Paylaş
Üç aydır beklediğimiz haber dün Erdek’ten geldi. Uyarısı doğru çıktı. Bu uygarlıklar yüz yıllar sonra bu kentler yağma edilsin diye kurmadılar bu kentleri...
Balıkesir’de bu tür antik kentlerde çok yapıt çıktı; ancak bunların gerçekliği ve sahteliği uzun süre tartışıldı.
Sonuçta lahtin üzerinde Afrodit ve Asklepios heykellerinin kalıplarından mermer tozu ve polyesterden dökülen kopyalarının Ortadoğu piyasasına satılmak istendiği anlaşıldı. Aslında bunların satışından çok küçük bir şebeke tarafından ‘lahti’ gösterme yöntemiyle ‘heyecan’ yaratılmak istendiği görülmüştür.
Şebekenin Balıkesir-Manisa yöresinde toprağa gömdükleri ‘çakma lahit’i sanki gerçekmiş gibi pazarlamak istedikleri, sadece ‘görme’ parası olarak 10-20 bin dolar topladıkları anlaşılmıştı.
Türkiye’nin ünlü arkeoloji yazarı, gazeteci Özgen Acar, Türkiye’nin yüz akı ‘Aktüel Arkeoloji’ dergisinde (Kültür Bakanlığı destekli, İngilizce de çıkıyor) bu öyküyü geniş şekilde anlatmıştı.
‘Tarihi eser kaçakçıları’, antik birçok eseri kopya ile çoğaltıyor.
İzmir’de böyle bir ‘antika usta’ var. Ancak bu kişinin ‘dekorasyon’ amaçlı üretim yaptığı ileri sürülüyor. Bazı kaçakçılar bunları dışarıdaki alıcıları kandırıp yukarıda anlattığımız şekilde pazarlıyor.
Ege yöresinden bir tarihi eser uzmanı, “Buradaki amaç, yapılan lahti toprağa gömerek eskiymiş süsü vermek... Yeni bulunmuş veya bir hafriyat çalışması sırasında dozerin kepçesine takılmış böyle bir ‘eser’ piyasada büyük heyecan yaratıyor. Bu işleri define mafyası kotarıyor. Ne yazık ki resmi makamlar bu olaylarla ilgili olarak ciddi bir mücadele göstermiyorlar” diye konuştu.
SUÇ DUYURUSU
Son zamanlarda Balıkesir kaynaklı gelen bilgiler üzerine bir açıklama yapan Ozan Kayahan, eski bir müvekkilinden gelen bilgileri ciddi bulunca Balıkesir Adliyesi’ne suç duyurusunda bulunarak “Balıkesir Adliyesinde deşifre edilmemiş organize bir yapının tespiti amacıyla aşağıda yer alan Balıkesir Adliyesi (5 dosya) dosyalarının mahkemelerinde ve savcılıklarında Adalet Müfettişlerince teftiş yapılarak organize yapının ortaya çıkarılmasını talep ettik” diyor.
VE OLAY PATLIYOR
Balıkesir’in Erdek ilçesinde jandarmanın düzenlediği operasyonda, sit alanında izinsiz kazı yapan bir kişi antik dönemden kalma iki tarafı kabartmalı heykelle birlikte yakalanıyor. Olayın ayrıntısını haberlerden okuyabilirsiniz. Polis, jandarmanın gösterdiği çabayı göstermiyor dersek, kimse kızmasın emi!...
SUÇ DUYURUSU
SON zamanlarda Balıkesir kaynaklı gelen bilgiler, eski bir müvekkilinin anlatımıyla kendisine ulaşınca Avukat Ozan Kayahan, Balıkesir Adliyesi’ne ilginç bir suç duyurusunda bulundu. Kayahan bu konuda “Balıkesir Adliyesi’nde deşifre edilmemiş organize bir yapının tespiti amacıyla aşağıda yer alan Balıkesir Adliyesi (5 dosya) dosyalarının mahkemelerinde ve savcılıklarında adalet müfettişlerince teftiş yapılarak organize yapının ortaya çıkarılmasını talep ettik” diye konuştu.
