Paylaş
Seçimlerle ilgili bir öngörü yapmak gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Demirel'in görev süresi 16.5.2000'de dolmuş, Ahmet Necdet Sezer, 5 Mayıs'ta seçilmişti.
Anayasa'ya göre, Sezer'in görev süresi 16 Mayıs'ta sona eriyor. Ancak Cumhurbaşkanı'nın görev süresinin dolmasından 30 gün önce seçim takviminin işleyip bitirilmesi gerekiyor. Bunun ilk 10 günü içinde adayların belirlenmesi (16 Nisan) ve oylamanın üçer gün arayla 20 gün içinde (5 Mayıs) sonuçlanması temel bir koşul.
Sezer'in seçildiği dönemde 11 Nisan günü TBMM Başkanlığı duyuru yapmış, 16/25 Nisan tarihleri arasında adayların başvurusunun gerektiği açıklanmıştı.
İlk tur seçim 27 Nisan'da, ikinci tur 1 Mayıs'ta ve üçüncü tur da 5 Mayıs'ta yapılmış ve Sezer, 533 katılım sonucunda 330 oyla Cumhurbaşkanı olmuştu.
Sezer, seçildiği gün olan 16 Mayıs'ta ant içtikten sonra görevine başlamıştı.
MAYISTA NELER OLACAK
Eğer Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilirse, '...devletin varlığını ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü...' diye başlayan andını yapıktan sonra 17 Mayıs tarihinde makamına oturmuş olacak.
Aynı gün devir-teslim töreninin yapılması gerekiyor.
Bundan sonraki sürecin şöyle gelişmesi beklenebilir:
Başbakan'ın görevinden ayrılması nedeniyle hükümet istifa etmiş olacak.
Ama Erdoğan, yeni hükümet kuruluncaya kadar mevcut hükümetin görevini sürdürmesini isteyecek.
- Erdoğan'ın parti üyeliği ve milletvekilliği doğal olarak ortadan kalkmış olacağından AKP bir Genel Başkanvekili belirleyecek. Bu muhtemelen Gül olacak. Bu arada genel başkanlık seçimi için 15 gün içinde olağanüstü büyük kongresini toplayacak AKP...
(Özal ve Demirel cumhurbaşkanı olduktan sonra Akbulut ve Çiller'in genel başkan seçildikleri zorlu ve tartışmalı süreci hatırlayınız...)
ZORLU HAZİRAN
- Muhtemelen Abdullah Gül, Genel Başkan olacak.
- Erdoğan, Gül'ü hükümet kurmakla görevlendirecek. Gül, 3. AKP hükümetini kurmak için temaslar yürütecek ve yeni kabinesini oluşturduktan sonra Erdoğan'a sunacak.
- Erdoğan yeni hükümeti onaylayacak.
- Gül, TBMM'de hükümet programını okuyacak. Aradan iki tam gün geçtikten sonra güven oylaması yapılacak.
Bu dönem 15 Haziran'a kadar sürebilir mi?
Muhtemelen.
Çünkü Anayasa ve Meclis İçtüzüğü'nde bu konuda ilgili süreler yer alıyor.
Meclis 1 Temmuz'da tatile gireceğinden, bu arada Siyasi Partiler Kanunu'na göre seçim kararı alınması gerekiyor.
Buna TBMM Genel Kurulu karar veriyor.
Yani hükümetin görev süresinin bittiği 3 Kasım'dan önce bir tarih belirlenmesi gerekiyor.
RAMAZANDAN ÖNCE Mİ
Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı olmasıyla bu 'sevinç rüzgârı'nı AKP arkasına alabilir mi?
Başbakan'ın, seçim tarihinin iki ay oynayabileceği sözleri böyle bir yorumu haklı kılıyor. Bu süreçte, parti içindeki hiziplerin, yeni oluşumların ve muhalefetin 'erken seçim' eleştirilerinin önünü kesebilir.
Cumhurbaşkanlığı ve genel seçim arasındaki süre uzadığında ortaya çıkabilecek hoşnutsuzluklar -ANAVATAN ve DYP, bu konudaki kavgalardan çok çekti ve bugüne geldiler- AKP'nin seçim tarihini öne alabileceği ihtimalini doğruluyor.
