Yalçın Bayer: Mumcu, sana hasretiz

Yalçın BAYER

HER yıl olduğu gibi, bugün de katledilişinin 8. yılında sana yazmaya çalışacağım. Keşke ben ölse idim de, sen yazmaya devam etse idin. Yazı yazmak zor iş. Hele hele sana yazmak iki türlü zor. Birincisi bir ustaya, çırak bile olmayan birinin yazısından ne olur, ikincisi gittiğin yerdekilere yazılan mektup ‘Nasılsınız, iyi misiniz’ diye başlayıp, ‘Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden’ şeklinde bitmez ki. En iyisi buradakilerin ve oradakilerin affına sığınarak ben durumu olduğu gibi yazmaya çalışacağım.

Sayın Demirel, Köşk'ten ‘Tavuk bakmaya gitmiyorum’ diye ayrıldı. Herhalde dediğini yaptı, tavuklar bakımsızlıktan öldü galiba ki, Güniz Sokak'taki evden tavuk sesi gelmiyor, sokakta çıt yok.

'Karaoğlan' başbakanlığa devam ediyor, tabii geçen yıllar ‘oğlan’ı götürdü yaşlılığı getirdi ama 'kara'lık baki. Baykal bando mızıka ile yeniden geldi.

Memlekette her şey güllük gülistanlık!

Apo özel odasında krallar gibi. Şartlı tahliye yasası çıktı. Vatandaş bir daha kimseden şikáyetçi olmama niyetinde; iki günde affedilen suçlulara mahcup oluyoruz. F tipi cezaevleri büyük şenliklerle hizmete girdi, ama gençlerin kendilerini yakarak kutlamalara katılmalarını anlayamadım.

Sayın Ecevit; Bahçeli ve Yılmaz'a anlatmıştır herhalde ama bize anlatmadılar.

Memlekette düşecek bir şey kalmayınca 'enflasyon' da biraz düştü. Aslına bakarsan enflasyon uzun zamandır zaten vatandaştan çok memleketi soyanları ilgilendiriyor idi. Geçen yıl trilyonluk soygun yapanlar bu yıl katrilyon götürüyor ama yine de enflasyon en çok onları etkiliyor. Selçuk Parsadan'ın Türkiye'yi ayağa kaldıran 5 milyarlık tokadı, daha cezası bitmeden ‘maganda bahşişi’ seviyesine düştü.

Sevgili Uğur Mumcu... Senin ortaya çıkardığın bir yolsuzluk, eskiden kitap konusu olur, hiç değilse memleketin bir kısmını ayağa kaldırdı. Şimdi yolsuzluk operasyonlarına isim bulmakta zorlanıyoruz.

Ardı arkası kesilmeyen yolsuzluklara kimsenin dönüp baktığı yok.

Daha ne yazayım; kafam çok karışık.

Gazetenizdeki köşende yazdığınız gibi değişmeyen tek şey değişim. Bir de senin hasretin.

Ekrem TATU- Yük. Mühendis Mimar / YALOVA

Turgut Yılmaz'ın açıklaması

ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın kardeşi işadamı Turgut Yılmaz, ‘‘İhale verildi, akrabalar ortak oldu’’ yazısı üzerine şu açıklamayı yaptı:

‘‘Karadeniz Holding'in sahipleri Doğan (tutuklu), Osman ve Orhan Karadeniz'i, Turgut Yılmaz olarak hayatımda görmedim, tanımadım.

Doğan Ailesi'nin herhangi bir ferdinin kuzenim Mehmet Kutman veya Erol Yılmaz Akçal'la yakından veya uzaktan hiçbir akrabalığı yoktur.

Böyle bir şey olsaydı bunu söylemeseydim, ahlaksızlık yapmış olurdum. Ben ahlaksız adam değilim.

- Kamuoyunda hakkınızda birçok iddia dolaşıyor.

- Yalanla mücadele etmek zordur. Anlatayım; Mehmet Kutman benim amcamın torunu; hisse ticareti yapar, finansman bulur. Kutman'ın işi bu... Bu adamlar (Karadeniz Enerji'nin sahipleri), Silopi ihalesini almışlar. Daha sonra yurtdışından finansman temini için Kutman'ın şirketlerine gitmişler. Kutman da, Avrupa Yatırım adlı şirketiyle buraya % 35 ortak olup, finansman temin etmiş. Kutman, % 35'in % 15'ini de, ‘Dayı gel, sende para var' deyip Erol Yılmaz Akçal'a satmış. Bütün mesele bu.’’

