II. Dünya Savaşı belgeleri kamuoyuna açıklanacak mı?

Ülkemizin bulunduğu bölgedeki vahim gelişmeler, bu dönemin Türkiye’de daha iyi incelenmesini gerekli kılmaktadır.

Dışişleri Bakanlığı Arşiv Otomasyon Projesi kapsamında, 2015 yılı sonuna kadar 25 milyon sayfa arşiv belgesinin dijital ortama aktarılmasının hedeflendiği bilinmektedir. Bu bağlamda:

1- Türkiye’nin Boğazlar konusunu barışçı yöntemlerle çözüme kavuşturması, tarihinin en önemli diplomatik başarılarından biridir. Türkiye’nin diplomatik girişimleriyle başlayan müzakereler sonucunda, 20 Temmuz 1936’da ülkemiz ile birlikte Avustralya, Yunanistan, Japonya, Romanya, Sovyetler Birliği, Yugoslavya, 1938’de de İtalya, Montreux Boğazlar Sözleşmesi’ni imzalamıştır. Bu sözleşmeyle Türkiye, Boğaz üzerindeki hâkimiyetini sağlamıştır.
Dışişleri Bakanlığı’nın Arşiv Otomasyon Projesi kapsamında, Montreux Boğazlar Sözleşmesi’nin imzalandığı süreçle ilgili arşiv belgeleri yer alacak mıdır?
2- 4-6 Aralık 1943 tarihlerinde Mısır Kahire’de, Türkiye’nin II. Dünya Savaşı’na katılmasına yönelik taleplerin görüşüldüğü, ABD Başkanı Franklin Roosevelt, Birleşik Krallık Başbakanı Winston Churchill ve Türkiye Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün katıldığı 2. Kahire Konferansı yapılmıştır.
Bu konferansın sonunda Türkiye, bütün ısrarlara rağmen, İkinci Dünya Savaşı cephelerinden uzak kalmayı başarmıştır. 2. Kahire Konferansı’nda Türkiye’nin tutumunun ve müzakere sürecinin ayrıntılarının bugün daha geniş çevrelerce bilinmesi önem taşımaktadır. Bu çerçevede, Dışişleri Bakanlığı’nın Arşiv Otomasyon Projesi kapsamında 2. Kahire Konferansı’yla ilgili belgeler bulunacak mıdır?
3- Yukarıda, Cumhuriyet tarihinden iki önemli örneği verilen, Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘Yurtta barış dünyada barış’ ilkesini yansıtan politikaları, Dışişleri Bakanlığı’nın Arşiv Otomasyon Projesi kapsamında, ders çıkarılacak konular olarak Türk milletinin, araştırmacıların ve siyasetçilerin kullanımına açılacak mıdır?
Gülsün BİLGEHAN
CHP Ankara Milletvekili

