MİLLİYET Gazetesi Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi'yi, 1.2.1979'da öldüren M.Ali Ağca'yı yönlendirdiği ileri sürülen Mehmet Şener nerededir?
Pülümürlü olan Şener, o sırada Cağaloğlu'ndaki bir handa çaycılık yapıyordu.
1980 öncesinin en kilit adamlardan biri sayılan Şener, İpekçi suikastından sonra yurtdışına firar ederek İsviçre'de yaşamaya başlamıştı.
Abdullah Çatlı ile birlikte 22.2.1982'de İsviçre'de, Nevşehir'den alınmış 'Durmuş Utanmaz' adına düzenlenmiş sahte pasaportla gözaltına alınmıştı. Ayrıca İsviçre'de uyuşturucu ile yakalanmıştı.
Ağca'nın Papa suikast girişimine Şener'in de adı karışmıştı.
Ağca'nın eylemlerinde suç ortakları olarak Oral Çelik, Abdullah Çatlı, Mehmet Şener, Yavuz Çaylan ve Yalçın Özbey başta olmak üzere birçok kişinin adı geçmesine karşın bu isimlerden yargı bakımından bir sonuç alınamamıştı.
Rahmetli Uğur Mumcu, 'Ağca Dosyası' adlı kitabında, Ağca'yı, İpekçi'yi öldürmesi için azmettiren kişinin Mehmet Şener olduğunu, İsviçre'de yakalanmasına rağmen Türkiye'ye getirilemediğini yazarak, ‘‘Mehmet Şener, Türkiye'de yargılanmazsa, İpekçi cinayeti hiçbir zaman aydınlatılamaz. Adalet Bakanlığı kamuoyuna, hiç olmazsa Şener'in niçin bugüne kadar Türkiye'ye getirilmesinin sağlanamadığını açıklamalıdır’’ demişti.
Ağca, İtalya'dan sonra kalan cezasını Kartal Cezaevi'nde geçiriyor. Çatlı, Susurluk kazasında öldü.
Oral Çelik, 17 yıl sonra ortaya çıkan bir tanığın kendisini teşhis edememesi üzerine 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde delil yetersizliğinden beraat etmişti.
Mehmet Şener'in, İpekçi cinayeti ile ilgili gıyabi tutukluluğu 1999 Ağustos'unda 'yasal zamanaşımı süresi dolduğu' gerekçesiyle kaldırılmıştı.
Türkiye'ye geldi mi? Geldiyse gözaltına alındı mı? Sorgusu yapıldı mı? Yasa gereği geçmişte içinde bulunduğu örgütle ilgili hangi bilgileri verdi?
Şimdi nerededir; İsviçre'ye döndü mü?
AKBİL davası kolay biteceğe benzemiyor
İSTANBUL'da ulaşımı kolaylaştırmak amcıyla uygulanan AKBİL elektronik entegre bilet sisteminin her türlü yolsuzluğa açık olduğunu, sisteme 'elle' müdahale yapılarak İstanbul halkından trilyonlarca lira hortumlandığını iddia eden dönemin CHP İl Başkanı Mehmet Bölük'tü.
Bölük yaptığı suç duyurusunda, AKBİL'de hasılatların sadece elektronik ortamda tutulduğunu, muhasebe kayıtlarına aylık giriş yapıldığını, sisteme üye taşıma şirketlerinin gelirlerini denetleyemediklerini belirterek, İETT'nin bu şekilde büyük kayıplara uğradığını iddia etmişti.
Bu iddialarını, biri ‘‘Fazilet'in İstanbul Asalakları BİT'ler’’ adını verdiği ilk kitabından başka Büyükşehir ve Tayyip Erdoğan'la ilgili iki kitapta topladı Bölük...
Soruşturması 3 yıl 4 ay, yargı süreci de 1.5 yıl süren AKBİL davasında; dört ayrı bilirkişi incelemesi yapıldı... Bunların dördünde de AKBİL sisteminin her türlü yolsuzluğa açık olduğu, elle müdahaleler yapıldığı tespit edildi. Hatta incelemelerin birinde AKBİL'deki sistemin bugüne kadar düzeltilmemiş olduğu da vurgulandı.
En önemlisi de... Bu arada Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu da, eldeki verilere göre 2.5 trilyonluk yolsuzluk saptayarak suç duyurusunda bulundu.
