RTÜK 120 kanalı kapattı

Müjdelediği haber “RTÜKün 14.09.2015 tarihinde uydu üzerinden yayın yapan 120 TV kanalını, RTÜK lisansı olmadığı için Türksat’a suç duyurusunda bulunarak yayınlarının durdurulmasını sağlaması...”
AKP’li RTÜK üyelerinin ‘göz ardı’ etmesiyle, bu kanallar üzerinden ne vurgunlar yapılmış yıllardır; hayret etmemek elde değil.
Bilindiği gibi TV’ler yayın yapmak için RTÜK’ten 10 yıllığı 240 bin TL karşılığında lisans alarak RTÜK’ün belirlediği kurallara ve denetime tabi olmak zorundalar.
Halbuki ‘kapatılan’ bu kanallar Avrupa ülkelerinden lisans alarak veya almayarak, denetlenememelerinden dolayı neredeyse 24 saat telif ücreti ödemeden filmler (vizyon filmleri dahil), RTÜK’ün kuralları dışında daha fazla reklam yayınlayabiliyor; ‘RTÜK Beyannamesi’ düzenlemiyorlar ve RTÜK payı ödemedikleri için haksız rekabete neden oluyorlar (dı).
Bir yayıncı “Ringe iki boksörü çıkarıp birinin ellerini ve gözlerini bağlayıp diğerinin eline de sopa verip buyurun dövüşün der gibi ağır bir haksız rekabet bu” diye konuştu bize.
TÜRSAB’dan kiralanan bir platformda yaklaşık 20 kanal varken; frekans yayın aralığı yarıya düşürdüğünde kanal sayısı 40’a çıkarılabiliyor. Bunlar, yayıncılıkla ilgisi olmayan kişilerce kiralanıyor daha çok. Örnek verirsek ayda 15 bin dolar... Sonra gelsin büyük ticari kazançlar!...
RTÜK’ün yıllar önce yapması gereken denetimi, AKP’nin ‘denetim ve gözetimi’ne girmiş olan RTÜK’ün AKP’li üyeleri ve onların güdümündeki ilgili bürokratlar yapmadı, görevlerini savsakladılar.
7 Haziran’dan sonra oluşan 40-60 oy dengesi nedeniyle, yeni başkan Arif Fırtına geldiğinde RTÜK yönetimi ‘kendine geldi’ ve aralarında eski ünlü siyasetçilerin çocuklarının da bulunduğu bu yasadışı kanallara el atmaya başladı. 120 platformun kapatılmasına karar verdi. Bu konuda kurulun 9 üyesi, oybirliğiyle karar alarak Başbakanlık Teftiş Kurulu’na suç duyurusunda bulundu. Kurul henüz göreve başlamadı.

DAVUT DURSUN VE BÜROKRATLARI

RTÜK’ün başından ayrılmak zorunda kalan Prof. Dr. Davut Dursun bu işlere ne diyor acaba? Görevde bulunduğu sürede, üst kurul üyelerinin çoğunluğu talepte bulunduğu halde niçin ilgili daire başkanını himaye etti ve görevini kötüye kullandı. Bu yeni durumda yeni RTÜK, yasaları uygulayan kanallar tarafından ‘takdir’ ediliyor.
Malta, İngiltere ve Almanya gibi ülkelerden alınan lisanslarla Türkiye’ye dönük ‘yasadışı’ yayın yapanlar ‘kapatmaya’ karşılık sakın ‘Biz AB yayıncılık kurallarına göre yayın yapıyoruz” gerekçesine sığınmasınlar...

GÜNÜN SÖZÜ

“Dünün de sorumlusu 13 yıllık iktidar ve onun başbakanıdır. Bugünün sorumlusu da 13 yıllık iktidar ve onun cumhurbaşkanıdır. Devlet ciddiyet ister. Bundan böyle her konuda ‘yanılıp’ politika değiştiren, bu yolda ülkeyi kaosa sürüklemekten çekinmeyenlere halk 1 Kasım’da ‘yönetimi’ teslim etmemelidir.”
Tansel ÇÖLAŞAN-ADD Genel Başkanı

Bu nasıl bir iddiasızlıktır

% 41 oy alıp 1. olan parti vekil listesini % 40 değiştirdi. % 25 oy alan parti 131 vekilin 128’ini tekrar aday yaptı. Siyaset bilimcisi Serdar Taşçı “Ne yazık ki çelişkiler ülkesiyiz”derken, iki parti arasında şöyle bir karşılaştırma yaptı:
“AKP, Ali Babacan ve Mehmet Şimşek’i tekrar listeye alırken, Hürriyet’e saldıran Boynukalın gibi provakatif tiplerin listeden dışlanması AKP için oldukça olumlu stratejik adımlar olarak nitelendirilebilir”dedi.
Buna karşılık CHP’de Meclis’in en üretken ve çalışkan isimlerinden Atilla Kart (bu kez adaylık istedi) ile Umut Oran’ın neden aday gösterilmediklerinin ‘gerekçelendirilmesi’ gerekiyor mu? AKP’yi hayli güç durumda bırakan çıkışları olan bu iki ismin kim veya kimler tarafından engellendiğini kamuoyu öğrenmelidir. Aynı şekilde Tokat’tan Orhan Düzgün de aday gösterilmedi.

