Yalçın Bayer: Rahşan Hanım ne kadar mutlu olsanız yeridir

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

BUGÜN yaşamımızın bir nedeni olan biricik oğlumuzu elim bir trafik kazası ile (sarhoş bir kişinin arabası ile çarpması sonucu) toprağa verişimizin 3. yılını yaşamaktayız. Bu olay hayatımızın bütün akışını değiştirdi. Her gün derin acılar içerisinde Allah'a sığınarak ayakta kalmaya çalışıyoruz. Eşim olay sonucu tedavi edilemez bir tansiyon hastası oldu. Ben ise artık akademik fonksiyonlarımı yerine getirememekteyim. Akrabalarımız ve yakın dostlarımız da bu acıyı farklı boyutlarda yaşamaktadır.

Trafik kazalarında dünyada ilk sıraları alan ülkemizde her gün birçok ocaklar sönmektedir. Suçlular ya boşluklardan yararlanarak cezasız kalmakta ya da çok hafif cezalarla kısa sürede serbest kalmaktadır. Bugün bu suçların da af kapsamına alınması hayatımızın sonuna kadar yas ve kederimizi daha da artıracak, yüz binleri bulan bizleri derinden yaralayacaktır. Özellikle mahkemelerde karar aşamasında bulunan bu davaların (bizim davamız gibi) suçluları hiçbir ceza çekmeden affedileceklerdir.

Sayın Rahşan Hanımefendi, eşinizin size af müjdesi verdiğinde mutlu olmuşsunuz. Ne kadar mutlu olsanız yeridir! Ama, çocuğunu 20 yaşına kadar birçok kazanımlarla topluma hazırlayan, üniversiteye gönderen ve hayatımızın sonuna kadar acılar ve ümitsizlik içerisinde kalan bizlerin (Allah kimseye evlat acısı vermesin. Bunu ancak analar ve babalar bilir) durumunu ve çiğnenecek olan haklarımızı hiç düşündünüz mü? Allah bile kul hakkını affetmemektedir.

Yaralı olan bizleri hiç düşünmediniz. Zaten yaralı olan bizleri bir de siz mi yaralayacaksınız?

Prof. Bilge DİLMEN-Mezitli-İÇEL

Affı çıkaranlara dava açabilirim

Af sebebiyle serbest bırakılacak olanlardan bana veya yakınlarıma bir zarar gelecek olursa, bu affı çıkaranlara karşı dava hakkımı saklı tutuyorum. Selami Gültekin-ANTALYA

Sayın Prof. Işıkara'nın deprem değil hatalı inşaatlar öldürür sözünde ne kadar haklı olduğu ortadadır. Benim biricik eşimin kaybına sebep olan Yüksel İnşaat'ın sorumlu kişilerini ben ve çocuklarım affetmiyoruz.

17 Ağustos depreminin akabine, hükümet yetkililerinin medya aracılığıyla halka yaptıkları duyurularda, hatalı inşaat yapanların cezalarını çekecekleri beyanlarında bulunmalarına rağmen daha mahkemeler bitmeden 'af' çıkarılıyor. O zaman suçlu kim, biz acılılar mı, yoksa canlarından olan çaresiz insanlar mı? Sevgili eşimin kabristanına yapmış olduğum ziyaretlerde sesini duyar gibi oluyorum:

Bizi buraya gönderenler ne oldu?

- Hükümet onları affediyor.

Peki biz ne olacağız, bizim hakkımızı kim arayacak?

Cevap veremiyorum. Benim gibi binlerce insan ağlıyor. Ve bizler asla affetmiyoruz.

Dr. Erol ATILGAN-YALOVA

Türkiye'yi terk ediyorum

KUŞADASI'ndan kendisini 'yazar-çizer' olarak tanıtan Metin Özçiçek'in bir duyurusu var: ‘‘Ülkeme son bir şans veriyorum. Eğer batık kredilerin, Hazine'yi soyanların, banka hortumlayanların tüm mal varlıklarına hemen el konulup bizi yani namusu ile çalışıp, üretenleri ve ülkenin geleceğine 40 yıldan beri umutla bel bağlamış olanları sefilliğe iten namussuz ve ahlaksız, dinsiz ve imansız güruhtan hesap sorulmazsa, Türkiye'yi terk etmeye karar vermiş bulunuyorum. Ayrıca, hükümet soygunların faturasını ağır vergilerle bizden çıkarmak istiyor. Bu vergilerin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne gidecek bir parti yok mu?’’

