Paylaş
“Erzurum Palandöken bana göre ülkemizdeki en iyi pistlere sahip bir merkez. Ayrıca bu yıl açılan Konaklı’daki pistler de muhteşem... Böyle bakınca çok güzel, ben son 10 yıl içinde 7 kez tatil seçeneğimi Palandöken olarak kullandım. Geçen yıl Avusturya Alpleri’ne gittim (Zellam see-kaprun) ve son 10 yılımı boşa harcadığımı fark ettim. Diyorsunuz ki 160 bin kişi Alpler’e gider de niye Palandöken’e gitmez? Ben bundan sonra niye gitmem onu anlatayım.
Ben ve eşim 25 Şubat’ta yine Avusturya’ya gideceğiz. Palandöken’de Dedeman hariç oteller aşağıdadır. Polat Rönesans 5 yıldızlıdır; fiyatı da 5 yıldızlıdır. Palan Otel ve Dedeman skilodge 4 yıldızlıdır. Sizi yukarı çıkaracak ilk lifte (gondola) kadar bu otellerden kayak botları ile 200 metre kadar yürürsünüz. Bu botlarla elinizde kayaklar yürümek çok zordur. Biraz rüzgâr varsa gondola çalıştırılmaz siz dağa, dağ size bakar ya yukarı Dedeman’a 2 km için 20 TL taksi parası verirsiniz ya da bakarsınız.
Yukarıda Dedeman’da kalmak en azından bu sorunları çözer, ama bugün Hürriyet’teki otel ilanına bakın kişi başı 190 TL; o da pazar günü girecekseniz cuma günü çıkacaksınız. Peki ben 7 gün kalmak istersem ortalama fiyat 240 TL oluyor. Ayrıca benim gibi kayakçılar Palandöken’e sadece ejder pisti, 21 numaralı pist ve 19 numaranın girişi için gider. Ejderi hafta içi açmazlar; her türlü bahaneyi sunarlar, rüzgâr var, kar yok vs. vs... Ejdere sadece bir adet köhne telesiyej çıkar o da 17 dakikada... Çok şanslı iseniz her yıl bir kere pazar günü ejderi yakalarsınız. Neyse 21 ve 19’a razıyım dersiniz. 21’e bir gelirsiniz kayak milli takımı çalışma yapacakmış pist kullanıma kapalı, ‘Ama ben para verdim bunu bana daha önce söyleseydiniz gelmezdim vs.’ demeniz bir şeyi değiştirmez, sizi 0-6 yaş grubunun kaydığı pistlere yönlendirirler. Palandöken’de toplam 15 adet pist vardır; onun da sadece 3-5’i gerçekten zevk verir. Avusturya’ya bakalım toplam 47 adet pist var ve hiçbiri kayak milli takımına tahsis edilmiyor. Her otelin önünden geçen otobüs seferlerinin dakik tarifesi var.
Bana göre Alpler’i keşfedenler bir daha bu ülkede kayak yapmazlar derim. Erzurum’dan hiçbir şey olmaz yine Erzurum olarak kalır. Keşke mekanik tesisler kurmak yerine ‘beyinsel’ tesisler kursalardı.
Aynı problemler Uludağ 1. bölgede zamanında vardı. Sonra yatırımcılar bir şeyi anladılar ve 2. gelişim bölgesini kurdular, 4 otel yatırım yaptı, gerçek kayakçılar şu an 2. bölgeyi tercih eder. Sosyete ise 1. bölgede boy gösterir. Umarım Konaklı’ya yatırım yapılır ve gerçek kayakseverleri bölgesine çeker.”
Mehmet Cemal ÖREN-ANKARA
TSK, AKP’nin hıncını CHP’den mi alıyor
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zonguldak’ta oturduğu yerde partililerle muhabbet ederken, ‘Cihet-i Askeriye’ ile ilgili serzenişte bulunmuş; kantarın topunu kaçırmış. Genelkurmay hemen ertesi gün sitesinde cevap verdi...
Hafta sonları, siyasiler çeşitli vesilelerle serbest atışlar yaparlar, akından-karasından konuştukları da olur.
