Paylaş
Salıcı’nın konuşmasında adı geçen beş genel başkan yardımcısı, İstanbul İl Başkanı ile hiçbir şey olmamış gibi toplantı yaptı. Salıcı’nın aday adayları toplantısında dile getirdiği “Ankara’daki abilerinize güvenmeyin. Ankara’daki abilerine kaparo yatıranların kaparoları yandı. Bol sıfırlı çekleri verenler çeklerini geri alsın” sözlerinin muhatabı genel başkan yardımcıları, Bihlun Tamaylıgil, Adnan Keskin, Gökhan Günaydın, Umut Oran ve Bülent Tezcan, o sözler hiç söylenmemiş gibi Salıcı ile bir araya geldi ve şakalaştı. Ankara’daki genel merkezde buluşan Salıcı ile Genel Başkan Yardımcıları, İstanbul’daki aday adaylarının durumunu masaya yatırdı. Toplantıya İstanbullu PM üyeleri ile İstanbul milletvekillerinin bazıları katıldı.
Bu sırada, Kılıçdaroğlu, Aday Belirleme Komisyonu üyelerini makamına çağırdı. Toplantıya bu yüzden 25 dakika ara verildi. Aday Belirleme Komisyonu üyeleri ile diğer katılımcılar daha sonra toplantıya devam etti. ‘Kaparo’ ve ‘bol sıfırlı çekler’ sözlerinin gölgesinde geçen toplantıda, ‘adayların belirlenmesinde eğilim yoklaması’ formülünün öne çıktığı öğrenildi. Bu sırada bazı partililerin birbirlerine “Kaparoları kim almış” diye espri yaptığı ve şakalaştığı da görüldü.
gercekgundem.com’un bu konudaki haberinde ayrıca, Oğuz Kaan Salıcı’nın ‘kaparocular’ ve ‘bol sıfırlı çekler’ sözünün ardından Kılıçdaroğlu’nun konuya ilişkin soruşturma başlattığı ve Salıcı’yı Ankara’ya çağırtmasına rağmen görüşmediği öğrenildi. Salıcı’nın ise yakın çevresine “Hiçbir sorun yok, görevime devam ediyorum” dediği öğrenildi.
Bu arada önceki gece CHP Sarıyer İlçe Başkanlığı’ndaki örgüt toplantısına katılan bazı üyeler,
İl Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş’a “Kaparocular kimlerdir, bol sıfırlı çekleri kimler aldı?” sorusunu yöneltti. www.gercekgundem.com’un edindiği bilgiye göre, Ataş, “Salıcı böyle bir söz söylemedi. Haberi yazan o internet sitesi taraflı... (gercekgündem.com’u kastediyor) Çarpıtıyor... Salıcı başka şeyler söyledi” dedi.
Tartışmanın büyümesi üzerine, CHP Sarıyer Belediyesi başkan aday adayı Nazan Özbaykal söz alarak “Salıcı o sözlerin hepsini söyledi. Hayatımda hiç bu kadar aşağılandığımı hissetmemiştim. O an neler yaşadığımı bilemezsiniz. Salıcı’nın bu sözlerinden sonra tüm aday adaylarımız ve genel merkez yöneticilerimiz şaibe altındadır” dedi.
Özpolat’ın hırsı
KAYSERİ’den bir dostumuzu aradığımızda, bir tesadüf eseri olarak CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’la (51) telefonda karşılaştık. ‘Ne var ne yok demeden’ hırslı/hızlı bir şekilde konuştu ve dedi ki: “Çankaya Belediye Başkanlığı’na talibim. 28 aday adayı var. Türkiye’ye ve dünyaya nasıl bir belediye başkanlığı yapıldığını göstereceğim. Ama tek şartım var: Önseçim istiyorum ve meydan okuyorum.”
