Paylaş
Bir taksici esnafı olarak 23 Haziran’da aracımızın oldukça külfetli motor tamirini yaptırdık. Her parçayı titizlikle seçip en iyisini aldığımız halde 28 Ekim’de aracımız tekrar çalışmayarak çekiciyle akşam saatinde Sanayi’ye bildirdik. Gerekli yerler açılıp incelendiğinde triger bilyasının koptuğu, kayışı deforma ettiği, plastik aksamın eridiğini gördük. Ertesi gün Şaşmaz’dan ÇMO Özçelikler firmasına gidip parçayı gösterdiğimde satan ustadan olduğunu söylediler. Başkent Sanayi Sitesi’ndeki Göloğlu işletmesine gidip takan ustayla görüştüğümüzde yedek parçadan olabileceğini, işini kusursuz yaptığını anlattı. Tarafsız 4 ayrı işletmeyle görüştüğümüzde her iki firmanın da suçlu olduğunu, kullanıcı hatası olmadığını ifade ettiler. Tekrar parça satan firmaya gidip arızalı ürünü bıraktığımın üzerinden 3 gün geçmesine rağmen İstanbul’da Merkez Oto Dağıtım firmasıyla yoğunluğundan dolayı görüşemediğini söyledi.
Tabii benim sinirlerim attı.
Telefonu ben alıp aramak suretiyle Hakkı Bey’e ulaştım ve sonuçta “Mahkeme yolu açık, bilirkişi ne derse” filan laf etti. Özetle; yani zararlarım konusunda yardımcı olamayacaklarını ifade ettiler.
Bunun üzerine Çankaya Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurduğumda benim ticari iş yaptığım için normal vatandaş gibi bir tüketici olmadığımdan ötürü, bu işin takibinin bir sonuç vermeyeceğini söylediler.
Ne yazık ki çevremizde saygın bir esnafı görememenin muzdaripliğine kapıldım.
Ticaretle uğraşanlar ürün bozukluğu, hizmet hatasıyla karşılaşınca hak arayamayacaklar mı? Yapılan yanlışlıktan; ayıplı, defolu ve kusurlu ‘mal’dan dolayı benim 37 günlük iş kaybımı, borç almak suretiyle yaptırtığım motor masrafımı kim tazmin edecek?
Bu aracın plakası kiralık, şartlar ağır; her yattığı gün kira yetmiyor, işliyor.
İki senedir taşıma ücretlerine zam alamadık, zordayız.
Vanlı depremzedeler kadar olmasa da Kurban Bayramı’na buruk girdik.
Maalesef köşeniz aracılığıyla ‘Sinop’lu Diyojen’ gibi bir esnaf arıyorum.
Necati DÖNMEZ
GÜNÜN SÖZÜ
“İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.
(Hacı Bektaş Veli)
Diyanet iktidarın dümen suyuna girmiş
“RAMAZAN Bayramı kutbekesinde Zafer Bayramı’ndan ve şehitlere yer verilmemesini bir soru halinde Diyanet İşleri Başkanlığı’na sormuştum.
İki ayı geçerken cevap verdi ve soruma yanıt verirken kendi itiraf etti.
‘Bu bağlamda 26 Ağustos 2011 tarihinde okunan Cuma hutbesinde ve 30
Ağustos 2011 tarihinde okunan Bayram hutbesinde pek çok ilimizde Zafer
Bayramı ve şehitlerimize yer verilmiştir.’
‘Pek çok’ ne demek? Neden kaç ilin bayram hutbesinde 30 Ağustos’tan bahsedilmediğini söylemiyor?
Benim ilim olan Kırklareli’nde Bayramın 1. günü olan 30 Ağustos Zafer Bayramı ile ilgili bir tek kelime söylenmemiştir. Diyanet’i samimi olmaya Çağırıyorum. ‘Pek çok ilde Zafer Bayramı’na ve şehitlere yer verilmiştir’ diyenlerin “Diyanet İşleri Başkanlığının 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı görmezden gelip ihmal edebileceğini düşünmek hüzün vericidir’ açıklamasını yapmayı hakları yoktur.”
Bu metni kamuoyuna açıklayan CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ya ilgili, şehitlerimizle ve depremzedelerimizle ilgili benzer bir soru sorsa Diyanet’in farklı bir yanıt mı verecektir acaba?
Bu ülkeyi ne kadar sevmeyen varmış!
S .C.
Paylaş