Paylaş
Köşenizde yer alan yazılar, hep hayatın içinden haykırışlar ama maalesef devlet büyüklerimiz tınlamıyor bile. Bizim gibi vasatın altında olan vatandaşların durumunu hep görmezden gelip bu güzel vatanımızı daha da yaşanmaz hale getirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bunun en çarpıcı örneği, üniversite harçlarına getirilen yükler; her ay rutin elektrik ve benzin zamları, çarşı pazarın her gün biraz daha bir şey alınamaz duruma gelmesi bizleri yaşayamaz hale getirdi.
Benim iki çocuğum var, ikisi de okuyor. Biri yüksekokulda biri de sınavlara girmek için büyük çaba sarf ediyor. Ben emekli ama şans eseri ikinci bir iş bulup çalışmakta olan bir anneyim. Eşimden boşandım ve çocuklarıma sadece kendi gelirimle istikbal vermek durumundayım, çünkü babaları hiç ilgilenmiyor. Bu durumda nasıl altından kalkacağımı bilmiyorum.
Bunun yanı sıra benim gibi insanlar nasıl geçineceğim diye düşünürken bazı eğlence yerleri ve restoranlarda yapılan rezaletleri TV ekranlarından ve yazılı basından görünce inanın isyan etmemek için kendimi zorluyorum. Zaten büyük bir kesim bu rezaletleri göre göre ya çıldıracak ya da çok önemli bir ayaklanma başlatacaktır.
Bence yapılan bu rezillikler -herhalde- çok kolay kazanılan paradan kaynaklanan servet terörüdür. Terör sadece adam öldürmekle ya da kaçırmakla olmaz.
Milli servetin, dolar ve markların -Türk parasına zaten kıymet veren yok- böylesine aptalca heba edilmesi çok ama çok üzücü. Bu da çok önemli ve önüne geçilmesi her gün biraz daha zorlaşan para harcama terörü. Sayın büyüklerimiz, lütfen biraz da benim gibi insanları düşünerek bu duruma dur deyin ve enflasyonun artmasında bu gibi insanların katkısını unutmayın.
Sayın Tantan, biliyorum siz bunlara göz açtırmamak için elinizden geleni yapıyorsunuz, ama insanlar yine de bu rezillikleri sanki çok matah bir şeymiş gibi büyük bir zevkle yapıyorlar. Sayın Maliye Bakanımızla koordineli bir şekilde çalışarak bu insanların fütursuzca harcadıkları paraların kaynağının araştırılmasını ve böyle sahnelerin bir daha yaşanmamasını sağlamanız, belki bu tip insanları kendilerine biraz çekidüzen vermeye yöneltir.
Garsonu da yakın!
İLGİNÇ şeyler oluyor Türkiye'de; tabaklar kırılıyor, peçeteler atılıyor, şampanyalar ayaklara dökülüyor, garsonların ceketi ateşe veriliyor.
Füsun Özbilgen, Posta'daki köşesinde ‘‘Garsonu da yakın olur mu?’’ diyor: ‘‘Çoluk çocuğunun nafakasını ya da ilaç parasını çıkartmak için kendini yaktıracak adam da bulursunuz bu memlekette. Ne fiyaka yaparsınız ama!’’
Şımarıklığın böylesi görülmemiştir.
Dünyada örneği pek görülmeyen bu sapık davranışlara bu kentin valisi, emniyet müdürü, defterdarı müdahale etmez mi?
Muz kabuğu birilerini kaydıracak
GÜMRÜK Müsteşarı Ramazan Uludağ, bir okurumuzun 'Kaçak Muz' (24.2.2000) başlıklı yazısı üzerine ‘‘Söz konusu husus, incelemeye alınmıştır. Müsteşarlığımız denetim elemanları tarafından sürdürülen inceleme ve soruşturma halen devam etmektedir’’ diyor.
