Karadeniz tükenmedikçe İstanbul’da su sorunu olmaz

Prof. Dr. Tolga Yarman’ın önceki gün Aydınlık’ta yayınladığı yukarıdaki başlıklı yazısını gördük. 25.07.2014 yılında aynı konuda hocamızın sözünü ettiği bir projeydi.

Şimdi sorunu daha da açmış, gayet ilginç unsurlar taşıyordu. Sözü Sayın Yarman’ın yazısına bırakalım:

* Yıllar önce (1990), hazırlayıp İSKİ’ye sunduğum Terkos Gölü’müze, bunun önündeki Karadeniz’in berisindeki, Sazlıklı Dere’nin suyu ile karışınca daha da az tuzlu olacak Karadeniz suyunun basılmasına...

Keza, Darlık Barajı’mıza, zaten Şile Ovası’nın neredeyse bir karış altı, tatlı su olup sahildeki kumsalın altından alınınca, tuzluluk derecesi iyice düşecek, ayrıca bir nevi arıtılmış olacak, demek ki yine Karadeniz suyunun basılmasına...

DENİZE KAÇAN SULAR

Aynı bağlamda, Darlık Barajı’nı yalayarak Karadeniz’e kaçan Yeşilvadi Deresi gibi, baraj göllerimize katılmadan, denize kaçan sularımızın, bu göllerimize kazandırılmasına yönelik projem, daha o vakit gerçekleştirilmiş olup İstanbul’un, hani ‘vurgulamak’ üzere ‘hafiften abartarak’ söyleyecek olursak:

Karadeniz tükenmedikçe, su sorunu yoktur!

Anlattıklarımı 30 yıldan fazla bir süre önce, projeyi gerçekleştirmiş uygulayıcıların tarafıma yazdıkları ekli, vefa dolu, ‘teşekkür mektubu’ özetlemektedir.

Bu mektup, vakti zamanında SHP il yöneticisi, çok değerli arkadaşım, Makina Yük. Müh., merhum Cavit Savcı tarafından SHP Büyükşehir Belediye Meclis Grubu’nda okunmuştur.

O tarihlerde, hiçbir karşılık beklemeden hazırladığım söz konusu projenin daha sonra, keşke yanılsam, şu ki iste, hele pek çok kişi ve kurum, hatta siyasi partiler, o aralar ‘İstanbul’un Su Sorunu’na dönük, bir projenin bahşedeceği büyük itibara kilitlenip Yalova’dan İstanbul’a, tankerlerle su taşıma, yağmur bombası atma gibi çok sayıda seçeneği yoklamış ya da denemiş ve fakat tatminkâr genel bir çözüm bulamamışlardı...

Projenin, ‘intihal’ değilse müellifinin (yani yazarının, şahsım olduğu hususunun) inkârı suretiyle oluşacak ‘siyasi ranta’ tamah edilip... Tarafımdan kalem alındığı günün yetkililerince, teslim edilmekten geri durulmuştu.

Bu durumda konuyu yargıya intikal ettirdik... Nihayette, bir yargı hükmü ile (Yargıtay E 2008/10223 ve K 2010/2988 sayılı kararı uzantısında), proje müellifinin şahsım olduğu kesin olarak onandı.

Davanın yuvarlak 15 yıl sürdüğüne dikkat edilebilir. Anlattığım çerçevede, demek ki “Baraj Göllerimiz kurudu”, “Şu kadar günlük suyumuz kaldı” gibi, hele hepimize endişe pompalayan sözler inandırıcı değildir.

NEREDE KULLANALIM

İstanbul’da, çeşmelerden akan suyumuz hemen tümüyle temizlik, banyo, -bu arada, epey yüklü bir hacimde- tuvalet rezervuarlarında tutulan su amaçlarıyla kullanılmakta ama ‘içme suyu’ olarak hemen hiç kullanılmamaktadır.

Kahve/çay suyu ve yemek suyu olarak ise bunlar kaynatılarak tüketilme noktasında bulunulduğu için, gayet rahat kullanılmaktadır. İlgililer, hemen 30 küsur yıldır olduğu gibi halen yürürlükte bulunan, söz konusu işler proje varken, baraj göllerimizin (buralara Karadeniz’den, dediğim çizgilerde olarak su basılması işlemi ‘şıp’ diye yapılabilecek olduğu halde), İstanbul’a, ‘gam-kasvet-tasa pompalanmasından’ geri durmalıdırlar...

GÜNAYDIN TÜRKİYE’M

Türk Kurtuluş Savaşı, sonuçları itibarıyla Türk ulusal bağımsızlığının elde edilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını sağlayan ulusal bir mücadeledir.

