Putin parasını verdi Türklere cami yaptırttı

Kafkas kökenli bir dostumuzdan bu gezinin izlenimlerini dinledik: II. Dünya Savaşı’nın kazananları Stalin, Roosevelt ve Churchill’in bir araya geldiği Kırım’ın ünlü sahil kenti Yalta’ya Soçi üzerinden ışıklarla bir kıymetli inci kolyeye andıran Kerç Köprüsü’nü geçerek geldik.

Kırım’da hayatın modern çehresi ile tarihinin restorasyon yapılarak korunması, Yalta’da hemen göze çarpıyor. Yeni geniş yollardan geçerken tarlalar sürülmüş, ekime  hazırlanmıştı. Kente girerken insanların günlük yaşamın huzuru içinde olduğunu hemen hissediyorsunuz.

Kırım’ın Rusya Federasyonu Daimi Sözcüsü Georgiy Lvoviç Muradov’un, bizleri “Kırım hepimizin evi, hoş geldiniz” diyerek karşılatması gayet hoştu. Burası Yalta; İlber Ortaylı’nın anlattığı kadar güzel gerçekten. Kültür, sanat ve tarım şehrini pek bir arada göremezsiniz.

Kırım’da çeşitli zamanlarda yaşayan ve Kırım halkının oluşumunda yer alan ana etnik gruplar; İskitler, Sarmatlar, Alanlar, Yunanlar, Gotlar, Ön Bulgarlar, Hazarlar, Peçenekler ve Çerkesler gibi halklar olduğu anlatılıyor. Orta Asya’da gelen Tatarlar ile günümüzde Kırım’ın nüfusunun yüzde 66’sı Rus, yüzde 10’u Tatar; kalan da yakın etnik gruplardan oluşuyor.

Kırım’da 2014 yılı itibarıyla 30 bin konut yapıldığını öğreniyoruz. Bu daireler beyaz eşyalı döşenmiş olarak ‘Kırım Tatarları’na tahsis edilmiş; okullar, kreşler, sağlık kurumları ve spor tesisleriyle birlikte.

Kırım’da tarımla, bağcılıkla ve hayvancılıkla uğraşanlar fazla, yeni tarım alanlarının açılması dikkat çekiyor. Tarım teknolojisi; yani makine ve ekipmanları yenilenmiş, Tarımda destekler, fonlar ve hibeler ciddi şekilde artmış.

Başka bir gelir kaynağı da deniz ve sağlık turizmi ile birlikte ‘inci tarlaları’. İnci dünyada her kadının sevdiği bir güzellik takısı.

SİMFEROPOL’DE CAMİ

Kırım’ın diğer güzel kenti Simferopol’de Patriot Parkı’nda 2016 yılından beri inşaatı süren 2 bin 500 kişilik caminin inşaatına da gittik. Caminin yapımını Putin’in istediğini özellikle belirtiyorlar. Bir Türk firmasının yaptığı caminin mimarı Yavuz Selim Budak, bütçenin tümünün Rusya Federasyonu tarafından karşılandığını söyledi. Ahşabından mermerine, halısına, boyasına, avizesine kadar tüm malzeme Türkiye’den getirilmiş.

Biz oradayken, 40 kişilik Türk usta ekibi açılışın aralık sonunda yapılacağı söyledi. Putin ve Erdoğan’ın açılışa katılıp katılmayacağı konusunda bir bilgi verilmedi.

Halkla konuşmamızda, Kırım halkları Rusya ile tekrar birleşmeden dolayı memnun! Bir sanat profesörü olan Remzi Devlotov’a göre, “2014 yılı itibarıyla önce altyapı sorunları giderildi. İnşaatlar yatırımlar derken, tiyatrolar kreşler, spor salonları hizmete sokuldu.” Artık gençler spor yapabiliyormuş. Yenilenen tiyatrolarda geniş bütçeler ile kültür sanat etkinlikleri yoğunlaşmış. Sağlık hizmetleri ile yaşam standartları giderek yükselmiş. Müslüman bir Tatar, yanındaki kızını göstererek “Evlendiriyorum, halimiz iyileşiyor, daha ne isterim” dedi.

10. YILDÖNÜMÜ

Kırım Cumhurbaşkanı Danışmanı Prof. Dr. Lemara Selendili, Kırım’daki gelişmeleri bir akademisyen olarak şöyle değerlendiriyor: “2014 yılında Kırım halkı Rusya’ya katılma yönünde görüş belirtti. 2024’de 10 yıl olacak. Bu süreçte Kırım Tatarları okullarda ana dillerini kullanabiliyor. Yaşam standardı Ukrayna dönemine göre önemli ölçüde yükseldi. Büyük bir ülkenin tüm vatandaşları gibi tüm anayasal haklara, ücretsiz eğitime, çalışma ve sağlık sigortası ve emeklilik hakkına, ana dilini özgürce kullanmaya, özgür din ve daha birçok haklara sahip şu anda.

Tarih boyunca Küçük Kaynarca Anlaşması’ndan beri, Türkiye’nin Kırım sorunundaki tek muhatabı, Rusya’dır. Ankara’nın Kırım konusunda yeni ilişkiler kurması ve diplomasi yürütmesi biz Tatar halklarının kültürel ilişkilerin artması için de gereklidir.”

