Paylaş
Bu her sıcak temasta görünüyor. Adana Milletvekili Orhan Sümer’in çocuğunun düğününe şık hareketler damga vurdu. Beraberinde Bülent Kuşoğlu olduğu halde nikâhın yapıldığı mekâna gelen Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i bizzat karşılamak istedi. Özgür Özel ise“Genel Başkanımı ben karşılarım” dedi. Sonunda otel odasında buluşan taraflar birlikte salona girdi. Kılıçdaroğlu solunda Bülent Kuşoğlu ve Gülizar Biçer Karaca başta olmak üzere bir grupla aynı sırada, Özel de masanın bir ucunda, Kılıçdaroğlu’nun tam karşısında belediye başkanları ve kurmayları ile birlikte oturdu.
Bu diyaloğa karşı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan görüşmesinden sonra hemen açıklama yapılmamasından, partinin bütünlüğünün ve yönünün değişmesinden, kimliğini kaybetmesinden endişeli. Aradan geçen sürede pek de haksız olmadığı görünüyor. Özel ise bu tür eleştirilere ‘şimdilik’ açık görünüyor. Bayrak Kanunu’na göre Cumhurbaşkanlığı forsunun makam odasında bulunmasının CHP’nin varlığını hiçe saymak olduğu eleştirilerini dinleyerek bu uygulamadan vazgeçti. Kemal Bey diyaloğa karşı değil aynileşmeye karşı. Özellikle devletin dış politikasına hatta devlet politikasında kesişirse Erdoğan’a destek verilmesinden yana.
Tayyip Erdoğan’ın, CHP Genel Merkezi’ni ziyareti ezberleri bozdu. Erdoğan’a tam destek mesajının yanı sıra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘CHP ile koalisyon yapın’ mesajı da Ankara’da yankı buldu. Türkiye ise hâlâ “Özel yeni Bahçeli mi olacak?” soruları ile meşgul.
Özellikle Erdoğan-Özel zirvesinden sonra yürütülen sürecin Ekrem İmamoğlu tarafından da Namık Tan ve Selin Sayek Böke aracılığı ile izlendiği biliniyor.
İMAMOĞLU NİYE HUZURSUZ
Sadece Erdoğan’ın CHP’yi ziyareti değil, Özgür Özel-Kemal Kılıçdaroğlu yakınlaşması Ekrem İmamoğlu’nu ve çevresini huzursuz ediyor. Bu sebeple Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu’nu bir araya getirmeyi iş, hatta meslek haline getiren isimler var. Kılıçdaroğlu bu çabadan çok hoşlanıyor diyemeyiz. İmamoğlu’nun “Telefonuma çıkmadı” diye açıktan sızlanmasına karşılık Mansur Yavaş, Ahmet Akın, Burcu Köksal, Vahap Seçer gibi isimlerin mazbatayı aldıktan hemen sonra Kılıçdaroğlu’nun Mustafa Kemal Mahallesi Barış Sitesi’ndeki bürosuna gittiğini hatırlatanların sayısı az değil.
İmamoğlu’nun aracı kullanmasına ya da gönüllü aracılara tepki gösterenler, bu yemek organizasyonu ısrarlarına ‘Mafya buluşması mu bu? Orta yerde buluşulsun’ diyorlar. Mustafa Kemal Mahallesi Barış Sitesi orada ve Kemal Bey’in kapısı herkese açık deniliyor.
Kılıçdaroğlu, bayramı torunları ve ailesiyle geçiriyor. Adalet Yürüyüşü’nün 7. yılı münasebetiyle gelen tebrik telefonlarını kabul eden Kılıçdaroğlu, gelecek hafta da özel ziyaretlerin birine çıkacak. 1 Temmuz’da da Sinan Ateş davasını izlemek için Ankara’da olacak.
Özetle İmamoğlu ile buluşma söz konusu değil en azından kısa sürede. Görünen o. Direkt talep de yok. Ayrıca İmamoğlu’nun Kurban Bayramı kutlaması için şu ana kadar Kılıçdaroğlu’nu aradığını bilen yok.
Sonuç; CHP’de türbülans arttıkça Kılıçdaroğlu denge unsuru olmaya devam edecek. Bu arada parti içi muhalefet güçleniyor demek gerekiyor galiba...
