GEÇTİĞİMİZ pazartesi ağabeyimin Almanya Konsolosluğu’nda başına gelenleri anlatmak istiyorum.
Üç ay öncesine kadar Almanya’da yaşıyordum. Eşim ve ailesi tatil için Türkiye’ye geldiler; kimlikleri ile elini-kolunu sallayarak Türkiye’ye geldiler. Yanlarında da, ağabeyimi Almanya’ya iade-i ziyaret için davet mektubu da getirdiler. Aslında davetiyeyi benim getirmem lazım idi ama benim ve eşimin kazandığı para bunun için yeterli olmadığından kayınvalidem ve kızı getirdi. Biz de ekim ayında üzere vize için gerekli belgeleri hazırlayıp Alman Konsolosluğu’na başvurduk. Belge olarak istemediklerı bir ’donumuzun fotokopisi’ kaldı. Neyse hepsi hazırdı, başvurduk. Buraya kadar gayet normal; asıl iş vize... Belgeleri alan görevli bir Türk vatandaşı... Başkonsolosmuş gibi ve de gayet aşalayıcı ve azarlayıcı bir uslüpla abime ’neden gidiyorsun, ne yapacaksın Almanya’da, neden kendi kardeşin davetiye yollamıyor, işte o devletten geçiniyordur, ondan davetiye gönderememiş’ diye aşağılayıp evrakları alıp ’tamam bu kadar’ deyip kendilerini yollamış... Abimin sinirleri tepesine fırlamış, ’sizin vereceğiniz vizeye de, size de...’ diyecekmis; fakat sabretmiş!.. Çünkü o kadar masraf yap, git vizeye başvur bir de fırça yiyip gel.
Sormak istiyorum. Bu konsoloslukta çalışanlar memur mu yoksa sözleşmeli personel mi? Ayrıca bu görevliler Almanya’ya gidilmemesi için maksatlı mı davranıyorlar. Yoksa Almanlara yalakalık olsun diye mi böyle davranıyorlar?
Türk vatandaşı olarak bu muameleye layık mıyız? Niçin seçim meydanlarında naralar atarak vaaz verenler ve ’Türk milletı şöyle yücedir, böyle büyüktür’ diyenler, bu rezillikleri bilmiyorlar mı?
Bizbu kadar büyük devletsek, neden 150 ülke bize vize uyguluyor? Adamlar bizim ülkemıze pasaportu bırak, sadece kimlik göstererek giriyor. Biz oraya gitmek için konsoloslukların önünde rezil oluyoruz. Onunla da kalmayıp Türk vatandaşı olan vize görevlisinden köpeğe bile yapılmayacak muamelelere maruz kalıyoruz? Bu çok ama çok ağrımıza gidiyor.
Buna neden bu politıkacılar bir çare bulmuyorlar? Onlar nasıl olsa yeşil pasaporlarla devletın verdiği milyarlarca milletvekili maaşıyla rahat rahat girip çıktıkları için mi? Milletin aslı çekiyor çileyi, vekili sürüyor sefayı!
Atilla BENZER-ANKARA
İki belediyeyi de kınıyorum
"ESKİŞEHİR Yolu 7.km’de bulunan Mustafa Kemal Mahallesi’nde geçen yıl bir ev aldım. Aldığımız bu ev mahalledeki sözde 6. Cadde üzerinde bulunmakta ancak ortada ne cadde var, ne de yol... Bir de bunlar olmadığı gibi tam karşı tarafımızda bulunan 4-5 gecekonduya yerleşen çingeneler de Ankara’nın göbeğinde olan ve adı ulu önderin adı olan karşısında ODTÜ, hemen önünde iki adet dev alışveriş merkezi olan arkasında AŞTİ Bulvarı bulunan bu mahalle maalesef henüz köy ortamından kurtulmuş değildir. Kışlarımız dizlere kadar gelen çamurlarla, yazlarımız toz toprakla uğraşmakla geçmektedir. Bu caddeyi açmayan Büyükşehir Belediyesi’ni ve imara göre cadde kenarında olması gereken park ile ilgili kılını kıpırdatmayan Çankaya Belediyesi’ni kınıyorum.
’Made in China’ ’Made in PRC’
OKURUNUZUN, firmamız ve Koçtaş’tan satın aldığınız ürünümüz hakkında 29.08.2008 köşenizde çıkan yazınızı üzülerek okudum.
1- Yazınızdan anladığım kadarıyla almış olunan ürün XLN-287C kodlu 4 fonksiyonlu acil destek ürünümüzdür. Ve dört fonksiyonludur. Siz fener, cep telefon şarjı ve siren fonksiyonlarının olduğunu ama kırmızı ikaz lambasının olmadığını yazmışsınız. 3 LED’li kırmızı ikaz lambası mevcuttur ve sirenle birlikte yanar. Alınan ürün arızalı olabilir, bu durumda alınan mağazadan değiştirebilir.
