DEVLET üç çeşit pul satıyor; harç, damga ve posta pulu... Damga pulu bayiler eliyle yerli ve uluslararası ihale ve noter sözleşmelerinde kullanılıyor.
Karaköy Necatibey Caddesi'ndeki 8 damga pulu bayii bir açıklama göndermiş; ilgili kanunda yapılan bir değişiklikten dolayı damga pulu beyiye (kár payı) ödemesinin geçen nisandan beri yapılmadığından şikáyet ediyor.
Sadece Beyoğlu İlçesi'nde 65 bayi varmış. Eskiden ayda iki kez aldıkları beyiye ödemelerinin gecikmesi karşısında Maliye Bakanlığı'na başvurmuşlar ancak bir sonuç alamamışlar.
Bayilerden Mehmet Dönmez ‘‘Nisandan beri beklerken Beyoğlu Mal Müdürlüğü, ödemenin Ankara'dan ödenek geldikten sonra yapılacağını söylüyor ama bu ödeneğin de ne zaman geleceği belli değil’’ diyor.
Damga pulunu peşin para ile aldıklarını söyleyen bir bayi diyor ki: ‘‘Bizler büyük para kazanmıyoruz, beş aydaki gelirimiz 3 milyar, onu da devlet vermiyor. Dolayısıyla ticari bir işletme için faaliyetimizi yürütmekte zorlanıyoruz. Sorunun çözümü için eski sisteme dönülmesi gerekiyor.’’
Bir dilekleri daha var:
‘‘Devletin sattığımız damga pulu için bize verdiği kár oranı brüt %4... Bundan da binde 1 vergi kesiliyor. Ayrıca damga pulunu temin için diğer bazı zorunlu masraflarımız da oluyor ve kár payı %3'e kadar düşüyor.’’
Alt kademedeki memur unutuldu
İZMİR'den A. Faruk Berker, emeklilerin haklı isteklerine yanıt istiyor.
Ecevit hükümeti tarafından kamu personelinin ve emeklilerin ücretlerinin iyileştirilmesi amacıyla 2002 yılında kararname çıkarılarak üst düzey memur ve emeklilerin maaşlarında iyileştirme ve birbiri arasındaki dengesizlik düzeltilmiş, alt düzeydeki memurların durumunu da 2003 yılına bırakılmıştı.
Esasen bu ayırım dahi memurlar arasında bir yıllık bir adaletsizliğe sebep olmuşken ve sözde sendikaların buna itiraz etmesi, hiç değilse 2003'te düzenlemede geçecek bir yıllık farkı da talep etmesi gerekirken, adaletsizliğin tümünü unutmuş görünmektedir.
Maalesef muhalefet partisi de uyumaktadır.
Devlette devamlılık prensibi gereği bu sorumluluk yerine getirilmelidir. Hükümet, onlarca yıldır işittiğimiz 'yapılacak Kamu Personel Reformu çerçevesinde haksızlık giderilecek' oyalamasının arkasına saklanmadan öncelikle ve acilen, haksızlığa uğrayan alt kademedeki memur ve emeklilerin haklarını 2003 yılı başından geçerli olarak teslim etmelidir.''
Sendikalar, emeklilerin bu hakkının peşine düşüyor mu?
Ah müteahhit ah o ASKİ
14 yıldır inşaat mühendisiyim. Birçok projeye dürüst bir şekilde mühendisliğimizle imza attık. 3-5 kuruş biriktirdiğimiz para ile 2002 yılında ev almak kısmet oldu. Aldık almasına da müteahhidin becerileri ve ASKİ'ye müteahhidin güvence bedelini ödememesi nedeniyle susuz kaldık. Apartman yönetiminin uğraşılarına rağmen bir yıldır suyumuz bağlanmıyor. Sebep müteahhidin ödemesi gereken bedel...
Sevgili Melih Gökçek'e sesleniyorum: Köprü, yol ve metro çalışmalarını boy boy billboardlarda seçim için göstermek, övünmek kolay... Kolaysa gelin Elvankent'te koca yazı susuz bir evde ailecek geçirin de göreyim sizi.
Sizden, hizmetlerinizden değil, hizmet anlayışınız ve ASKİ'de yetki verdiğiniz insanların anlayışından ve Atatürk'ün başkenti Ankara'da ikamet ettiğim için utanç duyuyorum.
Faruk CAYMAZ
İnşaat Mühendisi-KONYA
Güvercinlik'te deniz köpürüyor
BÜYÜKÇEKMECE'de denizin nasıl kirlendiğini yaşamış birisi olarak aynı endişeleri Bodrum için de görüyorum.
Güvercinlik'te Maya Burnu mevkiinde 10 yıldır tatil yapıyorum. Üç hafta içinde şunu gördüm ki, sabah ve öğleden sonra dalga olsun ya da olmasın maalesef Güvercinlik'te deniz kokuyor ve güç geçtikçe bulanıklaşıyor.
Balık çiftliklerinin denizi ne kadar kirlettiğini konuşurduk ama bu denli zarar verebileceği aklıma gelmezdi. Sonuçta koskoca deniz; üstelik Ege Denizi, Marmara gibi değil ki diye düşünürdüm.