Milletvekili olmasına karşın bir yerel seçim öncesinde bu kadar iddialı konuşan bir ‘aday adayı’ görmediğimizi söylediğimizde, iki dönem milletvekili seçildiğini, artık sırayı arkadan gelen gençlere bırakmak istediğini, zaten ikamet ettiği Çankaya’dan siyasete devam edeceğini belirten Özbolat “Daha önce Çankaya Belediyesi’nde geçici işçi olarak çalıştım, Prof. Muzaffer Bey’in döneminde belediye meclis üyesi seçildim ve daha sonra iş dünyasına girdim” dedi. Çankaya’da yaratılacak enerjinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın alınmasında büyük katkı sağlayacağını” öne sürerek, “2. dönem 2019’da bu kez büyükşehire aday olacağım ve başkanlığı Melih Gökçek’in elinden alacağım; hem de bağırta bağırta...” diye konuştu.
Yurt gazetesinin sahibi olan işadamı ve müteahhit Durdu Özbolat, seçildiğinde milletvekilliğinden istifa edeceğini belirtirken, “Benim derdim Türkiye’nin durumu, Cumhuriyet’imizi yıkmak istiyorlar. Ben solcuyum; devrimciyim. Bu iktidarla hayatım boyunca mücadele edeceğim.”
Durdu Özbolat dün ayrıca Ahmet Davutoğlu’na Suriye konusunda Türkiye’nin karanlık bir sürecin içine sokulduğunu belirterek “Suriye halkına karşı terörist faaliyetler yürüttüğü ve kanlı eylemler düzenlediği bilinen El Kaide ve El Nusra gibi örgütler hükümetiniz tarafından desteklenmekte midir? Mülteciler için kurulduğu beyan edilen kamplarda bu ve buna benzer terörist unsurlar barındırılmakta mıdır? Bunları desteklemeye devam edecek misiniz? Mevcut desteğiniz savaş suçuna ortak olmak değil midir?” diye sordu.
Biliyor musunuz
CHP’den Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday adayı olduktan sonra kendisinin Ankaragücü’nden ihraç ettirilmek istenmesine tepki gösteren Cengiz Topel Yıldırım’ın “Birilerinin etekleri tutuştu, anlaşılıyor. Bazılarını Cengiz Topel korkusu sarmış. Çamur at izi kalsın mantığı güdenler, bundan böyle siyasi nefes darlığına da hazır olsunlar” dediğini...
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi’nin parsel bazında yaptığı plan tadilatlarına karşı açılan 146 davada imzası bulunan İBB CHP Grup Sözcüsü Özgen Nama’nın, Sancaktepe aday adaylığını açıkladığını...
BUCA’ya aday adayı olan ekonomist Ayten Karadağ, “Bilgi, birikim ve tecrübelerimle hemşerilerimin ‘Ayten bacısı’ olacağım” dediğini..
Haliç için 39 soru
CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur’un tarihi Haliç Tersaneleri’nin esas işlevinin dışına çıkarılarak bölgenin Haliçport adı altında bir ticari faaliyet alanına dönüştürülme kararı ve projesiz açık arttırma ile satışının ardından, bölgeyle ilgili 4 bakanlığa (Ö. Çelik’e 8, B. Yıldırım’a 23, E. Bayraktar’a 10 ve İ. Yılmaz’a 8) çeşitli sorular yöneltirken, “Tescilli yapılarla birlikte bu tür değerlerin de korunmaları için gerekli tedbir ve hükümlere ihale şartnamesinde yer verilmesi konusunda gerekli girişim ve/veya uyarılarda bulunulmuş mudur? İhaleyi alan firma ile bu hususa ilişkin bir protokol yapılması ve/veya hazırlanacak bir koruma planının uygulamaya geçilmeden önce Bakanlığınızca onaylanması vb. tedbirler öngörülmekte midir?” dediğini...
OKUYUNUZ
Cemaat okullarının önünü açtılar
ÖNCEKİ gün itibariyle Resmi Gazete’de Bakanlar Kurulu’nun bir kararı yayınlandı. Bu kararla 2013-2014 eğitim-öğretim yılında, ortaöğretimlerini yurtdışında bitirmeleri halinde TC vatandaşı olan öğrenciler, Türkiye’de istedikleri üniversiteye sınavsız girecekler.
Bununla kalsa iyi. Bu öğrencilerden üniversite harcı ve öğrenci katkı payı da alınmayacak.
