Kaçak inşaatları nasıl yıkacaksınız Sayın Erdoğan?
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
KAÇAK inşaatlar nasıl yıkılabilecek Sayın Erdoğan?..
Başbakan geçen hafta sonu İstanbul Bağcılar’daki açılışlarda ‘Kaçak evleri en kısa sürede tek tek yıkacağız’ diyor.
Yine Sayın Başbakan, 24.3.2003’te İSO tarafından düzenlenen Sanayi Forumu’nda aynen şöyle diyordu:
‘Ben de tapusu ve ruhsatı olmayan bir evde oturuyorum.’
Yani tapu ve ruhsat yoksa bu bina da kaçaktır.
Bu durumda vatandaş olarak kafamız karışıyor; gerçekten kaçak inşaatlar yıkılabilecek mi diye!..
Hem bu kaçak inşaatlar, 1994’teki eski partinizin belediyelerde işbaşına gelmesiyle verilen haraçların adına bağış denerek (Ben iman ettirilmiş haraç diyorum) meşru hale getirilmedi mi?
Özellikle, 10 yıl Üsküdar’da belediye başkanlığını yapmış olan Yılmaz Bayat yapılan kaçak inşaatlara göz yummadı mı?
Biliyor musunuz, şu an valilikte en çok şikáyet dosyası Yılmaz Bayat hakkındadır.
Benim Üsküdar’da Boğaz manzaralı evimin önüne de Yılmaz Bayat döneminde kaçak inşaat yaptırıldı. (Hatta Sayın Erdoğan belediye başkanıyken, Üsküdar Emniyet Mahallesi’ndeki evinin karşısına bile kaçak inşaata izin verdi, engel olunamadı.)
Yedi yıl uğraştım, tüm haksızlıkları resmi evrakla belgelendirdim. Hakkımı ararken 30 milyar lira harcadım.
Şu an bile İstanbul Valiliği’nde devam ediyor soruşturma, fakat hiçbir şey olmuyor.
Bu köşede defalarca yazım yayınlandı; Sayın Erdoğan’la belediye başkanlığı döneminde gerek evinde, gerek büyükşehirde görüştüm. Bu konuda başvurmadığım yer kalmadı. Bakanlarınızdan eski avukatım M.Ali Şahin’den eski Büyükşehir İmar Komisyon Başkanı, şimdiki Küçükçekmece Belediye Başkanı arkadaşım Aziz Yeniay’a, Meclis Başkanvekili İsmail Alptekin’den Korkut Özal’a kadar yüzlerce insan bu konuyu biliyor.
Cumhurbaşkanlığı’ndan İçişleri Bakanlığı’na kadar onlarca yere başvurdum. Fakat hiçbir şey olmuyor.
Ben geçen cumartesi günkü, kaçak inşaatları tek tek yıkacağız, sözünüzü nasıl tutacağınızı bilemiyorum.
Başbakansınız, tabii ki sözünüzde durursunuz. Yalnız sizden istirhamım, sizin de benim de içinde bulunduğumuz güzel Üsküdarımıza her türlü haksızlığı yapan eski Belediye Başkanı Yılmaz Bayat’ın (Şimdi de Genel Müdür olduğu Milli Gazete’yi mi ihya edecek) suç dosyalarına bir el atmanız. Tabii ki öncelikle benim dosyama...
Bekliyoruz Sayın Erdoğan, kaçak inşaatların tek tek yıkımını..
Ziya ŞAHİN-BEYLİKDÜZÜ
Kaçak inşaat durduruldu ama
İSTANBUL İkitelli’den bir sanayici anlatıyor:
Geçen haziran ayında İstanbul İkitelli’deki Organize Sanayi Bölgesi’nin girişinde Maraşlı Halil İbrahim Kılıç adlı kişinin yaptırdığı kaçak bir işhanı inşaatından söz etmiştiniz. İki aydır gözlüyorum, yazınızdan sonra inşaatın yapımı durduruldu. Bu konuda Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun’un ve İstanbul Valisi Muammer Güler’in gerekli hassasiyeti gösterdikleri anlaşılıyor.