2- Bütün ürünlerimizde ’Made in China’ ibaresi mevcuttur. Biz yasal olmasına rağmen ’Made in PRC’ ifadesini bile kullanmamaktayız.
Barkod olayına gelirsek barkodun üretim yeri ile bir alakası yoktur. Yurtdışından ithalat yapan bir çok firma ürünlerine kendi barkodunu vermektedir. Bunda da gayri yasal hiçbir şey yoktur. Konuyla ilgili olarak TOBB’dan detaylı bilgi alınabilir.
Yazınızda da belirttiğiniz gibi ürünümüz patentli bir üründür ve CE sertifikası mevcuttur.
3- Garanti mevzuuna gelince, garanti kapsamındaki ürünler Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca belirlenmektedir. Ancak biz müşterilerimize gerekli bütün kolaylıkları göstermekteyiz
4- Telefonlarımız ve emaillerimiz çalışmaktadır. Gerek son kullanıcı olsun gerek zincir mağazalar olsun bütün iletişimleri bu irtibat numaraları ve emailler üzerinden yapmaktayız.
Ünal ADAŞ- Elvan Dış Tic.AŞ
Dış Ticaret Müdürü
www.elva.com.tr/ 0532-496 97 46
AKP’nin kurmayları hakkımı yediler
FİKRET Yıldız; Ankara’lı türkücü olarak biliniyor. 3 Kasım 2002 seçimlerinde AKP’nin seçim müziklerini yapmış ve Başbakan’dan bizzat teşekkür almış. Daha sonra parti kurmayları 74 milyar tutarındaki hakkını oyalayıp vermeyince mahkemeye vermiş karşı tarafı... Halen Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde devam eden bu alacak davasının yanı sıra, 1999 ve 2004 yıllarında Mamak Belediye Başkanı Gazi Şahin’in seçim müziklerini de yapmış Fikret Yıldız.
Sanatçı, Gazi Şahin’den de 1999 yılı tutarı ile 5 milyarını da alamamış.
Yıldız, Başkan Şahin’e de noterden ihtarname çekmiş ve hiçbir şekilde cevap alamamış. Şunları söylüyor:
"AKP müziğinde Murat Mercan ve Erol Olçak çeşitli oyalamalarla hakkımı vermeyince mahkemeye üzülerek müracaat etmek zorunda kaldım. Yine Belediye Başkanı Gazi Şahin de, harcamaları Melih Gökçek’in yaptığı maddi desteklerden ödeneceğini ve benim paramı o zamanki ilçe Başkanı Ahmet Tunç’un vereceğini söyledi. İlçe Başkanı Tunç ise kendisine böyle bir paranın verilmediğini belirtti. Bunun üzerine tüm şahsi girişimlerimden de sonuç alamayınca kendisine noterden ihtar çekmek zorunda kaldım. Zaten ihtarıma da cevap vermedi. Dolayısı ile kabullenmiş saydılar ama türlü oyalamalarla hakkımı bir türlü vermediler. Bu müzik çalışmalarımda yaptığım masraflar içim Vakıfbank Yıldız Şubesi’nden kredi çektim, alacaklarımı alamayınca banka beni icraya verdi ve evimi sattı. Bu da yetmezmiş gibi aile düzenim sarsıldı ve eşimden ayrıldım.
Bu mağduriyetlerimin geç de olsa giderilmesi için, bu mübarek Ramazan ayımızda Sayın Başbakanımızdan hakkımın verilmesi için ilgisini bekliyorum."
Prof. Halaçoğlu’nun neden görevden alındığı anlaşıldı
İP Genel Başkan Vekili M. Bedri Gültekin yaptığı açıklamada diyor ki:
Dünyanın hiçbir ciddi Devleti, ’Ben senin sınırlarını tanımıyorum’ diyen başka bir devletin ayağına gitmez! Gül, Colin Powell ile 12.4.1993’te imzaladığı 12 sayfa 9 maddelik gizli Anlaşmaya göre hareket ediyor.Maç bahanesiyle yapılacak olan Ermenistan ziyareti, bu çerçevede gerçekleşmektedir.
AKP iktidarı, Ermenistan ile gizli görüşmeler yapmaktadır!
Tages Anzeiger: ’Prof. Halaçoğlu (Türk Tarih Kurumu Başkanı), Türkiye Ermenistan gizli görüşmelerinin sonucunda görevden alındı." Dost ve kardeş Azerbaycan toraklarının beşte biri işgal altındayken Erivan’a gitmek Türkiye’nin saygınlığına zarar verir. Ermenistan ziyaretini isteyen güç, Amerika’dır.