Kimin sokağı kime kiralanıyor

İnsanlar kendi evlerinin önüne araçlarını park edebilmek için ücret ödemek zorunda bırakılıyorlar. Evimizin altında dükkanlar var, alışveriş için kısa bir süre bırakmak isteseniz bile hemen gelip park ücreti alınıyor. Esnaf da müşteri kaybediyor.
20 yıl önce de Belediye Mithatpaşa ve Meşrutiyet caddelerinin park hizmetini böyle firmaya kiraya vermişti, vatandaşın şikayetçi olması üzerine uygulamadan vazgeçildi.
Şimdi 20 yıl önceye hep ‘geriye’ mi gideceğiz...
Kazım ÖZEKİCİOĞLU

Düzmece belge

- SOKAKLARDAKİ paralı otoparklar konulu “Otoparklar kime hizmet ediyor” (24.8.2010) yazınızı okudum. Belediye bazı yandaşlarına sanki sokağı kiraya vermiş gibi ANFA ile sahte bir sözleşme yapmışlar, onu gösteriyorlar.
Ulus Rüzgarlı Sokak, Rıfat Börekçi Caddesi, Hamit Kaplan, Agahefendi Sokak, eski ASKİ önü, beyaz yol çizgileri ile bir gecede boyanarak kare kare parsellendi. Soranlara da burayı Demirhanlar Otoparkı olarak ANFA’dan 29 yıllığına aylık 30 bin liraya kiraladıklarını söylüyorlar.
Ellerindeki kağıtta kiraya veren ANFA yazıyor ve bir uyduruk damga var. ANFA Belediye’nin bir şirketidir. Bir şirket devletin sokağını nasıl kiralar, tamamen düzmece bir belge.
ASKİ önündeki cep park yeri her gün aynı plakalı arabalarla erkenden dolduruluyor, amaç gelen vatandaşı yan yollardaki paralı otoparka mecbur etmek.
Yıllardır bu yasal olmayan uygulamayı hiçbir yetkili görmemektedir.
Bu kanunsuzluğa göz yumuyorlar. ASKİ önü beton taşlarla araba park edilmesin diye beton bariyerler, çiçeklikler koyulmuş.
Arada sırada polis ekipleri geliyor ve bunlar kaçıyor, yakaladıklarına 55 TL para cezası kesip bırakıyorlar. Devletin cadde ve sokakları, sırtında 10 liralık otopark görevlisi
yazan yeşil yelekli adamlar, araba başı 5 TL alıyorlar. Bu adamlar yasal ise, polisi görünce niye kaçıp saklanıyorlar! Yasal değil iseler bunlara kimler müdahale edecek.
Ekonomik sıkıntı içinde olan esnaf bir de bu tehdit altında, müşteri ya  dövülüyor ya taciz ediliyor. Böyle olunca özellikle aileler mecbur kalmadıkça  gelmiyorlar.
Çetin SAYDAM

Ben imam efendiyi dinlemek isterdim propaganda değil..

İÇİŞLERİ Bakanlığı ile Çankaya Kaymakamlığı’nın ortaklaşa iftarına birçok kurum temsilcileri katılmışlardı. Yer seçimi belli daimi sponsor Ankara Rixos Oteli... Menü super. Öyle bizim Mamak’ta oturan Zeliha Teyzenin sofrasına benzemiyordu. Hele gariban Süleyman Dayının hayatta tatmadığı sofra! Ramazan çadırlarında bulamassınız bu iftarlığı... Ezana yarım saat var ve biz yerimizi alıyoruz. Sayın İçişleri Bakanımız teşrif ediyorlar. Hemen mikrofon kendisine veriliyor ve başlıyor konuşmaya... Anayasa reformu ile ilgili.. Bakanımız öyle bir anlatıyor ki, referandumda evet çıksa ülke düzelecek. Yargı bağımsızlaşacak, işsizlik bitecek, düşünce özgürlüğü hemen devreye girecek, eğitim ve sağlık düzlüğe çıkacak sanırsınız. İftar saatine kadar propaganda yapılıyor ve nihayet duruyor. Çünkü ezan saati yaklaştı. Kısaca imam efendi, Kuran-ı Kerim’den güzel duasını okuyor ama zaman kalmadı. Zamanın çoğu propagandaya gitti. Ramazan’ın o güzel dini sohbeti ve duası güme gitti. Ve ezan okundu hemen iftarımızı açtık sayın bakanımız başka iftarlarda propaganda da buluşmak umuduyla salondan ayrıldı.
Şimdi dini siyasete sokmanın zamanı değil diyemedik ve yemeğimizi yedik dedim ki kendime işte budur; iftarlık dediğin sofra bu... Öyle günü geçmiş makarna yemek değil, yada bir tas çorbayla iftarını açmaya hiç benzemedi.
Bu sofrayı görünce dedim ki evet sofra budur işte... S.R.

Bülent Bey’i  mahallemize çağırıyoruz

AİLEMLE birlikte iki yıldan beri Dikmen Akpınar Mahallesinde oturuyoruz. Evimiz Konya (Mevlana) Yoluna sadece 2 dakika uzaklıkta, Panora Alışveriş noktasına 2,4 km uzaklıkta. İlk zamanlar yaşadığımız bazı sorunları olabilir diye nitelendiriyorduk. Belediye olsun elektrik idaresi olsun, hizmet getirmeleri için başvurmamızı bekliyorlar diyorduk.
Tüm bu ihtiyaçlarımızın bize ulaşabilmesi iki iki yıl geçti. En son 2 ay içinde şantiye elektriğinden çıkıp normal elektriğe geçiş yaptık. Eksiklerimiz hala bitmedi ama yine iki yıl içinde ihtiyaçlarımızın karşılanacağını umuyorduk. Fakat 26.08.2010 tarihli Hürriyet’in Ankara Eki’ndeki ‘Bozkır geceleri ışıl ışıl’ adlı haberini okuyunca sinirlendim. Yolumuzda düzgün asfalt yok; aydınlatmalar yok. Etrafımız inşaat artıkları ve çöplerle dolu; yani pislik içinde. Haberde, elektrik dağıtımını yapan firmanın işlerini tamamladığını, ihtiyaç gereken yerin kalmadığı yazılmaktaydı.
Onlarca hırsızlık olayları oldu. Yaz-kış, toz-çamur içinde yürüdük, nefes aldık.
Çankaya Belediye Başkanı Sayın Bülent Tanık’ı Ankara’nın göbeğinde bulunan Dikmen’in içler acısı haline bakması için mahallemize davet ediyoruz.
Sezgin TÜRKOĞLU