AKP'nin seçim kampanyasını kaç gün olarak belirleyeceği ise önemli bir nokta... Çünkü, yasalarda bu süre 45 günden üç aya kadar gösteriliyor.
Siyasi kulislerde seçimin eylüldeki pazar günlerinden birinde (2, 9, 16, 23, 30 Eylül) yapılabileceği yorumları ağırlık kazanıyor.
Evet, takvime şöyle bir bakarsak... Yazlıklardan dönülmüş olunur; 13 Eylül'de ramazan başlar ve 17 Eylül'de okullar açılır. (Ramazan Bayramı ise 12 Ekim'de başlıyor.)
AKP iki bayram arasında seçim yapmaz.
Acaba AKP seçim tarihini 9 Eylül olarak mı düşünüyor?
Fransa'nın gaddarlığı
"FRANSA, bir tekstil fuarı düzenliyor. Bir turizm acentesi olarak biz de müşterilerimizi götürmek için harekete geçtik. Fransız Konsolosluğu'na vize başvurusu yaptık; tapuları, ticaret sicilini, vs. yani her şeyi belgeledik, verdik. Ne yazık ki vize talebimiz reddedildi. Gerekçe yok. Neden mi; Ermeni soykırım iddiasına dönük hükümetler arasındaki gerginlik... Kazığı yiyen ve mağdur olan da işadamları, yani vatandaş.
Ayrıca THY ve turizm acentelerinin kaybını da düşünün.
Bir de pasaportunuz mühür yerse, artık Avrupa'dan Schengen vizesi alamıyorsunuz. Yani Yunanistan'dan Almanya'ya, hatta İspanya'ya bile giremiyorsunuz. O ülkelerin konsoloslukları size bir daha vize vermiyor.
Eyyy Fransa, nerede kaldı seyahat ve ticaret yapma özgürlüğü?
Türkiye'yi o zaman neden Gümrük Birliği'ne aldınız; AB'ye almak için neden görüşüyorsunuz o zaman bizimle? Bunlar insan haklarına aykırı değil mi? Bir dostumdan, 50 başvurudan 20'sinin vize talebinin reddedildiğini öğrendim. Son aylarda bu kısıtlama giderek artmaya başlamış. Peki, 'AB sever' hükümet ne yapıyor; kocaman bir hiç!
Çürütülen demokrasi
'KURBAN olam ayına yıldızına' zikridir.
Ya fikri nedir?
'Türban olam ayına yıldızına...'
Demokrasiyi kuran Perikles, ayağa kalksın da demokrasinin siyasilerin elinde nasıl çürütüldüğünü görsün.
Nurettin KAPTAN
Cihangir'e içki 'tebliğ'i
DÜN akşam saatlerinde, belki 20.00 gibi olabilir, 6-7 cübbeli, sarıklı kişi
dolaşıyor.
Aynı gazete ve TV'lerde gördüğümüz şekildeki tipler, Cihangir ve onun bir semti olan -bar ve kafelerin olduğu- Firuzağa'da dolaşıyorlardı.
Yaşları 40 civarındaydı.
Özellikle içki satan dükkanlara giriyorlardı.
Ben bunları girdiğim bir dükkanda gördüm, dinledim, sonra da takip ettim.
"Haram yemeyin, haram içmeyin, haram satmayın, bunların hepsi günahtır..."
diyorlardı.
İşyerlerine girenler üç kişiydi, bazen bir anda iki işyerine birden giriyorlardı.
Dışarıda da kendilerine bir-iki kişi gözcülük yapıyorlardı.
İçeri girenler 'nasihat' ederken, dışarıda da gözcüleri vardı.
Onlar ise yollardan geçenlere "Kuran'ı Kerim'i öğrenelim, ezberleyelim" diye söylüyorlardı.
Yani 'tebliğ' veriyorlardı.
Uzun uzun da konuşuyorlardı.
Tavırlarında çok da rahattılar, çekindikleri kimse oldu.
Hiç olmazsa ben öyle anlatım.
Kimse müdahale etmiyor, konuştuklarıyla kalıyorlardı.
Çok da doğru yapıyorlardı.
Polis mi?
Tabii ki yoktu... Olsa bile bunlara müdahale edemezlerdi.
Kulağından tutup karakola götürse, başına ne geleceklerini biliyorlardı.
Kim bilir nereye sürülürlerdi.
Evet burası Beyoğlu'ydu.
