Paylaş
Biz ona Cumhuriyet diyoruz.
Kimse kılığından kıyafetinden ötürü suçlanmıyor, hakarete ve saldırıya uğramıyor, herkes laik bir rejimde yaşamanın ne büyük bir ayrıcalık ve nimet olduğunu biliyorsa…
Biz ona Cumhuriyet diyoruz.
Din ve inanç özgürlüğü içinde, dinin kutsallığına saygı duyuluyor, din gündelik siyaset malzemesi olarak kullanılmıyor, dini esaslara dayalı bir rejim inşa edilmiyor, din ve devlet işleri birbirine karıştırılmıyor, yurttaşlar inançlarından ve mezheplerinden ötürü ayrımcılığa tabi tutulmuyorsa…
Biz ona Cumhuriyet diyoruz.
Eğitim sistemi siyasi emellere alet edilmiyor, okullar buna göre düzenlenmiyorsa ve eğitimde fırsat eşitliği tüm topluma yaygınlaştırılıyorsa…
Biz ona Cumhuriyet diyoruz.
Toplumsal barış, iç barış, bölge barışı ve dünya barışı her şeyin üstünde tutuluyor, titizlikle savunuluyor ve başka ülkelere, ‘demokrasi’ getirme bahanesiyle müdahale edilmiyorsa…
Biz ona Cumhuriyet diyoruz.
Toplumu kutuplaştırmak, onu tam ortasından ikiye bölmek, bizden olanlar ve bizden olmayanlar diye ayırmak, kimseyi milliyetinden, kültüründen, dilinden ve kimliğinden ötürü aşağılamak sözkonusu bile edilmiyorsa…
Biz ona Cumhuriyet diyoruz.
Kitaplar toplatılıp yasaklanmıyor, gazeteciler, yazarlar hapisane günlüğü tutmak zorunda bırakılmıyor, siyasi parti liderleri, yöneticileri, seçilmiş belediye başkanları demir parmaklıklar ardında, siyasetten uzak tutulmuyor, her türden muhalefeti susturmaya tevessül dahi edilmiyor, herkes düşünce, ifade ve yayımlama özgürlüğünü korkusuzca yaşıyorsa…
Biz ona Cumhuriyet diyoruz.
Özgürlükler doyasıya yaşanıyor, demokrasi tüm kurallarıyla uygulanıyor, darbenin d’si dahi telaffuz edilmiyor ve darbe girişimlerine halk gerekli tepkiyi verip direniyor, kimse düşüncelerinden ötürü tutuklanmıyor, işinden, aşından olmuyor ve adalet duygusu ülkeyi yönetenler ve yönetilenler tarafından içtenlikle paylaşılıyorsa…
Biz ona Cumhuriyet diyoruz.
Ağaçların yeşil, gökyüzünün mavi, nehirlerin berrak, havanın temiz, sözlerin yumuşacık, kalplerin sevgi dolu olduğu ve gözlerin merhametle güzelleştiği, tabiatın ve hayvanların da yeryüzünü paylaştığımız yoldaşlarımız olduğu kuvvetle hissediliyor ve onların hakları da tıpkı insan hakları gibi güvence altına alınıyorsa...
Biz Türkiye Cumhuriyeti’ni çok seviyoruz. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Cumhuriyet için canını veren, emek veren, onu koruyup geliştiren, sevip güzelleştiren herkesi saygıyla, sevgiyle anıyor, sonsuz teşekkürlerimizi sunuyor, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti Türkiye’nin sonsuza dek yaşayacağı inancıyla kutluyoruz.
PEN Türkiye Başkanı Zeynep ORAL
PANO
-KARDEŞİM, yolsuzluk duman değil ki, yukarıya çıksın; yolsuzluk, çamurdur, çamur, yukarıdan aşağıya akar.
Meral AKŞENER
-BİLMEM ki, ben ne demek isterim. Sen ne anlarsın?
