ANGORA Sitesi önündeki ’Angora Bulvarı’nın’ adı, siteye taşınan Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Seyfi Saltoğlu’nun adıyla değiştirilerek, ’Saltoğlu Bulvarı’ oldu.
Site sakinleri bu ada karşı çıktılar, dava açtılar ve kazandılar.
Bulvarın adı bu kez ’S.Saltoğlu’ olarak değiştirildi.
Orada oturanlar tekrar dava açtılar. Mahkeme müracaatı haklı buldu. ’S.Saltoğlu Bulvarı’ ismi de iptal edildi.
Bulvarın bu seferki adının ’Angora Saltoğlu Caddesi’ olacağı yolunda söylentiler var.
’Aziz Nesin’in öykülerini çağrıştıran ısracı tutumu, bölgede yayınlanan ’Çayyolu haber bülteni’ dergisi, "Seyfi Saltoğlu vazgeçmeli" başlığıyla haber yaptı.
Sonra ne mi oldu? Bulvara ismini vermek isteyenler, ’haber yapanları’ rahatsız etmeye başladı!
İsminin, bir yerde anılmasını bu denli arzu ettiği halde; karşı çıkanlara rağmen, usanmadan mücadele vermek yerine, bir ’okul’ yaptırıp, hatırlanmak bu kadar mı zor?
Kolayı varken, böyle ’zihniyetten’ zoru beklemek nafile!.
Çetin TOROSOĞLU
Karışım hangi oranlarda
CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat, Başbakan Erdoğan’a soruyor: Çeşitli Üniversite ve bilim çevreleri tarafından ’zehirli’ olduğu yapılan araştırmalarla ’ispatlı’Kızılırmak suyunu, gizlice Ankara halkına içiren Büyükşehir Belediyesi, suyun barajlardaki mevcut suyla harmanlanarak şebekeye verileceğine ilişkin açıklamalar yapmıştı. Konuya ilişkin yoğun şüphe ve eleştiriler üzerine ASKİ Genel Müdürlüğü vasıtasıyla Ankara ve İstanbul’daki Türkiye’nin 8 büyük üniversitesi ile TÜBİTAK, DSİ ve Hıfzısıhha’yı 25.6.2008 tarihinde İvedik su arıtma tesislerine davet etmişti. Kamuoyunun aşırı duyarlı oluşu Ankara Valiliği’ni de harekete geçirmiş, Kızılırmak suyunun karışım oranlarına ilişkin belediyeden bilgi istenmişti.
1- Büyükşehir Belediyesi, Valiliğin bu talebini yerine getirmiş midir?
2- Kızılırmak suyunun Ankara şebekesine verildiği günden bugüne, hangi oranlarda karışım yapılmıştır?
3- Özellikle 22-24 Haziran tarihlerinde Kızılırmak suyu şebekeye verilmiş midir?
4- Yaz aylarında Ankara barajlarının doluluk oranları ne kadardır?
Park korkutucu olamaz
BEN Ankara Etlik semtinde ikamet etmekteyim. Evimize yakın olan bir kaç çocuk parkına çocuklarımı götürdüğümde beni hep bir telaş sarıyor. Çünkü çocuk parklarındaki oyuncaklar adeta çocukların düşmesi, sakatlanması için özel tasarlanmış. Geçen ay Almanya’ya gittiğimde çocuk parklarını görünce emniyete, güvenliğe, insana verilen değeri bir kez daha anladım. Dün akşam yine çocuklarım ile Etlik Bağcı Caddesi’nden başlayıp Aşağıenlenceye kadar uzanan yürüyüş yolu parkı olarak bilinen parka gittik. Parka girer girmez zifiri bir karanlığın içinde kendimizi bulduk. Kimileri yürümek için cep telefonu ışığını, kimileri el feneri kullanarak Ankara’nın göbeğinde Etlik semtinin en uzun parkı olan yürüyüş yolunda yürüyüşe çıkmışlar. Hiç bir güvenlik görevlisi olmayan parkta karanlıktan istifade edenlerin çirkinliği karşısında ve aynı semtte sürekli oturduğumdan biliyorum. 10 yıldır değişmeyen ve bir çoğu çalışmayan çocuk oyuncaklarının olduğu bu parkı yetkiler neden görmüyorlar. Bizim belediye başkanlarımız, bürokratlarımız o kadar yurtdışına çıkıyorlar da, oradaki parklardaki doğallığı, kaliteyi güvenliği, oyun parklarını hiç mi görmüyorlar? Neden parklardaki büyüklerin spor yapmaları için konulan aletlerin altına yumuşak sünger parkeler döşenirken, çocuk parklarının oyun aletlerinin altına beton döküyorlar. Çocuklar büyüklerden daha mı az düşüyorlar. Yetkililer umarım yarının geleceği olan çocuklarımızın güvenliği, sağlığı ve en doğal hakları olan oyun haklarını sağlıklı kullanmaları için harekete geçerler.
BU yıl KPSS’ye girecek bir Türkçe öğretmeni adayıyım ve şimdiden moral bozukluğu içerisindeyim. Sırf bir üniversitede bu yıl atanan kişi sayısından fazla Türkçe öğretmeni adayı yetişmekte... Dediğiniz gibi 5 saatlik bir ders için (bunun bir de kullanılan dilin eğitimi olarak düşündüğümüzde) bu sayı devede kulak kalmakta... Çocukların yarış atı konumuna geldiğini düşünenlerin onlara öğretmenlik yapacak kişilerin de ruh sağlıklarını düşünmelerini isterim. Bu konuya daha fazla önem verilmesi dileğiyle... Hayriye YILMAZ
Şehit diplomatlar
CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen, Başbakan’a soruyor:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın 5 Eylül tarihinde 265 şehit ailesine bir iftar yemeği verdiği basında yayınlanan haberlerden öğrenilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanının, Ermenistan ziyaretinden bir gün önce düzenlediği bu iftar yemeğine Ermeni teröristlerin şehit ettiği diplomatlarımızın ailelerinin davet edilmemiş olmasının sebebi nedir?"
GÜNÜN SÖZÜ
"(Yönetici atamalarında kriter olan) Takdir ve teşekkür belgeleri kaymakamlar, valiler, milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla %80’i (AKP’ye yakınlığı ile bilinen) Eğitim Bir-Sen olmak üzere %15’i Türk Eğitim-Sen kalan %5’i de Eğitim-İş ile Eğitim-Sen üyelerine verildi."