Paylaş
Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yazılı sınav konuları arasına ‘Atatürk ilkeleri ve inkılap tarihi’ konularını dahil etmediğine dair bir açıklama yapmış...
Sonra bularak okuduk. 12.01.2016 tarihinde ‘MEB Eğitim Kurumları Müdür Başyardımcılığı ve Müdür Yardımcılığı Yazılı Sınav Başvuru Kılavuzu’ yayınlanmış... Gerisini sendika genel başkanı Veli Demir’in açıklamasından okuyalım:
“Kılavuzun dayanağı olan, 06.10.2015 tarih ve 29494 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine Dair Yönetmelik’in hukuka aykırı hükümler içeren çok sayıda hükmüne dava açtığımızı duyurmuştuk. Anılan hukuka aykırı ve mağduriyet doğuracak uygulamaların kılavuzda da yinelenmesi nedeniyle söze konu kılavuz hükümlerine karşı da dava açma zorunluluğu ortaya çıkmıştır.”
“Her fırsatta Atatürk’ü mevzuattan silme uğraşı bu kılavuzda da uygulanmış” diyen Veli Demir, “Yazılı sınav konuları arasına ‘Atatürk ilkeleri ve inkılap tarihi’ konuları dahil edilmemiştir. Sistematik olarak sürdürülen bu dışlama ve ‘Yeni Türkiye’ tarihi yaratma kaygısı, Bakanlığın tüm uygulamalarında bilinçli bir politika olarak benimsenmektedir” açıklamasında bulundu.
“‘Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Müdür Başyardımcılığı ve Müdür Yardımcılığı Yazılı Sınav Başvuru Kılavuzu’nun hukuka aykırı ve mağduriyet yaratacak bu hükümlerinin iptali talebiyle Danıştay nezdinde dava açtık” diyen Veli Demir, şöyle devam etti:
“Kılavuzun ‘Başvuru Şartları’ başlıklı bölümünün, ‘Uyarı:’ başlıklı kısmında yer alan, ‘Halen müdür, yetkili öğretmen olarak görev yapanlar hariç olmak üzere, eğitim kurumu yöneticisi olup, 2015-2016 eğitim öğretim yılının son günü itibariyle aynı eğitim kurumunda ve aynı unvanda dört yıllık ya da aynı eğitim kurumunda ve aynı unvanda müdür başyardımcılığı veya müdür yardımcılığında toplam sekiz yıllık görev süresini doldurmamış olanlar, yazılı sınava müracaat edemeyeceklerdir’ düzenlemesi de çok sayıda yöneticiyi mağdur edecektir. Düzenlemeye göre 2015-2016 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle görev süresi dolacak olan yöneticilerin sınava başvurabileceği öngörülmektedir. Bu anlamda süresi bu tarih itibariyle dolmayacak yöneticilere ise sınava müracaat etme hakkı tanınmamıştır.”
Günün sözü
-“İmzam benim düşüncemi ifade etme hürriyetimdir. Medeni insanlar düşünceye medeni biçimde karşılık verir.”
(İstanbul Ticaret Üniversitesi’ndeki görevine
son verilen Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim YENİGÜN)
Astsubaylara verilen sözler uygulanmıyor
ASTSUBAYLARA yıllardır önyargılarla sosyal, ekonomik ve insani haksızlıklar uygulanıyor. İlk kez bir Genelkurmay Başkanı çözüm iradesi gösterdi. Başbakan vaatleri hükümet eylem planında ‘Emekli astsubayların sorunları çözülecek’ diyerek yer aldı. İlk uygulamada ne yazık ki yine önyargıyı yine hâkim olarak üniforması kefen olan astsubayların klimalı ofislerde görevli birçok kamu görevlisinden daha alt derece ve kademeden göreve başlatılma adaletsizliğini devam ettirdi.
