Paylaş
Sel felaketinin olduğu bir ilde caddenin adı “Dereboyu Caddesi”, size komik gelmez mi? Biz bunun gerisine bakalım. İstanbul’a bakalım; 2004-2021 yılları arasında İBB İmar Komisyonu’nda kaç plan değişikliği yapıldı? Bu sayı 15.000’i buluyor. Siz kalkıyor İmar Komisyonu’nda dere koruma bandını daraltıyor; yapılaşmanın yolunu açıyorsunuz. Zaten partilerin esas işi bu! Yazmaktan usanıyoruz. Ne yazık ki, aynı uygulama hep sürüyor.
AKP ve CHP fark etmiyor, partilerin gruplarında siyasetçiler ne diyor: “Bize oy veren seçmenler oralarda oturuyor, bu fukaraların kaçak yapılarını -artık gecekondu denilmiyor- yasal hale getirmemiz gerek.” Evet, kâğıt üzerinde dere koruma mesafeleri daraltılıyor ama Meclis kararlarını doğa dinlemiyor! Ne denir, dere yatağını bulur. Bundan en büyük zararı da orada oturan vatandaşlar görüyor. En büyük ihanet de, İSKİ içme suyu havza yönetmeliğinin, kaçak yapılaşmayı yasal hale getirmek için değiştirilmesi. (Bu sorunun cevabını eski İBB Meclis üyesi Hüseyin Sağ’a sorduk, “Arşivimde çalışmam lazım, yarın cevap veririm” dedi.)
‘DARA’YA ÇEKMEK
Bu duruma karşı meslek odaları davalar açtı, yönetmelikler iptal edildi; aksine İBB Meclisi’nde yeniden yönetmelikler geçirildi. Şu an İBB gündeminde yeni bir havza yönetmeliği dosyası bekliyor. Seçilmişler dosyalara ‘evet’ derken, siyaset etiği ve mühendislik bilimine saygısızlık yapıldığını hiç düşünmüyor. Bunlara olumlu oy kullanan İBB ve İlçe Meclis üyelerinin ‘dara’ya yani hesaba çekilmeleri gerekmiyor mu? İstanbul’da tehlike çok uzak değil!
Biz bunları yazarken utanıyoruz, önceki akşam Fatih Altaylı’nın programında ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın, Melih Gökçek’in yolsuzluklarını sıralarken, el koyduğu belediye aracını ve mallarını geri vermesi gerektiğini anlatırken utandığımız gibi.
GÜNÜN SÖZÜ
“Tabiata karşı işlenen bir suçun intikamı, insan adaletinden daha zorlu olur.” (Dostoyevski)
SORU BAŞKA YANIT BAŞKA!
ORMAN Genel Müdürlüğü’nden (OGM) orman felaketi dolayısıyla yazdığımız yazılara teşekkür edilirken, Prof. Dr. Mete Gündoğan’ın imzasının bulunduğu ‘Orman devi olamadık’ yazısında geçen “Bizim ormanlarımızın henüz envanteri bile yok! Nerede, ne kadar ve hangi ağacımız var henüz bilmiyoruz. Orman değerlerimizi bilmiyoruz. Acı ama gerçek budur! Evet ne yapmamız lazım? Öncelikle beton kafaları değiştirmemiz şarttır” ibaresine itiraz ediliyor. Deniliyor ki: “Ülkemizde 1963’ten itibaren düzenli olarak 10 veya 20 yılda bir amenajman; (Orman envanterlerinin belirlenerek, ormanların nasıl, ne zaman ve ne ölçüde kullanılacağını, ormanların sürekliliğinin sağlanması için ormancılık faaliyetlerinin ‘biyolojik, ekonomik, teknik ve sosyal’ olarak tümüne ve ormanlardan daha fazla nasıl verim alırız sorusuna yanıt arayan bilim dalı) planları yapılmakta ve sürekli yenilenerek güncel tutulmaktadır. OGM’nin gösterdiği başarıların BM’nin yayınladığı “FRA (Küresel Orman Kaynakları Değerlendirmesi)” raporunda, Türkiye; dünyada orman varlığını arttıran ülkeler sıralamasında Avrupa’da 1., dünyada ise 6. sırada yer almaktadır. 2015’te ülkemiz, orman varlığı sıralamasında 46. sırada iken 2020’de 27. sıraya yükselmiştir. Yine aynı raporda, dünyada en çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında Avrupa’da 1. ve dünyada ise 4. sırada yer alarak sürekli hale gelen başarılarını taçlandırmıştır. Kurumumuzun önemli çalışmaları bu tip eksik ve yanlış bilgilere kurban edilemez.”
ETEM ÇALIŞKAN’IN SERGİSİ KAPANIYOR
KADIRGA Sanat Galerisi’nde temmuz ayından beri açık olan hattat ve ressam Etem Çalışkan’ın hazırladığı ‘Aşk Olsun’ sergisi cuma günü kapanacak. Kaçırmayın; sergide 59 eser yer alıyor. Atatürk üzerine çok önemli çizgileri bulunan Çalışkan, pandemi döneminde evden hiç çıkmadan sürekli eser ürettiğini anlatırken şöyle konuştu: “Koronavirüs bana düşünme ve çalışma rahatlığı verdi. Çok düşündüm; mevsimler, soğuk, sıcak, rüzgâr etkiler. Yıldırım düşer, etkiler. Yani her şeyden sanat etkilenir. Ama usta sanatçılar da etkiler. Bunlardan bazıları Van Gogh ve arkadaşı Gauguin’dir. Onların kavgaları beni çok etkiler. Bu anlamda sergide bununla alakalı bir çalışma yaptım. Ölünceye kadar çalışacağım. Çalışmak cennetin kapısıdır, anahtarıdır.”
ÜLKE BOMBALAMANIN MALİYETİ OLMALI
1951 Uluslararası Mülteci Sözleşmesi’ne, mülteci olayının çıkmasına neden olan ülkelere mültecileri kabul etme yükümlülüğü maddesi konulmalıdır ki, ABD ve AB, ülkeleri işgal ederek, bombalayarak, etnik ve mezhepsel ayrımcılığı körükleyerek neden oldukları mülteci akımlarına sebebiyet vermekten kaçınsınlar.
Ülkeleri işgal etmenin, bombalamanın, etnik ayırımcılığı körüklemenin kendilerine de bir maliyeti olacağını hesaba katsınlar.
Prof. Dr. Gökhan ÇAPOĞLU
BİLİYOR MUSUNUZ?
KÜÇÜK PARTİLER HAZIRLANIYOR
MEMLEKET Partisi Antalya İl Kongresi’nde Türkiye’nin en eski turizmcilerinden biri olan kurucu İl Başkanı Hüseyin Baraner’in güven tazelediğini ve blok listesinin onaylandığını...
DOĞRU Parti Rize İl Başkanlığı 1. Olağan Kongresi’nde il başkanlığına Eyüp Demir’in seçildiğini, kongreyi CHP; SP, DP il başkanlarının izlediğini, Genel Başkan Rifat Serdaroğlu’nun konuşmasında, Recep Tayyip Erdoğan için ‘Rize’ninhayırsız evladı’ tabirini kullandığını...
BAĞIMSIZ İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın önderliğindeki ‘Zafer Partisi’nin kuruluş dilekçesinin bugün İçişleri Bakanlığı’na vereceğini...
Paylaş