Rusya ile kriz Antalya için bir şanstır

ANTALYA’da Belek’te Maxx Royal Golf Resort’ta yapılan World Tourism Forum’da moderatörlük yapan
Euromonitor International’ın analisti Nadejda Popova turizm sektöründe internet ağlarının yaygınlaşması tatil yaklaşımlarımızı da değiştirmiş durumda. Yorumlar tercihlerde etkili olurken fiyatlarında geçmişe oranda daha şeffaf olduğunu görüyoruz. Online seyahat acentaları sektörde kilit rol oynuyor. Günümüzde kişiselleştirilmiş fiyatlar, hizmetler ve kampanyalar söz konusu.” dedi.
- Trivago Country Manager Chara Georgiadou şöyle konuştu: Artık tüketiciye alternatif imkanlar sunmak öne çıkıyor. Bu nedenle yeni tüketiciler oldukça talepkar ve teknik bakımdan daha bilgi sahibi. Bunlara cevap vermek önemli.
- Turizm sektöründe koşulların her geçen gün daha zorlu şartlara sahip olduğunu belirten E- Tourism Frontiers Founder&CEO Damian Cook “İnsanların artık online seyahat paketlerine baktığını” bildirdi ve “Sosyal medyanın gücünü yadsımamız mümkün değil. Son araştırmalara göre, sosyal medya ağları kullanıcıların yaş aralıklarına göre değişiklik gösteriyor. Örneğin; 40-60 yaş arası Twitter, 30-40 yaş arası Facebook, 30-20 yaş arası Instagram, 20-10 yaş arası ise Whatsapp ile ilgileniyor. Sosyal medya hesaplarının doğru ve güncel kullanılması kararların online ortamda alındığı çağımızda oldukça önemli.”
-İnsanların kafalarındaki tatil programlarından feragat etmek istemediklerini belirten Rommlr’ın CEO’su Bas Lemmens şunları söyledi: “Tatilciler basit hizmet almak istiyor. Bu sebepten her şeyin aynı zamanda sunulacağı kanallarda hizmet vermek çok önemli hale geliyor. Bu da kazanç getirecektir.
- Trip Advisor Territory Manager Southern and Eastern Europe Gianluca Laterza “Yeni jenerasyon yorumlar ve fiyatlar konusunda çok hassas; bunlara hızlı ve doğru yanıt vermek gerekiyor. Ücretsiz wi-fi, kahvaltı ve transfer ise gençlerin bir tatilden beklediklerinin başında geliyor. Günümüzde duygulara hizmet etmemiz gerekiyor.

ŞEHİR OTELCİLİĞİ KONSEPTİ

Voyage Group Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ersoy (ETS) şöyle konuştu: Uzun bir süreçten geliyoruz. Özal döneminde 1980’lerde turizm yatırımları zor şartlar altında, adeta ‘silah zoruyla’ yapılmaya başlandı. 1990’lı yıllarda yatırımcılar turizm sektöründe büyük kazançlar olduğunu düşünerek sektöre giriş yaptı.
2000’lerde ise ‘altına hücum’ dönemi başladı. Daha sonra Atatürk Havaalanı’nın global olması ve özel hava yolu şirketlerinin açılması ile İstanbul’da şehir otelciliği de gelişim gösterdi. Önümüzdeki süreçte Türkiye’nin harcama kapasitesi yüksek nitelikli üst aşamaya geçmesi gerekiyor. Konaklama dışı geliri arttırmak gerekiyor. Sektöre katkı sağlayacağını düşündüğüm ‘turizm planlama ve tanıtım üst kurulunun’ kurulması şart. Kurulacak bir üst kurul ile Türkiye’nin global alanda tanıtımı ve planlaması kolaylıkla yapılabilecektir. Amerika, Yunanistan ve Dubai bu yöntemi uyguluyor. Turizm için adımların planlı atılması gerekiyor.”

ANTALYA KADERİNİ KIRMA NOKTASINDA

- Uzun bir sürenin ardından yeniden Antalya’da olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek konuşmasına başlayan Steinberger Hotel İstanbul’un sahibi Cem Kınay; “Sektörde aktif olarak rol aldım; ancak geride bıraktığımız 25-30 yıl içerisinde çok da değişen bir şeyin olmadığını fark ettim. Son dönemde Rusya ile yaşanan gerginliğin Türkiye açısından önemli bir şans olarak görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Dünya’nın en önemli destinasyonlarından biri haline geldiğimiz günümüzde bu yaşananlar önümüzdeki yılların yol haritasını çizebileceğimiz bir fırsat olmalı. Hem devlet hem sektör hem de sivil toplum örgütleri durumu bu şekilde değerlendirilmeli. Antalya dönem dönem krizler yaşadı ve hep bu krizlerden hep kuvvetli çıktı. Sektörde görev alanlara en önemli tavsiyem kısa, uzun ve orta vadede kararlar alınması gerektiğini düşünüyorum. Antalya kaderini kırma noktasında! Antalya kadar otel yatırımının olduğu dünyada çok fazla şehir yok. Antalya’nın konusu yeni otel yapmaktan çıkarak var olan aktivitelere yenilerini eklemek... adını bu
etkinliklerle duyurmalı. Her şey dahil sistemleri yerel halk ile birleştiren bir sistem ile zenginleştirilmeli. Özellikle güvenlik krizleri sebebiyle her şey dahil sistemler Antalya’nın yararına bir sistem olmuştur.” dedi