Her ikisine de teşekkür etmek gerekiyor; ancak yıkımı konusunda ne gibi bir işlem yapılacak; yoksa Erdoğan’ın uyarılarının aksine kaşla göz arasında bitirilecek mi?
Şiddete karşı ‘Barış Ormanı’
12 Nisan 2004’te askerlik görevini yapmak üzere birliğine teslim olmadan iki gün önce Tarlabaşı’nda ‘Akademi 14’te düzenlenen veda gecesinde boğazı kesilerek öldürülen Barış Dönmez, 26. doğum günü olan 3 Eylül Cuma günü anılıyor. Şiddete karşı barış ve hoşgörünün egemen olduğu güvenli bir toplum özlemiyle yola çıkılarak hazırlanan ve kısa sürede 6300 ağacı aşan ‘Barış Ormanı’ projesine bir destek de, yarın başlayacak ‘Barış Dönmez Fotoğraf Sergisi’ ile devam ediyor. 18.00’de yapılacak açılış ile Dönmez’in çektiği yüzlerce fotoğraftan oluşan seçkiler, Taksim’deki Cumhuriyet Kitap Kulübü’nde 17 Eylül’e kadar sergilenecek. Serginin tüm gelirleri ‘Barış Ormanı’ girişimine bağışlanacak. Sergi kapsamında, şiddeti konu alan, resim, fotoğraf ve benzeri dokümanlar da gösterilecek. Bağışlar, sergiye katkıda bulunan kişilerin adına yapılacak. (www.barisdonmez.com)
Topbaş’a dikkat
TANIDIĞIMIZ bir dostumuz isminin verilmemesini isteyerek, Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:
‘Kadir Topbaş’ı önceki akşam TV 8’de turizmle ilgili bir programda izledim. Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde olduğunun aksine din dayatmacılığından uzak, gayretli, hoşgörülü, iyi niyetli ve sevecendi. Konuşmasında sözcüklerini seçerek kullanıyor, ‘özgün, yapı, gerçek ve olgu’ gibi sözcükler kullandığı dikkat çekiyordu. Hırslı ve aşırı vaatlerden uzak, sorumlu bir başkan gibi davranıyordu. İstanbul’da, toplam 83 ilçe ve belde belediye başkanına eşit uzaklıkta olduğunu söylüyordu. Bunu, partisinin bazı başkanlarının partizanca davranışlarına karşı bir yanıt gibi algıladım. Hatta program sunucusunun, Büyükşehir ile Kartal Belediyesi arasında bir sorunla ilgili soruyu sormak isterken vazgeçip ‘Size sonra söylerim’ demesine karşı ‘Söyleyin canım, biz şeffafız’ demek zorunda kaldı. Eminönü’nde, geçen RP’li belediye yönetiminin, Sultanahmet Meydanı’nın ramazan aylarında ‘panayır’ yerine döndürülmesine bir anlamda yanıt olarak da ‘Sultanahmet’i doğru konseptine oturtacağız’ demesi ilginçti... Hele bir girişimcinin, hurdaya çıkartılan bir uçağı lokanta olarak hizmete sokmak istemesine karşılık da ‘Biz Boğaz’da deniz teknelerini temizlemeye çalışıyoruz, bir de uçaklarla uğraşamayız, böyle bir şey olmaz’ demesi popülizmden uzak olduğunu gösteriyordu. Sayın Başkan, Kavacık’ta yıktığınız 20 bina göstermelik kalmasın; Başbakan’ın söyledikleri doğrultusunda devam ediniz... Size başarılar diliyoruz.’
Topbaş, 83 belediye başkanına telefonunu açık tuttuğunu söylüyor ama partisinin Baykal’ın dediği gibi ANAP’laşan rantçılarını izliyor mu hiç?
Biliyor musunuz?
GAZETECİ Nail Güreli’nin Pamukova’daki tren faciası üzerine yazdığı yazısına bir yanıt gönderen TCDD Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Mehmet Aycı’nın, ‘Bir defa Türkiye’de hızlı tren bulunmamaktadır. Yazınızda bahsetmeye çalıştığınız tren, konvansiyonel tren diye tabir edilen normal trenlerdir’ dediğini...