Perinçek’in değil Türkiye’nin davası

İP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz “Türk hükümeti, AİHM nezdinde Fransa aleyhine ‘devlet başvurusu’nda bulunmalıdır” dedi.

Perinçek’in AİHM’de İsviçre aleyhine açtığı davanın daha da önemli hale geldiğini belirten Cengiz, Türk hükümetinin de 15 Eylül 2011 tarihli başvurusuyla, davaya Doğu Perinçek safında katılmak istediğini hatırlatarak özetle şunları söyledi:
“Doğu Perinçek’in vardığı sonucu kabul eder veya etmezsiniz ama bir bilim ve siyaset adamı olarak Dr. Perinçek’in özgürlüğünü tanımak, Avrupa’nın geleneksel özgürlük kavramının gereğidir.
Voltaire: ‘Düşüncenizi kabul etmiyorum, ama onu açıklama özgürlüğünüzü savunuyorum’ demişti. İşte özgür Avrupa budur!
Bu dava, Perinçek’in bireysel davası değildir, Türkiye’nin davasıdır. Avrupa gibi Türk hükümeti de bir sınavdan geçmektedir.
Bu süreçte, Türkiye Cumhuriyeti devleti de Perinçek gibi, ‘Ermeni soykırımı’ yalanının, ikinci İsrail’i yaratma amaçlı kukla Kürt devleti projesinin bir parçası olduğunun bilinciyle hareket etmeli, kararlı davranmalı, izleyeceği doğru siyaset ve stratejilerin bir parçası olarak gözünü AİHM’deki Perinçek davasından ayırmaksızın, aktif bir mücadele yürütmelidir.”
Hatırlatalım... AİHM’de görülmekte olan bu davada, Doğu Perinçek, sözde “Ermeni soykırımı”nı inkârın cezalandırılmasının, AİHS’ye aykırılığının tespitini istemişti.
Konunun özü, AİHS’nin 10. maddesinde düzenlenen düşünce ve ifade özgürlüğünün ihlal edilip edilmediğidir. Dosyanın önümüzdeki yıl karara bağlanması bekleniyor.
Ergenekon’dan Silivri’de yatan Perinçek’e haklı olarak destek giderek artıyor.

Denge kefede olur!

ATATÜRK Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nun Yönetim Kurulu ile Yüksek Danışma Kurulu’na yapılan atamalar anlaşılmazdır.
Zaman yazarı Mümtazer Türköne’nin, Atatürk karşıtı bir yazar olduğu ortada iken, Cumhurbaşkanı Gül kendisini bu göreve nasıl atar? Daha da garibi, ‘denge’ sağlamak adına olacak ki, kurumdan daha alt bir görevi olan Danışma Kurulu’na da CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Sencer Ayata’nın eşi Prof. Ayşe Ayata’nın atanması... Ayata, Prof. Turan Güneş’in kızı, oğlu da CHP İzmit Milletvekili Prof. Hurşit Güneş...
Sadece AKP olmasın CHP de olsun diye düşünüldüğüne göre, denge sağlanmamış oluyor.
Denge kefede olur!
Bu görev Prof. Ayşe Ayata’ya hafif kalır.
Bilinmeli, bu göz boyamalarla Atatürk’ün beli kırılamaz.
Eski bakan ve milletvekili Rıfat Serdaroğlu ne güzel sormuş:
“Cumhurbaşkanı Gül’ün davranışlarıyla içtiği ant ne derece örtüşüyor.”

Vekil ile emekli böyle kıyaslanmaz

SGK emeklisi Metin Kocabay da, vekillere yapılan zam için duygularını yazıyor:
“Milletvekilliği bir meslek olmadığı halde, milletvekilliği sona erenleri emekli statüsüne sokup yüksek maaşla emekli maaşı bağlanması ve üstüne bir de katmerli bir şekilde % 100 oranında zamla hiçte hak edilmeyen şekilde maaşların arttırılması, % 1.7 veya % 2 oranında zam alan, benim gibi 10 milyon SGK emeklisine yapılmış en büyük saygısızlıktır.
Sayın Cemil Çiçek, milletvekili her gittiği düğüne 300-400 TL’lik (yarım gibi) altın takıyor diyor. İyi de sayın Çiçek, siz takıyorsunuz da emekliniz de mi takıyor, onları neden artırdınız. Ayrıca biz Ankara’da çok kalabalık bir sülaleyiz, çok şükür daha hiçbir vekili düğünlerimizde görmedik.
Sayın Çiçek, siz diyorsunuz ki küçük altın takamıyoruz ayıp oluyor diye. Ben özbeöz yeğenime küçük altını zor taktım. Siz benim ne hissettiğimi düşünebiliyor musunuz.”

Eğitimcinin maaşı da vekiller kadar olsun

BU kıyak emeklilik yasasının, vicdan-insaf ve terbiye ile ilgisi yok. Bu yasayı çıkaranlar ‘milletvekilleri’ olamazlar. Atatürk’e soruyorlar; milletvekili maaşları ne olsun diye, büyük insan cevap veriyor:
Öğretmenlerinki kadar olsun.
Bütün siyaset ehli kendileri ile gurur duyabilirler. Bence de hak ettikleri tek şey: Evet dün yazdığınız gibi “intizar”.
Atıf BAŞEDEN

Aydın Menderes nereye gömülmeli

MERHUM Adnan Menderes’in oğlu Aydın Menderes’in vefatına toplum olarak üzülmemek mümkün değil. O her şeyden önce bu ülkenin temiz bir insanıydı.
Siyasi yaşamında başarılı olduğunu söyleyemeyiz ama hakkında söylenecek olumsuz bir ifade olacağını da sanmıyorum.
Ancak merhumun Anıt Mezar’da toprağa verilmesini de uygun bulmuyorum.
Süleymaniye Camisi avlusunda başlayan bu uygulamanın sonu gelir mi? Anıt mezarlar aile kabristanlığına dönüşmez mi?
Allah uzun ömür versin ama diyelim ki Semra Özal veya Ahmet Özal vefat ettiklerinde aynı uygulamaya devam mı edilecek?
Hüseyin SEVİLENGÜL

Annelere zulüm

“GDO’ya Hayır Platformu’ dün önemli bir duyuru yaptı. Özetle, yem sanayicileri, et sanayicileri, yumurta üreticilerinin başvurusu üzerine Biyogüvenlik Kurulu’na GDO’lu 13 mısır çeşidine yem amaçlı kullanılmak üzere izin vermiş, başvurunun bu kesim tarafından yapılmış olması dikkat çekiyor. Bu şekilde, tüm hayvancılık sektörü ve et, süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi hayvansal ürünler ile bu ürünlerin içeriğini oluşturduğu binlerce gıda maddesi de risk altında bırakılıyor. GDO’suz yem kullanan üreticiler de bu şekilde cezalandırılmaktadır, zira mevzuata göre GDO’lu yem ile beslenen hayvanların ürünlerinin etiketlenme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle verilen karar kanuna da aykırıdır, deniliyor.
Anneler bu ürünleri asla bilemeyecekler. (zmo@zmo.org.tr)
Yazarın Tüm Yazıları