Yalçın Bayer: Mezarcı, Demirel'e Saidi Nursi'nin mezarını aratmıştı

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

BİR okurumuz telefonda şunları söylüyor: ‘‘Hasan Mezarcı, 'Türkiye'ye hilafet getirilmelidir, Cumhurbaşkanı da halife olmalıdır. 'Erbakanizmi eleştirmek Kemalizmi eleştirmekten daha zordur' dediğinde; Said'i Nursi'nin mezarınun bulunması için Demirel'e mektup gönderdiğinde (Başbakan Demirel de, başvuru üzerine kayıp mezarın bulunması için talimat vermiş, 'Hoca itibarlı bir insandı' demişti); Atatürk'ün mirası İş Bankası'nın hesaplarının incelenmesi için araştırma önergesi, Atatürk'e suikast yapanların itibarlarının iadesi için de kanun teklifi verdiğinde; acaba bizim siyasetçilerimiz ne yapmıştı? Biz onun ne olduğunu biliyorduk da, bunun farkına varamayanlar onlardı; en başta RP'lilerdi. Atatürk'ün kurduğu parlamentoya yazıktır.’’

Acaba bir meczupla aynı sırada oturup hiç utanan oldu mu?

Köyümdeki tarihi eseri mahvettiler

GAZİANTEP'in Şahinbey İlçesi'ne bağlı, 15 km. uzaklıktaki Geneyik Köyü'ndenim. Tatillerimi köyümde geçirir, sorunları her zaman içimde taşırım. Bu eski tarihi yerleşim yerini simgeleyen bir tarihi çeşmesi vardır. M.Ö. 5'inci yy'da yapıldığı söylenir. Suyu tahminen 3 km. mesafeden halk dilinde lives olarak söylenen, tünel kazılarak getirilmiştir. Lives bakımsızlıktan dolayı çeşmeye yeterince su bırakmayınca, köy hal çareyi devletten beklemiş. Uzun uğraşlardan sonra 1999 seçimleri öncesinde Köy Hizmetleri'nden sorumlu Devlet Bakanı ve Gaziantep Milletvekili Mustafa Yılmaz köye araç ve gereçleri göndermiş. İşi amatörce ve bir seçim yatırımı olarak gören zihniyet o tarihi esere vurmuş kepçeyi. Çeşmeden suyun kaynağına doğru, tahminen 300 metrelik bölümü tahrip etmiş. Gelişigüzel döşenen su boruları terazisi tutmadığı için suyu çeşmeye akıtmamış. Ve daha sonra, köy halkı içme suyunu başka bir kaynaktan temin ettiği için o tarihi eseri kendi haline bırakmışlar.

Şimdi ne köy muhtarlarından ne de köy halkından ciddi bir ses çıkıyor. Politikacılar ve yetkili mercilerse gelecek seçim dönemini bekliyor galiba. Sayın Bakan ne sizin, ne de temsil ettiğiniz makamın, böyle bir tarihi eseri tahrip etmeye hakkınız var. Bu yıktığınız eseri tekrar yapın. Ya da eski haline getirin. Ben bir duyarlı kişi olarak, size ve tüm yetkililere sesleniyorum. Lütfen tarihi eserlere sahip çıkalım ve de yaşatalım.

Halil SAYIN-Alzenau-ALMANYA

Levent Kırca ve Hamdi Alkan'a malzeme olduk

ANTALYA'dan bir polis memuru yazıyor:‘‘Yetkimi kullanırım, geri hizmete sürerim ya da emekliye sevk ederim.’’

Yukarıdaki sözler Bursa İl Emniyet Müdürü'ne aittir.

Bu söylem, Emniyet Dispilin Tüzüğü'ne göre suç teşkil etmektedir. (Amirin yetkisini kullanarak memurunu sindirmeye çalışması...)

Henüz iki hafta önce yayınlanan Emniyet Genel Müdürlüğü'nün genelgesini ciddiye almamaktır. (Özellikle basın ve yayın yoluyla teşkilat hakkında (şikayet, dilekçe vb. gibi durum meydana getirenler cezalandırılacaktır.)

