Paylaş
“Yerel Düzeyden 2023 SKA Zirvesi’ne Doğru Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına Ulaşılmasını Teşvik Etmek” konulu konferansta konuşan Hançerli, şunları söyledi:
“2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın yerelleştirilmesinde kararlılıkla yürüttüğümüz çalışmalarımız, uluslararası düzeyde ses getirdi. Bu konuda öncü belediyelerin yer aldığı zirvede biz de Avcılar Belediyesi olarak yerimizi aldık. Hazırlamış olduğumuz Gönüllü Yerel Değerlendirme ve Avcılar için yapmış olduğumuz çalışmalardan bahsettik. Kentimiz için yapmış olduğumuz bu çalışmaların dünya tarafından da takdir edilmesi bizim en büyük motivasyon kaynağımız” dedi.
Hançerli, sunumunu İngilizce yaptı ve şöyle konuştu. “Benim şehrim Avcılar, yaklaşık yarım milyon nüfusa sahiptir. 2019’da seçildim. Avcılar’daki en büyük tehlike depremdir ki bu da fiziksel bir tehditten çok daha fazlasıdır. Avcılar ayrıca göç ile birlikte sağlık sorunları da dahil düşük ekonomik ve sosyal refah sorunları ile yüzleşmektedir.
Ben göreve geldikten sonra Avcılar’ı dayanıklı bir şehir haline getirmek için kapsamlı ve hırslı bir şekilde yola koyulmamızın nedeni de budur. Programımızın 6 asli dayanağı vardır:
1- Kentsel Dönüşüm, 2- Kent Mirası, 3- Çevreyi Koruma ve Çevreyle Uyum, 4- Sosyal ve Ekonomik İnisiyatiflerde Kapsayıcılık, 5- Yenilik ve Yüksek Katma Değerli Sektörlerde Kamu Yatırımlarına Odaklılık, 6- Hesap Verebilir Ve Katılımcı Belediye Hizmetleri Sunmak.
Bu ilkelerin, Bernie Sanders’ın ifade ettiği üzere ‘gerçek sorunlara gerçek çözümler sunarak’ yerel yönetim eylemlerinde güçlü, uyarlanabilir ve aktarılabilir bir model yakalayan bütüncül bir yaklaşımı yansıttığını düşünüyoruz. COVID-19 krizi bize pek çok ders verdi. Gelecek, yerel toplumlarımızda saklı. Herkes için sürdürülebilir ve eşit bir gelecek, insanlarımızın kalplerinden ve zihinlerinden fışkıracak.”
GÜNÜN SÖZÜ
(Prof. Dr. Bengi Başer’den) “Bir okul fazla yapın, bir hapishane eksiltmiş olursunuz.” Victor HUGO
SAĞLIKTA İKİ SORUN
KÖŞENİZDE iki önemli problemi dile getirirseniz Sağlık Bakanı belki konuya el atar.
Daha önce raporlu ilaçlarımı aile hekimi yazıyordu. Hangi akla hizmetse bu uygulamayı kaldırdılar ve uzman hekim yazacak kararı aldılar. Hastanelerden randevu almak problem iken ilaç yazdırmak için hastaneleri doldurmanın, bu eziyetin ne gereği var? Acilen eski uygulamaya dönülsün.
Prostat ameliyatı oldum. Raporlu ilaçlarım var ve bu ilaçlardan katkı payı kesiliyor. SSK’ya kayıt olduğumda ne çalışırken ne de emeklilikte ilaç ve doktor için para kesilmeyecekti. Şu an düşük bağlanan emekli maaşımdan raporlu ilaçlarım için para kesiliyor. Uygun olduğunda dile getirmenizi dilerim.
Ekrem Hayri PEKER-Kimya Mühendisi
Murat Ongun’u yeniden sahneye süren İmamoğlu dedi ki:
‘BEN SUÇSUZUM, BENİMLE UĞRAŞIYORLAR’
EKREM İmamoğlu sel felaketinden sonra dün bir basın toplantısı düzenledi ve ilginç değerlendirmelerde bulundu.
İki yanında Millet İttifakı’nın iki grup başkanvekili Doğan Subaşı ve İbrahim Özkan vardı. Tabii bu CHP’li meclis üyeleri arasında rahatsızlık yaratıyor, kendi grubunun üyeleri belediye başkanlarını yanına alıp niye kamuoyunun önüne çıkmıyor diye. “CHP’li meclis üyeleri olarak İYİ Partili üyeler kadar değerimiz yok” deniliyor. İmamoğlu, kısaca sel felaketinde suçunun olmadığını, bütün bunların daha önceki dönemlerden gelen yanlış uygulamalardan dolayı olduğunu anlattı.
