Paylaş
“... Başbakan, ‘Kışla yapılacak’ diyerek kendini bağladı. Taksim Dayanışması, ‘Yaptırmayız’ tavrına kilitlendi. Bu krizden taraflar açısından ‘kazan-kazan’ duygusuyla çıkacak bir formül bulunabilir mi? Kışlaya ilişkin yürütmeyi durdurma kararı, bir inşaatı ve referandumu önleyebilir mi?..”
Böyle bir formül var. ‘Kent müzesi’ olabilecek hazır bir kışla da var: Selimiye Kışlası.
Selimiye Kışlası, İstanbul’un Üsküdar ilçesinde III. Selim tarafından Nizam-ı Cedid askerleri için inşa ettirilen kışladır. İlk olarak III. Selim devrinde yeni kurulan Nizam-ı Cedid askerleri için kesme taş bir kaide üzerinde ahşap olarak inşa edildi. Yeniçerilerin isyanı sonucunda yıkılan bu kışla II. Mahmut devrinde kâgir olarak yeniden inşa edildi. Sultan Abdülmecid devrinde iki defa yenilenen kışlanın dört köşesine yedişer katlı birer kule ilave edildi. Selimiye Kışlası, Kırım Savaşı sırasında İngiliz askerlerine tahsis edildi. Modern hemşireliğin kurucusu Florence Nightingale 1854’te kışlaya gelerek yaralı İngiliz askerlerinin tedavisinde görev aldı. Florence Nightingale ve beraberindeki hemşirelerin kaldığı oda günümüzde müzeye dönüştürüldü. Selimiye Kışlası günümüzde I. Ordu Komutanlığı merkez binası olarak kullanılmaktadır. 12 Eylül darbesiyle Yılmaz Güney gibi pek çok önemli isim bu kışlada cezaevinde yattı. Darbenin planları bu kışlada yapıldı, burada kurulan mahkemelerde on binlerce insan yargılandı. Burada idam kararları alındı ve binlerce insan işkencelerden geçirildi. 50’ye yakın idam kararı burada alındı.
Selimiye Kışlası zamanla şehrin gelişmesi ve nüfusun artması ile şehir merkezinde, risk içerisinde kalmıştır. Geçtiğimiz yıllarda bir terör örgütü tarafından Karacaahmet Mezarlığı içinden bir havan topu ile kışlaya doğru saldırı düzenlenmiştir. Bu olay askeriyenin güvenlik açısından riskli bir yerde olduğunu, askeriyenin şehir dışına çıkması gerektiğini de kanıtlamıştır.
Bu devasa yapı gerekiyorsa ‘referandum’ ile kent müzesi olabilir. Sadece kent müzesi mi? Binanın büyüklüğü sebebiyle öğrenci yurdu, Ar-Ge bilim yuvaları, kütüphane, internet ofisleri, konferans salonları ile halka açık bir kompleks kurulabilir. Muhteşem bir Boğaz manzarasına sahip olduğu için de lokantalar açılabilir. Böylece yaratacağı ekonomik ve turistik değerlerle hem bölge halkı kazanır hem de yerel yönetimler, hükümet kazanır. Gezi Parkı da olduğu gibi kalarak restleşme biter. Gençler de kazanır. Herkes kazanır.
Selimiye Kışlası ‘Selimiye Kent Müzesi ve Demokrasi Geliştirme Merkezi’ olarak geçmişin utanç verici anılarını silen ve Gezi Parkı restleşmesini bitiren yeni bir sayfa olsun...
