TELEVİZYON (TV) ve radyoların kullandıkları dil çok önemlidir; yazık ki televizyon (TV) ve radyolarımız, ‘Halk böyle istiyor’ gibi tartışmaya açık bir anlayış ve ‘çok izlenme’ kaygısıyla dil konusunda özenli olmadıkları gibi dili kötü kullananları ödüllendiriyor.
Radyo ve TV’ler okul değildir; ancak Türkçeyi doğru kullananların yolunu açarak görevleri arasına eğiticiliği de alabilirler. Ulusal eğitim doğru yönetilemediği için ortak dilimiz Türkçe de doğru öğretilememektedir. Öte yandan TV ve radyolar güzel yüzlü, güzel sesli ve ünlü kişilerle çok izlenme yarışındadır. Türkçenin doğru, etkili kullanılması için emek ve para harcamaktan kaçınmaktadırlar. Oysa TV ve radyoların güzellik anlayışı, Türkçeyi doğru konuşan kişiler ve hizmetiçi eğitimle taçlandırılabilir. Türkçeyi doğru konuşan ve yazanlarla kotarılan yayıncılık da bütün iletişim araçlarına örnek ve yol gösterici olacaktır. Özel TV ve radyoların çoğunun adı yabancıdır. TV ve radyolardaki dil sorunu, yabancı adlandırmayla başlamıştır. Kimi TV’lerin kendi adını ve TV kısaltmasını bile İngilizceymiş gibi seslendirmesi gülünçtür; ayıptır. Birçok TV ve radyoda izlence adları İngilizce, son zamanlarda da Arapçadır. Sunucular karma dille konuşmakta, Türkçe ve yabancı sözcükleri yanlış seslendirmektedir. Haber izlencelerinde bile duyulan “bye bye, okey, süper; hayırlara vesile olsun, Allaha emanet ol...” gibi kullanımlar, Türkçedeki birçok esenleşme, onaylama, coşku yansıtan öğeyi yok etmektedir. Özellikle gençliğin özne olduğu dizi ve izlencelerde, izlence boyunca sözcükleri bozmak, özel adlara bile sövgü, aşağılama anlamı katmak; yerli yersiz, sürekli argo kullanmak; kullanımdan düşmüş eski sözcükleri yanlış söylemek; sözcük ve tümce bozmayı gülmece diye sunmak ortak dile saygısızlıktır. Birçok radyo ve TV’de çocuk izlencelerinin dili yaşamdan kopuk ve bozuktur; çevirileri kötüdür; dünya klasiklerine ya dinsel/ırksal öğeler ya da başka “ideolojik” iletiler yerleştirilmektedir. Çocuklar da karma bir dille düşünmeye değil düşünmemeye, kötü konuşmaya yönlendirilmektedir. Bireyin, düşüncesini özgürce aktarmasının, olup bitenleri doğru algılamasının tek aracı dildir. Ortak dilimiz sahip çıkmak; ölçünlü dilin doğru kullanımı için bilimsel akılla öneri ve eleştiri geliştirmek, yanlışı olanları uyarmak, hepimiz gibi TV ve radyoların da görevidir. Sevgi ÖZEL-Dil Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Sürücüler dikkat
SAKIN ola arabanız yolda arıza yapmasın yoksa servis kullanan bir şahıs tarafından dövülebilirsiniz. Keçiören 23 mart sabah 8.15 suları. Trafik ışıklarına yakın bir yer. Bir araç akan trafikte ilerlemiyor. Arkadakilerden yükselen korna uğultusu, arıza yapan aracın sürücüsü çaresizce ‘arıza yaptığını’ söylemesine rağmen, servisci koşarak aracın camlarını yumruklayarak ağza alınmayacak küfürler etti. Trafik bu hale mi getirdi bizi! Osman CANATAN
Bülent Tanık 200 başkana projeleri anlatı
ÇANKAYA Belediye Başkanı Bülent Tanık, Çankaya’nın kırsal alanlardaki kalkınma projelerini Suriye’de anlattı. Avrupa Birliği destekli, dört yıllık bir proje olan “Adem-i merkeziyetçilik ve Yerel Kalkınma Programı”nın bir parçası olarak düzenlenen konferansa yaklaşık 200 belediye başkanı katıldı. “Kırsal Kalkınma ve Büyük Yerleşmelerin Beslenmesi Konusunda Belediye Birliklerinin Önemi” adlı bir sunum gerçekleştiren Belediye Başkanı Tanık, yeni toplumcu belediyecilik anlayışı çerçevesinde Çankaya köylerinde ortak üretimi destekleyerek gerçekleştirdikleri kooperatifleşme deneyimlerini paylaştı. Dayanışma kültürü