Özal’ın mezarının ’evliyası’nı bulduk

"BEN İsmail Hakkı Celayir... Cumhurbaşkanı Özal’ın vefat ettiği dönemde eski İstanbul İl Bayındırlık Müdürü’ydüm.

Haberin Devamı

Şimdi Kazakistan’ın başkenti Astana’da Ceylan Grubu’nun inşaat işlerinin başındayım. Türkiye’ye bir iş için geldiğimde, dostlarım rahmetli Özal’ın Topkapı’daki anıtmezarı ile ilgili olarak oğlu Ahmet Özal’ın evliya diye garip şeyler söylediğini öğrendim. Türkiye’de neler oluyor anlayamıyorum. Yeni bir imaj mı yaratmak istiyorlar, adaylık mı bekliyorlar? Altı-yedi yıl önce de böyle bir meseleyi ortaya atmışlardı. Ben size bu meselenin iç yüzünü anlatmak isterim."

Buyrun...

- O zaman Vali Hayri Kozakçıoğlu, Belediye Başkanı Prof. Nurettin Sözen... Ben de Bayındırlık İl Müdürü’yüm. Özal ölünce Vali Bey çağırdı, cenazenin İstanbul’da toprağa verileceğini ve hemen hazırlık yapmamızı istedi. Semra Hanım’ın söylediğine göre, Özal bir gün Vatan Caddesi’nde Menderes’in mezarının önünden geçerken ’Beni tam karşıya gömün’ diye vasiyet etmiş. Biz bunları konuşurken, bazı işadamları devreye girerek mezarı biz yapalım demişler Vali Bey’e... Kozakçıoğlu da buna itiraz ederek, "Türkiye Cumhuriyeti, kendi cumhurbaşkanının mezarını yapacak kadar güçlüdür" demiş. Görev bize verildi. Ailenin de istediği Topkapı’daki eski otobüs garajı tarafındaki alana gittik, eski İstanbul çöplüğü çıktığı için zemin iyi değildi. Sonra Menderes’in yanındaki yere baktık, zemin eski bir taş ocağı ve Karayolları’na tahsisli idi... Turgut Özal öldükten sonraki pazar günü idi. Ahmet Özal’ı çağırdık, yeri gösterdik. Oraya gömülmesine karar verdik.

YAPI MERKEZİ YAPTI

Anıtmezar’ın yapımı...

- Perşembe günü gömülecekti, 72 saatte bitirilmesi gerekiyordu. Bayındırlık usullerine göre ilana çıkılması gerekiyordu. Ama yetiştirilemezdi. Örtülü ödenekten karşılanılabilir mi diye düşünüldü, olmadı. Sonuçta bunu belediyenin bir müteahhidine yaptırmaya karar verdik. Metro inşaatını yapan güçlü bir firma olan Yapı Merkezi’nin üstlenmesine karar verildi. Firmanın sahipleri Ersin Arıoğlu (2002’de CHP’den milletvekili seçildi) ve Köksal Anadol hemen bir iş programı ile faaliyete başladık, Anıtmezar’ın taslak projesini Köksal Anadol çizdi. Ersin Bey dahil üç gün sabahlara kadar hiç uyumadan çalıştık. Ve 72 saat içinde bitirdik. Perşembe günü törenden önce DYP-SHP koalisyonunun ortakları Başbakan Demirel ile Yardımcısı Erdal İnönü Anıtmezar’a gelip son durumu gördüler. Demirel, İnönü’ye dönerek, "Ben birçok projeye imza attım Erdal Bey... Ama bu projenin 72 saatte yapılması bir mühendislik harikasıdır" dedi. İsmet Sezgin, Ekrem Ceyhun, Yıldırım Aktuna ve Köksal Toptan da oradaydı. O sırada ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı olan Tansu Çiller de geldi. Bir konteyner içindeki sohbette tören kalabalığı iyice artmıştı. "1950’deki Mareşal Fevzi Çakmak’ın mı, yoksa Özal’ın mı cenazesi daha kalabalıktı" sorusu gündeme geldi. Demirel, ’Bu cenaze bayağı kalabalık’ dedi. Bu arada Erdal Bey söze girerek ’Ben cenazeyi hatırlıyorum, üniversiteyi yeni bitirmiştim. O zaman Türkiye’nin nüfusu sanıyorum 27 veya 30 milyondu. Nüfusa göre oranlarsanız Özal’ınki epey kalabalık’ karşılığını verdi. Demirel ve İnönü beraberindekilerle dört saat kaldılar orada... O arada Yıldırım Aktuna’nın konuştuğu bazı kişilere "DYP’nin büyükleri pek yüz vermediler ama Tansu Hanım, ’İsmet Abi’ye rağmen partinin başına geçecek" dediği de dikkatimi çekmişti.