MYK’dan bir tek Karakaş aday olmadı

CHP’nin 16 kişiden oluşan Genel Başkan Yardımcılarının Ercan Karakaş dışındakilerin tümü aday gösterildi. Karakaş, “Ben adaylığa resmen başvurmadım, hem de bir talebim olmadı”dedi. Vekil olmayan Prof. Dr. Seyhan Erdoğdu 3. Bölge 10. sıradan; Yakup Akkaya da 1. Bölge 11 sıradan gösterildi. İhsan Özkes’in istifası nedeniyle boşalan yere kontenjan kullanılmaması dikkat çekti. Gaziantep’de 1.sıradan seçilen Av. Mehmet Şeker, bu kez 4. sıraya konulunca istifa etti. Şeker’in, 7 haziranda kendi yaptığı listeyi Kılıçdaroğlu’na kabul ettirdiği, ancak 2 vekil çıkarılması üzerine ‘4.sıra’ ile cezalandırıldığı anlaşıldı.
CHP PM toplantısı MYK toplantısının uzun sürmesi yüzünden tam 3.5 saat geç başladı. Murat Özçelik, Doç. Dr. Koray Çalışkan ve Umut Oran’ın durumlarını merak ediliyordu. Ancak üç isim de listelerde yer almadı. Boğaziçi Üniversitesi’nden istifa eden Doç. Dr. Koray Çalışkan, kendisi hakkındaki eleştiriler üzerine “Siyaset yapma istediğimi Sayın Kılıçdaroğlu’na anlattım. Biz de seni isteriz dedi. Başvuru yaptım; hatta bir daha kontenjan olmam dedim. Ancak gösterilmedim. Yaşım daha genç, Genel Başkana danışmanlığıma devam edeceğim. “
Kılıçadaroğlu aday göstermeyeceğini daha önce kendisine ilettiği Murat Özçelik’e teşekkür etti. Özçelik de kayınpederi Cihat Akyol’un yanlış tanındığını belirtti, 12 mart döneminin ünlü işkencehanesi için “Ziverbey’de yoktu” dedi. MYK toplantısında ‘Sayın Genel Başkan sizinle iyi günlerde görüşmek umuduyla...” dediği öğrenildi.

Tarkan’ın dayısı CHP adayı

CHP Rize’ye, Maltepe Üniversitesi Rektörü, bileşimci Prof. Kemal Köymen 1. sıradan; Beşiktaş yöneticisi Metin Keçeli’nin abisi Av. Çetin Keçeli’yi de 2. sıradan aday yaptı. Tarkan’ın “İkizdereli dayımın, varımla yoğumla konserlerimle arkasındayım” dedi. 7 haziran adayı Kenan Bıyık’ın bu kez aday gösterilmemesi üzerine İl Başkanı Mesut Rakıcı görevinden istifa etti.

Sanat eğlence değildir

TOBAV Genel Başkanı Tamer Levent diyor ki: “Yaşadığımız felaketler akıl ve vicdan tutulmasıdır, salt duyarlılıktan yoksundur! Katliamları gerekçe göstererek sanat faaliyetlerini durdurmak ortak aklı ve sağduyuyu durdurmak demektir. İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu ekim ayı sanat programına devam etmelidir. Sanat eğlence değildir.”

MESAJ PANOSU

AVCILAR Gümüşpala Sosyal Tesisleri’ni kullananlar: “Halı saha aydınlatmaları uzun zamandır arızalı. Yaklaşık iki aydır yazılar yazıyor, bilgi veriyoruz fakat sorun çözülmüyor. Bu duyarsızlık nedir?”

BİLİYOR MUSUNUZ ?

RUHİ Su’nun ölümünün 30. yıldönümünde yarın 20.00’de Şişli Kent Kültür Merkezi’nde Ruhi Su Dostlar Korosu ve Boğaziçi Caz Korosu’nun ‘Barış Konseri’yle anılacağını; aynı akşam 19.00’da ‘Ruhi Su Fotoğrafları Sergisi’nin açılacağını... ? ZEKİ Müren’in ölümünün 19. yılı için hazırlanan ‘Batmayan Güneş Zeki Müren’e Vefa’ belgeselinin TRTHD ve TRT4K’da bayramın birinci günü (24 eylül Perşembe) yayınlanacağını... HASANKEYF’i savunmak ve Ilısu Barajı’na hayır demek için dünyanın birçok yerinden aktivistin yarın 16.00’da Beyoğlu’nda bir araya geleceklerini...

‘Akil’ değil 2 ‘aydın adam’ bakın ne diyor

CUMHURİYET’in Bilim Teknoloji dergisi ve Bahçeşehir Üniversitesi’nin düzenledikleri ‘Devlet ve Halk’ temalı söyleşide konuşan iki aydın bakın neler söylüyor:

- KÜLTÜR ÇÖPLÜĞÜ: “Devlet bir kazandır, içini dolduran halktır. Kapak ise hükümet... Sorun halka, demokrasi nedir bilen yok. Ama bir yandan da o sözlerden kavgalar çıkıyor. Partiler kuruluyor, davalar açılıyor. Tam bir kültür çöplüğünde yaşıyoruz. İskandinav toplumlarında halk kararı verir. Hükümet bürokrasiyi değiştirmeye kalksın halk istemezse yapamaz. Ama Türkiye ve Türkiye gibi ülkelerde yapılır. 7 Haziran seçimleri örneğin. Ne oldu? Çöp...” (Doğan KUBAN)

- ULUS VE MİLLET: “Kulu halk yapan, insan yapan Cumhuriyet’ti şimdi ise halkı yeniden kul yapmaya çalışıyorlar. Bugünkü anlamıyla demokrasinin içi yıllar içinde boşaltıldı. Bugün ne yazık ki Türkiye bir varlık mücadelesi içinde. Bugün gelinen noktada milletin yerini cemaatler aldı. Atatürk zamanında millet yerine ulus kullanıldı, bu doğru bir kavramdı, ulus bir bütünlüktü, millet ise parçalanmış cemaatler, gruplar, aidiyetler olarak gündemde yerine aldı.” (Bozkurt GÜVENÇ)