştırdık.

İngiliz Avam Kamarası’ndaki milletvekillerinin mal varlıkları, her yıl yenilenmek üzere Parlamento’nun internet sitesinde, herkesin denetimine açık olarak yayınlanıyor. Parti liderleri (başbakan ve bakanlar da dahil) ve sıradan milletvekilleri, her yasama döneminde normal milletvekili maaş ve yolluklarının dışında elde ettikleri gelirleri, hediyeleri (örneğin, 20, 30 sterlinlik maç biletlerini bile) ve sahip oldukları malı mülkü, Meclis Başkanlığı’na beyan ediyorlar. Ve bunlar internet sitesinde yayınlanıyor.

TATİLE KARŞI BAĞIŞ

Örneğin, Başbakan ve Sedgefield Milletvekili Tony Blair’in ismine girip, söz konusu listeye bakıldığında, geçen yıl itibarıyla seçim bölgesi parti teşkilatına yapılan bağışların yanı sıra, avukatlık yapan eşi Cherie Blair’in (geçenlerde Türkiye’ye geldi) yazdığı bir kitaptan gelir elde ettiği, Mısır’da tatilde iken Ürdün Kralı Hüseyin’in kendisinin geri dönüş için uçak sağladığı, eşi Cherie’nin Avustralya ve Yeni Zelanda seyahatleri sırasında verdiği özel konferanslardan ücret aldığı, ağustos ayında şarkıcı Cliff Richard’ın Barbados’taki villasında ailesiyle birlikte 26 gün tatil yapması (basında çok tartışıldı) karşılığında ev sahibinin para almaması nedeniyle bir hayır kurumuna muhammen bedel üzerinden bağış yaptığı gibi şeyler beyan edilmiş. Bristol’de ve Londra’da birer gayrimenkul sahibi olduğu da kayıtlı...

BEBEK HEDİYESİ BİLE

Aralarında ana muhalefet Muhafazakar Parti lideri ve Witney bölgesi milletvekili David Cameron ve Liberal Demokratlar’ın bir süre önce istifa eden lideri Charles Kennedy’nin de bulunduğu tüm milletvekilleri ve liderler de, normal maaşları dışında tüm gelirlerinin kaynaklarını, alınan hediyeleri, sağlanan ayrıcalıkları hiçbir şeyi gizlemeden beyan etmişler.

Örneğin, Liberal Demokrat eski lider Ross, Skye ve Loachaber bölgesi milletvekili Charles Kennedy’nin listesine girildiğinde "Geçen yıl doğan çocuğuma hediye olarak gelen giyim eşyaları bir sepet içinde bazı yiyecekler ve bir buket çiçek" gibi armağan bildirimine bile rastlanıyor.

GAZETECİLER YÜKÜMLÜ

İşin daha da ilginci (bize göre ilginç ama, sağlıklı bir demokraside doğal ve gerekli), parlamento çatısı altında görev yapan gazeteciler de, aynen milletvekilleri gibi normal maaşları dışında gelir elde ettikleri tüm kaynakları buraya beyan etmekle yükümlüler.

Örneğin filanca gazetenin ya da televizyonun (BBC, ITN, SKY vs.) veya ajansın muhabiri, eğer başka yayın organlarına ’free lance’ haber veya makale yazıyorsa, verdiği mülakat, konferans veya danışmanlık hizmetlerinden gelir elde ediyorsa bunları eksiksiz bildirmek zorunda.

İşin en ilginç tarafı, bu gelirlerin ya da armağanların miktarı ya da parasal değeri beyan edilmiyor. Sadece, "normal gelirinin ötesinde neler yaptığı bilinsin" ilkesi gereği bu kaynaklar kayda geçiyor. Tabii, gerektiğinde bu kaynaklardan soruşturulmak üzere... Şimdi başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, tüm siyasetçilere sormak gerekiyor: Gerçekten de AB kriterlerine uymak ve AB’ye tam üye olmak istiyor muyuz? İşte ’demokrasinin beşiği’ bir Avrupa ülkesinde, bir AB üyesi ülkedeki uygulama...

Koyu Proteston bir politikacı olarak tanınan Tony Blair, "I am only responsible to the God" (Ben sadece Allah-u Teala’ya hesap veririm) demiyor.

Sahte banknot korkunç boyutta

BAZI özel bankalara gittiğimde iki adet 50 YTL’lik banknotumu bozmadılar. "Niye" dedim, "Genel Müdürlük direktifi" dediler. "Niye", dedim, "Piyasada korkunç sahte para var" dediler. "Paramın sahte olup olmadığını kontrol edin" dedim, ona da bakmadılar. Dehşete düştüm... Anlaşılıyor ki, piyasada inanılmaz boyutta sahte para var. Bir bankacı korkunç tabirini kullanıyorsa, ekonomimiz sahte para üzerinde mi yürüyor? Artık sigara satan küçük büfeler bile verdiğimiz parayı özel ışıkla kontrol ediyor. Bu bir rezalettir!

Alpay KATAR

Mungan’a özür

ROCHE’ın eski Satış Müdürü Veysi Mungan’dan, yaptığımız yanlışlıktan ötürü özür diliyoruz. Mungan’ın gönderdiği açıklamayı aynen yayınlıyoruz:

"Hiç hapiste yatmadım... Yolsuzlukla mücadele adına çok olanağı (özel depoya 88 milyona satılan kanser ilaçlarının SSK hastanelerine 231 milyona satılmasına karşı çıktığım için 3 milyon doları kabul etmediğimi ve reddettiğimi müdürüm mahkeme huzurunda verdiği ifadesinde anlatmıştır) kabul etmediğim tüm ilaç endüstrisinin çalışanları tarafından bilinmektedir.

Roche uygulamaları hakkındaki yazılı şikayetlerimin doğruluğu Cumhuriyet Savcılığı’nın iddianamesinde ve Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun üç ayrı raporuyla tasdik edilmiştir.

Yolsuzluk ve haksızlığa karşı verdiğim mücadele adına ailemle beraber çekmekte olduğum sıkıntıların karşılığı hapiste yatmadığım halde hapiste yatan diye çıkmamalıydı, diye düşünüyorum. Sevdiğim ve takdir ettiğim Yalçın Bayer’in köşesinde ise hiç çıkmamalıydı."

Buyurun ’Nereden buldun’ yasasına

ZENGİNİN malı züğürdün çenesini yorarmış.. Bazı bakanların oğulları AKP iktidarının yumuşak karnıdır. Yakın siyasi tarihimiz ’enişte, birader, yeğen’ gibi akrabalarla ilgili şaibelerle yüklü haberlerle doludur. AKP iktidarı da ’Abi ve oğullar’ gibi yakın akrabalarla anılacak gibi.

Mal varlığı ile ilgili yapılan bildirimler gizli kaldığı sürece ve en önemlisi mal varlığı ile ilgili olarak ’Nereden buldun?’ diye sorulmadığı müddetçe bu tartışmalar havanda su dövmektir. Başbakan gerçekten bu konuda kamu vicdanını rahatlatmak istiyorsa, ’Nereden buldun?’ yasasını çıkartarak yürülüğe koymalıdır.. Umudumuz yok ama, bu gibi düşünenleri mahcup etmesini dilerim.

T.D.-ANKARA
Yazarın Tüm Yazıları