Paylaş
‘Dünya Çevre Günü’ kapsamında Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği etkinliklerde birçok kişiyi dinledik, çok da şey öğrendik. Başta Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, TEMA Başkanı Deniz Ataç, Muğla Çevre Platformu’ndan Serdar Denktaş, Dünyanın En Güzel Koyları Birliği’nden Galip Gür, Çevre Daire Başkanı Aylin Giray ve sanatçı-biyolog Ediz Hun’un konuşmaları dikkatle dinlendi. ‘Muğla cennet kalsın’ afişi güne çok uygundu ama çevreye bakıldığında ormanlar ‘diş kovuğu’ gibiydi! Kömür, krom ve demir gibi madenler, mermer ve doğayı en çok tahrip eden taş ve kum ocaklarının geride bıraktığı devasa çukurları (120 metreye kadar iniyor)... Yatağan’ı hiç unutmayalım, Yatağan bölgesinde üç termik sonra iki yeni santralın yapılması planlanıyor. Santrallara kömür sağlamak üzere verimli tarım toprakları yok edilerek ‘kömür havzaları’na dönüştürülüyor. Yatağan’da 48 köyün taşınması ne demek, bilir misiniz?
Kömür çıkarmak için köylülerin geçim kaynağı olan zeytin ağaçları ve fıstık çamlarının katledilmesi ayrı bir vahşet... HES, RES ve GES yatırımları şu an için çok cazip bölgede. Bunların nedense hiçbir çevre etki değerlendirme çalışması yapılmaksızın doğal SİT’lerin içine kurulması doğa tahribatına neden oluyor.
AKYAKA’NIN EVLERİ
Akyaka’da Ottoman Otel’in arkasındaki Nail Çakırhan tarafından projelendirilen bölgede özel ahşap konutları görünce yıllar öncesine gittik. Hikmet Çetinkaya ve Bülent Dikmener ile buraya İlhan Selçuk’u ziyarete gelmiştik. 1988 yılında Ağa Han ödülünü alan Nail Çakırhan’ı, Şadan Gökovalı, Oktay Akbal’ı burada tanımıştık. Otelin önünde Azmak suyu pırıl pırıl akıyordu. Ama bir sıkıntı var. Ölü Deniz ve Akyaka kıyılarının valilik ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından oluşturulan Muğla Çevre Vakfı’na (MUÇEV) devredilmesi kargaşa yaratıyor; belediyenin bir müdahalesi olamıyor. Korunan kıyı alanlarının kâr amaçlı olarak işletilmesi sonucunda doğa korunamıyor, bir şekilde özelleştirilince halkın kıyıları kullanım hakkı elinden alınmış oluyor.
Özel çevre koruma bölgesi içinde yer alan ve uluslararası sözleşmelerle (Barselona sözleşmesi) korunan Okluk, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın doğal SİT alanlarında yaptığı ‘yeniden değerlendirme’ sonucunda koruma derecesi kaldırılarak 1.5 yıl önce yapılaşmaya açılmış... Üstelik bilimsel temelde yapıldığı söylenen bu çalışma bir gayrimenkul şirketine (Enisa) ihale edilmiş... 30 dolayında kepçe ile yüzlerce yol hafriyatı aracı (Sarıosmanoğlu) tarafından yapılıyor.
GÖKOVA ELİMİZDEN KAYIYOR
900 bin nüfusu, 13 ilçesi bulunan Muğla’nın B.B.B. Dr. Osman Gürün “Gökova elimizden kayıyor. Okluk Koyu’nda 4 hektarlık alanda yapılaşmanın yasallaşmasını ve ormanların bu amaçla tahrip edilmesini kabullenemiyoruz. Ben bu bölgede ne yapıldığını esas olarak bilmiyorum. Özal zamanında 230 m2’lik basit bir evin yıkılarak bugün 20 bin m2’lik bir saraya (300 odalı) dönüştürülmesi vicdanlarımızı yaralıyor. Bunun için yürütmeyi durdurma talebinde bulunduk, yargı sürecinin sonucunu bekliyoruz” dedi. “Buranın kurtulmasının ülkeye başka bir anlayışın gelmesi ile mümkün olabileceğini” de ekledi.
Okluk’ta başlayan yapılaşma ile 50 bin ağacın kesilmesi, 11 km’lik orman yolunun ‘protokol yolu’na çevrilmesi, gelecek tehdidin bir başlangıcı olarak kabul ediliyor. Zira doğal SİT’lerin yeniden değerlendirilmesi ile tüm Gökova ÖÇKB’nin koruma dereceleri düşürülmüş ve yapılaşmanın önü açılmış...
Dr. Osman Gürün, bölgedeki 13 ilçede 26 arıtma bulunduğunu, buna rağmen yetersizlik olduğunu ve kalan arıtmalar için revizyon yapılması adına 4.5 milyar dolarlık bir yatırım gerektiğini söyledi.
ÖDÜL ALANLAR
Dünkü etkinlikte, ‘Çevreye Duyarlı Tesisler Yarışması’nda Ermaş Madencilik (Mermer), Manas Otelcilik, Bişen Zeytinyağı, Olivka iç su balıkçılığı dallarında ödül aldılar. Bu arada Rahmi Turan, Can Pulak, Yalçın Bayer, Aykut Küçükkaya, Mustafa Büyüksipahi, Barış Terkoğlu, Fatih Portakal ve İsmail Küçükkaya, Fatih Ertürk, Gülçin Hacıevliyagil, Hande Zeyrek, Hayri Köklü, Güven İslamoğlu, Tuncay Mollaveisoğlu (Tele-1 TV)’na da ödül verildi.
SADUN BORO ANILDI
MARMARİS Karacasöğüt köyünde üç yıl önce kaybettiğimiz Sadun Boro’nun kabrini ziyaret ettik. Kızı Kısmet Deniz Boro dün babasını unutmayanlar için Göcek’teydi. Çevreyi yaşlı gözlerle izliyordu. Meriç Köyatası da dün Ören’de bir başka etkinlikteydi. Turgut Özal’ın eski basın danışması Can Pulak dostumuz bana, Aykut Küçükkaya ve Barış Terkoğlu’na Gökova’yı gezdirdi... Doğayı görünce ağlamamak elde değil!
Paylaş