Prof. Dr. Ergun Özbudun; Başbakan tarafından özel olarak görev verilen ’bilimsel heyet’in başkanı. Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi; 2002 seçimlerinden önce ise ANAP MKY üyesi.
Bu taslağı kimin hazırladığını biliyor muyuz?
Bazı isimler geçiyor ama bu isimlerin hangi nedenle bu komisyon teşkiline davet edildikleri bilinmiyor.
Bir anayasanın yapımında usul nedir?
Bütün toplumun en başından itibaren katılımda bulunduğu bir yol izlenmelidir. Hani AKP’nin destekçisi ’demokratlar’, ağızlarından ’katılımcı demokrasi’ sözcüğünü düşürmüyorlar. Ama anayasanın nüvesi hazırlanırken, kimin hangi nedenle katıldığı belli olmayan bir komisyon kapalı kapılar ardında ’çatı’yı çatıyor. Dengir Mir Mehmet Fırat’ın verdiği ’çerçeveye’ göre yazılacak.
Bir anayasayı siyasetçiler mi, bilim adamları mı yapmalı?
Ne o, ne o!... Toplumun bütün katmanlarının başından itibaren bu sürece katılması gerekir.
Ne yazık ki, AKP’nin seçtiği bilim adamlarının hazırlatıp AKP’li üst yönetime verdiği bir anayasa taslağını tartışmak durumunda kalacağız.
1980’den sonra anayasa değişiklikleri Meclis’ten nasıl geçti?
Antidemokratik sayılan 12 Eylül askeri döneminde Prof. Orhan Aldıkaçtı başkanlığındaki komisyonun hazırladığı taslak bile kamuoyunun önünde yoğun şekilde tartışılmıştı. 1980 sonrasındaki değişikliklerde tüm partilerin katıldığı ’Uyum Komisyonu’nda görüşülmüştü. H. Cindoruk’un başlattığı uygulama bir temayül haline gelmişti. AKP şimdi bundan uzak duruyor.
’Uyum Komisyonu’ anlayışı olmadığına göre, AKP’nin teklif ettiği bir anayasa taslağı ile karşı karşıya karşıyayız. Bunu tartışacağız. Prof. Zafer Üskül anayasadan Atatürkçülüğü çıkartalım, anayasalarda bilimsel nesnellik aranmalıdır, ideoloji olmaz, diyor. Acaba öyle mi? Bir partinin daveti ile ’bilim adamları’na taslak hazırlatılıyorsa, bunun bilimsel nesnelliğine nasıl inanacağız? Özbudun ilk önce bunu açıklamalıdır; bilim adamı gibi mi, yoksa politikacı gibi mi davranılacaktır? Bu işte bir tuzak olduğu söylenebilir. ’Müesses nizam’ ne olacaktır? Milletin nizamı mı, AKP’nin nizamı mı?
GÜNÜN SÖZÜ
AKP, orduya ideolojik olarak karşı değil aslında. Sadece başörtüsü gibi sembollerle ordudan ayrılıyor. Önümüzdeki çeyrek yüzyıl ordunun AKP tarzı muhafazakárlıkla barışma zamanı olacak.
GAZETECİ Bülent Ecevit, Hürriyet Akdeniz’de Akdeniz yöresinden notlar yazıyor. Geçen hafta Afyon’a gitmiş. Büyük Taarruz’da Atatürk’ün karargah kurduğu Çakırgözü köyü kahvesinde vatandaşlarla sohbet etmiş. Kahvede 25-30 kişi varmış. Bunlardan İbrahim Er (66) sohbet sırasında yakınmış... Ecevit, seçimlerle ilgili bir şey söylemeden, pişmanlığını dile getirmiş ve köydeki arkadaşlarını suçlamış Er... Ne mi demiş:
"4 çuval kömüre tav olduk, oy verdik.Vermez olaydık.Hiç cart-curt yapmayın, hepimiz rüşvete oy verdik.Dilenci olduk.Gurur filan kalmadı, ayaklar altında kaldı gururumuz."
Kahvehanede herkes sus pus olmuş, bir kişi araya girerek konuşmuş:
"Sevdiğimizden değil.Baktık baktık kime oy verelim dedik, yine Tayyip’e verdik."
22 Temmuz seçimleri daha çok tartışılacak.
Sorularım gazete haberi değil ki...
BAŞBAKANIN hükümet programı üzerindeki konuşmaları birçok gazetede iktidar-muhalefet atışması şeklinde yer aldı. ’PKK’, ’tek devlet, tek millet ve ’uçuyorsunuz’ gibi başlıklarda toplandı.
AKP yandaşı gazeteler, muhalefetin içerikli konuşmalarını hiç görmediler.
CHP’nin yıldızı yeni parlayan grup başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan’a yönelttiği ’hassas’ soruların hiçbirini yanıtlamaması üzerine dün 15 maddelik bir karşı açıklama yaptı ve "Bunların hiçbirisi gazete haberi değildir. Ama Sayın Başbakan bu soruların hiçbirine yanıt vermemiştir ya da yanıt vermek işine gelmemiştir" diyor.
Kılıçdaroğlu’nun açıklaması özetle şöyle:
YARGI bağımsızlığı konusunda; hangi yargı yerindelik denetimi yaptı ve hangi kararla yaptı? Dubai Kuleleriyle mi ilgili yaptı; yoksa Ofer’le mi ilgili?.. Bunu, Sayın Başbakan’ın açıklamasını bekliyoruz.
Yolsuzluk konusunda; enerji ihaleleri ile ilgiliCumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, Sayıştay Başkanlığı ve Enerji Bakanlığı Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan 3 ayrı rapor var. Bu raporlara göre kamunun 2,2 milyar dolarlık zararı söz konusu. Bu üç rapora karşın 5 dolarlık bir tahsilat yapıldı mı? Özelleştirilenkurumlara ait belirlenen değer tespitlerinin kamuoyuna açıklanmamasının gerekçeleri nedir?
5 Eylül’e gelinmesine karşın Maliye, temmuz ayı bütçe sonuçlarını niye açıklamıyor? Bütçe açığının 11.4 milyar YTL’ye ulaştığı doğru mudur? Hükümet programında ’ithalat’ sözcüğüne hiç yer verilmemesinin gerekçesi nedir?
IMF’ye elektrik zammı yapılacak bilgisi verilmiş midir? 14 milyon olan yeşil kart kartın 5.347’ini seçimden sonra iptal ettiniz mi?
TRT’de "Kadın çalışmak mecburiyetinde değildir. İslam’ın bir kere öngördüğü kural bu" diyen kişi hakkında soruşturma açıldı mı?
"İşsizliği %10.3’ten 9.9’a indirdik" derken, TÜİK’in bu oranı %10.5 olarak açıklaması çelişki değil midir?
Irak’la ilgili; Türkiye’nin herhangi bir kırmızı çizgisi kaldıysa nedir bu kırmızı çizgiler? Hükümetin 2003 mart ve ekim aylarında aldığı Irak’a asker gönderilmesine ilişkin iki yetki şimdiye kadar niçin kullanılmamıştır?
Kerkük konusunda Ankara’da yapılan uluslararası toplantılara acaba hükümeti temsilen niçin kimse katılmamıştır.