Paylaş
Son zamanlarda, ‘tutuklu yargılanma esas, tutuksuz yargılanma istisna’ olarak tecelli eden yargılama süreçlerine tanık oluyoruz.
Askeri hizaya getirme projesinde yapılan düzenlemeler sonucu, Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun tatbikatında, hukuki kaygılardan başka her türlü neden-sonuca ve sürece etkili oluyor. Şüpheli ve sanıkların kimlikleri uygulama tarifesinde rol oynuyor. Soruşturma, kovuşturma safhalarında müdahalelerin sonuç aldığı, özel yetkili yargılama makamları bakımından da adalet kaygısı dışındaki saiklerin uygulamada subjektif yargıları öne çıkardığı iddiaları yaygınlaşıyor.
Burada bir noktaya dikkat çekmek zorunluluğu var: Basın özgürlüğü çerçevesinde, işlerinin gereğini yapan gazetecileri, devlet sırlarını ifşa ve terör örgütüne bilerek yardım vb. suçlamalar nedeniyle, tutukluluk halinde ısrar eden mahkeme bakımından, AYM’nin, adil yargılanma hakkı ihlaline dair kararı, yargılamayı daha da rafine bir sürece zorluyor. Yargılananların gazeteci olması, medyayı da (uluslararası medya dahil) yargılama sürecinin asli bir parçası haline getirmiş bulunuyor. Yargı, bir iç ve dış kamuoyu basıncı altında bir içtihat üretmek zorunda. Bu nedenle de ifade özgürlüğü, basının fonksiyonu ve bilgi alma hakları gibi demokratik bir düzenin vazgeçilmez, zorunlu unsurları ile devlet güvenliğini tehlikeye sokan terör örgütüne yardım iddiaları arasındaki kritik denge hattında üretilecek hukuk daha da önem kazanıyor.
Hukuk ve siyaset tarihimizde yarattığı tahribatları halen devam etmekte olan ‘Ergenekon’ hukuk katliamları sürecinde yargılananlar, yalnız ve sahipsiz kaldılar. Yıllarca tutuklu kaldılar, içeride ve dışarıda, istisnalar/kurbanlar dışında -ilkel derecede özensiz yazılmış, polisiye senaryoya dayalı çekilen bir filmi izler gibi- herkes seyretti.
Bu defa öyle değil. Gazetecilerin davasında medya, meslek dayanışmasını öne çıkararak davayı sahiplendi. Yargı kamuoyunun tarassutu altında hakikati bulmaya çalışacak. Kamuoyunun, özellikle bu davaya münhasır bilgi alma hakkı etkili olacak. En önemlisi de toplum, yargılama süreçlerindeki farklılık üzerinden gözlem yapma imkânı bulacak!
Sühan ÖZKAN - Hukukçu
Günün sözü
“Bil ki, yaşadıklarınla değil, yaşattıklarınla anılırsın. Ve unutma, ne yaşattıysan, elbet bir gün onu yaşarsın.”
Tolstoy
Biliyor musunuz?
-ULAŞTIRMA, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın, bu yıl içerisinde; Artvin-Rize, Edirne-Kırklareli, Yozgat, Niğde-Aksaray, Karaman ve Batı Antalya havalimanlarının yapımı çalışmalarına başlanacağını, mevcut havalimanlarında da apron ve terminal çalışmalarına devam edileceğini açıkladığını...
-HUKUKÇULAR Derneği’nin ev sahipliğinde, İstanbul Üniversitesi, Türkiye Adalet Akademisi, Anayasa Hukukçuları Derneği, Uluslararası Hukukçular Birliği ve Istanbul Center of International Law’un katkıları ile düzenlenen ‘Dünyada ve Türkiye’de Darbe Yargılamaları Uluslararası Sempozyumu’nun bu hafta sonu İstanbul Üniversitesi’nde yapılacağını...
