Kına yakalım

Atatürk zamanında kurulan Akdeniz'in dev filosu böyle battı

TÜRKİYE Denizcilik İşletmeleri A.Ş. (TDİ) Genel Müdürü Burhan Külünk'ten, ‘‘Ankara feribotu kime çalışıyor? TDİ'nin 'Ankara' feribotunun, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın eski müdürü olduğu şirketine (Santour-Santur) kiralanmasının öyküsü’’ (6.7.2003) yazısına gönderdiği açıklamayı okurken, bu kurum çalışanlarından bir grubun acı gerçeklerini anlatan yazısını getirdi sekreterimiz Serpil...

‘‘TDİ
ile ilgili yazdıklarınız için size minnettarız’’ denilen yazıda şöyle devam ediliyor:

‘‘Bizler de TDİ'nin Denizyolları'nda çalışan kaptanından başmühendisine, zabitlerinden tüm gemici, kamarot ve makinecilerine kadar bu işin parçalarıyız. Maalesef tüm TDİ içindeki en tahsilli, en deneyimli, en mütevazı grup olmamıza rağmen en çok ezilen insanlarız. Fakat sanki olan bitenlerin tek sorumlusu bizmişiz gibi horlanmaktayız.

GEMİLERİ BİZ Mİ BATIRDIK!

Deniz konusunda tüm AB standartlarına sahip olmamıza rağmen biz, Afrika standartlarına sahip bu insanların baskısıyla kaçırılmakta, erken emekli edilmekte veya zulme uğratılmaktayız.

Genel Müdürümüz Burhan Külünk başta olmak üzere tüm TDİ çalışanları nemalarını aylar önce alıp afiyetle yemişler; bizlere henüz tutarlı bir cevap dahi vermemişlerdir.

Gazetelerde boy boy ilanları yer alan dev İtalyan, Yunan gemilerinin benzerlerinden bize teslim ettiler de, biz mi batırdık? Ya da çalıştırmadık?

Atatürk zamanında kurulan Akdeniz'in dev filosunu biz mi erittik; yoksa kişisel ve partici düzenlemelerle yönetim mi batırdı?

HURDAYA VERDİLER

Denizlerimizi turlayan tek bir kruvazör gemi kalmamıştır. Geçen yıl Truva, Yeşilada, Avşa ve Ayvalık vapurları önce yüz binlerce dolar harcanarak tamir edilmiş ancak bir süre sonra Aliağa'ya parçalanmaya gönderilmiştir. Ne yazık ki 'o kafalar', Avşa'nın ikizi olan Uludağ'ı çok daha önce hurda diye satmıştır. Yeni sahipleri de Uludağ'ı laciverte boyayıp Capadocia ismi ile yabancı bandıra altında Ukrayna-İstanbul arası çalıştırmaktadır. Bu gemiyi Salıpazarı İskelesi'nde her hafta görebilirsiniz.

Son olarak da eski Genel Müdürümüz Muzaffer Akkaya'nın (muhterem Deniz Akkaya'nın babası) Santour'a Genel Müdür olduğu haberi geldi.

Peki ya biz? Nemalarımızı neden alamıyoruz? Ne ettik biz onlara? Kim hesapları suiistimal etti? 155'e yakın aileye neden eziyet ediyorlar?

Yolcu gemiciliğinin dibine kezzabı döktüler.

Hepimiz kına yakalım!’’

Bereketli paranın kaynağı; Almanya


'ANKARA' feribotunu kiralayan Sancak Holding'in Almanya'daki taşımacılık kolu Santour GmbH, İtalya üzerinden Türkiye'ye araç ve yolcu taşıma işine 1999'da girdi. Gemi kiralama ve hat alma organizasyonun parasal kaynağını, Almanya'daki Türklerden 'Euro-ship' fonu üzerinden oluşturdular. Aynı Konya kaynaklı 'yeşil sermayeli' holdingler gibi... 2004'te ödenmek üzere kár payı vaadiyle aylık taksitlerle toplanan paranın 2-2.5 milyon Euro olduğu bildiriliyor. Paranın 'Milli Görüş' çevrelerinden toplandığı ve AMGT Başkanı Ali Yüksel'in de bu organizasyonda yer aldığını Almanya'daki gazeteler yazıyor.