Epey zamandır ortada görünmeyen İmamoğlu’nun ‘yol arkadaşı’ Murat Ongun’un tekrar görünür olması şaşırtıcı oldu. Gazetecilere soru sormalarına izin verilmedi. Sadece Murat Ongun’un bizzat telaffuz ettiği isimlere soru sorma hakkı verildi. İmamoğlu’nu eleştiren tek bir soru olmadı. Halbuki biraz önce konuşmasında ‘tek adam’ rejiminin yanlış olduğunu ve tüm yetkinin halkta olduğunu söylüyordu İmamoğlu... Muhalefet medyası sorusuz kaldı. Yani demokrasi bir yere kadar geçerliydi! Sırası gelmişken konuşmasında rezidansları eleştirdi, bırakın muhalefeti kendi arkadaşları dahi “Etiler Polis Okulu’nu kim sattı? Orada yapılacak rezidanslar kimin eseri olacak?” diye düşündüler. Kendisinden önceki beş yıl içerisinde, dere yataklarına AVM, rezidans, otel yapıldığının özellikle altını çizdi. İmamoğlu’na bir soru daha gerekiyor:
“O beş yılda belediye başkanı ve İBB meclis üyesiydiniz, bir tane dava açtınız mı, itiraz ettiniz mi?” Cevabı ne yazık ki yok!
EĞİTİM DÜNYASI YASTA
YOZGAT-Sorgun kökenli Arıkan soyadlı ikinci eğitimcinin kaybı büyük üzüntü yarattı.
Gelibolu’da şoförü ile birlikte katledilen Fen Bilimleri Okulları kurucusu Nazmi Arıkan, 2016’da kalp krizinden ölen MEF Dershaneleri ve Üniversitesi’nin sahibi İbrahim Arıkan’la amca çocukları oluyor.
Saygın iki başarılı ismin kaybı eğitim dünyasını haklı olarak yasa sürükledi.
Çünkü iki isim de eğitim yoluyla binlerce ailenin hayatına değer katmıştı. Arıkanlar Yozgat’ın Sorgun ilçesinin bir köyünde doğmuşlar. İkisi de tarımı çok seviyorlardı, İbrahim Arıkan’ın da Silivri yöresinde çiftliği vardı, bağcılık yapıyordu. Arıkanların önceki gün öldürülen ismi de yatırımını hayvancılığa yapmıştı. Her ikisi de MEF’te birlikte çalışmışlardı. Arıkanların başı sağ olsun.
MESAJ PANOSU
Bayrak dağıtacağız
FETÖ ile mücadele eden FETÖ mağdurlarının 15 Temmuz ve sonrası durumlarını incelemek üzere Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulmalıdır. Adına da ‘Nehal Komisyonu’ denmelidir.T.Ç.
TESK Başkanı Bendevi Palandöken, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nün 6. seneyi devriyesinde 5 yıldır devam eden Türk bayrağı dağıtımının bu yıl da TESK Genel Merkezi önünde bugün 11.00’de gerçekleştirileceğini söyledi.
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle yayınladığı mesajda özetle şöyle konuştu: “Yüz yıllık Cumhuriyetimizi ve ‘Tam Bağımsız Türkiye’ idealini kabullenmekte zorluk çeken bir emperyal sistem hâlâ daha hedef ve hevesinden vazgeçmiş değildir. Biliyor ve inanıyorum ki ‘15 Temmuz’ sonsuza kadar unutulmayacak ve unutturulmayacaktır. Bu hain darbe girişiminin elebaşının da çok yakın bir tarihte Türk adaletinin önüne çıkarılacağını umut ediyorum.”
BİLİYOR MUSUNUZ?
‘Çay ırgatı’
AYNI zamanda bir çay üreticisi olan CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun, Rize Ziraat Odası’nda yaptığı açıklamada, AKP tarafından hazırlanan Çay Kanunu Teklifi’nde yaş çay fiyatının belirlenmesi maddesinin yem olarak teklife konulduğunu, tepkilerin onun etrafında toplanmasının amaçlandığını ve o maddeyi değiştirerek Karadeniz Bölgesi’ndeki 200 bin çay üreticisini uluslararası tekellerin ırgatı haline getirecek teklifi Yazıcı ile arkadaşlarının yasalaştırmak istediğini söylediğini...
Paylaş