Geçen yıl, Doktorlar ve Dörttepe sitelerinin bulunduğu yerin tam karşısına orkinos çiftlikleri kuruldu. Tabii bu çiftliklerden dalga yoluyla sitenin sahiline vuran yem çuvallarını denizden toplamak da bize düşmekte. Ege'nin köpürmüş suyunu seyrederek sahilde oturmak da hiç iç açıcı olmuyor doğrusu.
Milas Belediyesi'nden deniz suyunun temizliği konusunda bir ölçüm yapılması istendi. Ama düşününce Haliç suyu bile temiz çıkıyorsa, Güvercinlik tabii ki temiz çıkacaktır.
Benim korkum 10 yıl sonra çocuğumu (hatta bütün çocuklarımızı) bu denize sokamayacak olmamız. Acaba geleceğin korkusuna karşı kim ilgilenir?
Selda Coka ZEYTİNOĞLU-BODRUM
Sınav sonuçları nasıl değişti
BEN Cevahir Korkan Işıldak. Müjdat Gezen Sanat Okulu Türk Müziği bölümünü birincilikle bitirdim. İTÜ Devlet Konservatuvarı Müzikoloji bölümünde okumak üzere sınavlara girdim. İki aşamalı sınavın sonuçları 29 Ağustos'ta açıklandı; 15 asılın (3 Güzel Sanatlar, 2 Konservatuar ve gerisi normal lise mezunu) dışında 18 yedek ismin ikincisiydim. Bunu hem internet sitesinde hem de okul panosunda gördüm. Ancak daha sonra listelerin değiştiğini gördüm. Babam Orhan Işıldak okul müdürü Can Etili'ye bu değişikliğin nedenini sordu. ‘‘Listelerde kaymalar oldu, bu şekilde geçerli oldu. İtirazınız varsa istediğiniz yere şikáyet edin’’ cevabını aldı. Anladığımız kadarıyla sınava giren bazı öğrenciler Marmara Üniversitesi sınavını kazanmışlar. Güya kaymalar bu nedenle olmuş! Bu konservatuvarın keyfi tutumu yanında hukuksuzluktur. İlerde onarılması güç hak kayıplarına uğramamam için İTÜ Rektörlüğü'nden durumun incelenmesini istiyorum.
Florya’da kaçak imar büyüyor
FLORYA'dan ‘‘Florya'yı hiç gezdiniz mi? Şu anda faaliyetleri süren kaçak ve imara aykırı binalara neyin karşılığında göz yumuluyor?’’ diyen okurlarımız anlatıyor:
‘‘Eski binalar yıkılıp, 2-3 kat yerin altına giriliyor; 3 kat izinli yer 4,5 ve hatta 6 katlı oluyor. Meyva ağaçları kesiliyor. Herhalde meskun mahalde bir tek Florya'da gece çalışılıyor galiba. Valiliğin, Büyükşehir ve Bakırköy Belediyesi'nin, özür dileriz ama galiba bunlardan haberi olmuyor.
Bilmiyorlarsa başkan Ahmet Bahadırlı, ANAP'lı Meclis Başkanvekili Salim Yılmaz, Başkan Yardımcıları Osman Kasacı ve Nezih Fırat Florya sakinlerinden bu işleri kotaran müteahhitleri sorup onların neden bu kadar cüretkar olduklarını öğrenmelidirler.
Hangi cemaatler burada kümelendi acaba?
Bir dönemin gözde sayfiye yeri olan Florya'nın imar rezilliği ile artık birileri ilgilensin lütfen. Mıntıka mühendisleriyle bu işler olmuyor.
Bu işler gözardı edildiği için Florya gece hırsızların cirit attığı yer haline gelir ve sonra bize sorarlar;
‘‘Florya'yı kimler kaça sattı, kimler ne aldı?’’
İkitelli’de gölet patlarsa...
İKİTELLİ, Ayazma halkından gelen faksta şöyle deniliyor:
‘‘Bundan önce de yazdınız gibi Çepaş AŞ adlı firma bölgemize hálá kaçak toprak dökmeye devam ediyor. Söylendiğine göre, kamyon başına 20 milyon alıyorlar; günde 1000 kamyon dökülürse siz rantı hesap edin artık. Kaçak toprak dökülen dere yatağında 2.5 milyon M3'lük gölet oluştu. Mahallemiz göletin hemen ağzında, basınçtan heran patlayabileceği de raporlarla belgelenmiş... Hatta Halkalı Toplu Konutları ve TEM otoyolu için de tehlike arzedebilirmiş. Binlerce kişi endişe içinde yaşıyoruz; Küçükçekmece ve Büyükşehir Belediyeleri raporlara karşın gerekli mücadeleyi yapmıyorlar. Çünkü büyük rant paylaşımları var. Büyükşehir'de kurulan komisyonun Çepaş'a şimdi de ruhsat vereceğini duyuyoruz. Sayın Valimiz Muammer Güler şayet bu konuya el atmazsa bir patlama halinde iş işten geçmiş olacak.’’
Fatih-Atatürk
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi, Fethin 550. yılında İETT otobüslerinin arkasına Fatih'in resmiyle ‘‘Seni minnetle anıyoruz’’ afişleri astı. Çağ değiştiren bir Padişah'ı böyle anmaya kimsenin itirazı olamaz. Ancak Büyükşehir, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'e de aynı ilgiyi gösterecek mi acaba?