-SELİN İşcan’ın sanat yönetmenliğinde hayata geçen Hayal Perdesi’nin ilk yapımı ‘İmparatorluk Kuranlar Yahut Şümürz’ oyununun, bu yıl Milano’da 7’ncisi düzenlenen, dünyanın en prestijli tiyatro ödüllerinden Il Teatro Nudo di Teresa Pomodoro Uluslararası Ödülü’ne aday gösterildiğini...
-CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin 10 milletvekili ve belediye başkanlarının katılımıyla ‘Türkiye Nereye Gidiyor’ başlıklı konuşmasını bugün Çorlu Kapalı Spor Salonu’nda 14.00’te yapacağını...
-RİZE Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı’nın ‘Rize’nin Düşman İşgalinden Kurtuluşunun 98. Yıldönümü’ için düzenlediği organizasyonda yarın TİM Maslak Show Center’da 19.30’da Selçuk Balcı konserinin yer alacağını...
Sayın Bakan söylediklerinize gerçekten inanıyor musunuz
GÜNLERDİR milyonlarımız Cerattepe ile yatıp kalktı. Cerattepe ve Artvin halkı işletmeye açılacak maden ocağı için Artvin’in balta girmemiş zengin ormanlarının feda edilmesine karşı yürekten bir direniş sergiledi. Göstericilerin her birini hararetle alkışlıyorum. Geçen ağustos ayında Avusturya’nın Hallstatt köyünde tatil yaptık eşimle beraber, yüksek ormanlı dağların sardığı bir göl kenarında. Halkın ormanlara, yeşile gösterdiği sevgi ve özeni anlatamam. Boş kalan yerleri de çimen yetiştirerek yemyeşil halıya dönüştürmüşler.
Bu yıl Artvin Bal Festivali’ne davet edilmiştik. Ev sahibimizin hazırladığı zengin program çerçevesinde Artvin yaylalarını da gezdik. Doğanın fışkırdığı, bağrını tabiatın hemen tüm varlıklarına açtığı balta girmemiş ormanlardan ormanlara, yaylalardan yaylaları gezdik. Yüce tabiatın kendi zevki ve eliyle bezendiği bu güzelliği tarif etmek mümkün değil. İnanır mısınız, Hallstatt’ı kıskanırken, Artvin yaylalarında gördüğümüz müstesna güzellik bizi büyüledi. Candan diliyoruz, bu doğal güzellik bir maden uğruna delinmeye açılmaz. Ülke hepimizin. Orman Bakanı Sayın Eroğlu’nun, bu güzellikleri, zenginlikleri koruyanları kınayarak, “Şu anda dünyanın en çevreci hükümetiyiz. Erozyonla mücadelede dünya lideriyiz. Dünyada orman varlığı azalırken biz ise artan en nadir ülkelerden biriyiz” diyor!...
Nurver NURES - Büyükelçi (E)
Orada bir köy yok uzakta artık
UZUN zamandır bir konu dikkatimi çekiyor. Markette köy balı; kasapta köy yumurtası, köy tavuğu; fırında köy ekmeği; bazı yerlerde turistik köy kahvaltısı vb.
Memlekette sanki köy kalmış gibi. Hepsi mahalle oldu. Buralarda artık emekliler yaşıyor çoğunlukla. Üretici olmaktan çok tüketiciler.
Nevzat VARHAN
Mesaj panosu
“GÜMRÜK Birliği Anlaşması ile aldatıldık, satıldık ve soyulduk! İşsizliğin, cari açığın, dış borcun ana kaynağı Gümrük Birliği’dir.”
Adnan PELVANLAR
-BİZ Rusya’ya küfür ettikçe işler daha da kötüleşiyor.
Bülent ESİNOĞLU
-“TÜM ülkücüleri, Devlet Bahçeli ve Şefkat Çetin’i desteklememeye davet ediyorum.” Av. Can ÖZBAY
Paylaş