Yalçın Bayer: ‘Şimdi milliyetçi olma zamanı’

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

BODRUM'dan turizmci ve spor adamı Muzaffer Ergöz, her sayısını 5 bin adet basıp parlamenterinden bürokratına kadar herkese postaladığı 'Bodrum Gazetesi'ni bize de fakslamış. Küçük spotlarla genel ve yerel çeşitli sorunlara değiniyor. Ama temel bir başlığı var:

‘‘Şimdi milliyetçi olma zamanı’’

Ergöz'ün eleştirilerini okuyoruz:

‘‘Devletimiz kötü yönetiliyor; üretim yapılamıyor; bütçe açığı acımasız vergi ile vatandaşın sırtına yükleniyor. Namuslu olmanın bedeli bizlere ödetiliyor.

Bankalar soyuluyor; peki parası kimin cebinden çıkıyor? İktidarlar maaş veremediği halde yine memur kadroları açıyor; peki bu paralar kimin cebinden çıkıyor? Hastaneler soyuluyor, gümrükler soyuluyor; peki paralar kimin cebinden çıkıyor?

Bütçe sürekli açık veriyor; peki paralar kimin cebinden çıkıyor?

Belediyeler boğazlarına kadar borca gömülüyor; paralar kimin cebinden çıkıyor? Yanlış yatırım yapıp çürümeye terk edilen devlet yatırımlarının paraları kimin cebinden çıkıyor?

Hepsi bizim cebimizden...

Devlet borç için avuç açarken bize mi güveniyor?

Şahsen bütün bunlar benim milli gururuma dokunuyor.

Bizi yönetenlerin dilenciliği beni milliyetçi olmaya itiyor; Atatürk milliyetçiliğine... Hem de büyük Atatürk'ün gençliğe Türkiye'yi bıraktığı günlerdeki gibi...

Gerçek milliyetçilik Cumhuriyet müesseselerinin, Cumhuriyet çocuklarını korumasıyla başlayacaktır.

Bunu biraz düşünelim.’’

Mumcu'ya eleştiri

MUZAFFER Ergöz, Bodrum'un sorunlarına değinirken, Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun ‘‘10 milyon turistle bütün zamanların en iyi yılını yaşadık’’ demesini abartılı buluyor.

‘‘Öylesine düşük fiyatlarla Antalya'ya getirilenler hiçbir zaman 'patlama'nın ölçüsü olamaz. 80 milyon dolarlık tanıtım yapılarak alt katmandaki Batı insanını kaliteli otellere doldurmanın cezasını Türkiye'nin ilerde neler çekeceği bilinmiyor mu? Sayın Bakan, turist sayısını değil, yatırımcının cebinde ne kaldığını açıklamalıdır. Turizmcilerin yüzde 80'inin icralık olduğu bilinmiyor mu? Gerçekleri bilelim; bir yılda üç müsteşar ve bir sürü müsteşar yardımcısı değiştirilerek ve hiç çalışmayan bir bakanlık yaratarak mı turizmimizi kalkındıracağız? Turizm alanları ilan edilerek, belli kesimlere rant dağıtımından ne zaman vazgeçilecek? Mevzi imar planları yerine bölgesel planlar yapılırsa 'avanta' iddiaları ortadan kalkar; Türkiye kazanır.’’

Benim tabancamı kimse sormadı

RUHSATLI silahımın beş yıllık süresinin bitimine iki gün kala 27.9.1999 tarihinde ruhsatımın yenilenmemesini, dolayısıyla iptal edilmesini bir dilekçeyle talep ederek önce Beyoğlu Kaymakamlığı'na sonra da Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü'ne başvurdum.

Poşet içinde káğıda sarılı silahımla Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü'ne girdiğimde x-ray güvenlik kapısından geçtim, sonra da polis memurunun önündeki poşetimi alıp, asansöre doğru yürümeye başladım. Saniyeler içinde düşünmeye başladım; ‘‘Acaba bu silahı doğruca İlçe Emniyet Müdürü'ne götürüp, 'Sayın müdürüm, bakın güvenliğiniz böyle sağlanıyor' deyip silahı müdürün masasının üzerine koysam mı?’’ dedim. Üç dört adım attıktan sonra geri dönüp, poşette silah olduğunu söyledim ve memura teslim ettim.

Şişli Polis Karakolu'nda yaşanan üzücü olaydan sonra başımdan geçen bu konuyu yazmayı ihtiyaç hissettiğim gibi tekrarının yaşanmamasını canı gönülden talep ediyorum.

Bülent AĞIRGÜN-İSTANBUL

Bu kadar mı medeni olunur?

KIZIMIN düğünü için Aralık'ta 10 günlüğüne Amerika'ya gittik. Bulunduğumuz yer Tampa-Florida, Disney World'un Orlando kentine 120 km. uzaklıkta... Tabii buraya kadar gelmişken ve yanımızda torunumuz varken Disney World'u görmemek olmaz. Gittik, gezdik. Her şey olağanüstü güzel.

Amerikalılar bizim Efes, Aspendos, Sultanahmet'imize nazire buraları yapmışlar demekten kendimi alamadım.

