Paylaş
27’si turist 39 kişinin terör örgütü tarafından katledilmesi, 65 kişinin yaralanması bütün insanları sarstı.
Aklı başında değerlendirmeler yapanlara kulak vermek gerekiyor.
Artık herkes aklını başına almalı.
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun dünkü açıklamasını okudunuz mu?
‘Lanetliyorum ve soruyorum’ başlıklı bildirisinde ciddi dersler var.
“Artık herkes aklını başına toplasın. Teröristin işi bölmek, öldürmek, yok etmek. Ülkeyi yönetenlerin işi, teröre karşı ülkeyi birleştirmek. 79 milyonun birliğini isteyenler, toplumu ayrıştırmayı bırakmalı, tamamını kucaklamalı, Atatürk’e ve laikliğe sahip çıkmalıdır” dedi.
Herkes okumalı...
Özellikle “Aynı gemideyiz. Milli birlik, herkesi sizin düşündüğünüz gibi düşünmeye, sizin istediğiniz gibi yaşamaya, sizin her yaptığınızı alkışlamaya zorlamakla sağlanamaz. Artık yeter” cümlesinin altını çizmemiz gerekiyor. Birlik ve beraberliğimiz için...
‘Kınama çok, sorumlu yok’ diyor CHP Konya milletvekili Hüsnü Bozkurt.
Günlerdir yılbaşı kutlamaları için suçlamalar yapan, bildiri dağıtan, yayın yapanlara neden engel olunmadığını soruyor.
Katliam sonrası sosyal medyada sürdürülen nefret söylemleri için olumlu sayılabilecek bir gelişme olmuş. Başsavcılığın bu kişiler için soruşturma açması, teröre karşı ortak mücadele verilmesi için olumlu bir adım...
Bakın Atatürk ne diyor: “İç cephede bütün milli güçlerin birliğini sağlamadıkça hiçbir savaşı kazanamazsınız!”
GÜNÜN SÖZÜ
“Biraz vicdan, bir dirhem adalet ve birazcık hukuk isteğine kimsenin suskun kalmaması için kendime rahatsızlıklar ve öfkeli akıl diliyorum.”
Fikret İLKİZ
AKP, CHP İLE GÖRÜŞMELİ
ASKERLERİMİZ sınır ötesinde savaşıyor, ekonomi alarm zilleri çalıyor, içeride PKK ve FETÖ belası, Türkiye çok ciddi bir sıkıntı içinde. Bunu ancak elbirliği ile aşabilir. Sayın Cumhurbaşkanımız özellikle CHP’lilerle görüşmeli. Deniz Baykal’ın engin devlet tecrübesi bugün işe yaramayacaksa hangi gün yarayacak? İlhan Kesici’nin ekonomi birikimleri bugün işe yaramayacaksa hangi gün yarayacak? Sosyal parçalanmayı, ayrışmaları CHP ve AK Parti bir araya gelip bugün sorunlara çare bulamayacaksa ne zaman bulacak? İşin şakaya gelir tarafı yok! Yoksa Cumhuriyet tarihinin en kötü günleriyle karşı karşıya kalırız. Bu tespiti yapmak için de kâhin olmaya gerek yok.
Sayın Cumhurbaşkanımız; lütfen, acilen duruma el koyunuz! 2019 yılındaki seçimlere kadar bu işi böyle götürmemiz mümkün değil. Ya bu birlik ve beraberlik işini hep birlikte halledip sorunlarımızı çözeceğiz ya da?.. (Abidin AYDOĞDU)
2017 BÜTÇEMİZ ‘İYİ’ OLACAK
EKONOMİK kriz ve sokaklarda kim vurduya giden masum insanları gördükçe yüreğimiz parçalanıyor.
Sanayici ve CHP’de bir önceki dönem İstanbul il başkan yardımcılığı yapan Ali Fatinoğlu “Ne yapmalıyız?” sorusunu sormuş ve sonra da şu görüşleri sıralamış:
Ülke ekonomisi şu an durağanlık yaşıyor ama devlet bütçesi bence kötü durumda değil. Vergiler toplanabiliyor; vergi barışından ciddi bir kaynak oluşuyor. FETÖ’cülerin el koyulan şirketleri, gayrimenkulleri, banka veya evlerde ele geçirilen paralarının yaklaşık 150 milyar dolar olduğu söyleniyor. 2017’de bu miktarda para da bütçeye gelirse, bütçe açıktan kurtulur.
Ayrıca işten çıkarılan devlet personeli sayısı 100 bin kişinin üzerinde olduğu belirtiliyor. Yani belli bir sürede, bu kadar kişiye maaş ödenmeyecek ve bu kişiler için devlet bütçesinden ayrılan kıdem tazminatı tutarı da devlet bütçesine gelir kaydedileceğine göre, bu miktardaki bir kaynak tabii ki, 2017 devlet bütçesini çok rahatlatacak; pek çok yatırıma kaynak oluşturacaktır.
