Paylaş
Mühendislikte statik hesaplarından asma köprülere, resimde perspektiften bir fabrikanın, marketin işletmesine, müzikte notaların vuruşlarından teldeki oranına kadar akla gelen her alanda mübalağasız hep matematik vardır. Olmadığı alan yok... Galileo de zaten “Doğanın dilidir matematik” demiş...
Okullarımızda matematik dalında pek iyi değiliz. OECD’nin PISA verilerine göre 2019’da biraz ilerleme kaydetmişiz. Ama bu yetmez. G20’lere giren bir Türkiye’nin orta gelir tuzağını aşıp kişi başına düşen milli geliri 10 bin Euro’nun katbekat üzerine çıkarması için eğitimde matematiğe son derece önem vermesi şart. Dijital çağdayız. Her şeyin temelinde matematik olduğunu söylemeye gerek yok. Fark edebilenler için matematik her yerdedir.
1930’larda İstanbul Üniversitesi reformu çerçevesinde Türkiye’ye davet edilen Alman bilimadamlarından biri de Prof. Richard Edler von Mises’tir. Berlin Üniversitesi’nden gelmiş. 1930’lu yıllarda uygulamalı matematiğin hemen hemen bütün dallarında dünya çapında bir otorite olan Mises, Almanya’da eğitim gören Prof. Kerim Erim ile Matematik Enstitüsü’nü yönetmiş. Gelen profesörler arasında ‘en tecrübeli olanı ve en çok hürmet edileni’dir. Matematikçi olarak Türkiye’de yükseköğrenime büyük katkı yapmış. Mises, Harvard Üniversitesi’nin davetiyle 1939’da Türkiye’den ayrılmış. O dönemlerde yetişen ünlü matematikçi Prof. Dr. Cahit Arf’ın da bugün 22. ölüm yıldönümü. Arf, 1910’da Selanik’te doğmuş. 26 Aralık 1997’de İstanbul’da vefat etmiş. Fransa’da eğitim görmüş, doktorasını Almanya’da Göttingen Üniversitesi’nde yapmış. Kendi adıyla anılan ‘Arf sabiti’, ‘Arf halkaları’ ve ‘Arf kapanışları’ gibi terimleri bilim dünyasına kazandıran bir dehadır. Doktora hocasıyla birlikte ‘Hasse-Arf teoremi’ geliştirmiş. 10 liralık banknotların ön yüzünde Mustafa Kemal Atatürk’ün resmi, arka yüzünde ülkemizde yetişmiş en iyi matematikçilerden Cahit Arf’ın resmi var. Onun adıyla her yıl konferanslar düzenleniyor. Türkiye ona değer vermiş. Ama bu yetmez, daha birçok Cahit Arf’lar çıkarmalıyız aramızdan. Eğitimde hedeflerimizden biri mutlaka bu olmalı...
ÇED RAPORUNU KİM VERMELİDİR?
SON haftalarda, Kanal İstanbul’un yapımı çalışmalarını hızlandırmak, ÇED raporu almak için İTÜ ve İÜ gibi İstanbul’un köklü üniversitelerine başvurulmazken, denizi olmayan Ankara’daki ODTÜ ve diğer taşra üniversitelerinin görüşlerine başvuruluyor. Bu durum İstanbulluları rencide ediyor. Olsa olsa emir kulu zihniyeti taşıyan taşra üniversitelerinden istenen rapor kolayca alınabilir, diye düşünülmektedir.
Benzeri bir olayda da İstanbul AKM’nin çürüklük iddiası için İTÜ’nün ‘sağlam’ raporu kabul edilmeyerek, Sakarya Üniversitesi’nden ‘çürük’ raporu alınmıştı. 2008’de Sabancı Holding’ce sağlanan hibeyle 30 milyon dolarlık restorasyon projesi durdurulmuştu. İş 10 yıl atıl kalmıştır. Yeni AKM, işadamı Fettah Tamince tarafından yapılıyor. İşin kabası Nisan 2020’de, açılışı da 2020 sonunda bitebilir. Projeyi canlı izliyorum. Proje son hızla kaliteli ve hızlı ilerlemektedir. Fiyatını Allah bilir! Aslan ÖZMEN-Yük. Mühendis
‘HER AİLE BİR OKULDUR’
MERSİN Yenişehir Belediyesi Akademi çalışmalarına başlıyor. Akademi doğumdan başlayıp yaşamın sonuna kadar tüm hemşerilerinin kendilerini geliştirmeleri için projeler yapıyor. “Eğitim doğumdan başlamalıdır” diyen Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, “Çocukların beyninin en hızlı geliştiği erken çocukluk dönemine özel olarak yatırım yapılmalı ve aileler bilinçlendirilmelidir” diyerek “Her aile bir okuldur” sloganıyla ulusal eğitim sürecinde 0-3 yaş aile eğitimlerine başlandığını belirtti.
Yenişehir’de iki üniversite, 221 ilk ve orta dereceli okulun yanı sıra Mersin’in akademik odalarının birçoğuna ev sahipliği yaptığını belirten Özyiğit, “Mersin’in bilgisi Yenişehir’de üretiliyor, Yenişehir’de aktarılıyor. Bilgi çağının en büyük gücünü Mersin’de Yenişehir taşıyor” dedi.
ÜRETEN YALNIZ BIRAKILMAZ
PANCAR avans ödemeleriyle ilgili bir açıklama yapan 25. ve 26. Dönem AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, “Üretimi desteklemek, üreteni üretirken yalnız bırakmamak Konya Şeker’in varlık nedenidir. Biz Konya Şeker olarak üreticilerimize 34 milyon 410 bin TL’lik bir ödeme daha yapıyoruz. Bununla birlikte destek miktarı 734 milyon 367 bin TL’yi buldu” dedi.
Konuk, üretici tarlaya dört elle sarılsın diye gayret ettiklerini; ekimde, dikimde, çapada, sökümde üreticiyi desteksiz bırakmadıklarını söyledi.
BAKIRKÖY’ÜN SAHAFLARINA SAHİP ÇIKMALI
35 yıldır Yeşilköy, Ataköy ve bunlara bağlı Bakırköylüyüm. Bakırköy’de köprünün üzerindeki kitapçılar 21 yıldan fazla süredir hizmet veriyorlar. Yıllardır TCDD’ye kiralarını ödeyen bu insanlar şu an mağdur olmak üzereler. TCDD yerin kendilerine ait olduğunu söyleyip, mahkeme kararıyla bu kitapçılarımızı kovmakta ve 20 Ocak 2020 itibariyle yerlerinizi boşaltıp gidin demektedir. Yer onundur elbette. Mesele bu değil. Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu soruna sahip çıkmalıdır. AKP’nin bu yerleri kendi adamlarına peşkeş çekeceğini bilmiyor mu? Osman ÖZER
Paylaş