Metro olmadı lunapark verelim

Kısa sürede yüzlerce Çayyolu sakini Arcadium’un arkasında toplanıp Büyükşehir Belediyesi’nin yaptıracağı ‘Lunapark’ı istemediğini gür bir sesle deklâre etti. Başkan Engin Uç, bir konuşma yaparak, Belediye’nin, vatandaşın istemediğinde ısrar ederek sıkıntı yarattığını, yıllardır metro için oralı olmayanların yeşil alanlara ve ‘meydanlara’ düşman gibi davrandığını söyledi. Gürültü değil nefes almak istiyoruz, metro istiyoruz ve hastane yerimizi istiyoruz diyen çevre sakinleri imza kuyrukları oluşturdu.
Herkes belediyenin sanki ceza gibi tasarruflarına yeter artık demek istiyordu. Emniyet mensupları güvenlik önlemleri alarak, toplantı yerine bağlanan yolu iki taraftan trafiğe kapattı. Düzenleme ve ‘lunapark izleme’ komitesi, emeği geçenlere ve emniyet için görev yapanlara teşekkür ettiler. Dava açılacağı müjdesi, meydan için kaygılanan yüreklere su serpti. Büyükşehir Belediyesi’nin, halka rağmen zorla yapmak istediği lunapark başta, diğer tasarruflara karşı oluşan haklı ve kararlı tepki görmek ve duymak istemeyenleri biraz olsun ilgilendirir umalım.
? Metin ALTAY

GÜNÜN SÖZÜ

“Türkiye ve Mısır, deniz ve güneşle ilerleyemez.”
Alman Turizm Bilimler Kurumu Başkanı ve öğretim üyesi Harald Pechlaner

‘Öğrenci bileti çilesi

ANKARA’da öğrenci kartı kullananlara her otobüse binişte kimlik soruluyor; öğrenci kimliğini göstermeniz dahi yetmiyor ve belediyenin bir bandrolünü almanız gerekiyor.
İnsanları kimlik göstermeye ‘zorlamak’ bu kadar basit, sıradan, rahat bir iş mi?
Belediye bandrolü sahibi olmayan kişi öğrenci değil midir?
Örneğin İstanbul’da okuyan öğrenci birkaç günlüğüne Ankara’ya gelse, EGO’ya öğrenci olduğunu anlatabilmesi için gelir gelmez Ulus’a gidip bandrol mü almalıdır? Kimin öğrenci olup olmadığını EGO mu belirliyor?
Dünyanın neresinde bir yerden bir yere gidebilmek için 2, 3 kez düzenli kimlik gösterme mecburiyetiniz vardır? 3-5 kuruşluk indirim için insan hakkımıza tecavüz yetkisini kim, nasıl kendinde buluyor?
? G. DOĞRU

‘Ölüm bulvarı’ olmasın

İNCEK-Ümitköy arasındaki (6 Ocak) bulvarda yolda arabamla az daha büyük bir kaza yapacaktım. Uzunca (aylardır) bir süredir bu bulvarda hiçbir aydınlatmanın yok olduğun bilmeme ve çok dikkatli olarak aracımı kullanmama rağmen orta göbeği son anda gördüm ve kurtarabildim. Dakikalarca kendime gelemedim.
Evime gelir gelmez Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na mail göndererek acil olarak hiç olmazsa göbeklerin aydınlatılmasını istedim. “Ölümler olacak” dedim. “Yalvarırım” dedim. “Çok canlar yanabilir. Sizin de çocuğunuz zarar görebiir” dedim sonunda ve çocuklarımı uyardım. Facebook’da herkesi uyardım.
Ne yazık ki bu akşam aynı noktada dört arabanın hurdaya döndüğünü gördüm. İçim sızladı... Dilerim ölüm olmamıştır.
‘Avrupa başkenti’ böyle mi olur? Bu kadar mı değersiz insanlarız.
Bu bulvar ‘ölüm bulvarı’ olmadan aydınlatmayı sağlayalım.
Ömer TEZCAN-BALGAT