- Ey yükselen yeni nesil, İstikbal sizsiniz. Cumhuriyet’i biz kurduk, onu yükseltecek ve yaratacak, sizsiniz.

- Tam bağımsızlık bizim bugün üzerimize aldığımız görevin özüdür. Mustafa Kemal Atatürk

ŞARKÖY, HAWAİİ OLDU

Mavi bayraklı plajları yıllardır haber yapan bir gazeteci olarak ilk kez uluslararası denetimle karşılaştık.

Sezon bitmeye başladığı, Şarköy’ün yavaş yavaş tenhalaşmaya başladığı bir dönemde Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Şarköy’deki mavi bayraklı plajlarda son 10 gün sıkı bir çalışma yaptı. Neredeyse Hawaii plajları gibi oldu. Şikâyet konusu olan yosunlar toplandı, kumlar elendi, cankurtaran kuleleri boyandı, çay bahçelerinin büfelerin koyduğu şezlonglar kumsaldan kaldırıldı, sahipsiz sokak köpekleri geçici olarak toplandı. Her sabah normalde 3-5 personel atıkları toplarken son 10 günde 20’den fazla personel temizlik yaptı.

Bunlar 18 yıldır mavi bayrağı olan Şarköy’de ilk kez olacak olan uluslararası denetim içindi...

Şarköy’ün mavi bayrağından sorumlu olan TURÇEV Kuzey Ege ve Marmara Koordinatörü Doğan Kalafat, Şarköy’deki denetimin Türkiye’deki tüm mavi bayraklı plajlarını ilgilendirdiğini ve sorumluların 10 gündür ilçede olduğunu ifade etti. Yakup ÖNAL

YER DEĞİŞTİRİYORUZ

-Barıs Sulu: Almanlar Amerika’ya ya da Yeni Zelanda’ya taşınıyor, Türkler Almanya’ya, Pakistanlılar Türkiye’ye ...

DÜNYA ÇORBA OLDU

- Etkili Haber: İngiltere’de yaşayan Pakistanlı Youtuber’ların, Müslümanlara Türkiye’ye göç etmeyi öneren videosu sosyal medyada gündem oldu...

- Alexi Zorba: Binlerce Pakistanlı Türkiye’ye taşındı.

Göçleri anlattım ama dilimizde tüy bittiğini anladık. Yazık.

SÖYLEV (1927)

“26 Ağustos’la 30 Ağustos’un 101’inci yılındayız. Biz, ‘Ben size manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır’ diyen, öngörüsü yüksek bir devlet adamı olan Mustafa Kemal’e inanan dilci, bilimci, sanatçı yurttaşlarız. Aklın ve bilimin öncülüğüyle yaşadıklarımızı, tanık olduklarımızı dillendirmek zorundayız.”

‘ATOM KARINCA’NIN DUYARLILIĞI

Edremit Belediyesi’nde Başkan Yardımcısı Tayfun Canlı, Balıkesir’in Edremit, İvrindi ilçesinde yaşayan ve bugüne kadar denize girememiş olan 14 yaşındaki kas hastası Hilmi Nuri Güleç’in hayalini gerçekleştirdi. Bu özel anı, tekerlekli sandalyesiyle denize giren Güleç için unutulmaz bir anı oldu. Güleç’e Havran Yardım Eli Grubu tarafından tekerlekli sandalye temin edildi. Ardından Canlı tarafından yapılan organizasyon ile Güleç’i Edremit’in Altınkum sahilinde denize girmesi için özel bir etkinlik düzenlendi. Belediyeleri yönetenlerin özellikle engelli vatandaşlara karşı duyarlılığını kutlarız. H.S.

BİLİYOR MUSUNUZ?

-VİZE Belediye Başkanı Ercan Özal’ın, tarihi bir geçmişe sahip olan ‘Vize Tarih ve Kültür Festivali’nin 15’incisini üç gün süreyle keyifle kutladıklarını...

-YEŞİL Sol Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek’in, e-reçete sistemine Kürtçe’nin eklenmesine ilişkin Bakan Fahrettin Koca’ya bir soru önergesi yönelttiğini...

-CHP Muğla Milletvekili Cumhur Ozan’ın devlet okullarından istenen yüksek bağışları Meclis gündemine taşıdığını...

-AYHAN Barut’un Çukurova’daki buğday ve mısır hasadı sonrasında gündeme gelen ancak yapılan denetim ve kesilen cezalara rağmen bir türlü önlenemeyen anız yangınlarına kesin çözüm istediğini...