Begüm Özbek’in annesi olan
Erkuş, geçenlerde kaçan boğa olayının etkisiyle kamuoyunu bir kez daha uyarmak istiyor.
1996'da hazırlanarak bir türlü Meclis'ten çıkarılamayan
Hayvan Hakları Yasa Tasarısı'nın kadük olduğunu belirterek, şimdiki iktidarın iyi niyetle bu tasarıyı gündeme getirdini ancak yapılacak düzenlemelerden endişe duyduğunu bildirdi.
Herkese kızgınsınız....
- Evet, hepsine... İçinde derin sevgi duyguları taşıyan, yardımsever, yaşam hakkına saygılı, merhametli ulusumuzun çoğunluğu tam bir terminatör haline getirildi. Sanki insanlarımız bunalımlarını hayvanlardan çıkartarak deşarj olmaya başladılar. Gerçek tektir, kendini ifade etmekten aciz zavallı hayvanlara acımayanlar insanlara hiç acımaz.
DİYANET SAMİMİ Mİ?
Kurban Bayramı geliyor...
- Önce
Diyanet yetkililerinden bahsetmek gerek. Hiçbir zaman samimi olmadılar. İki sene önce
Tarabya Oteli'nde basına kapalı yapılan
Yüksek Din Şûrası'ndan çıkan sonuç ne idi? Kurban Allah buyruğu değil, Peygamber emridir. Yani farz değildir. İsteyen keser, ama bunun basına yansımaması için elinizden geleni yaptınız. Sizleri de Yüce Yaradan'a havale ediyorum.
En adil o, kullarını iyi tanır.
- Evet... Bazı din psikologlarına göre
kurban bir gelenektir, insanın içindeki şiddet duygusunu nötralize eder. Yani kan akıtarak yatışacağız. Bu durum
Müslümanlığa ve
Kuran'a hakaret olmuyor mu?
VAHŞET SAHNELERİ
Diyanetçiler şimdi Kurban Bayramı'na yakın ekrana çıkıp
'Kurbana acı çektirmeyin; bıçağınız keskin olsun; çocuklar kesimi görmesin; kurbanınız hasta, sakat, gebe ve bir yaşın altında olmasın' diyecekler. Nedense her bayram arifesinde aynı vahşet sahneleri yaşanır. İşte
Bursa'da yaşanan son olay; dana çıldırmış gibi koşuyor, yaşam mücadelesinde iki ayaklı üstün yaratılan onlarca insan ellerinde kol kalınlığında sopalar
vur ha vur... Sonuç olarak boğa tarafından bir çocuk yaralanıyor. Sonra elinde bıçakla yaklaşan birinin işi bitirmesi. Sonuç; boğanın da çocuğun da kanı aktı, kurbanınızı eda ettiniz rahatladınız mı beyler? Artık öbür aleme göç ederken sırtına binersiniz.
‘BARBAR TÜRKLER’
Hayvan kanı hiç akıtmadınız mı?
- Hayır... Vatandaşlar artık bu din bezirganlarına kanmasın.
AB'ye adaylık mücadelesi veren
Türkiyemizi, Avrupalı'nın gözünde
barbar Türkler olarak yargılamalarına izin vermeyin.
Zor şehrin valisi
ADANA, bulunduğu konum ve yapısı itibarıyla
Türkiye’nin en zor şehirlerinin başında geliyor. Burada yöneticilik yapmak, hele valilik gibi önemli bir makamda hizmet vermek yürek işidir. O yürek
Oğuz Kağan Köksal'ınkiydi!
Kültür düzeyinin ve ekonomik gücün en zayıf olduğu illerden birinde 7 yıl boyunca siyasete bulaşmadan, dengeleri gözeterek, sorunların üstüne üstüne giderek görev yaptı
Köksal...
17 Haziran depremini, nice doğal felaketleri, krizleri gördü.
Adana'da orta ölçekli yatırımcıları destekledi, onlara cesaret verdi. Ekonomik krizin aşılmasında itici güç vazifesini üstlendi. Önemli ölçüde de başarılı oldu.
Zor şehrin yürekli valisiydi. Artık
Bursa'da görev yapacak. Hakkını teslim edelim Köksal'ın ve başarılar dileyelim.
ADANA'dan 20 imza THY’ye ‘Metro’cu genel müdür geliyor
HÜKÜMET, THY yönetiminin değiştirilmesine de el attı.
AKP'de toplanan
'karacı, havacı, denizci' yandaşlar, Başbakan Yardımcısı
Abdüllatif Şener'in başına üşüştüler,
‘‘Biz iktidar olduk, THY'yi bize teslim et’’ diye...
