Paylaş
DSP Bursa Milletvekili ve eski Baro Başkanı Ali Arabacı bakın ne diyor:
‘‘Bursa'da arazi mafyasının kurduğu organizasyonla hisseli/hileli parsel satışlarıyla yeşil alanlar elden gitti. Sivil toplum örgütü olarak bu çeteye karşı yıllarca sürdürdüğümüz mücadelede başarılı olamadık. Dört gün önce İçişleri Bakanlığı'nca başlatılan 'Yeşil Vadi Operasyonu'na kadar etkin bir mücadele gösterilmedi. Zaman içinde bu satışlarda payı bulunan bazı hákimlerle adliye görevlileri ve avukatların yaptıkları yanına kár kaldı.’’
Bu sözler çok önemli. Arabacı açıkça söylüyor:
Olayda emlakçı-hákim-avukat işbirliği vardır.
Güzelim Bursa ovasına son 10 yıl içinde 30 bin gecekondu yapıldı. Hizbullahçılar burada yeşerdi.
Olay şöyle gerçekleşiyor.
İmar Yasası'na göre, hisseli parsellerin satışı yapılamıyor. Ancak yasadaki bir boşluktan yararlanılarak 'cebri icra' yoluyla bir yöntem uygulanıyor. Yani arazisi olan birileri borçlandırılıyor. Alacaklı icraya veriliyor. İcra yoluyla da mahkemeden ilgili parselin satışı isteniyor.
Organizasyonu arsa mafyasıyla avukatlar kotarıyor, küçük ilçelerde bazı yargı mensupları ayarlanarak bu yolda kararlar çıkartılıyor.
Sonra da üçüncü şahıslara satılıyor.
HANGİ MAHKEMELER
Bursa'daki operasyonda çoğu emlakçı olan 30 kişi ile birlikte gözaltına alınan avukatlar: Mustafa Turalıoğlu, Ömer Yıldırım ve Hüseyin Ergin... (Hüseyin Ergin adlı bir avukat, hileli/hisseli satışta yer aldığı gerekçesiyle Bursa Barosu'nun suç duyurusu üzerine Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi'nde 15 ay hapis, 2 ay 15 gün meslekten men cezasına çarptırılmıştı.)
Bursa Ovası'nda arazilerin satışlarıyla ilgili kararları veren mahkemeleri öğrenmek ister misiniz?
Akçakale (Şanlıurfa), Arpaçay (Kars), Ağaören (Aksaray) Karamürsel (Kocaeli), Yeşilhisar (Kayseri), Köyceğiz (Muğla) Asliye Hukuk Mahkemeleri.
Sadece Akçakale'de 118 ayrı imar parselasyon kararı verilmiş. Ağaçören'de verilen karar sayısı 98. Karamürsel'de verilen 95 adet kararla 1960 kişi adına tapu kaydı kararı çıkmış.
Soruşturma ilerledikçe aynı tür karar veren başka mahkemelerin de ortaya çıkacağı belirtiliyor.
Sonuçta ne mi olmuş; vurgunlar vurulmuş, imar durumu olmayan binlerce dönüm arazi konut tarlasına dönüşmüş, belediyeler de bunlara yol, su, elektrik hizmeti götürmüş.
Hani imar kararları belediye meclislerinden geçerdi?
Ama yargı kararını alanlar, belediyelerin karşısına çıkınca yapılacak başka bir şey kalmıyor. Rantçılığın tadını alanlar buna karşı çıkamaz.
Şebekenin üçe-beşe topladığı arsalar, bu kararlardan sonra 10-20 kat değer bularak 'imarlı arsa' diye satılıyor.
Merkez Osmaniye ilçesinde gecekondu mahalleleri bu yolla ANAP'lı Basri Sönmez'in başkanlığında göz yumulmasıyla oluştu. Yıldırım Belediyesi'nin DSP'li Belediye Başkanı Yakup Altınöz ise bu işlemlere karşı çıktı, şebekeyi ihbar etti. Ondan sonra da düğmeye basıldı.
Adalet Bakanlığı Müfettişleri, bu hákimleri saptayıp Yüksek Hákimler ve Savcılar Kurulu'na elbette sevk edecektir. Barolarımız da gerekeni yapacaktır.
Sayın Hocam (H.S.Türk), bu çeteyi çökertmek bir tarafıyla da sizin elinizde.
Emlákçı-avukat hakim üçgeni
Bursa Barosu Başkanı Ramazan Hoça, hileli parsel satışlarıyla ilgili olarak verdikleri mücadelenin belgelerinin 12 klasör tuttuğunu, çok sayıda avukat ve yargıçla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, ‘‘Çete içinde yer alan ve kararları onaylayan hákimler bu işte birinci derecede suçludur. Ancak sadece hákimlerle avukatların üzerine gidilmesiyle sorun çözülmüyor; hizmet götüren belediyeler de suçludur’’ diyor.