O MUSTAFA, ASLINDA BİZİM KAZIM

Ahmet Özal, babasının ’ermiş’ olduğunu ve mezarını bir evliyanın yaptığını anlatıyor. Evliyanın adını ’Mustafa’ diyor; güya mermerleri döşemiş, çekilen görüntülerde mermerler yerinden hareket ediyormuş.


- Hayali bir şey... Aslında yakıştırmak istediği Mustafa adlı kişi yok, Mezarlıklar Müdürü bizim Kazım.... Kendilerini tüketen insanlar bununla ’sermaye’ edinmek mi istiyorlar, bilmiyorum. Yeşil mermer de dediler... Hayır biz oraya pembe Hindistan mermeri döşedik. Yeşil mermer güneşi gördüğünde renk atar, özelliği olan Hint mermerinin atmaz.

GÖRÜNTÜLER SEMRA HANIM’DA

Bunların kaydı kuydu var mıdır?

- Projelerin, ödenen bedellerin ve de en önemlisi Bayındırlık Müdürlüğümüzün çektirdiği filmler arşivlerde mevcut. Ayrıca o zamanki televizyonlar Anıtmezar’ın yapımını her gün, her saat çektiler, yayınladılar. Nitekim daha altı-yedi yıl önce böyle bir şey ortaya atılınca o zaman çektiğimiz görüntüleri Semra Hanım’a bizzat ben verdim. Görüntülerde uçuşan, havalanan bir şey yoktu. Ayrıca oradaki inşaat çalışmalarını da, o zaman Kanal 6’nın sahibi olan Ahmet Özal’ın da çektirdiğini biliyorum. Orada illa bir ’evliya’ aranıyorsa o da benim; çünkü Anıtmezar’ın yapımının başındaydım. Yani bu uydurmanın hikáyesi budur. Orasını birileri ’türbe’ yapmak isterse ben bilemem.

19 Mayıs 1919

(Yarın Samsun’dayız)


YURDUN içinde yönetim başında bulunanlar, hainlik içinde bulunabilirler. Türk gençliğinin görevi, bağımsızlık ve cumhuriyeti kurtarmaktır. Samsun’da başlayan mücadelenin 88. yılında Ata’mı ve bu uğurda can verenleri minnetle anıyoruz.Alaattin ÖZKURNAZ

Biliyor musunuz

AKP’nin, Türk Eczacılar Birliği’nin 12 yıldır başkanlığını yapan Mehmet Domaç’a milletvekilli adaylığı önerdiğini, Domaç’ın da buna "Kararımın olumlu yönde olması ağır basıyor" dediğini (Domaç daha önce de DSP’den aday olmuştu)... AKP’nin İstanbul’daki adayları için yarın Feshane’de temayül yoklaması yapılacağını... Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun aday olması üzerine AKP İstanbul il Başkanlığı’na, yerel yönetimlerden sorumlu Başkan Yardımcısı Aziz Babuşçu’nun getirildiğini... Avukat Abdullah Egeli’nin DP Afyon’dan, AKP Eminönü Kadın Kolları Başkanı Av. Canan Baykurt’un İstanbul 2. bölgeden, ’Ünlü lokantacı’ Kamber Doğan’ın CHP İstanbul 3. bölgeden; Başbakan Erdoğan’ın "Sen hálá ANAVATAN’ı bırakmadın mı?" sorusuna muhatap olan ANAVATAN Beyoğlu İlçe Başkanı Ali Çakıroğlu’nun İstanbul 2. bölgeden; eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Kemal Kayacan’ın kızı Fatoş Kayacan Hataylı’nın CHP İstanbul’dan, eski Antakya Belediye Başkanı İris Şentürk’ün de CHP Antakya’dan adaylık başvurusu yaptıklarını... YÜCE Divan’da yargılanan eski Enerji Bakanı Av. Cumhur Ersümer’in Çanakkale’den milletvekili adayı olması yönünde yerel ’DP’ ve ANAVATAN kurmaylarının uzlaştıklarını...

Deniz Feneri ve Kanal 7 soruları yanıtsız kaldı

Haberin Devamı

CHP Yozgat Milletvekili Emin Koç, Deniz Feneri Derneği ve Kanal 7 ile ilgili iddiaları Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesiyle Meclis'e taşıdı. Almanya'da Deniz Feneri Derneği adına vatandaşlardan toplanan 14 milyon Euro'nun kayıp olduğu ve 7 milyon Euro'luk bölümünün Kanal 7 İnt. TV'ye aktarıldığı iddiasını hatırlattı. Alman hükümetinin adı geçen Dernek ve televizyona operasyon düzenlediğini belirten Koç, yapılan bu operasyon sonunda Kanal 7 int. Teknik Müdürü Seyyar Kutun, Deniz Feneri Derneği Başkanı ve Kanal 7 İnt'in ortağı Mehmet Gürhan ile Dernek muhasebecisi Firdevs Ermis'in tutuklandığını belirtti.

