Paylaş
Hep iyi öğrenciler yetiştirdi.
Bu duygular içinde olanların ne dediklerine bakalım özetle:
“Her şart altında hakkı hukuku gözetenlerin başı sağ olsun” diyor Mehmet Kara... Dr. İrfan Açıkgöz “Dr. Bakır Çağlar hocamızı yakından tanımadım, gazetelerde yazılarını okudum. Türkiye’nin yüzünü ak eden saygın hukukçularından biriydi” diye yazmış.
Aziz Çelik de diyor ki:
“Çağlar’ın öğrencisiydim. Onun Anayasa Hukuku dersleri anayasa hukukuna ilişkin bakış açımın oluşmasında büyük rol oynadı.
Ondan anayasa hukuku konusunda öğrendiğim en önemli husus belki de ‘fren ve karşı ağırlık mekanizmalarının’; siyasal iktidarın denetlenmesi, sınırlanması ve dengelenmesinin kritik önemiydi. ‘Fren ve karşı ağırlık mekanizmalarının’ neredeyse tümüyle ortadan kalktığı yeni tek parti rejiminde onun anayasa hukuku yaklaşımının önemini çok çok daha iyi anlıyorum.”
- Ebru Afat: “İstanbul Siyasal’ın ikon hocalarından biriydi. Kendisinden ders almış olmaktan dolayı hep şanslı hissederim kendimi. Hem çok iyi bir akademisyendi, hem de öğrencilerine karşı gayet saygılı bir insandı.”
- “İÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin ikon hocalarından biriydi.”
Bunları kim için söylüyorlar? İstanbul Üniversitesi’nin Anayasa Hukuku konusundaki ‘ünlü’ hocalarından Bakır Çağlar...
Bir süredir rahatsızdı. Kıbrıs’ta vefat etti.
Çağlar, bugün ikindi namazından sonra Üsküdar Şakirin Camii’nde kılınacak namazın ardından toprağa verilecek.
Sayıları giderek azalan hukuk formasyonuna sahip onun gibi hukukçuları çok özleyeceğiz.
‘Türkiye’nin avukatı’
SAINT Joseph ve İstanbul Hukuk’un ardından Fransa’da Sorbonne’da iki doktora yapan Prof. Bakır Çağlar, Türkiye’nin en iyi hukukçularından biriydi. Bir ara Anayasa Mahkemesi’nin hukuk danışmanı oldu. Altı yıl da Strasbourg’da Türk devleti aleyhine açılan davaların avukatlığını yürüttü.
Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye’nin birçok davayı kaybetmesi, Türkiye’deki hukukun yapısı konusunda ciddi kuşkular yaratıyor ve “Neden Türkiye’nin hukuku evrensel hukukla bu kadar çatışıyor” sorusunun sorulmasına yol açıyordu. Bu göreviden kavgalı şekilde ayrılan Çağlar, kendi ifadesiyle bambaşka bir insan olup çıktı: “Türkiye avukatlığından Türkiye eleştirmenliğine terfi etmişti.”
TUBİTAK’tan 2. darbe
FEZA Gürsey dünyaca ünlü bir teorik fizikçimizdir. Adına kurulmuş olan Feza Gürsey Enstitüsü’nde teorik matematik ve fizik araştırmaları eğitimleri yapılır. Yeni Bakan daha koltuğuna ısınmamışken, TÜBİTAK bir karar alıyor ve Feza Gürsey Enstitüsü’nü BİLGEM’e bağlıyor. Kandilli’deki yerlerinden Gebze’ye, TÜBİTAK-MAM’a taşınmaları isteniyor. Enstitü, Prof. Erdal İnönü’nün Başbakan Yardımcılığı döneminde ve Prof. Tosun Terzioğlu’nun TÜBİTAK başkanlığı sırasında kurulmuştu.
