‘‘Bu çok önemli bir konudur. Biz bu geçici işçilerin kadroları kendilerine ait olmak üzere memur olmalarını, terfi edip emekli olmalarını sağlayacaktık. Bu konuda hazırladığım yasa teklifini bütçeden önce genel kurula sunacaktım, ancak erken seçimden dolayı kaldı. Yeni gelecekler bu yasayı çıkartabilirler.
Kim almış bunları..
-
Benden önceki seleflerim almışlar. Aslında geçici işçi almada yasal engel yok ama ben almam. Çünkü aldığınızda baştan memnun oluyorlar ama sonra kadrosu yükselmediğinden mağdur olup zararlı çıkıyorlar. Bunlar memur edildiğinde emekliliği gelenler giderler, Meclis kadrosu bu sayede azalır. Yasanın yürürlük tarihi de 1.1.2003 olacaktı. Erken seçim her şeyi engelledi. Ayrıca teşkilat yasası değişikliğinde bundan sonra geçici işçi alınması da iptal ediliyordu.
Siz hiç kadro atamadınız mı?
- Kadroda boşalma olursa, personelin içinde uygun kadro varsa atadım; onu da altındaki kadrolardan görüş alarak. Ben 4596 kişi ile aldım Meclis'i, bunun altında bir sayıyla bırakıyorum. Size üzülerek bir şey anlatmak isterim; az önce bacanağımın üniversite bitiren oğluna, Meclis'teki TV Dairesi'nden seni geçici işçi olarak istihdam edebiliriz demişler. Tabii bunu bana yaranmak için söylüyorlar. İlgilisine telefon açıp 'kuralı bozmam' dedim, azarladım.
Meclis'in müşavir kadroları pek ünlüdür.
- Doğru... Şimdi onların başına bir hukukçu atıyorum, sicilleri düzgün olanları
'muhakkik' olarak görevlendireceğiz. Meclis'in Teftiş Kurulu olmadığından, sağlık harcamaları, ulaştırma, satın alma, lojmanlar, saraylar vs. gibi makamlar kontrol edilemiyordu.
SEKRETER-DANIŞMAN
Sekreter ve milletvekili danışmanları ile ilgili olarak eleştiriliyorsunuz.
- Geçici işçileri memur yapalım diye teklif hazırlayınca partilerin Meclis grupları, milletvekillerinin önerisiyle halen yanlarında çalışmakta olan danışman ve sekreterlerin Meclis'te asaleten atanmaları için ayrı bir yasa teklifi verdiler. Gene Meclis'in son olağanüstü toplantısına sokuşturmak istediler, haberim olunca engelledim. Neden engelledim? Bunlar 600-700 kişi; kadroları
Ulaştırma'da, orada burada. Milletvekili istediği memuru yanına getirmiş, sekreter, danışman yapmış. Bu yasa çıkmış olsaydı, Meclis'in personel kadrosu 6 bine çıkacaktı. Önümüzdeki dönem gelecek 550 milletvekili de, dışardan 550 sekreter ve 550 danışman getirecekti. Olmaz böyle şey, kötü bir yol açılmış olur.
Ama bu danışman kadroları işlevsel değil; çanta taşıyorlar, milletvekilinin cep telefonuna bakıyorlar.
- Ne iş yaptıklarına girmem... Ama kaç milletvekili bir yasa tasarısı hazırlanırken danışmandan faydalanmış, onun metnini yazmış. Ben görmedim.
Ekşi'nin bedduası
BİZLER de
Bodrum gürültü cehenneminden lanetler yağdırarak ayrılan binlerce insanın içinde yer alıyoruz.
Bodrum-Türkbükü Hebil Koyu'nda tatil sitelerinin tam orta yerinde siteden bozma
Voyage kulübünün pervasızca süren gürültü kirliliğinden bunalıp evlerimizi kapatarak bu cehennemden kaçtık.
Bodrum'u terk ederken, Sayın
Sadettin Tantan'ı özlemle anıyor, buraları ilgililerin izin vermesiyle yaşanmaz hale getiren ilgililere, Sayın
Oktay Ekşi'nin yazdığı beddua ile katıldığımızı bildiriyoruz.
Mehmet ÜSTÜNEL-ANKARA Köprülü, Derviş’i CHP için iknaya çalışıyor
ANKARA'dan telefonla görüştüğümüz
'Yeni Türkiye'den bir milletvekili, Arı Grubu Başkanı
Kemal Köprülü'nün ilginç temaslarını anlatıyor: ‘‘Bir düşünce kulübü olarak ANAP'a bağlı çalışırken 1999'larda bağımsız kalan
Arı grubu,
CHP ile yoğun temas halinde...