Bugün görev koşulları ve sorumlulukları astsubaylarla kıyaslanamayacak birçok memur MYO mezunu ise 9/2 lisans mezunu ise 8/1 dereceden göreve başlatılırken, kuş uçmaz kervan geçmez dağlarda ölümle burun buruna görev yapan astsubaylardan bu hak esirgenmiştir. Bunu hangi değer yargısı haklı gösterebilir?
Ersen GÜRPINAR
E. Per. Kd. Bşçvş,
Güçbirliği Platformu Başkanı
Biliyor musunuz
-KADIKÖY Belediyesi’nin, geçmişte CHP örgütünde çalışmış olan ‘seçilmiş’ başkan yardımcıları Ebru Peştereli ile Ülkü Koçar’ın görevden alındıklarını, geriye bir tek kadın ile beş erkek başkan yardımcısının kaldığını... TÜRK-Çin Kültürel İşbirliği Dayanışma ve Diyalog Derneği’nin düzenlediği ‘Doğu’dan Batı’ya Konfüçyüs ve Mevlana Hoşgörü’ sempozyumunun 21 Ocak Perşembe İstanbul Yenibosna Gönen Otel’de 09.30’da yapılacağını (0212-454 6666)...
MESAJ PANOSU
-GAZETEDE, AKP’nin baskın seçim yapabileceği, ancak henüz ‘kıyak emeklilik’ hakkı kazanamayacak vekiller sorunu olduğunu yazıyor. Vekiller ‘kıyak emeklilik’ hakkı kazanmaları için mi seçiliyor? D.Ö.
-GENEL başkanların değil, halkın önünde ceket ilikleyen Anadolu’daki yüzümüz, Meclis’teki gözümüz, Ali Özgündüz. Yolun açık olsun. Hüseyin KELLE
-DÜNKÜ Erdoğan bugünkü Erdoğan’a karşı. Nazlı ILICAK
-KEMAL Kılıçdaroğlu, yargılanırsa hâkime sorsun. Kanun çıkmadan, Anayasa değişmeden ‘Ülke yönetim sistemi fiilen değişmiştir’ diyene siyasi literatürde ne denir? Cem TOKER
-FİKİR ve ifade özgürlüğü yoksa demokrasi de yoktur.
Erol KIZILELMA
Adana’ya ne oldu?
CHP Kurultayı’nın ardından sadece genel anlamda değil, büyük iller bazında da parti meclisi üyeliği hesaplaşması başladı. Bunların başında da Adana geliyor.
Bir zamanların Çukurova politikasına yön veren Adana’dan bir tek kişinin dahi PM’ye girmemiş olması, hatta en çok oy alan Adanalı adayın listeye giren en son adayın aldığı oyun üçte biri dolayında kalmış olması konuşuluyor şimdi.
İl Kongresini 2 hafta önce yapıp buradaki kavga-gürültü arasında seçilen Adana delegasyonundan PM için 9 aday çıktı. Ancak Gökçe Pişkin, Cihangir Karataş, Milletvekili Aydın Uslupehlivan, Koza Yardımcı, Etem Tok, Hasan Aslan, Işık Ayata Bildacı, Sedat Doğan ve Nesrin Göçhan çok gerilerde kaldı. Gökçe Pişkin ve Aydın Uslupehlivan, Kılıçdaroğlu’nun hazırladığı anahtar listede yer almasına karşın seçilmedi. En yüksek oyu Sedat Doğan (119), Hasan Aslan (114) alırken milletvekili Uslupehlivan 65, eski parti meclisi üyesi Gökçe Pişkin 82 oy toplayabildi.
Yeni il başkanı Ayhan Barut, bu sonucu değerlendirirken, “Adana’dan kimsenin olmaması örgüt çalışmalarımızı etkiler ama genel merkezle artık biz daha çok diyalog kuracağız. Adana zaten son dönemlerde PM’de temsil edilmiyordu. Biz partimizin iktidarı için daha çok çalışacağız. Neticede PM için kurulan sandıktan çıkan iradeye saygılıyız” diye konuşmuş.
