Şerefiyle yenilmeyi bilmek...

EŞREF Erdem, Deniz Baykal’ın CHP’deki en yakın adamıydı. Şimdi bütün görevlerinden istifa edip, "Baykal’ı seviyorum ama artık bırakması lazım" diyor. Baykal’ın partiyi büyütemediğini, parti içi hukuku ihlal ettiğini ve parti içinde tartışma ve ortak akıl üretme yollarını çalıştırmadığını söylüyor.

İnsanın insaf kardeşim diyesi geliyor. Sen yıllardır Baykal’a yapışıp, siyaseten onunla vücut bulacaksın, onun sayesinde CHP’nin ikinci, üçüncü adamlığını yapacaksın. Karşınıza çıkan büyük küçük her türlü parti içi muhalefete karşı en acımasız yöntemleri Baykal adına sen işleteceksin. Şimdi de çıkıp Baykal’ın yanında büyüttüğün siyasi vücudunu, yeni siyasi ikbal arayışları için Baykal’a karşı kullanacaksın. Biz de buna "Erdemli muhalefet" diyeceğiz.

Baykal ki, sırf Eşref Erdem ve bugün parti genel merkezinde onunla dayanışma içinde olanları yeniden parti yönetimine seçtirebilmek için tüzük değişikliği yapıp, ünlü blok liste kuralını getirmiş ve bunun için bütün parti örgütü ve hatta Türkiye kamuoyunu karşısına almıştı. Çünkü bir önceki kurultayda Eşref Erdem, 60 kişilik parti yönetimine ancak sonuncu sırada girebilmişti ve bu kez de seçimin aynı şekilde yapılması durumunda parti yönetimine girebilmesi mümkün görünmüyordu. Baykal işte sırf vefa uğruna bütün tepkileri göze aldı. "Arkadaş sen parti örgütünün desteğini kaybettin ve bu yüzden kurultay seni yönetime seçmedi" diyebilirdi, demedi.

Eğer Erdem şimdi muhalefet olsun diye söylediklerine hakikaten inanıyorsa, bu söylediklerinin en büyük sorumlusu kendisi değil mi? Ben kapalı toplantılarda söylüyordum diyerek kendisini aklayabilir mi? Bazı insanların muhalefet etmeye, karşı koymaya, itiraz etmeye hakkı olmaz. Eşref Erdem eğer hakikaten bu söylediklerini inanıyorsa, yıllardır yaptığı gibi susmalı ve şerefiyle yenilmeyi, kenara çekilmeyi içine sindirebilmelidir.

Yıllardır her kurultay öncesi çevresindeki gazetecilere "Bu önder Sav, muhalefetle hareket edebilir" diye fısıltılar savuran Erdem’in, Baykal’a karşı muhalefet etme hakkı olamaz. Hele de ihbar ettiği Önder Sav, Baykal’ın yanında kale gibi dururken...

Ama AKP Genel Başkan Yardımcısı Mir Dengir Mehmet Fırat’ın bir süre önce söylediği gibi "CHP’ye ana muhalefet partisi konumunu kaybettirme" hesapları varsa o zaman başka...

Bugün Tandoğan’dayız

"Cumhuriyet idaresi ve hukuk "kimsesizlerin kimsesi"ydi.

Cumhuriyetimizin kurucusu, mustafa kemal atatürk, öyle diyordu...

Şimdi bizi kimsesiz bırakmak istiyorlar.

Edirne’den, Ardahan’a uyan Türkiye.

’Biz Kaç Kişiyiz’

Bugün Tandoğan’da buluşuyoruz.

Halk hukukuna sahip çıkacaktır

Yine ’bayan yanı’ yok tartışması

-’BAYAN yanı yok’
yazısıyla Ulusoy firmasına haksızlık yaptığınız düşüncesindeyim. Ben de bir otobüs firmasını acenteliğini yapmaktayım. Bayanlar, bay yanına bilet almakta ve sıra otobüse binmeye geldiğinde ’ben bayan yanı bilet aldım, bay yanına oturmam’ diye olay çıkarmaktadırlar.

Ben firmamda bay yanına bayan kabul ederse bilet kesmekteyim ve biletin üzerine bu olayı not olarak yazmaktayım.

Ulusoy’da ise bayan isteseydi bay yanını alabilecekti veya internet üzerinden de bay yanını bay olarak satın alıp bayan olarak oturabilirdi.

Faruk GÖLBOYLU

Ayıkla pirincin taşını

- ULUSOY
firması ile ilgili yazınızı okudum. Ben Ordu’luyum. 40 yılı aşkın Ulusoy otobüsleri ile seyahat ederim. Ben bildim bileli, birbirini tanımayan bay ve bayana, yan yana iki koltuk satılmıyor. Hatta bir defasında, benim yanımdaki koltuğu, yanlışlıkla tanımadığım bir bayana satmışlardı da; bayan, kasıtlı almışım gibi beni suçladı. Allah’tan adım ’Ali’ olduğundan biletimi göstererek kasıtlı olmadığını ispat ettim. Ya adım Hikmet, İsmet, Yüksel vs gibi hem bay hem de bayan isimlerinden biri olsaydı... Ayıkla pirincin taşını... Ali ÖZTÜRK

Hem otopark hem galeri


YILLARIMI geçirdiğim Bahçelievler ve Emek mahallesinde, artık yaşamaktan nefret eder hale geldim.

Plansız yapılaşmanın sonucunda, çok katlı binalarla doldurulan Bahçelievler ve Emek’in vahim durumuna bir de otomobil galerilerinin eklenmesi trafiği felç etmiş durumda.

8. Cadde’de her gün bir kaza meydana geliyor. Artık sokaklara sağlı-sollu park edildiği için, sokakların çift yönde kullanılması imkansız hale geldi.

Her gün insanlar arasında, yol verme inatlaşması yüzünden kavgalar çıkıyor.

Sanırım bu saatten sonra yapılacak şey, bütün cadde ve sokakların, iyi bir planlama ile tek yönlü hale getirilmesidir. Ancak bu şekilde trafik biraz rahatlar.

Bir de defalarca basına yansıyan ve İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgeyle şehir dışına nakledilmesi gereken otomobil galerileri için, biran önce yaptırım uygulanması gerekiyor.

Mahallemizin yeniden yaşanılabilir hale gelmesi için herkesi duyarlı olmaya çağırıyoruz.

Yalçın DURAN

AYIN SÖZÜ

"Siyaset yaşla değil başla yapılır."

(Bu sözü, Hüsamettin Cindoruk’a yaşı nedeniyle sataşan AKP Manisa milletvekili Bülent Arınç’a atfediyorum.) (T.DİKER)
Yazarın Tüm Yazıları