Naciye CANTİMUR İSTANBUL
Neoliberal politikalar gençleri ayaklandırıyor
Vites değiştirme zamanı
ÇANKAYA Belediyesi’nin ‘Özgür Sesler’ adlı söyleşileri var. Bu söyleşilerin ikinci konuğu Tarık Ali idi. Edebiyatçı kimliğinin yanı sıra politik analizleriyle de dünya çapında takip edilen Pakistan asıllı, Britanyalı, ateist yazar ve film yapımcısı Tarık Ali’ye gazeteci-yazar Doğan Tiliç de moderatör olarak eşlik etti. Belediye Başkanı Bülent Tanık’ın sunuşundan sonra Tarık Ali şöyle konuştu:
“Türkiye’de yaşananlar, kendi dinamikleri ve kültürel karakteri açısından farklı olabilir. Ancak burada da kitleleri sokağa döken şey, tıpkı dünyanın geri kalanında olduğu gibi artık sistemik hale gelmiş olan sorun. Bu artık sürdürülemez hale gelen, milyonlarca insanı olumsuz etkileyen neoliberal politikaların yol açtığı sorun. 90’ların başında Amerika’dan dünyaya inanılmaz bir hızla yayılan ve nihayet tüm dünyayı saran, kamu sektörünü ve kamusal alanları yerle bir eden, özelleştirmede ısrar eden bu anlayışın yol açtığı sorunlardır insanların sokağa çıkmasına neden olan...”
Türkiye’de yaşananları tahlil etmek üzere sokağa bakıldığında çok farklı grupların bir arada olduğunun kolayca tespit edilebildiğini kaydeden Tarık Ali “Artık ikinci haftasını dolduran bu hareket, bu farklı seslerin birlikteliği, eylemin gücünü kırmamak için vites değiştirmelidir. Bu söylediğim durma, geri çekilme, eve geri dönme anlamında anlaşılmasın. Ancak eylemin gücünü düşürmemek ve bir sonraki adıma taşıyabilmek için vites değiştirmek gerekir.”
Yürüyen doktor asla sollanarak geçilmez
DOKTOR olmaya karar vermemde en önemli etken, doğup büyüdüğüm ilde doktorlara gösterilen özel itibardı. Öyle ki bir doktor caddede yürürken vatandaş adımlarını seyrekleştirir, asla doktoru sollayarak geçmezdi. Karakol, adliye gibi kurumlarda görevlilere hakarete varan edepsizlikler yapılırken halkın doktora saygısızlık yaptığını görmemiştim.
Son yıllarda doktorlar ve en az onlar kadar özveriyle çalışan yardımcı sağlık personeline öldürmeye varan saldırıların giderek arttığını görüyor veya basından okuyoruz. Bu tür davranışları toplumdaki yozlaşmanın sonucu olarak görüyor, üzülüyordum. Ancak meslektaşlarıma yapılan hiçbir saldırı beni ağlatacak kadar incitmemişti.
Ta ki Gezi olayında yaralılara yardım eden doktorlara soruşturma açıldığı haberine kadar..
‘Yazıklar olsun’ demekten başka söz bulamıyorum.
Dr. A.Y.
GÜNÜN SÖZÜ
“Dövüşte usta olanlar öfkelenmez, kazanmakta usta olanlarsa korkmazlar, akıllılar dövüşmeden önce kazanır, cahiller kazanmak için dövüşürler.”
Sun Tzu (Zhuge Liang)
Biliyor musunuz
M. Ali Fatih Erbakan’ın dün yaptığı açıklama ile babasının vasiyeti olan ‘Erbakan Vakfı’nın kuruluş dilekçesinin, hayattayken kendisinin danışmanı olan ve SP GİK üyesi Doğan Bekin ve ailenin damadı Mehmet Altınöz tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne verildiğini, bu haberin Milli Görüş camiasını sevindireceğini açıkladığını...
MİLLİ Merkez Anayasa Forumu’nun bir yılı aşkındır sürdürdüğü ‘Bölücü Anayasa’ çalışmaları hakkında aydınlatma toplantısının bugün 12.00-16.00 arasında Şişli Kültür Merkezi’nde yapılacağını ve konuşmacıların Hüseyin Toksöz, Yaşar Okuyan, Av. Bülent Tezcan, Hasan Macit, Haluk Dural, Can Ataklı ve Prof. Dr. Zekeriya Beyaz olduğunu...
(0532 406 82 54)
Paylaş