Tayyip Erdoğan'ın 1989'da RP'den belediye başkan adayı olduğu Beyoğlu...
Ondan sonra RP'li Bayraktar'ın ilçesi..
Bir önceki dönem Kadir Topbaş'ın Belediye Başkanı olduğu yer.
Bugün... Kasımpaşa'da imamlık yapan, 'İslam'da Seks' yazarı, bir dönem TV'lerde sık sık izlediğimiz 'Demircan' hocanın oğlu, Ahmet Misbah Demircan başkan Beyoğlu'nda...
Misbah Demircan'ın, bu yobazlara karşı olduğu biliniyor.
Bunlardan haberi var mı acaba?
Sayın Misbah Demircan, 'Gavur Beyoğlu'nda böyle yobazlıklar oldukça, Beyoğlu'nu hangi sınıfa sokmak gerekiyor. Size sorarlar, burası Fatih mi olacaktır?
A.E.
Anketler benzeşiyor
İSTANBUL Merkezli ODAK Araştırma ile Ankara merkezli Metropoll Araştırma'nın Aralık ayında ayrı ayrı yaptıkları siyasal araştırmalar sonucunda siyasi partilerin oy oranları birbirlerine yaklaşık olarak çıktı.
'Kararsız' ve 'cevap vermeyenler'de oy oranlarının ODAK'ın sonuçları,
Metropoll'ün verilerinden %6.5 daha yüksek çıktı. Cevap verenler oranlandığında iki araştırma sonucunun da birbirlerine yakın olduğu dikkat çekiyor. Araştırmaların, 'en beğenilen siyasetçi ve devlet adamı kimdir?' sorularına verilen yanıtta da, ODAK'ta Baykal'ın puanı 3 puan daha fazla olmasına rağmen, Metropoll'de bu oran 3.7 olarak gözüküyor.
Burada diğer sonuçlar da birbirlerine yakın çıktı.
Örneğin; 'Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?' sorusunun yanıtları şöyle çıktı:
Metropoll ODAK
AKP 29.7 26.1
CHP 14.2 15.5
MHP 7.3 7.1
DYP 4.5 2.8
DEHAP 2.7 4.0
ANAP 2.5 1.4
Diğer 8.0 6.3
Hiçbiri 5.9 7.8
Cevapsız 11.7 11.0
Kararsız 13.5 18.0
Toplam: 100.0 100.0
En beğendiğiniz liderlerde 'hiçbiri ve fikrim yok' yanıtlarının toplamı Metropoll'de %36.5 gözükürken, ODAK'ta 37.7 çıkıyor.
Metropoll'un 'Türkiye AB'ye üye olmalı mı?' sorusunun yanıtı %51.9 'evet' çıkarken, ODAK'ta ise 'AB uyum sürecinin olası etkilerini' olumlu bulanların oranı %52 civarında...
Metropoll'un 'Sizce AKP'nin oyu artıyor mu, azalıyor mu?' sorusuna; artıyor diyenler %19.5, azalıyor diyenler 49.5 olarak yer alıyor.
ODAK'ın aralık ayında yaptığı araştırmanın sonuçları geçen bayram süresince Hürriyet'te üç gün süreyle yayınlanmıştı.
Bankalar Birliği ne yapıyor
BANKALAR Birliği, ATM'lerde çıkan 'sahte para'lara karşı önlem niye önlem almıyor? Bankalar, ATM kasalarına para yerleştirilirken, halk arasında 'mor ışık' diye bilinen 'ultra viole' cihazından bu paraları geçirmek o kadar zor mu?
Bir çok okurumuzun ortak soruları şöyle:
"Bankamatikler sahte para veriyorsa biz de oralardan para çekmeyelim.
Alışverişlerimizi mümkün olduğu kadar banka kartıyla yapalım. İlle de nakit çekmemiz gerekiyorsa, ilgili şubeye gideriz oradan çekeriz.
Banka bize paramızı kontrol etmeden veriyorsa, biz vezneye gidip görerek, kontrol ederek para çekelim.
Bilgisayar teknolojisi sahtekarlık için bu yolda kullanılıyorsa, bizim de yapabileceğimiz budur.
En önemlisi de, banka personelini kontrol etmek bankaların işi değil mi?"
