Paylaş
Erbakan'ın miras kavgasını okuyunca 'Rabbim ortaya çıkardı' dedim
“Artık dayanamıyorum, yapılan hırsızlık ve yolsuzluklara tahammül edemiyorum ve Azerbaycan’a göç ediyorum”.
Biz de şaşırdık...
“İslamiyet bu değildir” dedi.
Halen bu ülkede yaşıyor, zaman zaman da bize görüşlerini aktarır.
Azerbaycan’a sahip çıkmak gerektiğini söylüyor:
“Burası çok güzel...”
Şahin, “İşte o gün geldi” diyerek bir mesaj gönderdi, ibretlik!
Diyor ki:
“Birkaç gündür basında Erbakan’ın çocuklarının ve damadının miras kavgası nedeniyle mahkemelik olduklarını ibretle izliyoruz.
Aslında ben bu kavganın daha erken başlayacağını tahmin ediyordum ama olsun biraz gecikmeli de olsa gerçekler ne güzel ortaya çıktı.
Şimdi sıra Erbakan taraftarlarının suç duyurularında bulunmalarına geldi.
Neyin suç duyurusu mu?
Erbakan’a inandık ve İslami (güya) TV’lerimiz (Paralar gittikten sonra biz yemedik -malum kanallar- demeler!..), milli olacak gazetelerimiz, İslami holdinglerimiz vs. olacak diye paralarımızı toplayıp bizi kandırdılar...
Gecikmeden suç duyurusuna başlamalı taraftarlar.
Hemşerim Oğuzhan Asiltürk itiraf ediyor, cihat paralarının çocuklarınca zimmetine geçirdiğini söylüyor.
Peki kim verdi bu paraları, gariban ve samimi Necmettin Erbakan taraftarları.
Kemikleri sızlıyordur.
Erbakan’ın çocuklarının birbirine düşmelerini herhalde şu güzel atasözü ile
izah etmek mümkündür:
“Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste!”
Sevgi insana yakışır...
“SEVGİ haktan ibarettir/Gönüllerde işarettir/En büyük bir ibadettir/Sevgi insana yakışır.”
Böyle diyor Muhlis Akarsu ve sevgisizliğin yangınında, sevgisizliğin canlı yayınında, sevgisiz insanların ve yetkililerin gözü önünde, Madımak katliamında hayata veda ediyor...
Biz de buradan Muhlis Akarsu’nun sevgi sözcükleriyle yetkililere sesleniyoruz:
Sevgi insana yakışır...
Vicdanınızı dinleyin! Vicdanlar Hakk’ın sesidir!
Suçsuz ve günahsız olduğuna inandığımız insanların adil yargılanma haklarını ellerinden almayın! Uzun tutukluluk sürelerini cezaya dönüştürmeyin! Henüz suçları kesinleşmemiş olanlara, suçlu insanların cezaevi şartlarını yaşatmayın! Ama öncelikle Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ı tecritten çıkarın. Org. İlker Başbuğ’u makamına yakışır bir yerde ağırlayın! Prof. Mehmet Haberal’a hak ettiği saygıyı ve ilgiyi gösterin!
Hasta yakınlarını, analarını, babalarını öldükten sonra değil, ölmeden önce görmelerine izin verin
Müyesser Yıldız’a bir kedi gönderin!
En azından bunu yapın! İnsanlık bunu gerektirir...
Onları yalnızlığa, soğuğa ve sevgisizliğe mahkûm etmeyin! Çürümeye terk etmeyin! Çocuklarının rengârenk dünyalarını griye boyamayın! İnsanları bir kedinin sıcaklığına muhtaç hale getirmeyin!
Tarih unutmaz! Kendinizi de tarihin karanlık sayfalarına mahkûm etmeyin!
“Akarsuyum sevgi güzel/Dilde güzel telde güzel/Dosta giden yolda güzel/Sevgi insana yakışır”
Tülay HERGÜNLÜ
Eğitimde Almanya örneği nedir?
ÖĞRENİMİNİ hem Türkiye’de ve hem de Almanya´da yaptıktan sonra, oradaki değişik okullarda 32 yıl Almanca ve Türkçe öğretmenliği yapan eğitimci Nihat Ercan, Türkiye’de kesintili 4+4+4, 12 yıllık zorunlu eğitim konusunda özellikle Almanya konusunda yanlış bilgiler verildiğini söylüyor.
Ercan, Almanya’daki örneği anlatmak için ayrıntılı bir yazı göndermiş. Ama biz satırbaşlarıyla özetliyoruz:
1- Almanya’da okullar kesintisiz olarak en az dokuz yıl genel öğretim-eğitim yaparlar.
2- Almanya’da çocuklar okula altı yaşını bitince başlarlar.
3- Almanya’da okulöncesi eğitim çocuk yuvalarında ve hazırlık sınıflarında yapılır.
4- Almanya’da kesintisiz 9-10 yıllık genel örgün öğretimin eğitsel ve teknik-örgütleme bakımlarından farklı yerlerde, yapılarda, basamaklara ayrılarak yapılması genel öğrenimin bütünselliğini kesintiye uğratmaz.
5- Almanya’da meslek eğitimi dokuz yıllık genel öğretimden sonra başlar.
6- Almanya’da gençler 15 yaşından sonra çalışabilirler.
7- Din dersi velinin isteğine bağlı seçmeli öğretimdir, din eğitimi okullarda yoktur.
Tevfik Yener diyor ki
Tıpatıp Ayhan Işık ama iddiam da yok
AMERİKA’dan döndükten sonra bu kitabı yazan ünlü gazeteci Tevfik Yener (Neşe Karaböcek’in eşi), Özdemir İnce’nin yorumu üzerine şöyle dedi: “Aktör George Clooney’nin aslen Ayhan Işık’ın oğlu olduğu söylentisini internet dahil birkaç yerde okumuştum, gülüp geçmiştim. O sırada New York’taydım. Televizyonda efsane şarkıcı Rosemary Clooney belgeseli vardı. Rosemary bilirsiniz George Clooney’nin halasıdır. Aktör Clooney halasını anlatırken, aile fotoğrafları gösteriliyordu. Fotoğrafların birinde henüz doğmamış George’nin annesi, babası, halası ve Ayhan Işık vardı. Söylenti aklıma geldi dikkat kesildim. Kimsenin günahını almak istemem, ancak George, annesine, babasına ve hatta halasına bile benzemiyor. Tıpatıp Ayhan Işık’a benziyor. Rahmetli Ayhan ağabeyi de çok yakından tanırım, hatlarını bilirim. Kitabım, İstanbul, Aşk, Ekmek, Hayal’deki birçok yaşanmış olaya bu söylentiyi ve benzerliği de ekledim. Ancak böyle bir iddiam yok, hoş bir fantezidir diyelim.”
MESAJ PANOSU
1. Dünya ve Kurtuluş Savaşı’na katılmış, aslen İstanbul-Çatalcalı muharip gazi Zahid Efendi’nin hayatta olan yakınlarını arıyorum. Kızından olan erkek torunun Çivril Bozdağ Köyü’ne kadar gelip bizleri aradığını biliyoruz. Zahid Efendi, Osmanlı muharip subayı dedem Osman Çavuş’un da komutanıdır.
oktayyildirim20@hotmail.com (İncirli Ankara)
Paylaş