Hükümetimiz acilen ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlara yatırım yapmalı; örneğin enerjiye, hayvancılığa, yüksek verimli tarımsal alanlara, savunma ve ilaç sanayisine yatırım yapmalı, elektrikli otomotiv ve araç üretiminde öncelik sağlamalıdır. Bu söylediklerim ‘teşvik’ değil, hedef projelerdir.
Tüm savaşların kökeni özünde ekonomidir. Ekonomik morale ihtiyacımız var. Elimizdeki imkânların bunu sağlayacağını gösteriyor.
Demek ki geriye tek bir şey kalıyor birbirimizi sevmek ya da en azından birbirimize saygı duymak...”
BAKIRKÖY’DE YANLIŞ İŞLER YAPILIYOR
TBMM CHP milletvekilleri, ‘başkanlık rejimine’ karşı çıkarken, benzer bir örnek CHP’li Bakırköy belediye meclisinde yaşandı. Meclis üyeleri, belediye başkanı Dr. Bülent Kerimoğlu’na süresiz ve sınırsız yetki tanıdı. Buna ret oyu veren Av. Taner Kazanoğlu ilçe yönetimi tarafından ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edildi. Kazanoğlu, İBB’de Hukuk Komisyonu’nda görevli dokuz kişiden biri; Ergenekon ve Balyoz davalarının bilinen savunucusu... Bakın ne diyor: “Meclis, yetkisini hiçbir kurum ve kuruluşa, süresiz ve sınırsız bir şekilde devretmemeli. Beni disipline verenler, seçmenin hakkını koruduğumu, hukukun üstünlüğünü savunduğumu unutuyorlar galiba... CHP bu şekilde sokakta konuşulmamalı.” Bu konu CHP’nin başını çok ağrıtacak.
‘UYANDIRMAK GEREK...’
FAZIL Hüsnü Dağlarca ne demişti: “Öyle dalmış ki yüzyıllar süren uykusuna/uyandırmazsan uyanacak değil.”
Tolstoy da “İnsanları bedenen ameliyat etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek için uyandırmak gerekir” diyor.
Ama öyle bir devire geldik ki, uyuyanlar uyutanlara kızmıyorlar da uyandıranlara kızıyorlar! (Erhan TIĞLI)
MESAJ PANOSU
'ULUSLARARASI’ işadamı Erol User ‘Eğer Dolar Düşerse...’(Cinius Yayınları) kitabında ‘Piyasa hilelerinin güdümü altında kırılgan dünya ekonomilerine eleştirel bir bakış’ getiriyor ve “Yalanlar, lanet yalanlar ve istatistikler” diye ekliyor.
1 KASIM SEÇİMLERİNDEN ÖNCE NE DEMİŞTİM?
2017 terör saldırısıyla başladı.
Vefat edenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Sürekli insanlarımız ölüyor. Her defasında terörü lanetleyerek, tweet atarak sorunları yok sayamayız. Bu terörü besleyen kaynakları tespit edip yok etmek zorundayız.
Olaya daha geniş bakmak gerek, bu ne ilk ne son...
İktidar olmak/meşru olmak ile yönetebilmek aynı şey değil. Lipset isimli ünlü siyaset bilimci bunları yıllar once yazdı.
Ben bu saldırıları devamı gelecek olan ve AK Parti iktidarına ve yönetme yeteneğine karşı olan saldırılar olarak yorumluyorum.
1 Kasım seçimlerinden önce Hürriyet Gazetesi’ne verdiğim bir röportajda ‘AK Parti tek basina iktidar olur ama yönetilemez bir Türkiye olur’ derken bunu kastediyordum. 15 Temmuz darbe girişimi bunun bir boyutu idi. Bu eylemlerin devam edeceği, ülkenin yönetebilirliğinin giderek azalacağı anlaşılıyor. Kaos sürecini destekleyen hatalar:
İçeride neredeyse her kesimle kavga, kutuplaşma siyaseti, demokrasi önceliklerinin ikincil plana itilmesi, AB’den uzaklaşma ve Ortadoğu’da savaşa dahil olma, reel ekonominin kötülüğü, üniversite ve sanayinin yokluğu, liyakat sorunu/ kurumların, özellikle yargının güvenilirlik ve buna bağlı biçimde saygınlık yitimi, okumadan, düşünmeden alelacele yazılan iktidar yandaşı ve iktidar düşmanı klasik iki kaba mesaj, tweet savaşı yönetilemezliği artırıyor. (Serdar TAŞÇI)
Paylaş