Hiç göbeği olmayan bir polis memuru olarak soruyorum:

Acaba bu göbekler, pirzola, biftek ya da iş dünyasının verdiği kokteylle mi büyümüştür?

Yoksa sabahın üçünde ekmek arası helva ya da kuru simitle sabah beklemekten mi büyümüştür?

Sayın Emniyet Müdürü, memurun göbek boyutuyla ilgilenirken acaba ne kadar sosyal, zihinsel ve ekonomik boyutuyla ilgilenmişlerdir?

Başka bir ifadeyle Ankara'daki süper göbeklilere kaç defa polisin özlük haklarını ve ekonomik sorunlarını anlatabilmiştir ya da basın yayın yoluyla dile getirmiştir?

Sayın Emniyet Müdürü sadece sevgili Levent Kırca ve Hamdi Alkan'a trajikomik bir malzeme sunmuştur.

Sayın Bakanım, bu göbekli arkadaşların hiçbiri ne zeká bakımından geridir, ne de yaşama ve mesleğine ilgisizdir. Bu tip şovlara izin vermeyeceğinizi umut ediyorum, asıl sorunun göbek boyutundan ziyade eğitim hoşgörü, halkla bütünleşmedir.''

Bir polis şefi söylediğinin nereye varacağını düşünmelidir.

Demokrasi affedilmeli

LAİKLİK dayak yedi, bıçaklandı, kurşunlandı... Demokrasi, bankaların içini boşaltmadı... Özgürlük kimsenin ırzına geçmedi... Cumhuriyet kimseyi katletmedi... Bağımsızlık komşularımızın tavuğuna kış demedi. Barış kimseyi katletmedi.

Ama hepsi 'hapis'te...

Demokrasi, laiklik, cumhuriyet, bağımsızlık, barış ve özgürlük suçsuzdur. Bunların 'hapis'te tutulması evrensel ayıbımızdır.

Bu değerlerin yeri 'cezaevi' olmamalıdır.

Banka hortumlayanların, canilerin affedilmesi çok az kişiyi sevindirir, pek çok kişiyi üzer.

Demokrasinin affedilmesi çok az kişiyi üzer, pek çok kişiyi sevindirir.

Süleyman EKİM-AFYON

Bu vergi de yüz karası..

BUGÜN hayat standardı vergisi ile ilgili olarak bir esnafla yaptığınız yazıyı okudum. Bu kadar insafsızlık olmaz. Esnafların ve serbest çalışanların bir asgari ücretlinin ödediği vergiyi ödemeyeceklerine kimse inanmaz. Unutmayalım ki bu vergi kapsamına sadece küçük bakkal veya ayakkabı tamircisi gibi nispeten az gelirli olanlar değil (bunların dahi gelirlerinin vergiye tabi bir asgari ücretlininkinden fazla olduğu kesindir) Türkiye'nin milli gelirinin % 50'sini alan % 5-10'luk kesimin büyük çoğunluğunu oluşturan doktorlar, avukatlar, kuyumcular, oto galeri sahipleri ve bir plakası yüz milyarlarla ifade edilen taksi sahipleri de girmektedir.

Geçen gün bir anahtarcıya gittim, 80 milyon lira gelir göstermiş, yani ayda yaklaşık 7 milyon lira vergi ödemiş.

Böylesine küçük bir vergiyi ödemek yüz karası değil mi?

Nurettin KIZILKILIÇ-ANKARA

Beslemelere

ATATÜRKÇÜ gözüküp, içten Atatürkçülere küfürler yağdıran bazı yazar taifesi, 'kıpti' kahramanlığını ön plana çıkarırken, ahlaksızlığını ele verir' örneğine uygun bir tutum içindeler bugünlerde... Atatürk ilkelerine bağlı olmak başka şey, çıkar düzeninin sağladığı olanaklara bağlı olmak başka şey. Beslemelik bazı köşe yazarları bunun ayırdına artık varmalıdırlar.

Aydın YURTSEVER-İSTANBUL

Yazarın Tüm Yazıları