Oğlum tenzilattan yararlanmak için 2 günlük bilet almış. Biz düğün hazırlıkları nedeniyle ikinci gün gidemedik. Biletlerin üzerinde 4 gün geçerli olduğu yazılı. MGM stüdyoları gişesine gittiğimizde yetkili kişiye durumu anlattık. Biletimizin günü geçmiş ayrıca bu sefer 6 kişi değil 3 kişi olmamıza rağmen, memur birkaç saniye düşündükten sonra 3 bileti güncelleştirdi ve diğer 3 biletin parasını iade etti. Aynı biletle EPCAT'ı da gezebilir miyiz diye sorduğumuzda ‘‘Tabii’’ diyerek yeni biletleri verdi. Biz uzaklaşırken arkamızdan seslenerek ‘‘Orada park ücretleri dahildir. Park paralarını ödemeyeceksiniz’’ dedi.

Dönüşte New York'ta 6 saat zamanımız var; tur otobüsüyle şehri geziyoruz. Birinci etabı bitiriyoruz, ikinciye zamanımız yok. Gişedeki memur bayan durumu anlattığımızda fazla olan 30 doları hemen ödedi.

Bu işler bize asil bir Türk evladı olarak doğrusu Disney World, MGM, EPCAT kadar şaşırtıcı geliyor.

Sanırım Amerika'Amerika yapan şey zenginlik, teknoloji veya Ay'a gitme gücü değil; bizdekinin aksine insanların birbirlerine karşı hayatı kolaylaştırma, yaşanabilir kılma tavırları ve her an her yerde aklın, mantığın şaşmaz hákimiyeti.

Yüce Rabbim boşuna dememiş;

‘‘Aklı selimin yanında iyi olan ne ise benim yanımda da o iyidir.’’

Sururi TOMRUK-İSTANBUL

MESAJ

TELEKOM'a... Pervari'den (Siirt) arayan Metin Özel, ‘‘Kusurumuza bakmayın ama bir şikáyetimiz var’’ diyerek anlatıyor: ‘‘Cep telefonu sorunumuz var. Telekom ve Telsim hattı olmadığı için konuşamıyoruz. Siirt Telekom kendilerine hat vermiyormuş.’’ Pervari'de 1000'e yakın cep telefonu varmış, ancak Siirt ve Şirvan'a gittiklerinde konuşabiliyorlarmış; bu nedenle de boşu boşuna sabit ücret ödemek zorunda kalıyorlarmış.

SASON DSP İlçe Başkanı Nevzat Çelik, ‘İhaleci Başkan’ (31.12.2000) başlıkla yazıya şu açıklamayı gönderdi: Haberin kaynağı doğru değildir. MEB'ye bağlı okul onarımları Sason Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından yapılmıştır. YİBO yiyecek ihalesi, siyasi rakibim olan ve hiçbir şekilde diyaloğumuz olmayan DTP'den Sason Belediye Başkanı olan M. Salih Avcı'nın kardeşine ait 'Avcılar Şarküteri' şirketi tarafından alınmıştır. Okulların yakacak ihalesini ise hiçbir ilgim ve yakınlığım olmayan Batman'ın Kozluk ilçesinden İzzettin Yarka'ya ait olan Balyar Ltd. Şti. almıştır. Yine okul kantini de İsmail Coşkun tarafından işletilmektedir.

BANKACILIK ve Sigortacılık Yüksek Okulu Mezunları Derneği Genel Başkanı Yrd. Doç. Faruk Güçlü; YÖK'ün okullarını kapatmasından sonra dernekle ilişkileri kaybolan üyelerini, yapacakları nostalji gecesi hazırlıkları için arıyor: Tel: 0312-418 00 16; adres: Emek İşhanı 408 Kızılay/Ankara.

İLGİLİLER bana ne yanıt verebilirler? Aracıma LPG dönüşümü yaptırdım, yasalara saygılı bir vatandaş olarak birçok kişinin aksine 143 milyon vergi ödeyerek işlemlerini yaptırdım. Sonra 'uçak vergisi' geldi. Birçok insanın ekmek kapısı olan bir sektöre darbe vurdunuz. Bana 400 milyon vergi çıktı. Bu vergiyi ödeyecek durumum yok. Benim gibi günde 10-15 km yol kateden biri için hiçbir anlamı da yok. Şimdi döviz ödenerek ithal edilen ve bana 500 milyona malolan bu aleti sökmek için 100 milyon daha verip hurdacıya mı vereyim yoksa birçok insanın yaptığı gibi 'boşver devleti, yasayı' diyerek kaçak mı kullanayım?

Tayfur KİRİK / Maltepe-İSTANBUL

‘‘BİZLER 163 milyonla çalışan bir grup valilik memuruyuz. Bayram, yılbaşı geçti, çocuklarımıza bir hediye bile alamadık. Zaten yetmeyen maaşlarımızın şimdi yüklü bir kısmı da yol ücreti olarak gidiyor. Bizler bundan bir süre öncesine kadar Defterdarlığın boş gidip gelen servislerinden faydalanıyorduk. Valiliğimiz yeniden bu olanağı sağlarsa, tasarruf genelgesine de uyulmuş olur.’’

Yazarın Tüm Yazıları