BİR KURULTAYIN DAHA ARDINDAN
CHP’nin Ankara Arena’da gerçekleşen ve ‘Demokrasi, Değişim ve Kardeşlik’ adı verilen 35. kurultayı sona erdi ama kulis yankıları günlerce sürecek gibi duruyor.
Kurultayın birinci günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun delegelere yapmış olduğu konuşmasında önümüzdeki süreç için CHP’nin nasıl bir perspektif çizeceği, nasıl bir vizyon ön göreceği ve başta oy alamadığı bölgeler olmak üzere Türkiye’nin tamamında daha güçlü nasıl bir Cumhuriyet Halk Partisi vadettiği beklenirken; konuşmanın neredeyse tamamının Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet üzerine kurulması delegelerce eleştirilen konulardan biri oldu. Hiç bir rakip adayın genel başkanlık yarışına girmeye cesaret edememesi CHP’nin Genel Merkez olarak delege hakimiyetine bağlanırken Genel Başkanlık seçiminde muhalifler, 300’e yakın geçersiz oy kullanarak bu durumu adeta protesto etti. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, halk tipi lider profili çizmeye çalışırken Anadolu’nun her köşesinden binlerce kilometre yol kat ederek Ankara’ya gelen CHP delegelerine bir teşekkür konuşması yapmaması da eleştirilen konulardan bir tanesiydi.
3 BÜYÜK KENTİN ETKİSİ
Kurultayın ikinci günü PM adaylarının salonda kendilerini tanıtmak için verdiği mücadele ilginç görüntülere sahne oldu. Adaylar bir taraftan delegelerle birebir kulis yaparken, bir taraftan da tanıtım materyalleri ile promosyonlarını delegelere dağıttılar. Tanıtım materyalleri içerisinde en dikkat çekici olanı ise 7 Haziranda da 3. bölgeden ön seçimle Milletvekili Aday Adayı olan ve hiç bir anahtar listeye girmeden aldığı 6 bine yakın oyla dikkatleri üzerine çeken Genç Gazeteci Umut Veli Develi’nin hazırladığı “Benim için Cumhuriyet Halk Partisi” isimli kitapçığı oldu.
PM Adayı Gazeteci Umut Veli Develi, ‘CHP bu ülkeye bir çivi çakmadı’ diyenlere, CHP’nin iktidar olduğu 1923 ve 1950 yılları arasında Türkiye’ye kazandırdığı tüm hizmet ve değerleri kronolojik olarak tek tek kaleme almış. CHP’liyim diyen herkesin, özelliklede partide aktif görevde bulunan delegesinden yöneticisine tüm yetkililerin cebinde taşıyacağı derli toplu bir başvuru kaynağı olarak delegeler arasında da oldukça beğenildi. Anahtar listeye giren bir çok PM Adayı 250 civarı oy alırken, hiç bir anahtar listede yer almayan Umut Veli Develi’nin 124 geçerli oy alması da yaptığı çalışmanın karşılık bulduğunun göstergesiydi.
BU KURUTAY GENEL BAŞKANLIK TARTIŞMALARINI KÖRÜKLER
PM seçimlerinde genel merkez anahtar listesinde 3 büyük kentin etkisi görüldü. Ankara, İstanbul ve İzmir’in ağırlıklı etkin olduğu liste Anadolu’nun hışmına uğradı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun önerdiği anahtar listede bulunan 52 kişiden, 27’si PM’ye giremedi.
Yaşanan kurultayla ilgili genel görüş, CHP’de uzunca bir süredir yaşanan genel başkanlık tartışmalarının daha da körükleneceği ve CHP’de yakın bir zamanda olağan üstü bir kurultay yaşanacağı yönünde.
Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun Milletvekilleri listelerinde değerlendirmediği 24. Dönem Milletvekili Savcı Ali Özgündüz’ün (Caferin Ruhani Lideri Selahattin Özgündüz’ün yeğeni) oldukça yüksek bir oy alarak Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesini delmiş olması, yeni liderlik yarışında Ali Özgündüz’ün de önemli bir figür olacağı yorumlarına sebep oldu.
Paylaş