Paylaş
Ankara, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş uygarlıklar düzeyine çıkmak hatta onları geçmeyi hedeflediği ülkenin başkentidir. Ankara, sanatın bu kadar ticarileşmediği dönemlerde Türkiye’de sanatın da başkenti idi!
Ankara’da bir yeni sahne vardı! Türkiye’nin çağdaş uygarlıklar düzeyine çıkmak hatta onları geçmek isteyişinin, Kızılay’daki küçük binası ile bir temsilcisiydi. Yıkıldı. Yerine otel ve süpermarket yapıldı.
Ankara sinemaları için de kültür haline gelmiş Akün Sineması da yıkılacak, yerine pasaj yapılacaktı. Devlet Tiyatroları, bu tarihin yıkılması yerine orayı aldı onardı. Ana yapısını bozmadan çağdaş bir tiyatro salonuna çevirdi.
Akün Sahnesi olarak hemen Ankaralıların yaşamlarında yerini aldı.
Onun arka tarafındaki Şinasi Sahnesi daha da eski. Şimdi bu iki sahnenin bulunduğu binanın ihaleye çıkarıldığını öğreniyoruz.
Yani bu Ankaralının yaşamında yer etmiş iki sahnenin ortadan kaldırılacağını.
Emek İnşaatı oluşturan kurumlar, kamusal değerleri olan kurumlardır.
Evet, bina Emek İnşaat’ındır. Ama Emek İnşaat aileden kalan bir binayı ranta dönüştürmeyi düşünmesi gerekmeyen bir kamu kurumları bileşenidir.
Akün ve Şinasi Sahneleri ise kamuya mal olmuş sahnelerdir.
Emek İnşaat burada otel yapmayı daha karlı bir yatırım olarak görebilir. Ama kamu ile olan sıcak ilişkisi nedeni ile bu sahnelerin yerine yine aynı kapasitede sahneler inşa edilmesini ihale şartnamesinde belirtmesi gerekir.
Bu Emek İnşaat’ın var oluş nedenin bir gereğidir.
Kamu adına, kamunun elinden tiyatro sahnelerini almak kamu vicdanı önünde suç işlemektir.
Bu vicdanın da bir davası olması gerekir.
Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı (TOBAV), bu bina ile ilgili yapılması düşünülen tutum ve davranışların, Ankara Kentlileri ile paylaşılmasını, çağdaş yaşam ve uygarlık, yurttaşa verilen değer açısından kaçınılmaz olduğunu düşünmektedir.
Bu doğrultuda, Emek İnşaat yetkililerinden veya hükümetten, çağdaş dünyanın gereklerine uygun açıklamalar beklemeyi hak olarak gördüğümüzü, yetkililere ve Ankara Kenti halkına önemle duyururuz.
Tamer LEVENT- TOBAV Genel Başkanı
ASKİ zammından ötürü 2 m3 daha az su aldık
Büyükşehir’in ASKİ’si suya zam yaptı. Bir ay önce (Aralık 2012) 50 TL’ye 15 m3 su alırken Ocak 2013’de aynı miktara 13 m3 su aldık.
Zamlar artık habersiz ama ‘göstere göstere’ yapılıyor. Herkes zam furyasına katılıyor kamu kurumları özelle yarışıyor, maliyetler fiyatlara yansıtılıyor. Tek zamlanmayan ücretler ve maaşlar; %3’lerle emekli, memur, işçi avutuluyor!
Rahmetli Özal, ”Benim memurum işini bilir” derdi... Şimdi iş başında olanlar söylemeseler de, ‘bizim millet işini bilir’e inanıyor! Her gün her şey zamlanırken maaşlar ücretler piyasanın gerisinde... Musluktan akan suyun maliyeti neye göre hesaplanır, ne oldu da maliyeti arttı, söyleseler de, %10’u 20’yi bulan fiyat artışının mahiyetini anlasak!..
Metin ALTAY
Büyükşehirimiz, Başkent Doğalgazı sırtından attı
EGO’dan bir şoför okurumuz diyor ki:
Büyükşehir’in metro istasyonlarında “Başkent Doğalgaz A.Ş. 2009’da özelleşmiştir, belediyemizle ilgisi yoktur” duyuruları yer alıyor.
Gazın fiyatını artık biz arttırmıyoruz demeye getiriyorlar...
‘Başkentgaz’ henüz özelleşmedi; ihale bekleniyor.
Gaza neden zam geliyor sorusunu Büyükşehir yanıtlayabilir.
Ama işine gelmez. Kömür, bulgur, portakal onun için daha önemlidir.
Botaş’a borçlarını ödemeyen Başkentgaz 2009’a kadar belediyenindi. Borçları dolayısıyla herkesin dilindeydi. Bugün gaza gelen zamlarda tahsili geciken alacakların payı yok mu? Başkent Doğalgaz Dağıtım’ın zarar ettiğini, borçlarını ödemediği için özelleşmesinin arap saçına döndüğünü bilmeyen mi var?
Afiş asmanın alemi ne?”
Paylaş