Doluluk değil ciro

- “KRİZ için şunu belirtebilirim. 2015 herkesin beklentilerinin altında geçirdiği bir yıl oldu. Bu daralmayı öngördük ve uyguladık. Ben hep şunu söylüyorum: Antalya Havalimanı girişleri ne kadar eksi çıkarsa, bütçesini bu rakamın iki katı eksi de kapatan iyidir. Yani havalimanı gelişleri yüzde 5, sizin geliriniz yüzde 10 düşmüşse siz başarılısınız demektir. Doluluktan bahsetmiyorum, cirodan bahsediyorum.”
Ramazan ASLAN-Aksu Hotels

Hani promosyon ve intibak?

BAŞBAKAN Davutoğlu tarafından açıklanan 64. hükümetin eylem planında promosyon ve yeni intibak yasasının yer almaması emekliyi üzdü. Oysa Davutoğlu, Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Genel Kurulu’nda tüm emeklilere yılda 300 lira tutarında promosyon ödeneceğini açıklamıştı. Yıllardır “Bize de promosyon” diye haykıran 11 milyona yakın emekli, Başbakan’ın açıklaması ile bir hayli umutlanmıştı.
Emekliler arasında heyecan yaratan açıklama ne yazık ki eylem planında yer almadı; söyledikleri hoş bir seda olarak kaldı. SGK emekli aylıklarının ödenmesi için yılda toplam 160 milyar liraya yakın parayı bankalara yatırıyor.
Şükrü KARAMAN

Lazkiye hakkında...

İBN Battûta ‘Seyahatnâmesi’nin birinci cildinde Abdülmuhsin İskenderi’yi ziyaret icin Lazkiye’ye gittiğini anlatır. Lazkiye’yi ilginc bir tabirle tanımlar: Deniz kenarında cok eski olan bu şehri ‘Gemileri Gasbeden Kral’ kurmustur! Burada İbn Battuta, Kuran’daki Kehf suresindeki krala atıf yapıyor.
Malum bugün gemiler oraya yığıldı... Serdar TAŞÇI

BİLİYOR MUSUNUZ?

-CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak’ın, Başbakan Davutoğlu’na seçim hükümetinin işbaşında olduğu 28 Ağustos- 23 Kasım 2015 tarihleri arasında Başbakanlığa, bakanlıklardan kaç atama kararnamesi geldiğini, bunların kaçının geri çevrildiği, kaçının Cumhurbaşkanlığı’na gönderildiğini belirterek “Geri çevrilen kararnamelerin bakanlıklara göre dağılımı nedir? Aynı süreçte Cumhurbaşkanlığı’na kaç kararname gönderilmiştir? Gönderilen atama kararnamelerinin kaçı onaylanmış, kaç kararname onaylanmadan geri gönderilmiştir?” diye sorduğunu...
- CHP Manisa Milletvekili, Milli Savunma Komisyonu üyesi Mazlum Nurlu’nun, Başbakan’a MİT’e bağlanan Sinyal İstihbarat Başkanlığı’nın elde ettiği askeri bilgileri Genelkurmay Başkanlığı’ndan gizlediği iddialarının doğru olup olmadığını sorduğunu....

MESAJ PANOSU

-GERÇEK, acılara mal olan gecikmelerle de olsa, son sözü söylüyor: “Türkiye halkları” ve “Kürt sorunu” söylemlerinin temelsizliği!... Prof. Dr. Özer OZANKAYA