THY, Özelleştirme İdaresi'ne bağlı. Bu nedenle
Şener'i zor günler bekliyor.
Bakan hafta içinde THY Genel Müdürü
Yusuf Bolayırlı'yı çağırdı;
‘‘Bana baskı var’’ dedi.
Bolayırlı, ‘‘Görevden alabilirsiniz’’ dedi.
Sonunda
Bolayırlı'nın emekliliğini kazandığı tarih olan 17 Şubat'a kadar görevde kalması kararlaştırıldı.
THY Yönetim Kurulu Başkanı
Cem Kozlu'nun durumu da önümüzdeki günlerde belli olacak...
Cem, bundan bir süre önce
Erdoğan'la
İstanbul'daki evinde görüşmüştü.
THY Genel Müdürlüğü'ne kim mi gelecek; onu da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki bir kaynağımızdan öğrendik:
Metro A.Ş. Genel Müdürü
Abdurrahman Gündoğdu.
Ulaşım ulaşımdır, yerin altı da üstü de birdir!
AKP’li Kaptanoğlu: Gafil
AKP İstanbul Milletvekili, armatör
Cengiz Kaptanoğlu, dünkü
‘‘Öğrenmek isteriz’’ başlıklı yazıyı
‘‘kötü niyetli’’ bularak şu yanıtı veriyor:
‘‘Ömrünü Türk denizciliğine adamış, denizciliğimizin gelişmesi için yıllar boyu bıkıp usanmadan çalışmış bir insan olarak şu hususu ifade etmeliyim ki,
Türk Denizcilik Sektörü her türlü engele ve karalamaya rağmen milletimizin ve ekonomimizin hizmetinde onurla görev yapmaktadır. Ulusal bir sektöre destek vermek varken onu batmış bir sektör olarak nitelemenin kime ne yararı olacaktır? Ayrıca, sektörümüzün
Emlakbank'la herhangi bir sorununun kalmadığını, bu konuda ilgilenenlerden her türlü bilginin alınabileceğini de bilmenizi isterim.
Denizci bir parlamenter sıfatıyla denizcilik sektörünün layık olduğu noktaya ulaşması için elimden gelen çabayı sarf etmeyi ulusal bir görev kabul ediyorum. Elbette yine aynı manada
Deniz Kuvvetlerimizin de güçlü ve modern hale gelmesi ortak çabamız olmalıdır. Bu hususları bir istihza konusu biçiminde ifade etmeyi doğru buluyor musunuz?
Kaptanoğlu Ailesi Türk denizciliğinde bir asıra yakındır hizmet veren bir ailedir.
Kaptanoğlu ailesinin en büyük gururu, gemilerinin gönderindeki şanlı Türk bayrağıdır. Aynı şekilde
Cengiz Kaptanoğlu'nun da en büyük onuru
Türk vatandaşı oluşudur. Beni
‘Amerikan vatandaşı' sanan bu gafil okuyucunuzun, Allah aklını başına getirsin.’’
Teşekkürler, ancak açıklamada ‘‘Ben hiçbir zaman Amerikan vatandaşı olmadım’’ cümlesi de yer alsaydı daha şık olmaz mıydı?
Esenyurt
ESENYURT Belediyesi başkanlık binasının altında 1200 m2'lik alanda oluşturulan Kültür Merkezi'nde Tiyatro Atölyesi
(Büyükler ve küçükler), Bilgisayar ve İngilizce laboratuvarları,
(Cemal Nadir Güler) Karikatür,
(Hadi Bara) Heykel-Seramik,
(Ruhi Su) Müzik,
(Abidin Dino) Resim ve El Sanatları Atölyelerinde hiçbir belediyede olmadık şekilde 454 öğrenci eğitim görüyor.
Hanife Sevim, Leyla Sabah, Yasemin Erdin ve
Elif Çimen'in karma resim sergisi Belediye Başkanı
Gürbüz Çapan tarafından dün törenle açıldı. Atölyeler için bilgi: 0212-596 30 19-620 16 10.
Esentepe
ESENTEPE’den
Aydın Erel: ‘‘Balmumcu Jandarma Kışlası'nın
karşısındaki Esentepe parkında
Büyükşehir'in katlı yeraltı otoparkı yapılacağını öğrendik. 2 yıllık geçmişi olan mahallemize tek hizmet sunan yeşil alanın, park ve ağaçlarının yokedilmesine karşıyız. Tepkimizi yarın 11.00'de 'Parkımızı ve ağacımızı istiyoruz' toplantısıyla göstereceğiz. (217 94 04)