O.Seyfi ORHON
BİLİYOR MUSUNUZ
CİNDORUK’A CUMHURİYET ÖDÜLÜ
TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu’nun bu yıl ilk kez ihdas ettiği ve her yıl cumhuriyet bayramlarında vereceği ‘Türkiye Barolar Birliği Onur Ödülü’nün TBMM E. Başkanı ve Milli Merkez Başkanı, hukukçu, siyaset ve devlet adamı Hüsamettin Cindoruk’a bugün Baro Başkanı Av.Prof.Dr. Metin Feyzioğlu tarafından Ankara’da TBB’de düzenlenecek törenle verileceğini... ÇOCUK hakları alanında dünyanın en önemli ve saygın kuruluşlarından olan World of Children (Çocukların Dünyası Vakfı)’nın ‘Çocuk Hakları Nobeli’ ödülünün LÖSEV Başkanı Üstün Ezer’e ABD’de 2 Kasım’da yapılacak törenle verileceğini duyurduğunu... ULUSAL Eğitim Derneği’nin düzenlediği yarın 14.00’de yapılacak ‘Cumhuriyetin 94. Yılı Onuruna Cumhuriyetin Ankarası’ konulu konferansta Güven Dinçer ve Prof.Dr. Yalçın Memlük’ün konuşmacı olduklarını(Necatibey Cad. No:13 Sıhhıye)...
ERDAL Atabek’in konuşmacı olduğu ‘Cumhuriyet Bir Yaşam Biçimi’ konulu Moda Tarihçi Kitabevi’nde 28 Ekim Cumartesi 16.00’da... MODA tasarımcısı Filiz Can’ın Harbiye Ramada Plaza otel’de 29 Ekim Pazar 13.00’de yapılacak ‘Cumhuriyet Kadınları Moda Defilesi’nden elde edilen gelirin Anadolu Engelliler Derneği’ne bağışlanacağını... TÜRKİYE Gençlik Birliği’nin; 81 il’den temsilcilerin dün Samsun ve Amasya, bugün Erzurum, 28 Ekim Sivas’tan yola çıkacak temsilcilerle 29 Ekim günü Ankara’da Birinci Meclis önünde Türk milleti ile buluşup Anıtkabir’e yürüyeceklerini...
YILDIRIM’A KARŞI İNCE!
İSTANBUL Büyükşehir/2019 adayları arasında AKP’den Başbakan Binali Yıldırım’ın adı geçerken, CHP’den de Muharrem İnce’nin adı CHP kulislerine düştü. Yüksek profilli bir bir aday karşısında Muharrem İnce’nin adaylığının uygun olabileceği ileri sürülürken “Teklif edilirse, böyle bir adaylığa İnce’nin hayır demeyeceği” belirtildi.
DÖRT İLGİNÇ KİTAP
- HÜRRİYET Daily News Yayın Yönetmeni Murat Yetkin’in, uluslararası entrikaların ya hedefi ya sahnesi ya da aktörü olan Türkiye’den bakıp 10 olayın perde arkasını ‘Meraklı İçin Entrikalar Kitabı Doğan Kitap’tan çıktı.
- SABAHATTİN Önkibar’ın, Meral Akşener’in dünü ve bugünü anlattığı ‘Asena’yı (Kırmızı Kedi) yazdı.
- KEREM Çalışkan, ‘Atatürk’ün 7 emaneti‘ (Vatan, meclis, ordu, Cumhuriyet, laiklik, kadın hakları ve Türk kimliği’ Miras, Remzi’den yayınlandı.
- KIYMET Coşkun’un yayına hazırladığı ‘Tarık Akan-Ülkemin Güzel Yüzü’ (Can Yayınları) kitabının çıktı.
İYİ PARTİ KİMLERE İYİ GELMEYECEK
MERAL Akşener ve arkadaşlarının kurduğu İYİ Parti’nin, açıklanan programına göre Türkiye nin içinde bulunduğu sorunlardan kurtulması adına ülkemize iyi geleceğini tahmin etmek zor değil.
Türkiye’nin sorunlarının kaynağının en önemli nedenlerinin uluslararası ilişkiler olduğunu gören Akşener, mevcut siyasi partilerde görev verilme gereği görülmeyen diplomatlara ve uluslararası finans uzmanlarına verdiği değeri kurucu kadrosunda fazlasıyla göstermiş.
Önemli olan nokta İYİ Parti’nin kimlere iyi gelmeyeceği.
Kamuoyu araştırmalarında %30’lara ulaşan kararsız (mevcut siyasi yapılardan hoşnut olmayan ) oylara talip olan İYİ Parti bu beklentiyi karşılayacak bir performans ortaya koyabilirse şimdiden ikinci parti olmaya aday.
MHP ve AKP tabanından oy alma potansiyeli olan Meral Akşener’i ,daha önce birlikte çalıştığı kadın siyasetçi Tansu Çiller’den ayıran en önemli avantajı ise halka daha yakın olması,tabanda sırıtmaması.
Olduğu gibi görünmesi.
Deyim yerindeyse ORGANİK bir lider olması.