- Erol Yılmaz Akçal’la akrabalık...

- Babası İzzet Akçal amcam olur; benim babamın abisi... Biz Karadeniz ailesiyle nasıl akraba olalım. Bizim ailemizde Karadeniz kökenlilerle evlenen yok ki, nasıl akraba olalım... Ne kan bağı var, ne sıhri hısımlık...

Hayır elektrik vatandaşı çarpıyor

OKURUMUZ, Prof. Baran Tuncer'in ‘‘Elektrik, yanlış yapanı çarpıyor’’ başlığına itiraz ediyor:

‘‘Hayır, elektrik vatandaşı çarpıyor.’’

Konuşmasını sürdürüyor:

‘‘Geçen yıl 28 milyon elektrik parası ödüyordum. Aynı evdeyim, aynı bilgisayarım, elektrikli ev aletlerim var; bu sene 56 milyon ödüyorum.

Hani enflasyon % 20'lerdeydi?

Kaptırılan, götürülen paralar; iptal edilen nükleer santralın masraflarını bizden çıkartıyorlar.

AKTAŞ özelleştirildi ama bir yıldır devletçe yönetiliyor.

Hani % 18 olan elektrik kaybı % 8'e indirecekti. Hatlar yenilenecek, yeni hatlar ilave edilecekti. Maalesef hiçbiri yok.

AKTAŞ'ın yatırımcısı mağdur.

1991'den beri Enerji Bakanlığı'ndan kaç ANAP'lı bakan geçti?

Bu yıl AKTAŞ'ın 48 trilyon yatırım yapması lazım. Hangi parayla yapacak?

Enerji Bakanlığı açıklasın; özelleştirmeye karşı değiliz ama özelleştirildiğinden beri AKTAŞ ne kadar ciro yaptı, ne vergi verdi, ne yatırım yaptı?

Bugün ANAP'ın Enerji Bakanlığı iflas etmiştir.

Ak ve kara

HÜRRİYET İstanbul'daki habere göre, Fulya'da BJK antrenman sahasına gökdelen dikilecekmiş. İnşaatı da muhtemelen, Akaretler örneğindeki gibi Koç yapacakmış..

Büyükşehir eski Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan böyle bir öneriyi yapı ve trafik yoğunluğu yaratacağı gerekçesiyle kabul etmemişti.

Zaten bölge 1/5000'lik planlarda yeşil alan gözüküyor.

Demek ki, Ali Müfit Gürtuna plan değişikliği için söz vermiş. Bakalım, Anıtlar Yüksek Kurulu ne diyecek?

Beşiktaş, gökdelen rantı ile şirketleşmeyi yapacak.

Ama ciddi bir durum var: 1984-89 döneminin Beşiktaş Belediyesi Başkanı Mümtaz Kola, bu bölgeyi yeşil alan ilan etmiş, iki katlı 30-40 evi kamulaştırmıştı. Peki yarın evleri istimlak edilenler, tahsisin amacı dışında yapıldığını söyleyip dava açıp yerlerimizi geri verin derse ne olacak?

Rant uğruna İstanbul boğdurulamaz.

Bağkur'da laçkalık

BAĞKUR kapılarında çile çekiyoruz. Üç gündük kapılarda bekliyoruz. Sonra ilgililerin beyanatları aklıma geliyor. Bağkur zarar ediyormuş. Bağkur'a kimse borcunu ödemiyormuş. Elbette zarar eder ve aidatlarını ödemez. O kuyruk çilesi çekilir mi? Bankaya yatır deniyor. Bir yakınımın bankaya yatırdığı 2000 yılı aidatlarının henüz Bağkur'a intikal etmediğini gördüm. Ve makbuzlarını götürdüğümde bankadan talimat getir emirleriyle irkildim. Peki ne olacak? Oda oda dolaş.Bizden gecikme zammı talep eden bu bankalara bağkur neden hesap sormuyor? Bu suç değil mi?

N. TAŞKIN-İSTANBUL

Mesaj

KADIKÖY'de oturan bir grup okurumuzdan: Köprü geçişleri artık çekilmez bir hal aldı. İşte size bir öneri. Artık gişeler kaldırılsın, ücret alınmasın. Kaybolan gelir için tüm taşıtlardan yıllık trafik vergisi alınırken 'köprü ve otoyol kullanımı' karşılığında bir ücret alınsın. Bu İstanbul plakalı taşıtlar için en yüksek, doğuya doğru gittikçe azalan veya kalkan oranlarda plakalara yansıtılsın. Karayolları ilgilileri ne der!