GÜNÜN SÖZÜ
“(ATATÜRK düşmanlığı iddiaları üzerine) Üzüldüm. Lütfen bunu yapan arkadaşlarımız geçmişime baksın. Atatürk’ü Cumhuriyet realitesini ve kazanımlarını inkâr etmek yanlıştır. AB için Washington neyse Türkiye için Atatürk odur. (Laiklik üzerine) Din ve siyaset birbirine karıştırılmamalıdır. Ne siyaset din üzerinde ne de din siyaset üzerinde, baskı kurmalı. (Yurt gezileri) Hamama giren terler.”
Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu
DEKAP da bir ‘Gezi’...
DERELERİN Kardeşliği Platformu (DEKAP) olarak yaşamı savunmak adına verdiğimiz mücadeleden hiçbir koşulda ödün vermeden, bütün HES’ler başta olmak üzere, doğal yaşam alanlarımızı, dereleri, vadileri, yaylaları, kurdu-kuşu-ayıyı yok eden/katleden tüm projeler iptal edilinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz!” Platformun sözcüsü Ömer Şan, AKP yandaşı şirketlerin Fırtına Vadisi’ne adını veren Fırtına Deresi’ndeki malzeme çıkarma yağmasının devam ettiğini söylüyor. Rize’de toplanan DEKAP 3. meclis toplantısı sonuç bildirisinde şöyle deniliyor: “Hayatın akışına kelepçe vurdurtmayacağız.”16 il ve 87 bileşenden (4 vadiden) 96 temsilcinin imzaladığı metnin tamamını okursanız tam bir ‘derelerin manifestosu’ olduğunu fark edeceksiniz. “Sularımızı alarak bizi yurtsuzlaştırıyorlar. Susuz yaşam düşünülemez. Hukuksuzluk ve düzenbazlık olamaz; bizler güvenlik kuvvetlerinin gözünde ‘terörist’ ve ‘vatan sevmez’ denilerek toplumun algısı yanıltılmaktadır. Projeler durdurulup iptal edilsin!”
Akıllı olalım!...
IşİD, AKP, Erdoğan ve El Nusra işbirliği Türkiye Cumhuriyeti Anayasa ve kanunlarına göre suç değil mi? Erdoğan AKP hükümeti halifelik ve şeriat peşinde olabilir mi? Birileri anlatsın bize...
‘Siyaset mümkün olanı yapabilme sanatıdır’ denilir.
CHP ve MHP Genel başkanları, Ekmeleddin İhsanoğlu kararı üzerinde anlaşmalarıyla kendilerini aşmışlardır. Geçmişte Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel, bu yöntemi iki kez yaptılar.
Akıllı olalım!. F.B.
Bu denetim ve üretim başka...
YEMEN’den bu kez kahve değil demir geldi” başlıklı dünkü köşe yazınızda; TSE ile ilgili olarak belirttiğiniz hususlara ilişkin açıklamamız şöyledir: “Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ve Yemen Standardizasyon ve Metroloji Kalite Kontrol Teşkilatı (YSMO) arasında, 13 Şubat 2013 tarihinde, Yemen’e ihraç edilen inşaat çeliğinin muayenesinin TSE tarafından yapılmasını içeren bir protokol imzalanmıştır.
Söz konusu protokol çerçevesinde, ülkemizden Yemen’e ihraç edilen “inşaat çeliği” ürünler YSMO tarafından belirtilen standartlar çerçevesinde TSE tarafından denetlenmektedir. Denetime konu standart ise ASTM A615M-13 standardıdır. Bu standardın 17. maddesinde TSE’nin gözetim faaliyetlerinin üretim yerinde yapılması şartı bulunmaktadır. YSMO yetkilileri ile varılan mutabakatta (yazılı haldedir) muayenenin üretim yerinde yapılması ayrıca karara bağlanmıştır. Yükleme öncesi gözetim başka bir kuruluş tarafından gerçekleştirilmiştir. TSE, Habaş Demir Çelik şirketinin yazınıza konu olan ürünlerinin siparişe uygun bir şekilde olup olmadığını, ASTM A615M-13 standardına göre üretim yerinde denetlemiş, gerekli testleri gerçekleştirmiş, raporlarını hazırlamış ve olumlu test raporları sonucu çerçevesinde ‘Gözetim Sertifikalarını’ düzenleyerek Yemen tarafına iletmiştir. TSE’nin sorumluluğu üretim yerinde gözetim-muayeneyi kapsamakta olup, stoktan malın yüklenmesi sırasında (yükleme öncesi gözetim) tekrar teknik değerlendirmeyi esas alan bir gözetim hizmetini içermemektedir.”
Paylaş