SINAVSIZ 2. ÜNİVERSİTE
Ülkemizde olgun yaşta (50 ve üstü) tahmini 30 milyon insanımız vardır. Önemli bir bölümü emekli ve şehirlerde yaşamakta. Çoğunun önemli meşguliyetleri yok. İnsanlarımız büyük bir kampanya ile sınavsız 2. üniversite, ilahiyat ve/veya diğer bölümleri okumaya davet ve teşvik edilmelidir.
Yavuz KAYA
GÜNÜN SÖZÜ
“Mide beyinden akıllıdır /Çünkü mide kusmayı bilir /Beyin her pisliği yutar.”
Cengiz AYMATOV
MESAJ PANOSU
- MÜDÜRÜN kuralı olmaz. Devletin yasası olur.
İsmail ERDEM
-DİYALOG her daim faydalıdır. Siyasi sonuç üretir mi üretmez mi, kime ne kazandırır veya kaybettirir onu zaman gösterir. Ama Türkiye tereddütsüz her şartta kazanır. Toplum rahatlar... Daha ne olsun...
Şamil TAYYAR
- CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Dışişleri Güçlendirme Vakfı, 500 yıllık hariciyemizin itibarını sıfırlamaz mı? Vakıf işinin perde arkasını Karar gazetesinde yazdım” diyor.
YESEVİ VAKFI’NIN ACISI
Türk tarihinin canlı kütüphanesiydi, Yesevi Vakfı çatısı altında çok değerli kitap ve dergiler yayınladı. Çok önemli etkinlikler, konferanslar gerçekleştirdi. Ömrünü Türk tarihine ve kültürüne vakfetmiş bir Alperen’di. Cenazesi dün Fatih Camisi’nde kılınan öğle namazından sonra ebedi mekânına uğurlandı. Erdoğan Aslıyüce’nin mekânı cennet olsun. M. Kemal ŞALLI
TÜRKİYE YAYINCILIK KURULTAYI’NDAN ÖĞRENDİKLERİMİZ
Türkiye Yayıncılar Birliği’nin iki yılda bir düzenlediği Türkiye Yayıncılık Kurultayı’nın 11’incisi 5-6 Haziran 2024 tarihlerinde Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Kurultayda iki gün boyunca kamu desteği ve mevzuat, yapay zekânın yayıncılığa etkisi, okuma kültürü bağlamında yeni eğitim müfredatı, kültürel ifadelerin çeşitliliği bağlamında yazma ve yayınlama özgürlüğü, günümüzde okurun ve okuma alışkanlıklarının değişimi, e-ticaret ve çoklu satış kanalları gibi önemli başlıklar tartışıldı. Kore Yayıncılar Birliği Başkanı Chulho Yoon, başarılı bir yayıncılık örneği olarak Kore yayıncılık sektörünün gelişimiyle ilgili bilgi ve deneyimlerini sektörümüzle paylaştı. İlk kez profesyonel buluşmaların da gerçekleştiği kurultayda baskı, kâğıt, dijital platform ve sektöre yönelik teknolojik çözüm firmaları yayıncılarla bir araya gelerek sunumlar yaptılar.
Çağın gerisinde kalmamak için bazı öneriler de getirildi. Hepsi de dikkate alınacak projelerdi:
- A. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) değişiklik taslağı, özellikle dijital korsanlığa karşı düzenlemeleri önceleyen haliyle gündeme alınarak yasallaşmalıdır.
- Üretici yapay zekâ imkânları sektörün faydasına kullanılmalı, içerdiği riskler göz ardı edilmemelidir.
- Okuma kültürünü önceleyen ve derinlikli okumanın esas alındığı bir eğitim ve müfredat sistemi hayata geçirilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı yeni kabul edilen müfredatta okuma kültürünü önceleyerek öğretmenlerin, ebeveynlerin ve çocukların okuyacağı kitapları seçme hakkını gözetmelidir.
- Düşünce, ifade, yazma, okuma ve yayınlama özgürlüğü bir bütündür.
- Okur değişmektedir ve değişen okura ulaşmanın yolları bulunmalıdır.
- Çoklu satış kanalları ve e-ticaretin yükselen payı dikkate alınmalıdır.
Yapacağımız şey, kitabı bir kültür ürünü olarak teşvik edecek uygulama ve kampanyaları özendirmelidir.
Paylaş