Prof. Alp’in deprem projelerine dikkat

10 yıl önce yaşadığımız depremler 20.000 ölü, 50.000 yaralı, acılı insanlar ve 10 milyar dolar fatura bırakarak geldi gitti.

Haberin Devamı

Ancak, imar ve yapı düzenini ‘rant ve güç’e endeksleyen kesimlere attığı tokat ders olmadı. İmar işleri eski hamam eski tas: ‘Bal tutan parmağını yalar’, ‘Alan memnun, veren memnun’ sistemi aynen devam. Ancak Marmara’nın patlamaya hazır bir bomba olduğu gerçeği ise hiç değişmedi. Dahası, zaman aktıkça risk yükseliyor.


10 yıldır neler yaptık, % 75’i kaçak ve eğreti yapılanmış İstanbul’umuzu, İzmir’imizi depreme nasıl hazırladık? Reklam karşılığı sokaklara konan ‘deprem yardım kutuları’ önce soyuldu, sonra yok oldu! (Sonra da Başbakan’a yakın kişilerin reklam şirketlerine kiralandı? Y.B.) Raporlar, seminerler, konferanslar, konseyler, nutuklar diz boyu gitti. Ancak milyonlarca sakat yapımızı depreme hazırlamak için bir adım atılamadı. Bugünlerde dünyanın çeşitli coğrafyalarında ve dün de bizde deprem oldu. Yüz binlerce insan öldü, yaralandı, sakat kaldı. Geride milyonlarca öksüz yavru, ailesiz insan kaldı. Mal kaybı milyarlarca dolar...

Haberin Devamı

Altyapısı 3.000.000’a göre kurgulanmış İstanbul yanlış politikalar, rant ve güç hırsı neticesinde 13.000.000’a hormonlandı. Olası bir depremde büyük bir felaket ile baş başa kalacağımız artık su yüzüne çıkmış acı bir gerçek oldu.


Apartmanların hızla yenilenmesi için önerdiğim Proje 3G, ‘Kentlerimizi Güçlendirelim, Güzelleştirelim, Gençleştirelim’ projesi ortada kaldı. Gecekondular için önerdiğim ‘Kapsül Evler’ projesi de keza... Çünkü benim yaptırım gücüm yok.

HAİTİ’NİN BAŞINA GELENLER

Ey siyasiler... Kavgayı bırakın. Sakat binalarımızı hızla yenilemek için strateji ve proje hazırlayın, hazırlatın...Deprem, başbakan, bakan, asker, savcı, hoca, hâkim, Ergenekon filan dinlemez. Özel yetkili savcı da Dinlemez. Hepimizi siler götürür.


Bakınız ABD, Haiti’ye nasıl giriverdi. Depremde çaresiz, savunmasız kalacağımızı da unutmayın.


Lafı bırakalım. Tek hedefimiz depreme dayanıksız milyonlarca yapımızı süratle yenilemek olmalıdır. Başka çaremiz yoktur. İşte 2 proje, beceriniz varsa yapın!

Haberin Devamı

Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp Mimar-Kentbilimci

 

Haiti ileilgisi yok ama

 

İÜ’nden, Türk Coğrafya Kurumu Başkanı Y. Doç. Dr. Ahmet Ertek: “Elazığ depreminin 27.2.2010’da gerçekleşen 8.8 büyüklüğündeki Güney Amerika’daki Conception (Şili) depremi ile yakın ilgisi yoktur. Çünkü bunlar farklı plakaların hareketine dayalı depremlerdir. Şili depremi Güney Amerika ile Büyük Okyanus plakaları; Elazığ depremi ise Anadolu ve Arabistan plakacıkları arasında gelişmiş şiddetli ve yıkıcı depremlerdir. Her ikisinin tek ortak noktası; farklı, ancak aktif fay zonları üzerinde bulunmalarından kaynaklanmaktadır. Bunun yanı sıra, bugün meydana gelen Elazığ depreminin Kuzey Anadolu Fayını tetiklemesi ile de ilgisi yoktur. Buna dayalı, beklenmekte olan İstanbul depremi ile bağlantısı bulunmamaktadır.”

