30 kg yahut 150 kg altını varmış. Düğün hediyesiymiş. Ey bu milletin vekilleri, size soruyorum. Benim anladığım demokraside kişi devlet mekanizmasını açıkça kontrol edebilmeli, devlet de kişiyi. Olmadı beyler, efendiler olmadı. Madem ki kanun koyucu olarak seçilmenizi bu fakir halktan talep ediyorsunuz; kanunları, kişileri kontrol edecek şekilde çıkartmanız tek şart olmalı.
Hediye altın, babamın yastık altı dolarları olursa ve ispatı da olmazsa, buna ben demokrasi diyemem. 50 seneden beri bir ülkede hiçbir 'reform' olmadığı gibi kafalar ve ayaklar da geriye gidiyor. Halk fakirleşiyor.
Beyefendiler sizlerin önünde başka milletlere nasip olmayacak büyük bir nimet var.
Atatürk. Yoksa sizlerle işimiz hep Allah'a mı kalacak!
H.A-ALMANYA 1986’lıların isteği
SAİNT JOSEPH, Saint Benoit, Dame de Sion, Sainte Pulcherie, Kadıköy Anadolu Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi velileriyiz. Lise eğitimi dört yıla çıkartılacaktır. Ancak bu uygulama yürürlüğe girerken çocuklarımızın okudukları okulların statülerinin Bakanlığınızca incelenip gerekli araştırma yapılarak durumun açıklığa kavuşturulmasını talep ediyoruz.
Çocuklarımız 1986 doğumlu olup 1997'de ilkokulu bitirmişlerdir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın özel okullar ve Anadolu Liseleri sınavlarına girmişler ve o zamanki statüsü 2 yıl hazırlık, 3 yıl ortaokul, 3 yıl da lise olmak üzere toplam 8 yıl olan bu okulları kazanmışlardır. Bu yıl itibariyle beşinci yıllarını bu okullarda tamamlamış, yeterli yabancı dil eğitimini de almışlardır. Bu durumda liselerin 4 yıla çıkartılmasının çocuklarımıza eğitim açısından ek bir fayda sağlamayacağı inancındayız. Ayrıca çocuklarımızın hayatlarında kayıp sayılacak bu bir yıl, biz velilere Türkiye'nin bugünkü ekonomik koşullarında öngörmediğimiz maddi bir külfet getirecektir.
Bu konuyla ilgili olarak yapılacak yasal değişikliklerde çocuklarımızın özel statülerinin göz önüne alınmasını ve bu öğrencilerin mağdur edilmeyeceği inancını saygılarımızla arz ederiz.
Umudayolculuk.com
BENİM 42 yaşında bir engelli kardeşim var. Engelliler okulundan destek alıyor. Ben de haftanın üç gününü onlara ayırıyorum. Bu arada engelli ailelerinin kendi yasal haklarından ve devletin sağladığı olanaklardan habersiz olduğunu gözledim. Örneğin,
Emekli Sandığı ya da
SSK'lı bir ana babanın engelli çocuğu bir eğitim merkezine gittiğinde tüm giderleri devlet baba karşılıyor. Ama çoğu ailenin bundan haberi yok.
Türkiye'de birçok engelli çocuk evlerde adeta gizleniyor.
Oturup bir site kurduk. Adı
www.umudayolculuk.com Bu sitede engelli ailelerinin tüm sorunlarına yanıt var. Sayfayı
Necdet Şen ile birlikte hazırlıyoruz. Hiçbir kuruluş ve kişi ile bağımız yok. Amaç engelli ailelerinin birbiriyle iletişimini ve dayanışmasını sağlamak.
Ülkemizde 10 milyon engelli var. Bir toplum engellisine insanca bir yaşamı kuramazsa diğer yaptığı iyi şeylerin hiçbir kıymeti harbiyesi olamaz. Siteye bir göz atmanızı bekliyoruz.
Ümit OTAN-İSTANBUL DYP’den beklenen
AP Gençlik Kolu ve il yönetiminde görev aldım.
DYP'den
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinde, yaşadığım kente hizmet fırsatı buldum.
Bugün de sadece
DYP delegesiyim, sade vatandaşlığın keyfini yaşıyorum ama ülkesini düşünen her yurttaş gibi siyasi krizlerin faturasını görüyor olmanın rahatsızlığı içindeyim.
Türkiye ciddi bir siyasi çıkmazın içindedir. Bunu ilk kez yaşamıyoruz ama
AB fırsatını göz göre göre siyasi çekişmeler içinde tüketemeyiz. Görev yaptığım merkez sağ partiler
AP ve
DYP'nin demokrat ve liberal kimliği ile yüklenmiş olduğu misyon,
AB yolunda tıkanmış siyasetin önünü açmayı zorunlu kılar.