Böylelikle, eğitimde fırsat eşitliği cebinde parası olanlar için tamamen rafa kaldırılmış oluyor. Öyle ki, diyelim Tanzanya, Moğolistan, Gana, Kenya, Kongo gibi fakir ülkelerdeki Fethullah Gülen okullarından birinden diplomanız olursa, üniversiteye girişte bir sorun çıkmayacak.
HAYATI KURTULSUN
Bir de ipucu verelim parası olanlara: Malavi’de bir yıl için 700 dolara öğrenci olabilirsiniz. Bir aile düşünün, çocuğunun lise son sınıftaki harcamaları geride kalan üç yıldan daha fazla tutuyor. Kurslar, özel dersler, dershaneler, servis ücretleri derken 700 doları çoktan geçiyor. Sonuçta 700 dolar dediğiniz 1.500 TL. Buna yeme, içme, yatma parasını da ekleseniz, yine lise son sınıf öğrencisinin Türkiye’de harcayacağı paranın onda biri ancak tutar. Afrika’nın en zengin ülkelerinden biri kabul edilen Kenya’da çocuğunuzu okutmak isterseniz, yıllık 1.500 dolar kafi gelecek.
Biraz paranız varsa elinizde, gönderin çocuğunuzu Malavi’ye hayatını kurtarın. Gelsin, bütün sıkıntılardan arınmış olarak en yüksek puanı isteyen fakültelerden birine kaydını yaptırsın.
Eğitim sistemimizi, üniversite sistemimizi yerle bir edecek bu haber güzide basınımızda pek yer bulmadı. Böylesine haksız bir rekabetin yaratılmasını haber olarak görmediler demek ki. Oysa açıkça Fethullah Gülen okulları kayrılıyor, oradan mezun olan öğrencilere üniversiteler ardına kadar açılıyor.
YÖK yönetmeliği elbette sadece Fethullah Gülen okulları için çıkarılmış değil, yurtdışında, özellikle de Afrika ülkelerinde lise son sınıfın okunacağı çok ucuz okullar da var, isteyen oralara da gönderebilir, ama görünen o ki asıl amaç Fethullah Gülen okullarına ilgiyi artırmak. Ayrıca, yönetmelik yalnızca TC vatandaşı olanları da kapsamıyor. Yurtdışındaki liselerden mezun olanları kapsıyor: Tıpkı Suriyeli mültecilerin genç-yetişkin tüm fertlerinin hiçbir masraf yapmadan ve sınava girmeden üniversitelerdeki istedikleri bölüme yazılmaları gibi.
GÜLEN OKULLARI
Lise eğitiminin ne denli yetkin olduğu elbette tartışılır, ama bu sınırlar içinde yaşayan ve üniversite sınavını kazanabilmek için servet harcayan aileler bir başka kaos yaratacaktır. Küçük bir hesaplamayla çocuklarını mutlaka bu okullardan birine göndermeye çalışacaklardır. Burada ikinci bir sorun çıkacak kuşkusuz: Bu kez Fethullah Gülen’in okullarına kabul edilecek öğrenciler ne gibi taahhütlere imza atacaklar?