Vatan ve Sabah gazetelerinde, İtalya'dan 450 bin Euro'ya -onarımı ile 1.5 trilyon- gemi aldığı yazılan bakanın oğlu Erkan Yıldırım'ın ‘‘Bu paranın bir bölümünü Santour'dan aldım’’ demesi dikkat çekiyor. Bakan Yıldırım borç miktarını 200 bin Euro olarak açıklıyor.

Bu durumda Santour'un Genel Müdürü Mehmet Koç'un, bakanla ilgili olarak bundan bir süre önce köşemize yaptığı ‘‘Aramızda hiçbir zaman bir ticari ortaklık söz konusu olmamıştır’’ açıklaması gerçeği ne kadar yansıtıyor?

Bu işin altından daha çok çapanoğlu çıkacak gibi gözüküyor.

Külünk: Zarardan kár ettik


YÜKSEK Denizcilik Okulu'nu bitirdikten sonra TDİ'de çalışmaya başlayarak genel müdürlüğe kadar yükselen Burhan Külünk'ün, 'Ankara' gemisinin nasıl kiralandığını açıklarken, Bakan Yıldırım'ın adından söz etmemesi dikkat çekti.

Neyse...

İstanbul-İzmir ve Karadeniz hatlarında çalıştırılan gemilerin yakıt ve personel giderlerinden uğradığı zararları anlatan Külünk'e göre, 'Ankara' feribotu, 2002'de İzmir hattında % 49 ile 29 sefer yapmış; 1.6 trilyon zarara uğramış. Karadeniz hattında da % 80 doluluk ile 11 seferde 1.3 trilyon zarar meydana gelmiş... 2003'te aynı hatlarda ise 2.3 trilyonluk zarar öngörülmüş... 2001'de 'Ankara'nın, 2002'de de 'Mavi Marmara'nın kamara, restoran ve bar hizmetlerini kiralayan 'Dentur (önceki adı Berpa) firmasının 265 milyar lira borcunun icra takibinde olduğunu belirten Külünk, ‘‘TDİ'de gemi kiralama, talep doğrultusunda gerçekleşmekte ve basiretli bir müteşebbis örneğinde olduğu gibi kárlı ticari anlaşmalar yapılmaktadır’’ diye ekliyor.

KÁRLI SÖZLEŞME

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Genel Müdür'e kiralama için talimat verdi mi?

Külünk ‘‘Böyle bir talimat gelmedi. Santur talepte bulundu; konu İşletme Müdürlüğü ve Deniz İşletmeleri Daire Başkanlığı yetkili kurullarında incelendi; Yönetim Kurulu'nda da 'ticari olabilirliği' kabul edildi. Diğer bir bakışla devletin zarar etmesi engellendi’’ diyor.

Ve 'kárlı' sözleşmeyi şöyle açıklıyor:

‘‘2003 yaz sezonunda 'Ankara' feribotu 78 gün için verilmiştir. Bu süre için ilgili firmadan (Almanya'daki adı; Sancak Line) 700 bin dolar alınacak, ayrıca uluslararası sularda seyir için gerekli olan 'Solas' donanımları firma tarafından tesis edilecek ve bu donanımlar feribotun demirbaşına geçirilecektir. Bunun da tahmini bedeli 200 bin dolardır.

900 BİN DOLARA KİRALADIK

Özetle; TDİ bu anlaşma doğrultusunda alınan tedbirlerle işletmeyi 2.3 trilyonluk görev zararından kurtararak, bunun yerine 900 bin dolar gelir elde edecek, hem de turistlerin ve Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımızın yurtdışından gelişlerde Yunan acenteleri ve başka acentelerden hizmet alan vatandaşların hizmetinde olacaktır.’’

Genel Müdür ayrıca, ‘‘Karadeniz’’ yolcu gemisinin de bu yaz çeşitli turistik seferler için Fransız turizm acentesi 'Cilo'ya kiralandığını bildirerek, ‘‘Popülist politikalardan kaçınarak kaynak israfına imkán vermeyeceklerini’’ söylüyor.

BAKAN SESSİZ

Bunların hepsi doğru olabilir de; bir bakanın eski genel müdürlük yaptığı şirketine, bağlı olduğu kurumun gemisi kiraya verilirse çıkacak söylentilerden kimse rahatsız olmaz mı?

Yıldırım bu konuda hálá susuyor.
Yazarın Tüm Yazıları