 

Haberin Devamı

TOKİ hep rezidans mı yapacak

TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar konuşuyor, “Bir ay içinde kazmayı vuruyoruz, binaları yapıyoruz” diyor. Ne zaman? 51 kişi öldükten sonra... Ağlamayana mama, ölmeyene ev yok... Rant sağlayacak imar plan tadilatlarını yapıp resen hiç bir kurum (belediye, Bayındırlık vs.) ciddiye alınmadan, bloklar, rezidanslar dikiliyor, ardından da altgeçit-üstgeçitler yapılıyor.


Elazığ
’daki köylerin tümünün kerpiç ev olduğu belli... Zaten Doğu ve Güneydoğu’daki bütün köyler böyle; gerçek bir ortaçağ görünümünde.

Hep niye İstanbul... Buralara ‘köykent’ gibi projeler yapılsa kim karşı çıkacak. Gerçek ‘dönüştürme’ bu olur. Birçok köy halkının toplu olarak TOKİ’ye ‘Evlerimiz tehlikeli, yenilenmesi lazım’ diye başvurdukları ama bir cevap alamadıkları biliniyor.

Haberin Devamı


TOKİ’
nin, yapılar İstanbul’da satıldığı için biraz başını köylere çevirmesi gerekir. Yoksa, daha çok canlar vereceğiz.

 

Tarafsızlık ve bağımsızlık

DEMOKRASİLERDEKİ, Montesquieu’nün ‘kuvvetler ayrılığı’ prensibi, ancak ve ancak Anglosakson hukuk sisteminde mümkündür.


Genel anlamda, bizim gibi Kara Avrupası hukuk sisteminde, kuvvetler ayrılığından bahsedilemez. Çünkü hâkim, yasamanın önüne koyduğu kanunları tatbikle görevlidir.

Yasama da yürütmenin emrinde olduğu müddetçe, kuvvetler ayrılığından bahsedilemeyeceği gibi, yargıya tanınan tek imkân “taraflar arasında tarafsızlıktır”.

Ancak, Anglosakson hukukunda yargı, kendi koyduğu içtihatlara dayanan hukuku (case-law) tatbik ettiğinden, yürütme ve yasamaya karşı bağımsızdır.       Hakan HANLI

 

BİLİYOR MUSUNUZ

 

ETHNOS Gazetesi’nin (5.3.2010), Atina Belediye Başkanı Nikitas Kaklamanis ile Savunma Bakanı Evangelos Venizelos’un, Atina’da yaşayan Müslüman toplumu için bir cami ve 100 dönüm büyüklüğünde bir mezarlık için yer tahsis edilmesi konusunda görüş birliğine vardıklarını yazdığını...

ÇEVRE ve Kültür Kuruluşları Dayanışma Derneği ÇEKÜD’ün İzmir’de 3.500 fidan diktiğini...

Haberin Devamı

İETT’deki Kadınlar Günü kutlamasında çalışan 222 kadına takı seti hediye edildiğini, ayrıca kurumda 9 yıldır çalışan Yurdanur Çelik’in yılın kadını ilan edildiğini...

CHP büyükşehir üyeleri Serdar Bayraktar, Bülent Soylan ve Dr. Hakkı Sağlam’ın verdikleri soru önergesinde İBB’de 135 müdür ve üstü yönetici kadrosunun sadece 2’sinde bayan yönetici bulunduğunu belirterek “Bu değer geçtiğimiz yıllarda nasıldır? Başkanlık makamınız bu konuda bir önlem düşünmekte midir?” diye sorduklarını...

 

GÜNÜN SÖZÜ

“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ‘Ağır ve Tehlikeli İşler’ kategorisine giren 42 işkolunu bu kategoriden çıkararak kadınların 42 sektörde ayda 5 gün olan ‘ay hali’ iznini kaldırmış oldu. Kadın işçilerin haklarını gasp eden düzenlemenin iptali için Danıştay’a başvuracağız.”

(DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi) 

Yazarın Tüm Yazıları