Moda İskelesi’nde ’ahlak bekçileri’ nöbet tutuyor

Meğerse amaç, beş-on vatandaşın ellerinde biralarıyla rıhtıma çıkmasını engellemekmiş. Ve ne yazık ki, bu görevlilerden bazıları özellikle bayanlara karşı son derece kaba davrandılar. Protestocular olarak niyetimizin iskeledeki kafeteryaya değil, işletmenin herhangi bir hak iddia edemeyeceği ve halka açık olması gereken rıhtıma çıkmak olduğunu açıklasak da işletme (Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Beltur) ve güvenlik görevlileri bir mahkeme kararı ya da herhangi bir belge göstermeye gerek duymadan karşımıza birer beton gibi dikilerek engellediler. Bir ara kaba kuvvet kullanmaktan bahseden güvenlikçiler dahi oldu ve bunun üzerine babası yaşındaki bir vatandaş, "Yoksa bizi denize mi dökmeyi düşünüyorsunuz" deyince sustu. Protestocular olarak bizler de bu hakkımızı tepemizde dikilen güvenlikçilerin önünde rıhtıma oturup biralarımızı içerek kullandık.

Acaba Malezya olur muyuz, derken çoktan İran olmuşuz da haberimiz yok. İstanbul’un en güzel tepelerini, en manzaralı sahillerini sadece belirli bir yaşam tarzına sahip olan insanlara açarak, bir bardak soğuk bira içmek isteyen diğerlerine bilinçli olarak kapatan zihniyet yüzünden yakın bir gelecekte insanlar tıpkı İran’daki gibi sadece evlerinde, dört duvar arasında gizli gizli içkilerini içmek zorunda kalacaklar.

KİM DUR DİYECEK

İstanbul ve koca Türkiye giderek insanların yaşam alanlarının ve özgürlüklerinin daraltıldığı sıradan bir Ortadoğu ülkesi haline döndü. Keçiören olayı Anadolu kentlerindeki bütün içkili restoranların kapatılması ve şimdi de bu... Her dakika özgürlük ve demokrasiden bahseden yöneticilerimizin artık hiçbir sözüne inanmıyorum. Onların tek amacı varmış.

O da, demokrasiyi sadece kendileri ve kendi görüşlerinde olanların yaşaması. Cuma gecesi Moda İskelesi’nde yaşanan rezalet ’2010 Kültür Başkenti’ İstanbul’a hiç yakışmıyor. Bu gidişe bir dur demek gerekmekte... Toplumun nabzını tutan köşe yazarlarımızdan sorunun üstüne düşmesini ve dar zihniyetin ülkemizi esir almasının karşısında durmalarını rica ediyorum. (ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’ndan bir ’komiser’ bu işe müdahale ederse Büyükşehir hiç utanmayacak mı?)

Mehmet ÜNVER

İÇKİ satanların da, içenlerin de can güvenlikleri yok.

İçki satanlara da, alanlara da koruma verilmelidir.

Süleyman EKİM

GÜNÜN SÖZÜ

"Zayıflar bizi; kendi gücümüzden utanmaya zorladıkları için kazanırlar."

(Nietzsche)

Yaşar Paşa’mı hiç unutmayacağız

SİZİ... Atatürkçülük sözde değil özde olmalıdır, çıkışınızı bir daha tekrar etmemekteki ısrarınızla; Dolmabahçe toplantısındaki sır ancak beraberinde getirdiği tüyler ürpertici rivayetlere karşı gösterdiğiniz sabır ve tevekkülle; korunmanız için alınan 1 trilyonluk Audi A8 long kasa zırhlı aracınızla; TSK’yı tüm irticacılardan temizleyip iktidara yardımcı olduğunuz için şükranla; hayatını vatanına adamış Atatürkçü orgenerallerin tıpkı terörist gibi hapsedilmesine karşı gösterdiğiniz biganelik ve vefasızlıkla ANACAĞIZ!..

Fenerbahçeli olmanızın size sağladığı üstün popülaritenizin yanında bir şey daha var ki, onu hiç ama hiç unutmayacağız, veda ederken Atatürk’e ilişkin vecizeleriniz, gerçekten unutulur gibi değil.

Güle güle paşam, geçmiş olsun!

Zübeyir BATUR

’Ramazan Müslümanları’

RAMAZAN geldi... Oruçlar tutulacak, camiler dolacak.’Ramazan Müslümanları’ yine ahkám kesecek.

Oruç tutmayanlara düşman gözüyle bakılacak; teravihe gitmeyenler eleştirilecek.

Ramazanın bereketi sofraları doldurur denir... Doldurur tabii; ancak parası olan için... Asgari ücret 457 YTL. Alın bu parayı, ayı yetirin. İsterseniz yaptığınız/yapacağınız okul masraflarını dahil etmeyebilirsiniz. Kira da ödemeyin. Elektrik, su, telefon faturanızı yatırın. Temel gıda, temizlik ve tüketim maddelerini alın. Çocuklarınızın okul harçlıklarını verin.

Ne o! Dershane taksitine mi yoksa yakacak aidatına mı para kalmadı? Yoksa kredi kartı ödemesine mi? Ve de çocuklarınıza alacağınız bayramlıklarınıza mı?

Demek ramazan bereketi paraymış. Değil mi?

Ve daha acısı ’ramazan sömürüsü’... Ramazanın bereketinin ranta ezilmesi/ezdirilmesi değil mi?

"Pirinç yeme bulgur ye" demek daha kolay olsa gerek...

Şahabettin MERT-KASTAMONU

Biliyor musunuz

KARDEŞİ, kayınbiraderi ve kardeşinin şirketinde çalışan üç kişinin ’organize suç örgütü’ iddiasıyla tutuklu bulunduğu Eyüp Belediye Başkanı Ahmet Genç’in; 4. kez, AKP’den aday gösterilmezse bu kez CHP’den adaylığının söz konusu olabileceği yorumlarının, CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen ile Ahmet Genç’in Malatya Arapgir’den kardeş torunları olmasından kaynaklandığını...

MEHMET Sevigen’in yakın çevresine, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmayı düşündüğünü söylediğini...

İMAR uygulamaları ile ilgili olarak İstanbul’un Yenidoğan Belde Belediye Başkanı Hakan Örüng (AKP), Akfırat Belde Belediye Başkanı Hilmi Yılmaz (AKP), Orhanlı Belde Belediye Başkanı Cemil Ekşi’den (CHP) sonra Bodrum’un Yalıkavak Belde Belediye Başkanı Mustafa Saruhan’ın (CHP) da İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alındığını...

Mesaj Panosu

30 Ağustos Zafer Bayramı’ydı dün... Türkiye’nin özgürlüğünü kazanarak kutladığı en büyük bayramlarından biri. Bazı gazetelerin web sayfalarına hiç baktınız mı? En ufak bir kutlama yazılmamış. Benim gibi sizler de utanç duymuşsunuzdur.

Ayşe M. KAVAS

BODRUM Limanı’ndan İlhan Berk ’hoşçakal’ dedi; umursayanlara, önemseyenlere, eller arasından neyin kayıp düştüğünü farkında olanlara... Usta, uğur ola!A.B.