Derken, Aziz Nesin Vakfı’ndan bir duyuru geldi:
“Aziz Nesin Vakfı’na yapılan bağışlarla ayakta duran köy, TÜBİTAK’ın desteğini geri çekmesiyle zor durumda kaldı. İki yıldır borç batağında olan köyün kurucusu Prof. Dr. Ali Nesin’a göre, eğer borç ödenmezse Matematik Köyü haciz kıskacına girebilir.”
Bu durumda vakfa maddi destek sağlanması gerekiyor. www.nesinvakfi.org/bgshsplr.php’den herşeyi öğrenebilirsiniz.
İnönü Vakfı, Marmara’da çalışıyor
SEVİNÇ ve Erdal İnönü Vakfı, Marmara Denizi araştırmalarının 2011 yaz çalışmalarına başlıyor.
“Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi” MAREM (Marmara Environmental Monitoring) isimli proje ilk olarak Olav Aasen ve İlham Artüz yöneticiliğinde Et ve Balık Kurumu bünyesinde 1954’te başlatılmıştı. M. Levent Artüz ve O. Bülent Artüz’ün çabaları ile günümüze değin kesintisiz olarak devam ediyor.
2006’dan beri de Sevinç-Erdal İnönü Vakfı bünyesinde gerçekleştiriliyor çalışmalar.
Bu yazki çalışmaların, vakıf bünyesinde, Ak-Kim Kimya’nın sponsorluğunda olduğu bildirildi.
Bu proje, dünya genelinde bir deniz için yapılmış en uzun soluklu izleme projelerinin başında geliyor. 1954’ten bu güne kadar Marmara Denizi ve Boğazlar’da, yatayda 145 adet istasyonda yaklaşık 30 farklı parametrenin, derinliğin elverdiği kesitlerde (0.5 m-1200 m) ölçümlemesi gerçekleştirildi.
Bu çalışma kapsamında ilk kez Marmara Denizi genelinde bakteriyolojik etüt ile Marmara Denizi canlılarından kaynaklanan ve insan sağlığını etkileyen alerjik ve akut dermatolojik etmenler de izlenmeye başlanacak.
Biliyormusunuz
3. köprü sorusu
- CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, 3. köprü ihalesinin şartnamenin gerekli ayrıntıyla ve özenle hazırlanmadığı ve eksiklikler bulunduğu iddiasıyla ertelenmesi konusu üzerine Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a, “DPT’nin ileri sürdüğü görüşler neden dikkate alınmamıştır. Hükümetin, YPK ve DPT’yi devre dışı bırakma nedenleri nelerdir? Hükümetin, YPK ve DPT’yi devre dışı bırakmasında, DPT’nin verdiği olumsuz görüş etkili midir?” diye sorduğunu...
- TÜRKİYE gündemindeki kişiler hakkında yazdığı kitaplarla polemik yaratan ve olay olan Ergun Poyraz’ın, Silivri’de yattığı sürenin dün dört yılı doldurduğunu...
Şike nasıl savunulabilir
- ESAS hakkı, hukuku, ülke sevgisini, demokrasiyi, insan haklarını, vicdanı ayaklar altına aldığımız olaylarda susarken hep birlikte tanımı “Kuralları, dürüstlüğü, vicdanı, insanlığı yok ederek insanları maddi, manevi, tümüyle aldatma” olan şikeyi, şikeciyi savunmak hukuka, hakka, Türklüğe, insan olmaya, vicdana, ülkeseverliğe, kişiliğe sığıyor mu? Y.D.
Çocuğum için üzülüyorum
LÜTFEN toplumsal devinimleri anlamaya çalışalım! Toplum komşusunun Alevi olmasına, Kürt-Türk olmasına, namaz kılmasına tahammül gösteremiyorsa -ki sonuçlarda % 50’yi geçiyor bu oran- siz ne mutabakatla anayasa yapabilirsiniz, ne de Kürt sorununu çözebilirsiniz.
Ama ben çocuğum için üzüluyorum, benim için Erdoğan-Gül veya herhangi bir siyasetçinin geleceği değil, kendimin ve bu toplumun çocuklarının geleceği daha önemlidir! Haksız mıyım?
Dr. Okan ÖZTÜRK
Paylaş