CHP'li Coşkunoğlu'nun Türk Telekom'la ilgili zor soruları
UŞAK Milletvekili Osman Coşkunoğlu, Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım'a şu soruları yöneltiyor:
1- Türk Telekom A.Ş., telekomünikasyon piyasamızda hakim durumda olması nedeniyle keyfi tarife açıklayamayacağı gerçeğine karşın, 29.12.2006 tarihinde şirketin yeni yönetiminin Telekom Kurulu kararı olmadan bir tarife açıklaması doğru olmuş mudur?
2- Türk Telekom A.Ş.’nin %55 hissesini yabancı bir firmaya sattıktan sonra bizzat siz, bakan olarak, Türk Telekom A.Ş.’nin üst yönetimine yabancıların atanmaması konusunda şirket yönetimini duyarlılığa davet etmiştiniz. Sizin bu davetinize şirketin yanıtı ne olmuştur? Gerekli duyarlılığı göstermişler, sizin önerinizi ciddiye almışlar mıdır?
3- Türk Telekom’un satılması üzerinden bir yıl geçtikten sonra, tüketici yurttaşlarımız için veya sektör için olumlu gelişmeler nelerdir? Bu satışın, satış bedeli dışında, bu önemli sektörde ülkemize ne katkısı olmuştur? Ne gibi yeni yatırımlar ve yeni hizmetler gerçekleştirilmiştir? Sektörün önünü açacak ne gibi uygulamalar vardır?
4- Lübnanlı Hariri ailesine ait Oger Telekom’un Türk Telekom’u devralmak üzere Türkiye’de kurduğu Ojer Telekomunikasyon A.Ş’nin şu ana kadar ödediği taksit karşılığı devraldığı %19.8 Türk Telekom hissesini bir yabancı bankaya rehin bırakarak kredi çektiği doğru mudur? Doğruysa, bu kredi Türk Telekom’a yatırım için midir, yoksa Oger firmasının diğer faaliyetlerine yapılacak harcamalar için Türk Telekom bir rehin durumuna mı düşürülmüştür?
5- Zaman içerisinde Türk Telekom’un satılan %55 hissesinin tamamının bir bankaya rehin olması ve o banka elinde kalma ihtimalini önleyen bir engel var mıdır? Böyle bir ihtimalin gerçekleşmesi sizce ülkemiz ve Türk Telekom açısından bir sakınca teşkil eder mi? Ederse bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?
6- Türk Telekom’un sizin hükümetinizce satılan %55 hissesini alan bir yabancı firmanın ancak bir sömürge ülkede yapabileceği uygulamaları karşısında, kurumları ve ulusal duyarlılıkları hiçe sayan davranışları karşısında teslimiyetçilik dışında bir önlem almayı düşünüyor musunuz?
Mustafa Sarıgül: Parti kursam % 17 oy alırım
OKTAY Apaydın yazıyor:
"Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, önceki gün Büyükçekmecilerle ve bazı belediye başkanları ile belediye binasında bir araya geldi.
'Hoş' sohbetlerin yapıldığı toplantıda Kumburgaz Belediye Başkanı Dr. Hüseyin Çorbacıoğlu ile birlikte, DYP'li Sakarya/Kazımpaşa Belde Belediye başkanı Necati Cantimer, Yazlık Belediye Başkanı Hasan Çalışır, Ege bölgesindeki 646 muhtarın dernek başkanı Yelda Atilla, İzmir Otobüsçüler ve Umum Servis Araşları İşletmecileri Odası Hasan Basri Bostancı da bulundu.
Büyükçekmece'den ise... Muhtarlar Derneği Alkış Barış ve derneğe bağlı muhtarlar, Şoförler Odası Başkanı Mahir Ereke, ÇYDD Başkanı Fatmagül Durmuş, Ziraat Odası Başkanı Recep Erol ve daha bir çok sivil toplum örgütü temsilcileri.
Sarıgül, kendisini ziyaret edenlere hitaben bir konuşma yaptı ve dedi ki:
"Bugün seçim olsa kuracağımız partinin alacağı oy en az yüzde 17'dir... Ama bu yetmez, bunun iki üçlü mislini bulmamız gerekiyor.
Sarıgül, Şişli'deki bugünkü oy oranının ise %82.4 olduğunu söyledi. Büyükçekmeceli konuklar daha sonra Sarıgül'le yemek yediler."
Paylaş