Kırım’ın resmi olarak Türkiye Cumhuriyeti tarafından Rusya’nın bir parçası olarak tanınması gerektiğinin önemine dikkat çekildi. Kırımdaki Tatarların, Türkiye’den bazı seslerin ‘olumsuzluklarından’ (Kırım adına kışkırtıcı, gerçeği yansıtmayan iddialar) rahatsızlıklarını bize vurgulamaları ilginçti. Biz bu tartışmalara girmek istemedik. Ukrayna’da yaşayan ve milletvekili olan ‘eski önder’ diye bilinen Mustafa Cemiloğlu’ndan kimse söz etmiyor.

GÜNÜN SÖZÜ

Dünya Sağlık Örgütü diyor ki: “Alkol ve şekerli içeceklerden alınan vergiler daha yüksek olmalı.”

‘MADENCİLİK DOĞAYI TAHRİP ETMEZ’

Dünya Madenciler Günü nedeniyle İTÜ Maden Fakültesi’nde düzenlenen ‘Doğaya Dönüş’ adlı maden sahalarının rehabilitasyonu adlı etkinlikte Prof. Dr. İsmail Koyuncu, dekan Prof. Dr. Mustafa Kumral, Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu ve Güven Önal ilginç konuşmalar yaptı. İTÜ’den emekli olan Prof. Dr. Celal Şengör şöyle konuştu:

“Oturduğunuz sandalyeden kullandığınız telefonlara kadar hayatımızın her alanında yer alan eşya ve teknolojilerin temelini madencilik oluşturuyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanabilmek için dahi madenciliğe ihtiyacınız var. Rüzgâr santralinin pervanesini, onu metrelerce yukarıda tutan direği madencilik olmazsa yapamazsınız. Kısaca madencilik faaliyetleri olmazsa ormanda yaşayan ilkel insanlardan ileriye gidemeyiz. Madencilik doğayı tahrip etmez, ‘madencilik doğayı tahrip ediyor’ sözünden vazgeçmemiz gerekiyor. Bu sözü edenlerin yüzde 99.9’nun cahil olduğunu göreceksiniz. Burada mühim olan konu, madencilik faaliyetleri bittikten sonra bu sahalarda neler yapacağınız. Ağaç mı isteniyor; ağaçlandıracaksınız. O sahayı isterseniz bir eğitim alanı, isterseniz park şekilde rehabilite edebilirsiniz. Birçok ülkede bu konuda çok sayıda güzel örnekler var.”

“DEĞİŞİM, RUMELİLİ GİTSİN KARADENİZLİ GELSİN’ DEĞİL”

Bayrampaşa doğumlu, Makedonya-Üsküp kökenli, gazeteci ve siyaset bilimci Seda Türkoğlu önceki akşam CHP Bayrampaşa ilçe örgütünde geniş katılımlı bir törenle Bayrampaşa aday adaylığını sunarak “Bayrampaşa’da hep birlikte yeni bir sayfa açıyoruz” dedi ve şöyle devam etti:

“Bayrampaşa değişimin ve kendisine verilen değerin çok daha fazlasını hak ediyor. Değişimden kastım da Ahmet gitsin, Ali gelsin; Rumelili gitsin, Karadenizli gelsin değildir. İhtiyacımız olan değişim, vizyon değişimidir. Bakış açısı değişimidir, ezberleri bozmaktır. Bayrampaşa’yı parmakla gösterilen bir semt yapacağız.”

SİYASET KONUŞMALARI

ALTILARA TEPKİ

- SIFIR oyla 35 milletvekilini kapan altılı masadakilerden tık yok! “Kemal Bey sağ olsun. Biz alacağımızı aldık. Allah bereket versin” deyip seyrediyorlar. Cem TOKER

- KONAK Belediye Başkanı Abdül Batur, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için CHP’den aday adaylığını açıklayarak “İzmir’e tecrübe lazım, İzmir’e samimiyet lazım, İzmir’e İzmirli lazım. Ben tecrübeliyim, samimiyim, İzmirliyim” diye konuştu. Batur, İzmir’in sorunlarını çok iyi bilen biri olarak çözmeye talip olduğunu söyledi.

- ESKİ milletvekili Erdal Aksünger, İzmir Bayraklı belediye başkanlığına aday adaylığını açıkladı.

- BAĞIMSIZ Türkiye Partisi (BTP) tüm seçim bölgelerinde tek başına seçime girme kararı aldı ve ilk adayını açıkladı. BTP Sultanbeyli başkan adayanının Turan Kelle olduğunu duyurdu.

- 27. Dönem Muğla Milletvekili Av. Burak Erbay, Muğla Büyükşehir başkan aday adaylığını basın toplantısıyla açıkladı.

- URLA Devlet Hastanesinde mikrobiyoloji uzmanı olarak görev yapan ilçenin sevilen isimlerinden Dr. Emek Atlas, “Daha yaşanabilir bir Urla için göreve hazırım” diyerek CHP’den aday adayı oldu.

- CHP Avcılar İlçe Başkanı Erdal Nas, aday adaylığını açıkladı.