Türkiye haritasındaki oy dağılımı göz önüne alınırsa İYİ Parti’nin en fazla CHP ye iyi gelmeyeceğini kestirmek zor değil.
Büyükşehir ve Sahil partisi haline gelen CHP, eski dönem DP, AP; DYP ve ANAP seçmeninin oylarıyla Ana Muhalefet partisi kimliğini koruyor.
CHP’yi yöneten kadro, kendisine oy veren çağdaş kitlenin gerisinde kalmış, özellikle kadınlara ve gençlere kucak açamamış, metal yorgunluğu sınırını aşmış bir yapıda.
İYİ parti, kurulduğu gün, diğer partileri “Fabrika Ayarları’na” dönmeye zorlamış gibi görünüyor.
(Bu yazı AKP’li eski bir siyasatçi, DP’li ve MHP’li eski siyasetçilerin görüşlerinden derlenmiştir. CHP’li ‘kızgın’ bir milletvekilinin de görüşlerine yer verilmiştir.)
BAKAN KURTULMUŞ’UN SÖYLEDİKLERİ MARMARİS’TEKİ PANELDE KONUŞULANLARA UYGUN DÜŞMÜYOR
KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş “Siyasetin dili başka, turizmin dili başka” dese de Marmaris’teki panele göre pek öyle değil. Paneldeki konuşmacıların genel olarak üzerinde durdukları “Turizmdeki bocalamanın başlıca nedeninin siyasi” olduğuydu. Başta Almanya olmak üzere, Avrupa ile gerginleşen ilişkiler, Türkiye’deki ortam, furya halinde süren tutuklamalar, olur olmaz çıkışmalar, agresif açıklamalar ülkeyi “güvenilir, sakin, rahat bir ülke” imajından büyük bir hızla çıkarıyor, çıkartmış durumda. Bütün bunlara son olarak Amerika’yı da eklemiş bulunuyoruz. Turist sayısındaki keskin düşüşü esas olarak buna bağlamak daha gerçekçi.
Eğer soruna gerçekçi teşhisler konulamazsa, çözüm bulmak, üretmek de imkansız hale gelir. Hele hele, Avrupalı turistler gelmiyor, o zaman biz de yerine Çinli, Hintli turistleri getiririz, havalimanı kapasitelerimizi arttırırız, gibi toptancı çözümler önermek ve çare olarak bunları uygulamaya koyulmak sorunu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirebilir.
Türk turistlerin bile Yunan adalarını tercih ettikleri düşünülürse; bunu da siyasete daha doğrusu Türkiye’deki ‘itici koşullara’ bağlayanlar bir hayli fazla... Özgürlükten, elini kolunu sallayarak dolaşmaktan, kazıklanmamaya kadar çok sayıda faktör burada rol oynuyor. G. Koreli turistlerin, çekik gözlü diye Çinli sanılarak saldırıya uğradığı, Japon turistlerin Kapadokya’da başlarına gelenler ülkemizde, biz unutursak herkesin de unuttuğunu sanmak biraz da gaflete düşmek olsa gerek. Unutulmasın, ülkenin en önemli siyasi isimlerden biri, “Ha Koreli, ha Cinli, ikisi de çekik gözlü ne farkeder” demişti. Bunların bu ülkelerinin insanları tarafından hiç duyulmadığını, bilinmediğini mi sanıyoruz?
Kaldı ki turizm sorununda toptancı çözümlerden kaçınırken, yerel çözümler de üretmek gerekiyor. Örneğin Marmaris’te, “balın, eko turizmin, yerel tarihin, yerel mutfakların, yeni denenmeye başlayan şarapçılığın ”tek tek tanıtımının nasıl yapılacağı üzerinde kafa yoruluyor. “Biz nasıl turist çekebiliriz, Yunanistan’dan turist nasıl getirebiliriz” diye konuşuluyor. Almanlar gitti, Ruslar azaldı o zaman yerlerine Hindistan’dan turist getirir, koruz” dünyadan hızla kopmakta olan bir Türkiye için palyatif bir çözüm bile değil, ancak “komik” olabilir.
‘ELBETTE MARMARİS’
MARMARİS’te hafta sonu yapılan ‘Elbette Marmaris’ konulu panel, bölgğe turizmine farklı bakış açılarından ışık tuttu.