AKP yetkilileri de, hafta sonlarında denk getirdikleri herkese saydırıyorlar, TSK’da nasibini sıkça alıyor. Güneydoğu’daki terör saldırılarından, Silivri yargılamalarına kadar TSK’ya ‘kum torbası’ muamelesi yapanlar ortada... CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Süheyl Batum direkt konuşmuş, AKP’liler takiye üslubu ile ambalaj yapıyorlar. Fark burada, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, daha geçenlerde, ‘Herkes haddini bilecek yoksa bildiriz, eski günler mazide kaldı’ mealinde beyanlarını parti toplantısında alkışlar eşliğinde yaptı. Herhalde had-hudut konusundaki nasihatlerinin(!) muhatabı, parti binasının olduğu mahallenin bekçisi değildi!
CHP yetkilisinin değerlendirmesi eksik ve ordunun gücü bakımından gerçeği yansıtmıyor ama Genelkurmay’ın sadece CHP’ye cevap vermesi ne kadar gerçekçi, kurmay sınıfının düşünmesi gerekmiyor mu?
Asma yaprağına dikkat
‘BAKTAT’nın adını özellikle Avrupa’da herhalde duymayan yoktur. Avrupa’nın en büyük gıda toptancılarından... Bugün 1600’ü aşkın ürün Avrupa, ABD, Kanada, Avustralya, Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde marketlerin raflarında yer alıyor. Gemlik’te konserve, turşu, zeytin ve reçel, Sungurlu’da bulgur, ambalajlama tesisi, Manisa Turgutlu’da sebze grubu var. Almanya’nın Mannheim kentinde de 15 bin metrekarelik bir lojistik merkeze sahip.
Almanya ve Türkiye’de faaliyet gösteren BAKTAT Şirketler Topluluğu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Baklan bize mektup yazmış. Mektubun bir kopyasını da Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na, Berlin’deki Türkiye Büyükelçiliği’ne göndermiş. Ayrıca konu ile en fazla ilgisi olduğu gerekçesiyle Manisa ve Tokat Tarım İl Müdürlükleri’ne de yazmış.
Bu mektup önemli... Mustafa Baklan, asma yaprağı sezonu başlamadan Türkiye’yi uyarıyor: “Ürünlerde aşırı tarım ilacı kullanmaktan kaynaklanan pestisid yani tarım ilacı kalıntısının yüksek çıkması her yıl sorun yaratıyor. Bu sadece benim şirketime bir zarar değil, Türk ekonomisi için büyük zarardır” diyor.
Mektupta şöyle diyor;
“Her yıl Türkiye’den Avrupa’ya yüklü miktarda asma yaprağı satıyoruz. Bağlardan toplanan yaprağı işleyip gönderiyoruz. Ürünlerde Avrupa’da yapılan tahlil sonucu çeşitli tarım ilaçlarının kalıntıları tespit ediliyor ve haliyle de Avrupa’da satışı yasaklanıyor. Satışa sunulan ürünler toplanıp imha ediliyor.”
2008 yılına kadar Avrupa Gıda Kodeksi’nde asma yaprağı ile ilgili bir mevzuat yokmuş.
Baklan “29 Ocak 2008’de karara bağlanan yeni mevzuatta (Commision Regulation (EC) No 149/2008) asma yaprakları da var. Yeni mevzuata göre bir kilogramda en fazla miligram olarak bulunabilecek ilaçlar şöyle: Methiocarb 1, Carbaryl 1, Fosetyl-Al 2, Indioacarb2, Primicarb 5, Cyromazin 15, Propamocarb 30, diğer ilaç limitleri ise 0.001-005 arasında değişiyor” diyor.
Bu konuda Türkiye’de yetkililerin harekete geçmesini isteyen Mustafa Baklan “Bu ilaç kalıntıları aslında sadece asma yapraklarında değil yaş ve kuru üzümlerde de bulunmaktadır. Tarım Bakanlığımız 26 Mayıs 2008’de bu konuda harekete geçip bize de bilgi vermişti. Ama geçen iki yılda yine yüksek dozda tarım ilacı tespit edildi” diye konuşuyor.
AB’de asma yaprağı konusunda çok iyi bir pazar payına sahip olduklarını söyleyen Mustafa Baklan “Asma yaprağı satışları durma noktası geldi. Yeni sezona girmeden yetkililerin bu konuya ciddi bir şekilde eğilmelerini istiyoruz” diyor.
İşte AB bu; insanını böyle koruyor. Bizler burada neler yiyoruz belli değil.
Paylaş