CHP'den kendisine 'Kemal Derviş'i, Yeni Türkiye'ye gitmemesi için uyar, bize gelmesi için baskı yap' diyorlar.
Köprülü, Derviş ile pazar ve pazartesi günleri iki kez görüştü.
Derviş'i
CHP'ye gelmesi için ikna etmeye çalışıyor. Etkili olabilir çünkü ikisi de samimi arkadaş sayılırlar.’’
Açıkçası
Baykal'ın,
Köprülü'yü
Derviş'i marke etmekle görevlendirmiş...
Baykal'ın dünkü çağrısı da bunu doğruluyor.
Yeni Türkiye'li milletvekili bir iddiada daha bulunuyor:
‘‘CHP; Arı grubundan beş kişiye liste başında yer verecek.’’
Kemal Köprülü'nün görevi ağır;
Baykal'ın aracısı olarak ikna turlarından
'el ele birliktelik' çıkarmak istiyor.
Derviş, YTP'ye gitmezse bu partinin işi çok zor.
CHP de,
Derviş'i Cem'e kaptırmak istemiyor.
Baskılar karşısında
Derviş'in kafası iyice karıştı; bugünkü kararını bir gün daha ertelerse şaşmamak gerek...
Pişkinlik ve takıyyecilik
Başbakanlık için gözleri kamaşan Tayyip Erdoğan davalarını unuttuMNP, MSP, RP geleneğinin son temsilcisi
FP'nden istifa eden milletvekilleri ile
İstanbul Belediyesi'nin yolsuzluk sanığı bürokratları tarafından kurulan ve
‘denenmemiş, yeni bir parti' olarak yutturulan
AKP... Ve yine
‘denenmemiş, yeni bir lider' olarak sunulan, bu partinin genel başkanı, MSP Gençlik Kolları'ndan yetişmiş, 30 yıllık politikacı
Recep Tayyip Erdoğan...
Tüm kamuoyu yoklamalarından
AKP'nin birinci parti,
Recep Tayyip Erdoğan'ın da geleceğin başbakanı olarak çıktığı basında yer alıyor.
Erdoğan, Türkiye'nin müstakbel başbakanı edasıyla tüm yurdu dolaşıyor, siyasetten ekonomiye, dış politikadan spora kadar anladığı anlamadığı birçok konuda ahkám kesiyor. Bu konuşmaları
‘‘Bir siyasi partinin genel başkanıdır, tabii ki her konuda konuşacaktır’’ mantığıyla normal karşılayabiliriz. Ancak dün medyada yer alan
‘yolsuzluklarla' ilgili açıklamalarını izleyince doğrusu bu kadarına da pes dedik. İhaleye fesat karıştırmak, görevde yetkiyi kötüye kullanmak, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak gibi iddialarla hakkında onlarca yıl hapis istemiyle dava açılmış bir insanın dürüstlükten bahsetmesi, yolsuzluk karşıtı söylemlerde bulunması
pişkinlik ve
takıyyecilik değil de nedir?
1994'te halkın oyu ile Belediye Başkanlığı gibi önemli bir kamu görevine gelen, hakkındaki yolsuzluk iddiaları ve laik cumhuriyet karşıtı eylemleriyle anılan kişi bugün ülkeyi yönetmeye talip oluyor. Hem de belediyedeki kendi gibi yolsuzluk sanığı arkadaşlarıyla... Belediyede genel sekreter yardımcısı olarak görev yapan iki arkadaşı ile bir danışmanını
AKP'de genel başkan yardımcısı yaparak umursamazlığını sürdürüyor.
İstanbul adliyelerinde yaptıkları yolsuzluklar nedeniyle yargılanan bu kişiler muhtemelen 4 Kasım günü milletvekili seçilerek dokunulmazlık zırhına bürünecekler.
Halkımız, birbirleriyle ilgili akla hayale gelmeyecek yolsuzluk iddialarında bulunan, Meclis'te tam soruşturma açılacağı zaman anlaşıp birbirlerini aklayan politikacıları gördü, onlara alıştı. Ama
'Tayyip olayı' bir ilk...
Türkiye'de ilk kez bir insan, bulunduğu kamu görevi sırasında yaptığı yolsuzluklar nedeniyle yargılanırken; daha aklanmadan, hesap vermeden parti liderliğine ve başbakanlığa soyunuyor.
Sırtlarındaki yolsuzluk kamburlarıyla birlikte
AKP ve
Recep Tayyip Erdoğan geliyor,
Türkiye onları bağrına basıyor!
Pes doğrusu!
Mehmet BÖLÜK-İSTANBUL GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Tayyip Erdoğan ve Melih Gökçek, Milli Görüş düşmanı şer güçlerin maşasıdır.’’
(SP Sakarya İl Başkanı Fahrettin Bay)