Uludağ, Gaziantep Gümrükler Başmüdürlüğü'nden yapılan araştırma sonucunda, muz ithalinin 'káğıt üzerinde' görünen rakamlarını şöyle açıklıyor:
Öncüpınar'dan, Marmara AŞ tarafından (Yasin Altınbaş'ın Doğal Altınbaş Holding'ine bağlı) 2.2. 2000'de 1110; 14.2.2000'de 1.925; 15.2.2000'de de 4.830 koli olmak üzere toplam 7.855 koli -brüt 149 ton- muz ithali gerçekleştirilmiştir. 3.11.1999'da da Taşdemir Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Ltd. Şti'ye ait 4.600, Doğal Gıda AŞ'ye ait de 3.000 koli muz güvenlik mührü tatbik edilmek suretiyle memur refakatinde Habur Gümrük Müdürlüğü'ne sevk edildiği ve yurtdışı edildiğinin teyit edildiği anlaşılmıştır. Ayrıca birtakım suiistimallerin önlenmesi bakımından, söz konusu ürünün transit geçişlerinde iç piyasaya sevk edilmesini önleyici tedbirler alınmıştır.''
Uludağ'ın açıklamasında muzların menşei ve hangi limandan getirildiği ise yok... Devlet Bakanı Keçeciler, zaten bu rakamların bir bölümünü bize açıklamıştı.
Açıklamanın tek ayrıntısı olayın 'incelemeye' alınması...
Başbakanlıktan, İçişleri, Maliye, Gümrük, Dışişleri ve Tarım Bakanlıklarına; MGK ve Jandarma'dan Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlıklarına kadar 'kaç muz' ihbarları yapıldığını herkes biliyor.
Olayın üzerine neden yeterince gidilmiyor?
Gümrükler Genel Müdürü Şahin Horoz neyi bekliyor?
Suriye Gümrükleri'ne Lazkiye ve Tarsus serbest gümrüklerinden neler yüklendiğini, Türkiye'ye girişlerdeki beyannamelerde neler gösterildiği; Suriye'nin Banyas Rafinerisi'nden ne yüklenip Türkiye'ye ne getirildiği bir sorulsa...
Güneydoğu'nun ünlü ihracat-ithalatçısı Yasin Altınbaş, 26.2.2000'de köşemizde yer alan açıklamasında, Kuzey Irak'a her hafta 100 TIR muz gittiğini söylüyordu.
Bize gelen ihbarlarda, Altınbaş'ın bazı güçler tarafından kollandığı, hakkında birçok dava olduğu, yurtdışına çıkışının yasaklandığı belirtiliyor.
Belki bu sorular da araştırılabilir.
Sayın Keçeciler, Barzani -veya Türkiye temsilciliğine- ve Talabani'ye Kuzey Irak'a hangi TIR'larla ne kadar muz girdiğini sorabilir mi?
Yoksa hiç girmemiş mi?
Bu konuda yazacak değil, araştırılacak o kadar çok şey var ki...
Tam bir 'Susurluk' dense yeridir.
Ya dokunulmazlık
SİYASİLERCE Anayasa'ya madde ekleniyor,, uzlaşıyorlar vs. vs.. Ancak esas olarak meydanlarda söz verdiler; hani dokunulmazlıklar kalkacaktı, onu niye ilave etmiyorlar.
Hadi onlar unuttular, sizler niye susuyorsunuz? Yoksa lal mısınız?
Rıdvan Nuri SAYDAĞ-İSTANBUL
GÜNÜN HABERİ
‘‘Yapı denetimiyle ilgili yasa tasarısı hazırlanıyor. Tasarıda 120 metrekarenin üzerinde ve bir katı geçen tüm yapıların özel yapı denetim kuruluşunun denetimi altına alınması koşulu yer alıyor.’’
(Başbakanlık Başdanışmanı, Mimar ve Kent Bilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp.)
1995'ten beri yayımlanmakta olan Who's Who Turkey, 'Günümüz Türkiyesinde Kim Kimdir'in 2000 baskısı çıktı. Büyük biyografi ansiklopedisinin web sitesi Http://www.kimkimdir.com.tr adresinde izlenebiliyor. (Tel: 0212-230 08 80).
JEOFİZİK Mühendisleri Odası Başkanı Doç. Oğuz Gündoğdu, Sapanca Gölü'ndeki su seviyesinin artmasında yeraltı hareketlerinin bir etkisi olmadığını belirterek, ‘‘Depremden sonra yerleşim birimlerine su verilemiyor, en önemlisi SEKA tesislerine su çekilmiyor’’ dedi.
Paylaş