Bursa'nın şeftali bahçelerinin bu yolla gittiğini görerek mücadele eden DSP milletvekili Ali Arabacı, ‘‘Kimsenin yaptığı yanına kár kalmamalıdır. Bu hilelere karşı çözüm TBMM'dedir. Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanunu'nun bir maddesinin değiştirilmesine ilişkin teklifimiz Adalet Komisyonu'ndadır’’ diye konuşuyor.
Gürbulak'a iki milletvekilinden açıklamalar
Mide bulandırıyorlar
GÜRBULAK gümrük operasyonu ile ilgili olarak ‘‘Doğu'nun 'Paraşüt Operasyonu'nda da 2 katrilyon götürülmüş’’ başlıklı yazımızda yakınları tutuklanan iki milletvekili aradı.
Yaptıkları açıklamalar şöyle:
DYP Ağrı Milletvekili Musa Konyar, ‘‘Kazım Karabekir Paşa'dan beri devletçi bir aileyiz’’ diyerek şunları söyledi: ‘‘Bizler PKK teröründen mağdur olmuş, 10-15 şehit vermişizdir. PKK'nın yasakladığı dönemde partimiz DYP'nin tabelasını indirtmemişizdir. Şimdiki Zonguldak Valisi İsmet Metin, Ağrı'da görevliyken bizim için 'Bu ailenin heykeli dikilmeli' demiştir. Devletin yanında yer almak suç mudur? Geçen dönemin belediye başkanı olan kardeşim Ali Konyar, seçimi HADEP'e kaptırınca belediyeyi 8 milyar lira parasıyla devretmiştir. Kardeşimden hiçbir ihale almadım. Evet yazdığınız gibi Meclis'e bir dosyam gitmiştir; ama bir devlet ihalesiyle ilgili küçük bir usulsüzlükten dolayıdır. Bunlar bölücü heriflerin mide bulandırmak için ortaya attıkları iddialardır. Siz bir tarafta Ağrı Dağı, bir tarafta Tendürek Dağı'nı bilir misiniz? Bunların arasında terörü biz yaşadık, acısını biz çektik.
- Peki tutuklanan yakınlarınız.
- Kim yapmışsa cezasını çeksin. Konyar aşireti geniştir. 5-6 bin Konyar vardır. Konyar soyadı yeğenim de olabilir, çoban da. Ben onlara Ankara'dan hákim olabilir miyim? Aşiret kalıpları dışında demokrat bir insanım, mühendisim. Evet Ağrı'da eğilim yoklamasında 2. sırada çıktım, sonra 1. sıraya alındım, seçildim.
- Neyiniz var?
- Kardeşlerimin petrol, gümrük işi yok. Sadece Kemal Ilıcak'ın kurmuş olduğu ve şimdi Kapıkule ve Gürbulak'ta gümrük mağazası işleten Güntur'da üç kardeşim hissedardır.
Gümrük temizlenmeli
ANAP Ağrı Milletvekili Prof. Yaşar Eryılmaz da şöyle konuştu:
‘‘Yazdıklarınızın büyük yüzdesine katılıyorum. Yazdığınız gibi aşiret mensubuyum. Olayda, soyadımın geçmesinden rahatsız olmam. Eryılmaz diye 500 insan var; bunları tek murakaba altına alamam. Eryılmaz soyadlı birileri varsa, yasalar önünde suçu neyse onun hesabını vermelidir. Böyle bir gümrük operasyonunun yapılmasından mutluyum. Türkiye'nin hırsızlık ve yolsuzluklarla mücadele etmesi benim de temel ilkemdir. Düzgün bir sistemin oluşmasını ben de istiyorum. Benim de Gürbulak sınır kapısındaki pisliklerin ortaya çıkartılması için girişimlerim olmuştur. Maalesef Doğubeyazıt, PKK teröründen çok çekmiştir. Evet, Tugay'ın karşısındaki evimiz PKK tarafından kundaklanmak istenmiştir. Kepenk eylemine herkes katılırken, sadece babam Türk bayrağı astığı dükkánını açık tutmuştur. Devletimize ne derece samimiyetle bağlı olduğumuzu bilen biliyor.
'Otel Guraba'
GURABA Hastanesi'nden bir grup hastane personeli, Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan'a sesleniyor: Bezmi Alem Vakıf Guraba Hastanesi'ni kaşla göz arasında SSK'ya bağlayıverdiniz. İşlemleriniz hiçbiri ne yasalara ne de vakıf senedine uyuyor. Bu arada, vakfın Vatan Caddesi'ne cepheli arsasına otel ve işmerkezi yaptırmak istiyormuşsunuz. Sizin talimatlarınızı yerine getirmek isterken hastanedeki düzeni sarsan, talimatınız üzerine hastaneyi Bağkurlular'a kapatan başhekim Ayhan Kara sonunda çıkan iddialar üzerine istifa etmek zorunda kaldı. Şimdi hiç SSK'dan başhekim aramayın, bu hastaneyi köhnelikten çıkarıp tıbbın her alanında hizmet veren bir kurum haline dönütüren çok kıymetli hekimler var Guraba'da... Onları değerlendirmeyi düşünün lütfen.
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Kişi yalan söylemiyorsa, yeterince özgündür.’’
(Ludwig Wittgenstein)
Paylaş