TÜM değerlerimizle yabancılaşıyoruz. Özdemir Asaf üstádın affına sığınarak şöyle söyleyebilir miyiz acaba: "Bütün değerler aynı hızla kirleniyordu. Birinciliği Türkçeye verdiler!"
Kültürümüzdeki kirliliğin en açık şekilde görüldüğü alan Türkçe’dir. Sesten yazıya bir özentidir almış gidiyor. Aşkın ’Ashk’, gülşenin ’gülshen’, efendinin ’effendy’ yazıldığını görmüş ve bu farklı harflerin varlığına alışmıştık da uğruna nice aydınların sürgüne gönderildiği, öldürüldüğü ’Vatan’ kavramının ’watan’ şeklinde yazılacağını hiç tahmin etmezdim. Kavramlarımızın içi hızla boşaltılmakla kalmıyor, onların şekilleri de değiştiriliyor, anlaşılan!
’Vatan’ı kirletmeseydik bari, en azından ’vatan şairi’ Namık Kemal’in ve binlerce şehidin aziz ruhlarına saygı duyarak!
’Vatana, millete, bayrağa, devlete’ sarılmak için ya da rahatlıkla ve güvenle ’Hepimiz Türk’üz, hepimiz Mehmetçiğiz’ demek için, Türk demenin Türkçe demek olduğunu anlamak ve Türkçeye sahip çıkmak için onlarca şehit mi vermemiz gerekiyordu?
Ne çabuk unuttuk yaptıklarımızı:
Ülkemizi hep değersiz, güçsüz görmedik mi?
Milletimizi başka milletlerin yanında barbar, eğitimsiz, medeniyetsiz görmedik mi?
Türk kültürünü değersiz, ilkel, gelişmemiş diye hor görmedik mi?
’Milliyetçiyiz’ diye tüm enerjimizi yürüyüşlere harcayıp kitap okumak için kendimizde güç bulamayan biz değil miyiz?
En uzak ülkümüzün çalışmak ve üretmek olduğu bir gerçek değil mi?
’İnsan’ olmak adına Türklüğümüzü unutan, unutturulmasına izin veren biz değil miyiz?
Ülkenin geri kalmasında, itibarımızı yitirmemizde hiç mi bizim tembelliğimizin payı yok?
Askerden kaçmak için her türlü dümeni çevirmedik mi?
Ya Türkçe! Her şeyden daha fazla kirletmedik mi onu?
Birer Amerikalı, İngiliz haline gelmedik mi?
Teröre lanet yürüyüşlerinde bile bir taraftan elimizde ay yıldızlı Türk bayrakları ABD’ye küfredip diğer yandan üzerimize İngilizce yazılı tişörtler giymedik mi?
Türkçe kelimeleri İngilizce harflerle yazmaya çalışmadık mı? ’Shake it up Şekerim’ diyerek oynayan biz değil miydik? Tek Türkçe kelimeyi de ’Shekerim’ diye yazmadık mı?
Bütün bunları neden yaptığımızı artık daha iyi anlıyorum. Ne de olsa,
’Her Shey Watan İtchin!’
Mustafa KARATAŞ
GÜNÜN SÖZÜ
"Unutmayalım ki her alçağın son sığınağı vatanseverliktir."
(Bernard Shaw
TRT, türküleri alt yazı ile vermeli
DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız, Devlet Bakanı Prof. Mehmet Aydın’a soruyor:
TRT’nin genel olarak halk kültürümüze, özel olarak da türkülerimize verdiği önem ve değer yadsınamaz bir gerçektir.
Ancak, alt yazısız ve anonssuz sunulması nedeniyle hangi türkünün kime ait olduğu veya anonim olup olmadığı, uzmanı olmayan kişiler tarafından bilinmemektedir. Dahası, bazı türküler; yorumlayana ait olmamasına karşın, bu durum belirtilmediği için sanki o kişiye aitmiş gibi sanılmaktadır. Bu da o türkünün sahibine karşı büyük bir haksızlığın yapılmasına sebep olmaktadır.
Bu nedenle, aynı zamanda bir halk bilimci olarak bu konuda birkaç öneride bulunmak istiyorum:
1- Hangi sanatçı hangi türküyü okuyorsa yorumlanan eserin sahibinin, söz ve müzik sahibi ayrıysa bunların ayrı ayrı alt yazıyla belirtilmesinin, anonim ise de yöresinin yine alt yazıyla verilmesinin, eserin sahiplerine saygı açısından doğru bir yaklaşım olacağına inanıyorum.
2- Bazı türkülerimiz doğal olarak yöresel ağızla söylenmektedir. Dolayısıyla bu türkülerimizin sözleri herkes tarafından net olarak anlaşılamamaktadır. O nedenle hem bu türkülerimizin, hem de diğer türkülerimizin icrası sırasında sözlerinin yine bir alt yazıyla verilmesinin de türkülerimize olan ilginin ve sevginin artırılmasında önemli bir katkısının olacağını düşünüyorum.
Önerilerimin, sizce de uygunsa TRT yönetimine iletilmesi konusundaki talebimi bilgilerinize sunarım.
Biliyor musunuz
TMMOB’nin, ’Bir doğa olayı olarak yaşananlar afede dönüşmesin!’ başlıklı Afet Sempozyumu’nun bugün Necatibey Caddesi’ndekiİnşaat Mühendisleri Odasının Kongre ve Kültür Merkezi’nde başlayarak üç gün süreceğini... BU ay içerisinde görev süresi dolarak emekliye ayrılacak olan Yargıtay Başkanı Osman Arslan’ın, veda ziyaretleri çercevesinde Keçiören Belediey Başkanı Turgut Altınok’u da makamında ziyaret ettiğini...