İthal kurbanlıklar caiz mi?

“İthal hayvanların, kulak, boynuz, kuyruk gibi uzuvlarında eksikler var. Domuz çiftliklerinde besleniyorlar, domuz ürünlerinden yapılmış küspelerle besleniyorlar.”
Kurban ‘yaklaşma’ anlamındadır. Kurban kişiyi Allah’a yaklaştırır. Kurban bir ibadettir. Eksiksiz, noksansız, aksaksız, mükemmel olan Allah’a sunulur. Bu nedenle sunulan kurbanın da eksiksiz olması gerekir.
Dini kitaplarda hayvanın hangi uzvunun yokluğu veya eksikliği halinde kurban olup olmayacağı yazılıdır: “Kötürüm derecesinde hasta, zayıf ve düşkün, bir veya iki gözü kör, boynuzlarından biri veya ikisi kökünden kırık, dili, kuyruğu, kulakları ve memesi kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu düşük hayvanlar kurban olmaz.”
İthal hayvanların domuz çiftliklerinde yetişmesi veya domuz ürünlerinden yapılı küspelerle beslenmesi gibi iddialar ne derece doğrudur?
AKP iktidarında din istismarlarıyla hem yüce dinimiz zarar görmektedir. Hem de dindarlar zarar görmektedir.
Dini söylemlerle iktidara gelen AKP’nin 8 yıllık iktidarında gelinen neticeye ve kurbanlıklar manzarasına bakınız.
Orta halli bir aile geçmiş yıllarda normal bir şekilde kurbanını keserken, bu yıl artan kurban fiyatları nedeniyle kurbanını kesemez hale geldi. İthal kurban alanlar da alışageldikleri bir kurbanlık dışında bir hayvan kesmek ve böyle bir kurban üzerinde söylentilerle oluşturulan kuşkuları yaşamak durumunda kaldılar.
Bu Kurban Bayramı’nda yaşanan kurbanlık hayvanlar manzarası ve ortamı şayet bir CHP iktidarında yaşanmış olsaydı yer yerinden oynardı, malum çevreler ateş püskürürdü.
“Müslümanların artan pahalılık nedeniyle kurban kesemez hale geldiği, ithal kurbanlıklarla üzerindeki iddialar nedeniyle ibadetlere gölge düştüğü” gibi her şey yazılır ve söylenirdi. Ama kimsenin gıkı çıkmıyor.
Çünkü dini siyasi vesayet altına alma girişimleri vardır.
Dün Kâbe’de ‘Evet’ pankartı açanlar, ‘Evet’ pankartları arasında Ramazan Bayramı namazı kılanlar, cami avlusunda miting yapanlar, iftar sofralarını ‘Evet’ sloganlarıyla donatanlardan ve olup bitenleri inançla destekleyenlerden bugün eleştiri beklenmez.
Milletin kurbanlık gibi görüldüğü bir dönemde kurbanlıklarda bunların yaşanması doğaldır.
İhsan ÖZKES
Eski Üsküdar Müftüsü

GÜNÜN SÖZÜ

“Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah’ın emri ile helal kıldınız.”
(Hz. Muhammet, Veda Hutbesi)

Almanlar elektrik tasarrufu yapıyor

ÜLKEMİZ siyasi ve ekonomik sıkıntıların içinde iken, belki benden böyle bir ileti alınca şaşırmış olabilirsiniz.
Sonuçta, size ulaştırmak istedim...
Almanya’nın Hessen bölgesinin Herborn Kasabası’nda çok uzun yıllar öğretmenlik yaptım. (Herborn’a Türkiye’den döndüğüm gün saat 00.30’da bütün şehrin sokak ışıkları söndü. Öğrendim ki belediye tasarruf için bu yola gitmiş! Yaptığı yatırımlarla fazla borçlandığı için bu yolu seçmişler.
Almanya gibi sanayi ülkesinde çok şaşırdım.
Seyfettin TAŞ (seyfettintas@hotmail.com)

Din kardeşliği!

MEKKE’de yeni açılan metrodan yalnızca Suudi, Kuveytli ve Bahreynli hacılar istifade edecekmiş. Müslüman din kardeşliği buraya kadar. Bizim hacılar o meşakkatli yolları yine yürüyerek tırmanmaya devam edecek anlayacağınız. Suudiler, “Ben sana hayran, sen cama tırman” özdeyişini hatırlatıyor bu türden bencillikleriyle...
A.R.U.

Kuşaklar boyunca zeytin-zeytinyağı

GAZETECİ Celal Başlangıç, Marmara’dan Karadeniz’e, Ege’den Güney’e, Güneydoğu’ya dek Anadolu coğrafyasının zeytin yetiştiren, zeytinyağı sıkan dört bir yanını gezmiş. Zeytinyağı üzerine ikinci kitabını kaleme almış; ‘Trilye’den Yusufeli’ne, Adatepe’den Derik’e; Hayat Ağacıyla Yaşayanlar’ kitabını, genç ve yetenekli sanatçı Tolga Sezgin fotoğraflamış.
Geçen yıl yapılan 5. Ayvalık Zeytin Hasat Şenliği’nde gazeteci-Yazar Nedim Atilla’nın yazdığı, ünlü sanatçı İsa Çelik’in fotoğrafladığı ‘Ağaçtan İnsana Zeytinyağı Anıtları’ kitabının editörlüğünü yapmıştı Başlangıç...
Kitapları armağan eden Komili, zeytin ve zeytinyağı dünyasına katkısını kültürel alanda sürdürüyor; önemli belgeseller ortaya çıkıyor.
Başlangıç, dört uçak yolculuğunun yanı sıra, karayoluyla 7500 kilometre yol yapmış; eli ve yüreği zeytine, zeytinyağına değen insanlarla günlerce konuşmuş... Bize, delice zeytini aşılayanlardan zeytin ağacını budayanlara, dalından zeytin toplayanlardan yağını sıkanlara, zeytinin salamurasını yapanlardan zeytin yaprağından kanser ilacı ekstresi üretenlere, zeytinden reçel yapanlardan zeytinyağından sabun üretenlere, zeytin ağacını yontarak aksesuvara dönüştürenlerden zeytin pirinasından yakacak odun yapanlara, zeytinin ve zeytinyağının kitabını yazanlardan, zeytinin her halini; zeytin ve zeytinyağı dünyasını bizlere sunuyor.
Mitolojik öyküler, gezginlerin yüzlerce yıl öncesinden tuttuğu notlar, her yöreye ilişkin tarihsel süreçler de bizlere eşlik ediyor. Belgesel nitelikte önemli bir çalışma...
(Hürriyet’in dünkü Seyahat Eki’nde Celal Başlangıç’ın Trilye (Zeytinbağı) bölümünü dilerim okumuşsunuz. Kaçıranlar www.komili.com.com.tr’de kitabın tümüne sahip olabilirsiniz.)

Kurt kapanı

YILIN kurbanı.
2010 bitiyor ya... Artık başlar açıklanır.
Yılın devlet adamı, yılın işadamı, yılın annesi.. vs.
Kurban Bayramı’nda soralım:
Yılın kurbanı kim? İlhan Selçuk mu, Silivri’de tutuklu gazeteciler mi, işten atılanlar mı? Yoksa laik Cumhuriyet mi?
Ben oyumu, hepsini temsilen, “Türban hakkında Diyanet’e görüş sormak laikliğe aykırıdır” dediği için görevden alınan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’na veriyorum!
Feyzullah AKTAN-KEŞAN