Hazine de üç duruşma öncesine kadar davaya müdahil olmak için dilekçe verdi; nitekim avukatları iki duruşmaya katıldı. Ancak son duruşmaya gelmediler. Maliye'nin 'kaybı yok' gerekçesiyle müdahale talepleri ise gıyaplarında reddedildi.
Bölük, ‘‘Oysa, konu en azından kayıpların KDV'si nedeniyle Maliye'yi direkt olarak ilgilendirmez miydi?’’ diyor. Peki 29 sanık beraat ettiğine göre (Tayyip Erdoğan, Mustafa Açıkalın, Mikail Arslan ve İdris Naim Şahin'in dosyaları milletvekili oldukları için dönem sonuna bırakıldı; Ali Müfit Gürtuna'nın dosyası ise 'Rahşan affı'na girdi) kamunun zararı ne olacak?
Mehmet Bölük, ‘‘Dikkatinizi çekerim... FP'de 'kayıp trilyonlar' nedeniyle Erbakan ve 69 arkadaşı hakkında mahkûmiyet kararı onanıyor. Ben AKBİL davasına müdahil olmak isteğiyle dilekçe verdim, ancak reddedildi. Şimdi mahkemenin gerekçeli kararını bekliyorum. Buna göre kararın bozulması için savcılığa temyiz dilekçesi için başvuru yapacağım. Ayrıca Maliye Bakanlığı'nın da, bu kadar kayıp karşısında karara itiraz etmesi gerekmiyor mu? Ancak ben bu davanın peşini bırakmayacağım; gerekirse AİHM'ye kadar gideceğim. Her şeyi bekleyip göreceğiz’’ diyor.
'Ölüm arabaları'
RADİKAL İslamcılar, Batı'yı 'insan kılığına bürünmüş şeytan' olarak görmüyor mu?
Dünya Müslüman-Hıristiyan eksesinde yeni bir kutuplaşmaya doğru gitmiyor mu?
Cahil kitlelerin batının kültürel çekim alanına kapılmasından korkan köktendincilerin çoğu batı eğitimi almıyorlar mı?
Cezayirli Ali Belhac ‘‘Herbirimizin içinde bir Fransız var. Eğer biz onu öldürmezsek o bizi alt edecek’’ demiyor mu?
'Ölüm arabaları'na gelin de çare bulun!
Biliyor musunuz?
BALIKESİR Belediye Başkanı Ziya Tan'ın, eski Elektrik, Su, Otobüs İşletmesi binasının, üniversite tarafından 'Çağdaş Sanatlar Müzesi' haline dönüştürüleceğini ve müzeye Balıkesirli ressam Prof. Devrim Erbil'in adının verileceğini açıkladığını...
KIRŞEHİR Valisi Selahattin Hatipoğlu'nun Gazi Üniversitesi'ne bağlı fakülte ve yüksekokullardaki öğrenci sayısının 9 bine ulaştığını belirterek ‘‘Bundan sonra hükümetimize üniversitenin adını vermesi, bize de tabelasını dikmek kaldı’’ dediğini...
HAYDARPAŞA Numune Hastanesi'nde çalışan Tabip Odası hastane temsilcisi Dr. Hüseyin Demirdizen'in SSK İstanbul Sağlık İşleri İl Müdürlüğü emrinde görevlendirilmesi işleminin 5. İdare Mahkemesi'nce iptal edilerek yürütmenin durdurulmasına karar verdiğini...
Biliyor musunuz?
Mesaj Panosu
DEVLET Tiyatroları'na bağlı Ankara Küçük Sahne'de kredi kartı geçmiyor. Gerekçe olarak da Kızılay'daki Küçük Sahne'nin ‘‘ayak altında’’ olması gösteriliyor. Ben bu kadar ‘‘anlamsız’’ bir gerekçe duymadım.
H.Oğuz GÖKER-ANKARA
DÜNYA Özürlüler Günü nedeniyle Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği yürüyüş bugün 13.00'te Taksim Meydanı'nda...
ATATÜRK Havalimanı'nda, BTA işletmesinde 5 milyon 750 bin liraya portakal suyu satılması serbest piyasa ekonomisi midir?
Asuman ERGÜR-İSTANBUL
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Dostluk antikalar gibidir, zaman geçtikçe değeri de artar.’’