Konu Fethullah Gülen okulları olmasa da çok vahim bir durumken, Fethullah Gülen’in kurduğu okullar tüm dünyada oldukça yaygın. Zihninizi yormayacaksa, lise ve muadili okulları şöyle sıralayabiliriz:
ABD: 5 özel okul. Meksika: 1 okul. Fas: 4 okul. Moritanya: 1 okul. Mali: 1 okul. Nijer: 1 okul. Çad: 1 okul. Sudan: 2 okul. Etiyopya: 1 okul. Senegal: 1 okul. Gambiya: 1 okul. Gine Bissau: 1 okul. Gine: 1 okul. Burkina Faso: 1 okul. Gana: 1 okul. Togo: 1 okul. Nijerya: 4 okul. Kamerun: 1 okul. Orta Afrika Cumhuriyeti: 1 okul. Kongo: 1 okul. Uganda: 1 okul. Kenya: 4 okul. Tanzanya: 1 okul. Malavi: 1 okul. Mozambik: 1 okul. Madagaskar: 1 okul. Güney Afrika: 4 okul. Okyanusya Avustralya: 7 okul. Endonezya: 4 okul. Filipinler: 4 okul. Asya Kazakistan: 29 okul. Tacikistan: 13 okul. Kırgızistan: 12 okul. Türkmenistan: 20 okul. Özbekistan: 1 okul. Afganistan: 4 okul. Pakistan: 6 okul. Hindistan: 3 okul. Nepal: 1 okul. Bangladeş: 4 okul. Moğolistan: 4 okul. Japonya: 1 okul. Malezya: 1 okul. Vietnam: 1 okul. Kamboçya: 2 okul. Burma: 2 okul. Tayland: 3 okul. Irak: 4 kolej. Yemen: 1 okul. Rusya Federasyonu: 6 okul. Azerbaycan: 12 okul. Gürcistan: 3 okul. Ukrayna: 2 okul. Moldova: 2 okul. Romanya: 4 okul. Bulgaristan: 3 okul. Makedonya: 4 okul. Arnavutluk: 4 okul. Bosna-Hersek: 2 okul. Almanya: 3 okul. Belçika: 1 okul. Finlandiya: 1 kolej.
Fethullah Gülen cemaatine bağlı okulların Yönetim Kurullarınca ilan edilen ücretler üzerinden kayıtlar yapılıyor. Ücret belirlemede o ülkedeki enflasyon oranları dikkate alınıyor. Ülkelerin koşullarına ve zenginliklerine göre fiyatlar az veya çok olabiliyor. En ucuz okullar Afrika ve Uzak Asya’da.
Mümtaz İDİL
Kuşkulu ve soğuk parti örgütü olmaz
CHP İstanbul İl Başkanı hakkında çıkan haberler, partililerin karşılıklı suçlamaları; tartışmalar, rant kapısını aralamak isteyenler, torpil peşinde koşanlar; belediye meclis üyelikleri için ‘çete’ kuranlar ve bunlarında kahrolanlar, üzülenler... Bu parti adam olmayacak galiba diyenler...
Biraz ders gerekiyor bazı CHP’lilere...
Belirli değerler etrafında toplanılan politik partilerde bu değerlerin halkla bire bir paylaşıldığı birinci kurum olan parti örgütleri, aynı zamanda partının halka açılan ilk kapısı, partinin toplumdaki yüzü, imajı ve aynı zamanda da partililerin birbirleri ile iletişim kurduğu, sosyalleştiği ve fikir alış-verişi yaptığı birincil kurumlardır.
Bu ideal portreden yola çıkarak yurtdışında saygın bir üniversitede siyaset akademisyeni olarak çalışan genç bir bilim adamı bakın ne diyor:
“CHP’nin İstanbul’daki bir ilçe başkanlığındaki izlenimlerimi sizinle paylaşmak istedim. Tabii bu izlenim CHP çatısı altındaki genel bir durumu işaret etmeyebilir ama endişe verici bır ruh halini yansıttığından not edilmesi gerekli olabilir. 2014 yerel seçimler için aday adaylıklarının yapıldığı son gündü... Bahsi geçen CHP ilçe başkanlığındaki kalabalığa rağmen soğuk bir havanın hakim olduğu, insanların birbirlerine şüphe ile yaklaştığı, her köşede politik ve ekonomik hesaplar yapıldığı, parti içindeki makam rekabetinin partinin birleştirici değerlerinden çok daha keskin olduğu, ve bu rekabetin adaylar açıklandıktan sonra parti küskünlüğü yaratacağı sinyallerini verdiği şimdiden hissedilmektedir. Umarım bu izlenimler adaylıkların son gününde ortaya çıkmış stresin sonuçlarıdır ve CHP yerel ve genel seçimlerde bir bütün olarak sosyal demokrat değerler etrafında birleşmiş olarak ülkenin ihtiyacı olduğu yeni bir politik projeyi hayata geçirir.”
Temel anlayış bu olmalı da, ne yazık ki herkes birbirini yiyor! Bu particilik değildir.
Paylaş