Ülkenin en önemli dönemecinde bu hükümet meselesidir diyemeyiz. En azından
'AB benim konumdur' diyen
Çiller'in ülkenin ve halkın geleceği için,
DYP'nin geleceği için
AB uyum yasalarına koşulsuz vereceği destek ile önder olmasını bekliyoruz.
AB'ye girme çabaları bazı kişi ve kurumların belirttiği gibi onursuzluk değildir.
Kopenhag Kriterleri ve uyum yasaları
AB olmasa da
Türkiye için gereklidir.
İktidar ve muhalefetteki diğer sağ partiler ne düşünürse düşünsün
DYP kendi projesine uygun hareket etmelidir. Böyle bir hizmeti unutulmayacaktır.
Av. Hasan SUBAŞI-ANTALYA GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Bir ülkenin tanıtımı için, birkaç tanınmış insan yeterlidir.’’
(Napoleon Bonaparte)
MESAJ
16.06.2002 tarihli
‘‘Boğazlar Kaçak Akaryakıt için yol geçen hanı oldu’’ başlıklı yazımız üzerine
Genç Kaptan Denizcilik Ltd. Şti. şu açıklamayı yaptı: Şirketimizin sahibi olduğu
‘Mudanya 1’ tankeri hakkında denizde kaçak mazot sattığı yolundaki iddia, gerçeklere tümüyle aykırı, asılsız ve dayanaktan yoksundur.
Şirketimizin sahibi bulunduğu
‘Mudanya 1’ isimli tanker bir su tankeridir. 25 yılı aşkın bir süredir bu tankerimizle suya ihtiyacı olan yolcu ve yük gemilerine hizmet vermekteyiz. Denizcilik camiasında tankerimizin su tankeri olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Şirketimiz yasalara saygılı bir tüzel kişi olup, su tankerimizden dolayı bugüne kadar aleyhimize açılmış bir dava dahi bulunmamaktadır.
İSTANBUL Teknik Üniversitesi, yeni
Galata Köprüsü'nde yaptığı teknik incelemelerin sonucunu
İTÜ Ayazağa Kampusu'nda 19 Haziran Çarşamba saat 15.00'te açıklayacak. Prof. Dr. Haluk Karadoğan, Prof. Dr. Tuncer Toprak, Prof. Dr. Faruk Karadoğan ve Prof. Dr. Erdoğan Uzgider'den oluşan
İTÜ heyeti hidrolik sistemle açılıp kapanabilen baskül köprüde tespit edilen hasar ve yapılan onarım çalışmalarından sonra köprünün deneysel titreşim ve gerilme analiziyle ilgili tespitlerin sonuçlarını toplantıda açıklayacak.
ANKARA EGO bir ihale açmış. Düşük kapasiteli bilgisayarların yenilenmesi için belirlenen tahmini bedel, sıkı durun, 174 $. Yenilenecek PC sayısı 237 adet. Yani PC başına düşen miktar 737 $. Bugün bu parayla Pentium 4 işlemcili ve multimedya özellikli bir PC almanız mümkün. Yani EGO bu parayla son model 250 adet bilgisayar alabilirken aynı parayla bilgisayarları yenilemeye çalışıyor. Bu nasıl bir mantıktır anlamak mümkün değil.
Mehmet Değirmenci-ANKARA
ESKİŞEHİR Belediyesi'nin düzenlediği
‘‘II. Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu’’ kapsamında bugün İsmet İnönü Caddesi Fabrika Alanı'nda Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nın
'Sandalım Kıyıya Bağlı' adlı oyununu ve
Seramik Kullanım ve Hediyelik Eşya Yarışması'nı izleyebilirsiniz.
BİZLER Sıvas'ta çalışıp maaşlarını
Pamukbank'tan almak zorunda olan memur ve işçileriz. Bir ay alın teri dökerek kazandığımız, enflasyonla günden güne eriyip giden maaşlarımızı
Pamukbank'tan zamanında alamıyoruz. Bankadan paramızı almak istediğimizde inanılmaz bir kuyruğa girmek zorunda kalıyoruz. Bu durumu ilgili kişilere defalarca ilettik. Bize kurumumuza araba bağışladıklarını, karşılığında da sözleşme imzaladıklarını, sözleşme bitene kadar da istediklerini yapacaklarını söylediler. Artık bu çileye bir son verilmesini istiyoruz.