Marmaris Belediyesi tarafından, Turizm Araştırmaları Derneği’nin (TURAD) katkılarıyla gerçekleştirilen ‘Şimdi Marmaris Zamanı’ temalı bölge tanıtım turu da ulusal basın mensuplarının katılımıyla Marmaris ve çevresinde düzenlendi. 22 Ekim Pazar günü D Hotel Grand Azur’da gerçekleşecen panele;
Yazgülü Aldoğan (Posta) Sebahattin Ercan (Turizm Yatırım Dergisi), Barış Özkan (Sözcü), Mehmet Tezkan (Milliyet), Sina Koloğlu (Milliyet), Yalçın Bayer (Hürriyet), Barış Ferit Parlak (Dünya), Fehmi Küfteoğlu (Turizm Gazetesi), Ümit Yaşar Aslanbay ve Mehmet Güler katıldı.
Panel’de; Yazgülü Aldoğan - İsrail ve Yunanistan’da tatil gözlemleri, Prof. Dr. Faruk Şen - Almanya’daki Türkler ve sektörel araştırma sonuçları, Mehmet Tezkan Türkiye’nin siyasi ve ekonomik durumunun turizme etkileri ve eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel ‘Yeni Turizm Modeli’ başlıklı sunumlar yapacak.
Tezcan “Türkiye’nin imajı neden çok kötü?” diye sordu ve “Ulusal sorunlar nedeniyle turist akışında ciddi kayıplar karşısında ne yapılabileceğini” anlattı.
Yazgülü Aldoğan, Yunanistan’ın Türkiye’den 1.3 milyon turist çekmesinin nedenlerini anlattı. Bu arada bir gün önce İsrail’deki turizm hamlelerine dikkat çekti.
Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar, “Marmaris her şeyi hakeden bir turizm merkezi. Yerli yabancı kentlere göre birçok avantaja sahip. Siyaseten Avrupa ile yaşanan olumsuz tablodan biz de etkilendik. Biz, misafir memnuniyetini artıran butik bir tatil kenti olarak eksiklerimizi giderici, günü birlik sıkıntılarımızı ortadan kaldırıcı çalışmalar yapıyoruz. Olumsuzlukların üstesinden geleceğimize inanıyorum” değerlendirmesiyle içerisinde bulunulan durumu ortaya koydu.
SORUNLAR NASIL ÇÖZÜLEBİLİR
TURAD başkanı olarak turizmle ilgili projelarde yer alanTurizm eski Bakanı Bahattin Yücel, turizmde sorunların nasıl çözülebileceğine değinirken, “Yerel yönetimlerin öncülüğünde, sektör temsilcilerinin katkılarıyla sorunlar belirlenip çözülecektir. Turizmin herşeyden önce toplumsal yaşamın bileşeni olduğu bilinmelidir. Bunun için çok büyük kaynağa ihtiyaç yok. Eldeki imkanları koordineli kullanmak yeterli olacaktır” görüşünü ortaya koydu.
Yücel turizmdeki çarpıklıkları şöyle sıraladı:
“Turizm hızlı büyüdü, borçlanarak büyüdü.. Alt yapıya dikkat edilmedi..
Turizm bölgelerindeki hızlı ve çarpık mahalleleşme, ilçeleşme beton yığını bıraktı..
Lokantaların fiyat ve kalite konusunda hâlâ inandırıcılık sorunu var..
Alkol çok pahalı.. Bu sebeple hesaplar kabarıyor.. Rakipleri (mesela Yunanistan’da euro 4 lira olmasına rağmen) ucuz kalıyor.
Ege, Akdeniz kıyılarında değil ama İç Anadolu’da alkol servisi yapan yer bulmak zor.. Yabancı, yemeğinin yanında bir kadeh şarabını yudumlamak istiyor, bulamıyor.
Türkiye ucuz turist cenneti olma çizgisine geldi, buradan hızla kurtulması gerekir..
MARMARİS’İN 15 KÖYÜ
MARMARİS üzerine hep eleştiri yapılmaması gerekiyor; kısa da olsa şunları eklememiz gerekiyor:
Çevresi bugün dünyanın en özel doğal alanlarından birisi... Bölgenin büyük bölümü milli park alanı.
Çeşitli yasalarla uzun yıllardan beri koruma alanı altında... Kırsal yaşam alanlarını ‘yeryüzü cennetine’ gelmiş sayıyorlar kendilerini...
Marmaris çevresindeki 15 köy, bu yeryüzü cennetinin gerçek hazinesi gibi.. Organik tarım alanı yapılıyor köylerde. Dünyanın ünlü Marmaris Çam balı yine bu köylerde üretiliyor.
Paylaş