CHP'de artık örgüt kavgası bitmeli

‘SAYIN Bayer, İstanbul'da işlemeyen CHP il örgütünün orayı boşaltması ve ehline verilmesine, yanlış bilgilere kanıp karşı çıkıyorsunuz. Baykal'a hizipçi diyenlerin gerçek hizipçiliğine alet oluyorsunuz. Lütfen dikkat’’ diyen 'Ahmet' imzalı Antalyalı okurumuz, Baykal'ın kartpostalının yüzüne şöyle yazmış:

‘‘Halk soyuluyor. Milliyetçi MHP, halkçı DSP, liberal ANAP halkı eziyor... Son umudumuz sensin; yetiş CHP, yetiş Baykal.’’

Tam bunu okurken fakstan CHP Parti Meclisi'nin bugün yapacağı toplantının gündemi düştü.

Kongre ve üye kayıt yenileme yönetmeliklerinden tutun, görevden alınan ya da 'düşmüş' olan il ve ilçe örgütlerine karşı yapılan itirazlardan oluşan upuzun gündem maddesi... PM'de alınacak en önemli karar da İstanbul örgütünün akıbeti olacak.

Peki Cumhuriyet'i kuran Atatürk'ün partisinin; Türkiye soyulurken, cezaevlerinde ölüm oruçları sürerken, hükümet IMF ve Dünya Bankası'nın 'emirleri' altına girerken, adaletsiz bir af çıkarken, 27 satırlık 'gündemde' bunlarla ilgili söyleyeceği bir şey yok mudur?

Bu parti hep örgüt kavgası mı yaşayacaktır?

Son 'değişim' atakları CHP'yi daha da 'cezalandırmak' olmaz mı? O 'cenah'a özenmenin ülkeye nelere mal olduğunu hep birlikte görüyoruz.

Üst Kurul'un barajı da oldu

KAYSERİ'den bir dostumuz Zekeriya Temizel'e soruyor: ‘‘Demirbank'ın, % 78 hissesine sahip Kayseri Elektrik Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş. adlı bir şirket var. FP'li belediyelerin oluşturduğu bu şirkete Çıngıllıoğlu Ailesi, büyük destek verdi. Şirket, Kayseri'de, Kızılırmak üzerinde enerji ve sulama amaçlı Yamula Barajı'nı yaptırıyor. M. Yılmaz ve Ersümer'in iki yıl önce temelini attığı barajın 2004'te bitirilmesi bekleniyor. Demirbank'a el konulmasıyla yap-işlet-devret modeliyle barajı yapan şirketin hisselerinin büyük bölümü Tasarruf Mevduat Fonu'na geçti. Etibank'a el konulduğunda Sabah Gazetesi'nin bazı hisselerinin fona geçtiği gibi...

Kayserili şirketin yönetim kurulu üyesi Şükrü Karatepe, adı konmamış 'fiili' Genel Müdür... Kayseri eski Belediye Başkanı ve siyasi yasaklı olan Karatepe, 1996'da Atatürk'e ağır hakaretlerde bulunmuş, ‘‘Sakın içinizdeki kin, nefret ve öfkeyi dindirmeyin’’ demişti.

Sayın Zekeriya Temizel, şimdi kendisine sormalı; ‘‘Türkiye Cumhuriyeti'ne hálá kini sürüyor mu?’’ diye.

MESAJ

YÜKSEL Yalova'ya... Vakıflar'ın kira artış oranı 2001 yılı için hani % 10 olacaktı? Bugün Adana Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nden gelen tebligatta kira artış oranı % 35... ‘‘Neden böyle oldu’’ dedim, ‘‘Yüksel Yalova'nın emridir’’ dediler. Bakan Bey kanunlara uymazsa kim uyacak?

Mehmet ERDOĞAN-TARSUS

BİR gazeteci dostumuzdan not: Sabah Gazetesi sahip değiştirdiğine göre İstanbul Gazeteciler Cemiyeti, gazetelerin bayram tatiline çıkmaması için girişim yapmayı düşünüyor mu?

ÇYDD Beşiktaş Şubesi'nin ‘Cep Telefonları ve Baz İstasyonlarının Hayatımıza Etkileri’’ konulu paneli bugün 13.30'da Beşiktaş Evlendirme Dairesi'nde. Emre Çiçek'in yöneteceği panelin konuşmacıları; Prof. Selim Şeker, Selami Yılmaz, Dr.Günay Can ve Av. Cüneyt Tenekeci. (0212-216 47 98)

BİR gazeteci dostumuzdan not: Sabah Gazetesi sahip değiştirdiğine göre İstanbul Gazeteciler Cemiyeti, gazetelerin bayram tatilinde çıkmaması için girişim yapmayı düşünüyor mu?

Yazarın Tüm Yazıları