Haberin Devamı

CHP'li Koç, Devlet Bakanı Atalay'dan şu soruların yanıtını istedi:

- Kanal 7 İnt ile Türkiye'de faaliyet gösteren Kanal 7 TV arasında organik bir bağ bulunmakta mıdır ve her iki TV kanalının kurucu ortakları kimlerdir?

- Almanya'da 8 milyon Euro'luk bir yolsuzluk operasyonuna muhatap olan Kanal 7 İnt'in Türkiye'deki uzantısı olan Kanal 7 TV'ye Maliye Bakanlığı veya RTÜK tarafından bu operasyon paralelinde bir inceleme yapılmakta mıdır?

- Söz konusu operasyon nedeniyle Almanya Hükümeti'nden Türkiye'ye bir bilgi ya da talep gelmiş midir?

- Kanal 7'nin kurucu ortakları arasında halen RTÜK Başkanı olan Zahid Akman da bulunmakta mıdır?

- Zahid Akman'ın bu ortaklıktan RTÜK üyesi seçildikten yaklaşık 2 ay sonra 30 Eylül 2005 tarihinde ayrıldığı ve ortaklık hisselerini operasyon kapsamında tutuklanan Deniz Feneri Derneği'nin Genel Başkanı olan Mehmet Gürhan'a devrettiği doğru mudur? Doğru ise ne kadara devretmiştir?

- Almanya'daki operasyona konu olan derneğin 14 milyon Euro'sunun kaybolması ve bunun 7 milyon Euro'luk kısmının Kanal 7 İnt'e usulsüz olarak aktarıldığı dönemde Zahid Akman'ın da bu televizyonun ortağı olduğu iddiası doğru mudur?

- Böyle bir yolsuzluk operasyonuna muhatap olan Zahid Akman, RTÜK Başkanlığı'ndan istifa edecek midir?

- Bakanlar Kurulu bu derneği kamu yararına çalışan bir dernek olarak kabul etmiştir. Kızılay ve birçok derneğin yardım toplama faaliyetlerinin önü kapatılmıştır. Deniz Feneri Derneği'nce 100 milyonlarca dolarlık kurban derisi, fitre, zekat, gibi toplanan yardımlar nerelere aktarılmıştır. Bir denetim yaptınız mı? Bu kaynakların miktarı ne kadardır?

Ne yazıkki bu soruların yanıtları bugüne kadar cevaplanmadı.

Havuzlar tatlı su yerine deniz suyu ile doldurulsun

BATI bölgelerinde bulunan bazı illerimizde öncellikle; İstanbul'da toplu konut, özel konut yapımlarına küresel ısınmadan dolayı durdurma kararı getirilmesi gerekir.

Nedeni ise toplu konutlar, özel konutlar çoğaldıkça, su sıkıntısı ve elektrik sarfiyatı artacaktır.

Neredeyse tüm boş arsalar ve gece kondular yerine toplu konutlarla doldu taştı.

Avrupa ülkelerinde nereye baksanız en yüksek binalar dört beş katlı. Ve en önemlisi sık aralıklarla değil. Maalesef bizler daha fazla gelir olsun diye tüm boş arsalarımızı 10, 20 ve 30 katlı binalar diktik.

Haberin Devamı

Peki bunların içine yaşayacak olanların ihtiyaçları, yeşil alanların ve havuzların bakımları ne ile karşılanacak?

Tabii ki en önemlisi su ve elektik!..

Ne yazık ki Büyükşehir Belediyesi kuraklığa karşı bazı kurallar getirdi, bahçesi olanlar fazla sulama yapmasın, halı yıkanmasın, traş olurken fazla su akıtılmasın v.s gibi... Bunlar sizce yeterli olacak mı?

Bunlar maalesef çözüm değil. Neden-niçin sonuçları araştırılsın bence!

Çoğumuz bu konuda maalesef duyarlı olamıyoruz!

- İstanbul'da araç sayısı çok fazla, bunlara bir önlem alınması gerekiyor. Benzin yerine ki (bunlar özellikle egzos dumanları gökyüzüne zarar veriyor) araçlarda tüp kullanılmalı.

Haberin Devamı

Belki bu yüzden yağış olamıyor?

- Deniz suları özellikle yaz döneminde arıtılarak barajlardan gelen sular ile karıştırılarak verilebilinir.

- Özellikle gereksiz yere çoğalan fabrikalara önlem alınmalıdır.S.T

Yazarın Tüm Yazıları