Rize’de ‘Sel Erken Uyarı Sistemi’ vardı hani...

RİZE’de erken uyarı sistemi kurulmuş olmasına ve bunun için 6.5 milyon TL ödenmiş olmasına karşın şimdiye kadar bir sonuç alınamadı.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Jeofizik Müh. Böl. Başkanı Doç. Aydın Büyüksaraç’tan dinliyoruz:

“2009’un mart ayında gazetelere yansıyan haberlerde ‘Uyarı Sistemi Kuruldu, sel 3 gün önceden bilinecek’ deniliyordu. TÜBİTAK 6.5 milyon TL kaynak ayırmış 40 akademisyen ve 30 yardımcı eleman toplamda 70 kişilik bir ekip şimdinin İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammet Şahin’in ortaya attığı fikir etrafında RABİS (Rize Afet Bilgi Sistemi) adlı bir proje geliştirmiş ve Sayın Rektör’ün memleketine yönelik gelişmiş bir sistemi kurmaya başlamışlardı.

Proje tamamlandı, proje sonunda sistem Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve Rize Valiliği’ne teslim edildi. Ancak 15 Temmuz’da meydana gelen sel sanki kendiliğinden bir uyarı gibiydi, geldi yıktı, yaraladı, geçti, gitti. RABİS ne yaptı?

Ardından yaklaşık 40 gün sonra bu kez daha şiddetli bir yağmur, sel ve üstüne bir de tetiklenen heyelan 12 can yitti, kayıplar var. İnsanlar evsiz, perişan. RABİS ne yaptı?

Gazetelere demeçler veriliyor, bilimsel çalışma yapılmalı, yerleşmeler hatalı vb. İyi de devlet 6.5 Milyon TL’yi buraya bu amaçla ayırmadı mı? Ülkenin 70 akademisyeni, araştırıcısı çalışmadı mı? O zaman hala neyin bilimselliğinden bahsediliyor? RABİS’i sorgulayın. Neden önceden haber vermemiş bir öğrenin, sonra yeni çalışmalara kaynak arayışına girin. TÜBİTAK, RABİS’i çok önemsiyor ve yapılan proje başvurularında bu sistemi hep örnek gösteriyor. Gerçekten merak ediyorum RABİS çalışıyor mu?”

Taşlama

ÇÖZÜMLER yüklenmiş evet, hayır tahterevallisine.
Koşuyor herkes kendi bildiği doğrunun rallisine.
Bin dertle sarmalanmış, yirmialtı abad mı edecek?
Yok mu doğruları söyleyecek, bu ülkenin ahalisine.
Vasfi AYAZ

Tuz koktu

YAŞANAN manzara karşısında aklıma Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi geliyor,
Bu aymazlık, gaflet ve dalalet bizleri kahrediyoruz.
Aldıkça al, çaldıkça çal, istersen ver yüz arzuhal, ne sorgu var ne sual!
Çünkü tuz kokmuş.
Dr. V.Ö.

Anormalliğin kaynağına Neden inilmiyor

2010 KPSS’de şaibelerde gözden kaçan bir konuyu dikkatinize sunmak istiyorum:

2007 KPSS’de en yüksek 6 neti yapan toplam 323 kişi: 117 net 1 kişi, (...) 115 net 6 kişi, 114 net 5 kişi, 113 net 32 kişi, 112 net 59 kişi, 111 net 220 kişi.

2008 KPSS’de en yüksek 6 neti yapan toplam 21 kişi: 105 net 1 kişi, 102 net 1 kişi, 101 net 3 kişi, 100 net 4 kişi, 99 net 4 kişi, 98 net 8 kişi

2010 KPSS’de en yüksek 6 neti yapan toplam 4400 kişi: 120 net 350 kişi, 119 net 450 kişi, 118 net 700 kişi, 117 net 800 kişi, 116 net 950 kişi,115 net 1150 kişi. Şimdi soruyorum:

1- Her insanın fark edebileceği bu anormal puan dağılımının, ÖSYM gibi bir çok ölçme değerlendirme uzmanı çalıştıran bir kurum tarafından sınav sonuçlarını açıklamadan önce fark edilmemiş olması olası mı?

2- Bunu fark ettiği halde hiçbir araştırma yapmayan, anormalliğin kaynağına inmeyen bir kurum, sizce ortaya çıkmayacağını umarak mı sınav sonuçlarını duyurdu?

3- Üstüne üstlük bu kurumun başkanı, bu iddialar mutsuz insanların feryadı diyerek bizi aşağılamadı mı?
Yorumu ve takdiri size bırakıyorum
Ayşegül EREN
Yazarın Tüm Yazıları